İnsanın Dört Zindanı Hakkındaki Yorumlar

insanların bu dört zindandan kurtulması sadece akıl ve bilim değil bunun yanında ilahi aşkıda bulunması gerektiğini anlatan güzel bir kitap

Akıl ''beşeri'' insan yapan önemli bir ''araçtır.'' Bu önemli araç insanı beşerden de beter hale de getirebilir.(Esfeli safilin) Akıl tek başına hareket ettiğinde dünyayı zifiri zindanlara çevirir. Aklın öncelikli görevi nakıs olduğunun idrakine varmak ve gönlün kılavuzluğuna başvurmaktır. Bunu yap(a)mayan akıl sahibini yazarın bahsettiği zindanlarda bir ömür boyu süründürür. İşin enteresan tarafı insanı zindana düşüren de zindandan kurtaran da aklın kendisinin olması. Zindandan çıkaran akıl gönülle iş birliği kurmak zorunluluğunu akleden akıldır. Şurası muhakkak ki laf, kelime çoğaldıkça anlam muğlaklaşıyor, müphemleşiyor; yazar hacim olarak kısacık kitapta bir hayatın, ömrün amacını ve kurtuluşunu muştuluyor. Zaten sade ve yalın olan hayat ve insan ''sonradan'' kalabalıklaşıyor.
Kitap hakkıyla anlaşıldığında zindanlarımız saraya dönebilir. Bu da ancak yine yazarın hitam'ül misk olsun diye kitabın sonunu bağladığı ''aşk''la mümkün olabilecektir. Aşkı tatmayan, anlamayan akıl ''kör ve topaldır.'' Aklı munis bir binek, sonsuz mutluluğa eriştiren bir mürşit yapan da yine ''aşk''tır. Bugün aşkı ayağa düşüren de ''aşk''tan bîhaber olan kuru akıldan başkası değildir.
Kitap mutlaka okunmalı; okunmalı ki nice zatların, ''Allah bizi insan eyleye!'' niyazı hakkıyla anlaşılsın ve zaman kaybetmeden insan olmak için yollara düşülsün. Muhabbetle...

İnsanın kendi zindanlarını, yani iş, çevre, doğa ve düşünce alanında, bilmesine-tanımasına yönelik yazılmış muhteşem bir kitap, bir açılım. İpucunu yakalama açısından değerlendirilmesi gereken bir kitap.

dört zindanın yanında insan ve beşer arasındaki farkı çok iyi belirginleştiren ve anlamamızı sağlayan bir eser.

Geç bulunup erken kaybedilen ender yeteneklerdendir üstad. İran devriminde en az humeyni kadar emeği olan ideologtur kendisi.

güzel bir düşünce kitabı..

ALİ ŞERİATİ SON ZAMANLARDA KEŞFETTİĞİM GERÇEKTEN OKUNMASI GEREKEN BİR İNSAN,HANİ BABALARININ DİNİ ÜZERİNE BULDUKLARI YOL ÜZERİNE GİDEN TAASUPÇULAR OKUMADAN BEĞENMESELER DE;NE DE OLSA İNANÇLARI ÖYLE VE TAVİZ VEREMEZLER;TIPKI BUDİST VEYA HRİSTİYAN OLARAK YETİŞİP TAVİZ VEREMEYEN İNSANLAR GİBİ;UMARIM GÜZEL DİNİMİZ ARTIK İNANÇ OLMAKTAN ÇIKIP OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ AKIL DİNİ OLUR.BUNUN İÇİNDE İNSAN KALİTESİ GEREKİYOR:YADA TÖRE VE DUYGUSAL İNANÇLARINDAN ARINMIŞ ÖNYARGISIZ KURANI MERKEZE ALMIŞ İNSANLAR GEREKİYOR.İŞTE İNSANIN DÖRT ZİNDANI DA BUNU ANLATIYOR.MUTLAKA TAVSİYE EDERİM.TABİİ OLARAK ŞERİATİ'NİN DİĞER KİTAPLARINI DA....Ayreten size ALİ ŞERİATİ'nin TÜM kitaplarını hem dünya hemde mezhepsel açıdan bakış açınızı geliştirmesi bakımından ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM.OKUDUGUNUZDA BENİ DAHA İYİ ANLAYACAKSINIZ!!!! AŞAĞIDA ŞERİATİ'Yİ DOGDUĞU MEZHEPZEL KRİTERLER İÇERİSİNDE CAHİLCE ELEŞTİRENLER İÇİN BİR TAKIM BİLGİLER MEVCUT.BİR KALBİNİZ YOKSA BU HERKES TARAFINDAN KABUL EDİLEN GERÇEKLERİ GÖZÜNÜZÜ KAPATIP KABUL ETMEZSİNİZ VE BU ÖYLE BİR SEVİYEYE GELİR Kİ ALİ ŞERİATİ GİBİ BİR DEHADAN İSTİFADE EDEMEZSİNİZ!!!!)
UMARIM BİR GÜN SANSÜRLER KALKAR…Aşağıdaki metinlerdeki hadisleri SUNNİ kaynaklardan alıntı olduğuna dikkatinizi çekerim.Kontrol etmeniz için sayfa numarasına kadar kaynak gösterilmiştir...

