E-Dergi

Bir yarışma ürünü olan bu kitabı merak edip aldım. Dereceye giren ilk on, Jüri Özel Ödülü alan üç öykü, ve yayımlanmaya değer bulunanlarla toplam 47 öykü..

Birinci olan eseri anlamak için birkaç defa okumam gerekti, çünkü sebep-sonuç bağlamını kuramadım, oysa derinlerde bir trajedinin varlığı seziliyordu. İkinci ve üçüncülerde de özgünlük ve duygu aktarımı açısından eksiklik vardı. Jüri Özel Ödülü almış olan ‘Sevgi’ adlı hikâye kitabın en iyisiydi; atmosferiyle, karanlık anlatımıyla ve konusuyla, birincilik onun hakkıydı diye düşündüm.

Kitabın geneline gelirsek; hikayelerin çoğunluğu fakirlik-intihar-ölüm temalarıyla bezeli, şimdiki zamanda başlayıp flashbacklerle ilerliyorlar. Acaba yarışmalar zamanla böyle bir tarzın ortaya çıkmasını mı sağladı? İlk ona girememiş dört-beş güzel öykü vardı ve ilk ondakilerin çoğuna nal toplatırdı bu beni biraz şaşırttı. Açıkçası gerek öykü yazarlığı gerekse seçim noktasında yarışmalara umudumu azaltan bir kitap oldu.

Yazar vegan olma sürecini anlatırken veganlıkla ilgili güzel bilgiler vermiş. Bu yıl Vegan içerikli iki kitap okumuş oldum, faydalıydı.

Yazardan okuduğum ikinci kitap; bağımlılar, yasaklı madde satıcıları ve yasalar arasındaki kaosu başarılı bir şekilde yansıtmış. İçinde şaşırtan sahneler vardı buna rağmen bana biraz durağan ve heyecansız geldi, ilk okuduğum 'Aksın Gözyaşlarım' adlı eserdeki atmosfer daha ilgi çekiciydi.

1900'lü yılların başında Sibirya Omsk şehrinden Türkiye'ye gelen göçmenler Konya Cihanbeyli'ye yerleşmişler ve Böğrüdelik köyünü oluşturmuşlar ve onlara o yörede Böğrüdelik Tatarları denmiş. İşte onların torunlarından olan yazar atalarının göç hikayelerini yaşayanların ağzından anlatmış.

Bence değerli bir kaynak eser. Hem sarsıcı anılar var, hem deTatarlarla ilgili tarihi bilgiler, Tatarca şarkılar, şiirler, özdeyişler var. Ayrıca yazarın atalarının yurduna yaptığı ziyaret ve oradaki anıları da yer alıyor.

Yazarın kalemi iyi, ya da çok iyi bir editörlük hizmeti almış, çok rahat okunuyor, neyi amaçladığını doyurucu bir şekilde izah edebilen bir eser. Konuya ilgi duyanlara tavsiye ederim.

Biraz fantastik biraz da yeraltı edebiyatı esintileri taşıyan değişik bir roman. Anlatımı, diyalogları güzel. 70'li yıllarda yazılmış, 1988'i geleceğin fantastik dünyası olarak sunuyor, örneğin insanlar hızı saatte1900 km ye ulaşan hava taksileriyle bir yerden yere gidiyor ama hâlâ ahizeli telefon kullanıyorlar, kollarındaki saate bakıyorlar ya da pul koleksiyonu yapıyorlar. Olsun, 2025 yılında 1988 yılını geleceğin ütopik dünyası olarak kurgulayan bir romanı okurken yazarın gelecekle ilgili tahminlerinin ne derece tutarlı olduğunu izlemek hoştu. Edebi açıdan hakkını yememek lazım, bunu da eklemeliyim.