EHL-İ BEYTİ SEVMEK İMANIN ALÂMETİDİR

Allah Teâlâ, müminlere Resûlü’nün sevilmesini farz kıldığı gibi onun parçası olan ve kendisine inanan yakınlarının da sevilmesini, bu şekilde Peygamber’in (s.a.v) sevindirilmesini istiyor. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

Bismillahirrahmanırrahim
“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Şûrâ/23)

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ashâb-ı kirâmı ve ümmetim Ehl-i Beyt’in hukunu iyi koruma konusunda şiddetle uyarmıştır:

Zeyd b. Erkam (r.a) anlatıyor: Allah Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasında Hummen denilen suyun başında bir hutbe verdi. Allah’a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi Allah’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidayet vardır. Allah’ın Kitabına sımsıkı sarılın. Onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin; hükümlerini anlayın. İkinci emanet Ehl-i beytimdir. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. ” Zeyd b. Erkam’ı dinleyenler arasında bulunan Husayn b. Sebre,

“Ey Zeyd, Rasûlullah’ın (s.a.v) zevceleri de Ehl-i Beytten midir?” diye sordu, Zeyd (r.a),

“Tabi ki Efendimizin hanımları da Ehl-i Beyttendir. Fakat Rasûlullah’ın (s.a.v) haklarının korunmasını istediği Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanın haram olduğu kimselerdir” dedi. Husayn,

“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),

“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ın âilesidir” dedi. Husayn,

“Bunlara sadaka haram mıdır?” diye sorunca, Zeyd (r.a),

“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9.)

Müfessirlerin imamı Fahruddin er-Râzî (rah.) demiştir ki:

“Resûlüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum”
âyet-i kerimesi (Şûrâ/23) Resûlullah’ın (s.a.v) Eh-i Beytini ve Ashabını sevmenin vacip olduğunu göstermektedir. Allah Resûlü (s.a.v) sahih hadislerinde:
“Fatıma benden bir parçadır; onu üzen beni de üzer” (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201) buyurmuş, Hz. Ali’yi, Hasan ve Hüseyin’i sevdiğini belirtmiştir. Efendimizin sevdiği kimseleri sevmek, bütün ümmete vaciptir. Sonra, her namazın sonunda Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ne salât ve selâm okunması, bütün ümmete emredilmiştir. Bu büyük bir makamdır; onlardan başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ni sevmek vaciptir.

Efendimiz’in zevcesi Ümmü Seleme (r. anha) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve,

“Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!”
diye duâ etti. (Ebû Ya’lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167.)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in amcası Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir şekilde, Efendimiz’in huzuruna geldi ve,

“Yâ Resûlellah! Kureyş bizden ne istiyor; birbirleriyle karşılaşınca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karşılaşınca yüzleri değişiyor!” diye şikâyet etti. Allah Resûlü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandı; yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra,
“Allah’a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûlü için sevmedikçe o kalbe iman girmiş olmaz”
buyurdu ve şöyle devam etti:

“Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Hiç şüphesiz bir kimsenin amcası babası gibidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben: “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğzeder.”
buyurmuştur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkıb, 20; Nesâî, iman, 19.)

İçinde Sunni kaynaklara ait hadislerin de oldugu bu bilgilerden sonra ve ilgili ayeti kerimeden sonra ortada tartışılacak bir şey kalmıyor.Size GADİRİHUM olayını hangi mezhepten olursanız olun iyi araştırmanızı tavsiye ederim.

NOT: Hadis Kaynaklarına ulaşmada ehlibeytin önemi acaba ne kadar?Tartışılması gereken önemli noktalardan birisi budur.Ebu Hüreyre'nin peygamberimizin ölmeden önce sadece 3 sene yanında bulunmasına ragmen Sahihi Buhari ve Müslim de 5000 den fazla hadisi varken Hz.Ali'den 500 tane bile hadisin olmayışı düşündürücü degil mi?Bu bilgileri araştırmanızı ve düşünmenizi tavsiye ederim.İmamı Azamın Ehli Beyt ten olan Caferi Sadıkın ögrenci oldugunu biliyor muydunuz?

Buradaki dostlar çok güzel anlatmışlar Şeriati'yi fakat candadee adlı kardeşimiz galiba kendisi hayatını sırf islâm,hak ve insanlar için harcamış Ali Şeriati'den daha yüce bir zât ki Şeriati'yi küçük görüyor.

Şeriati'nin kendisinden fazla islâmı bildiğini bilmiyor ve itikadına gelince de böyle bozuk falan olduğuna dair ne ayetullahlardan ne de bizden kimselerden bir iddia yoktur. ayetullahların karşı çıkışları Şeriati'nin onları yerden yere vurmasıdır, iran şahı dönemininin varlığı buna sebep olarak yeter. Sen de kalk da Türkiye'De bir Şeriati ol o zaman bozuk olmayan itikadınla.

Savaj ajanı olduğu iddiaları da devrimden sonra hemen ingiltereye giden laikliği savunan abdülkerim süruşlar gibi para için ilim yapanlar ve pasif bireylerce aktarılan ifadelerdir.Gerçi Süruş da bunları ayetullahların bazılarından aktarmaktadır.

Burdaki arkadaşlar mazallah inanırlar diye Ali Şeriati'yi bilmeyenlerden... Ben de seni yalanlayarak ahmaklığını açığa vurayım...

İran'ın dini ve asıl lideri Ali Hameney Şeriati hakkındaki iddialara karşı çıkarak ,Şeriati'yi savunmuştur.

http://www.aliseriati.com/kitaplar.php?Makale_id=237&Kat_id=24

Bu linkten okunabilir arkadaşlar.

Bunun yanında Türkiye'de Şeriati gibi entelektüel isimlerimizden Cemil Meriç de Şeriati'yi bir yazısında (kitabında olabilir, Kırk Ambar belki tam hatırlamıyorum yanlış olmasın) oldukça över.

Böyle abuk sabuk yorumları bırakın bir yana Şeriati'nin 44 senelik ilim, irfan, düşünce, mücadele,hapis, özgürlük, hak, islâm, muhammed,ali,ebu zer ve insan seyrini,aşkını nasıl görmezden gelerek böyle konuşabilirsiniz. İtikadı bozuk adam mı olur böyle....

İtikadı bozuk olmayanlar zira pasif,sümsük bireyler olarak yaşarken elin gevur ateist Sartre gibileri hak ve insanlık adına Batı'ya ve sömürülere karşı mücadele verdiler... Mübarek olan asıl Sartre'dır sizler gibi kör ve bilinçsizlere...

Selam ve esef ile...

kemale ermek için kurtulmamız gereken bizi sınırlayan ayak bağlanı var bunlar gerek fiziksel gerek ruhsal oluyor işte bu kitapta o bağlar anlatılmış ve kurtuluş reçeteleri verilmiş şeriati küçücük bir kitapta çok şeyler anlatmış ve bir çok müşgülatı çözmüş

Çok harika bir kitap herkesin mutlaka okuması gerektiği kanısındayım okuyup bir şeyler alabilmekte çok önemli.Bu 4 zindanın farkında olup gerçek özgür insanlar olabilmemiz için muhakkak alıp okuyun.

insanın sonuncu ve en büyük en meşakkatli zindanı yani kendisi
belki de içindeki büyük potansiyelin farkına bir türlü varamaması sonucu özünde saklı olan kainatı farkedememesi ve sürekli kendine takılıp kalması.. bi türlü kendini aşamaması...
şeriati mudavimlerine ama ondan da önemlisi
kendini aşma cihetinde bulunan kitap dostlarına yepyeni bir bakış açısı kazandıracak bir kitap..

insanın sahip olduğu zindanları anlatan güzel bir eser özellikle insanın 4. zindanı yani nefsiyle ilgili olan mutlaka okuyun

Pror.Dr.Hüseyin Hatemi’nin o güzel dip notları eşliğinde okurken aklınızda hiçbir soru kalmıyor.Bu kitap Ali Şeriati’nin kendisinin yazdığı bir kitap değil,bir konuşma kaydının sonradan kitap haline getirilmesiyle oluşmuş.Çevirmen kitabı yazarken hem Almanca hem de konuşmanın farsça orjinalinden faydalanmış.Anlaşılır olmakla birlikte ,her Şeriati kitabı gibi yine felsefi terimler sıklıkla kullanılıyor.Felsefe yada sosyoloji bilgisi olmayanlar için bile sıkıcı olmayacaktır bu kitap.
Ali şeriati’nin okumadığım sanırım birkaç kitabı kaldı,ama okuduklarım arasında en güzeli ve hatta birden fazla okundukça daha da tefekküre varabileceğiniz bir kitap..
Kitabın kısaca konusu ise şöyle:
Kitap beşer ve insan tanımlamalarıyla başlayarak , iki kavram arasındaki fark ile devam ediyor ve sonrasında da insanın meşhur 4 zindanından bahsediyor..
Naturalizm (Doğacılık) ,Historizm (Tarihçilik) ,sosyalizm (Toplumculuk) ve en sonuncusu olmakla birlikte özün de en tehlikelisi zindan olan ‘’İnsanın içindeki zindan’’ Diğer 3 zindandan bilim ile kurtulunalabilinir ,fakat 4 zindandan bilim ile asla,çünkü bilimde aslında tutsaktır..
Ve bu dördüncü zindandan insanın kurtuluş şeklini Şeriati yorumuyla okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum..

Ali Şeriati'nin bir konuşmasından hazırlanan kitapta, "İnsan nedir?" sorusu üzerinde duruluyor. Şeriati, modern dünyada dine gerekliliğin geçmişe nazaran çok daha güçlü biçimde hissedildiğini kanıtlarıyla beraber irdeliyor. İslam'ın aslında insana, bireye tüm diğer öğretilere kıyasla çok daha fazla değer verdiğini belirtiyor.

Dr. Ali Şeriati'nin bir çok kitabını okudum ve ilk hangi kitabından başlanmalı diye sorulursa ; bu kitap uygundur diyebilirim. Kesinlikle ağır ve sıkıcı olmayan ve bir kaç bilinmeyen kelime çıksa bile anlatmak istediğini alacağınız bir eser.Çevirmen Hüseyin Hatemi hocamın eline gözüne sağlık. Kitaba eklediği dipnotlar ve sonsözü de ayrı bir bilgi ve düşünce kaynağı. İki usta birarada desem abartmış olmam. Bu dipnotlarla anlaşılamaması ve bilinmemesi olası kısımları güzel aydınlatmış.

En ilginc yönü bu kitabin seriati tarafindan yazilmayip, bir konusmasindan yapilan bir kayitla kitaplastirilmis olmasi. Kitabi simdilik bir kez okudum, ancak bir kez daha okudugumda yepyeni seyler kesfedebilecegimden eminim. Kitabin bitmesine yakin "peki ya dördüncü zindan ne acaba" diye sormaya baslamistim. Megerse seriati ilk yenmesi sonuncusuna göre daha kolay olan zandanlari önce yazmis. Dördüncüsünü ise kisa bir sekilde öyle anlatmis ki, bize "iste en zoru da bu2 dedirtiyor ve kitabin sonu böylece kitabin doruk noktasi oluyor. Kendisiyle yüzlesmeye hazir olan insanlar icin muhtesem bir eser.

kitap insan mefhumunu çok iyi irdeliyor. felsefe bilgisi iyi olmayanlar belki anlamakta zorlanabilirler çünkü felsefi terimlerle sıkça karşılaşıyorsunuz okurken. ama bu da bence bir sözlük yardımıyla aşılabilir. bu bir yana, anlamadığınız felsefi terimlere rağmen üsluptaki güzellik okumayı kolaylaştırıyor. zaten kitap, şeriati'nin bir çok eseri gibi konuşmalarından derlenmiş. şeriati'yle konuştuğunuz hissi uyandırması bakımından da keyif verici bir eser. ve kesinlikle ufuk açıcı. islami bilince ulaşmak açısından bunu okumayı elzem kabul ediyorum.

Konferans konuşmalarından derlenen kitap, usta bir sosyoşog dilinden bize bizi anlatıyor. Kitabı üçüncü kez okuyorum ve bu gidişle daha da okuyacağa benziyorum.

Öyle bir yaşayış yaşıyoruz ki hapsolduğumuz zindanların bile farkında değiliz. Bizi kuşatma altına almış bu dört zindanın üçünü aşabiliriz belki. Ama o dördüncü zindan nedir ki bizden bağımsız değil? Okuyup hapis olduğumuz zindanlardan nasıl kurtulacağımıza dair reçete sunan Ali Şeriati'den fikir alalım. Teşekkürler

Şimdiye kadar okuduğum en faydalı eserlerden biri diyebilirim ele aldığı konularda çok önemli eleştiri getirmiş klasik din anlayışı yerine kurani bir bakış açısıyla ele almış diğer kitapları da okunması gerekir diye düşünüyorum herkese iyi okumalar diliyorum saygıyla

okunması gereken kitap okunması gereken yazar.

bu yazardan okuduğum ilk ve tek kitap, çok kişiden tavsiye almamın sonucu okuduğum ve kendime bu yazarın başka kitaplarını da oku dediğim bir kitap herkes okusun ,çünkü çoğumuz bu zindanlara düşebiliyoruz...

ali şeriati'ye göre 4 zindan: doğa, toplum, tarih ve kendim yani nefs... bana göre en güzel eseri...

hayata insana ve doğaya nasıl baktığımızı, etrafımızın görünmeyen duvarlarla nasıl çepeçevre sarıldığını anlamamıza yardımcı olan çok güzel bir kitap, akıcı dili ve yormayan üslubuyla gayet rahat anlaşılabilir düşüncesiyle, şeriatinin fikri dünyasına bir kapı açmak isteyenler için ilk adım kitabı diyebilirim.

Ali Şeriati bu konferans metninde, günümüz insanının içinde bulunduğu durumu 'zindan' metaforuyla özetliyor. Bir özet olduğu için çok ayrıntılı bir analiz ve çözüm önerisi yok kitapta (Çözüm şudur denilmiş elbet, ama nasıl olacağı detayına girilmemiş). Etkileyici bir durum tespiti yapılıyor. Ayrıca Şeriati'nin mücadelesini anlamak açısından da önemli bir metin. Hüseyin Hatemi'nin temiz çevirisi ve yerinde dipnotlarıyla çok başarılı bir baskı olmuş.

Kelimelerin altını çize çize okuduğum tek kitap.Tek kelimeyle müthiş.Ayrıca Türkçeye çeviren Hüseyin Hatemiyide tebrik etmek lazım.Çevirisi ve dipnotları çok açıklayıcı ve besleyici.İçeriğine gelirsek insanın dört zindanından(doğa,tarih,toplum ve insanın kendisi) nasıl kurtulacağından bahsediyor.Şiddetle tavsiye ederim.

Temel kaynak niteliğinde her evde olması gereken bir kitap.5 kere okudum.Bir 5 kere daha okuyabilirim.

ali Şeriatinin kitabının başında felsefe odaklı ve çok anlatımcı uslubu sıksa da sonrası sarıp götürüyor.. Bu kitap insanın naısl kendine zindna oldugunun en iyi betimlemesi..

ali şeriati'nin tüm kitaplarındaki tesbitler gibi buda çok güzel ama belli kalıplara alışkın kafamızı bir tarafa bırakarak okumak lazım

İnsanın dört zindanını (tarih, doğa, toplum ve "kendim") ve insanın bu zindanlardan nasıl kurtulacağını anlatan fikirler var. Fikirlerin çoğunun zaten Kur'an-ı Kerim'le örtüştüğünü göreceksiniz. İnsanın ufkunu genişletiyor.

Seriati'nin bir konusmasinin metni aslinda bu kitap.Insanin asmasi gereken dört zindana dikkat cekiyor Seriati.Hatta iddiasi o ki,günümüz insani ücünü zaten asmis halde ve lakin sonuncusunda hala mahpustur. Bu arada ceviriyi yapan Hüseyin Hatemi Hoca'nin da ellerinden öpmek gerek.Harika,akici bir tercümenin yanisira doyurucu,aciklayici dipnotlarla -haddimiz degilse de- takdiri hak ettigi kanaatindeyim.Sonsözü de kesinlikle okunmali. Seriati'nin diger eserleri gibi basta odaklanmakta sorun yasayabilirsiniz,fakat sizi sarinca birakin,o yolu göstersin.Kolayca sarmasi da cabasi. Konuyla alakali bu kadar yalin bir dille bu kadar kisa ve net bir analiz bulmaniz da mümkün degil sanirim.Mutlaka edininiz.

insanın kendini hapsettiği ve içinde kıvrandığı yüksek duvarlı dört zindanı açık bir dille anlatan bu kitapta ali şeriati insanın kendi çizdiği sınırların farkına varmasını gayet iyi sağlıyor.

Ali Şeraiti’nin düşünceleri hiçbir zaman tam olarak anlaşılamamış ve hatta çoğunlukla yanlış anlaşılmıştır. Aslında Şeriati’nin yapmak istediği de budur, silkelemek,bozguna uğratmak düşünceleri,tabuları,inançları. İlmi ve felsefi alt yapısı olmayan, kapalı anlatımlara ve teşbihlere aşina olmayan kimselerin Şeriati'nin eserlerindeki derinliği anlamaları olanaksızdır.
Şeriati’nin “insanın dört zindanı” isimli küçük hacimli eserine gelince söylenecek çok şey var/yok aslında. Eser, İnsanın tutsağı olduğu dört zindanı ve bu zindanlardan kaçış ve kurtuluş yollarını anlatıyor. Yazar, satır aralarına serpiştirilmiş büyük düşünce adamlarının, feylesofların ve yazarların ifadelerine/görüşlerine sık sık başvurarak ve onlara atıf yaparak içeriği ve anlatımı zenginleştirmiş/renklendirmiştir. Keza doğu-batı düşüncesindeki farklılıklara da yer vermiş ve savunulan düşünceleri çok yönlü eleştiriye tabi tutarak nihayetinde cevabı da yine kendi vermiştir.
Çeviriye gelince, sayın Hatemi güzel bir tercüme yapmış, fakat eserin Türkçe’ye kazandırılmasında hem farsça hem de almanca baskısından yararlanıldığından olsa gerek, parantez içi açıklamalara çokça yer verilmiş. Bu da haliyle okuyucunun dikkatini zaman zaman dağıtan bir etken. Fakat burada, diller arasındaki anlam kaymalarını önlemek amacıyla yapılan bir zorunluluk söz konusu olduğu da göz ardı edilmemelidir. Mesela ben “ insan imek” diye bir fiil daha önce hiç duymadım fakat dipnotlarda gerekli açıklamalar yapılmış.
Sonuç olarak, bu küçük hacimli eser, Şeriati’ye bir mukaddime yapmak isteyen okurlar için iyi bir tercih olacaktır.
Şeriati, “beşer” den “insan” oluş yolundaki ummana kulaç atmış ve bir süre sonra gözden yitmiş yüce bir şahsiyettir…

İnsanın içinde kaybolduğu ve ancak objektif bir bakış açısıyla ve iman ile aşabileceği dört engel.Bu engelleri aşanlar ise içlerinde bulunduğu konuma dışaradıdan bakabilme gücüne sahip olacaklar...

Şeriati'nin bu eserini çok beğendim. Önce insan nedir, insanı beşerden ayıran fark nedir ona değinmiş.Sonra insanı hapseden dört zindanı sıralamış. Yapılan teşhisler mükemmel ve anlatımı ise benim gibi felsefe ile fazla ilgilenmemiş biri için bile oldukça akıcı ve anlaşılır.

Günümüzde, sosyoloji, tarih, toplum gibi etkenlerin bireyleri bir zindana tıktığını ve bu zindandan kurtulmanın tek yolunun felsefice düşünmek olduğunu anlatan bir eserdir. Yalın, basit bir dilde yazılan bu eser her yaştan kişiye hitap etmektedir. Özellikle günümüzün kapitalist, tüketici, düşünmeden yaşayan bireylerine ders niteliğindedir.

her okuyuşumda farklı şeyler çıkarabileceğim çok güzel bir kitap

Eğer Ademi olgunluğa erişmemizde dört engeli öğrenmek ve böylece kendi niteliklerimizle yüzleşmek istiyorsak bu kitabı mutlaka okumalıyız.

insan hayatının önüne set çeken 4 olgunun müthiş tesbiti yapılmış: doğa,tarih, toplum ve benlik/nefis zindanları.. ve bu zindanlardan çıkışın çözümünü gözler önüne seriyor.

ali şeriatinin eşsiz yorumu ve sadeliğiyle kaleme alınmış harika bir eser.bir defa okumanın yeterli olmayacığına inandığım bu kitapta şeriati hapsolduğumuz zindanları çok güzel açıklamış,bununla beraber çözümü de sunmuş.şeriatı okuyan vealem içinde insanın mahiyetini merak eden herkese şiddetlt tavsiye edilir.

kelimelerin anlamlari ve kelimelerin dogru kullanımlarıyla ilgili arkadaslara da tavsiye edilebilecek bir kitap, dusunmeyi seven, dunyadaki yerini daha iyi anlamak isteyen herkese cok faydasi olacak bir kitap..hacmi cok kucuk ama muhtevasi cok buyuk bir kitap. bir kac kez okunacak bir kitap..iyi okumalar

muhteşem bir kitap. insanın önündei 4 büyük engel bu kadar güzel tespit edilir ve en büyük engelin ne olduğu ve en iddialı en mütekebbirlerin bile nasıl bu büyük engel önünde ezilip harcandıkları çok iyi ortaya serilmiş. bilimle çok şeyden kurtulmuş belki modern insan, ama en büyük engel kendisi ve bunun farkıdna bible değil. bilim de yetmiyor bundan kurtulabilmesine. aşk ve din ile çıkabiliyor bu son zindandan. okunması gereken bir kitap.

insanı atacağı ilk adım konusunda uyaran ve bilgilendiren bir kitap..tehlikeler ve aşma yöntemleri zihinsel bir metodolojiye tabi olarak güzel ve ikna edici olarak anlatılmış..özellikler tarih zindanını çok önemli buluyorum..çünkü hem filozoflar hem sosyal bilimciler bu konuda gerçekten muztarip..kimileri tarihi toptan yok saymak eğilimindeyken(nietsche) kimileri onu bir sistematiğe oturtmaya çalışmış(marx).yalnız şurası var ki ikisi de sanki gerçeklerden kaçmışlar..insanın bir makine olmadığını sebepler ve olasılıklar alemine kaçamak bir bakış atmışlar.şeriati'nin yaptığı bir fikirsel zeminde söz konusu problemi her yönüyle ele alıp sadece bir kapıya hak tanıyararak tek çıkışı doğru çıkışı perfect exit'i işaret etmek..

Ali Şeriati bu kitabta insanı dünyaya hapseden dört unsuru sosyolojik olarak incelemekle kalmamış reçetesini de vermiştir. insan bu zindanlardan kendini kurtaramadığı sürece dünya denen ilk aşamada kalır ve öbür tarafta Allah ın azabını tatar. bu zindanlar insanın özgür düşünceye sahip olmasını engelleyen unsurlardır. İnsan durup bulunduğu konumu ve geçmişinde beynine empoze edilen bütün dataları sorgulama çalışması yapmadığı sürece bu zindanlardan kurtulamaz.

şeriati insan denen varlığın iki yönünü belirterek bu varlıgın tanımını daha oturaklı bir zemine çekmiş ve insanın üstün olan bilinç irade yaratıcılık özelliklerini sınırlandıran tarih toplum doğa ve nefs(kendi) gibi kavramların insanın -olmak-sürecindeki etkilerini güzel bir şekilde dile getirmiş.İnsanların doğa tarih toplum hakkındaki anlayışlarını bilim ile kendi-m hakkındaki anlayışlarınıda aşk (iman) ile çözüme kavuşturulacağını söylemiştir. Gerçekten insanı zincirlerden ne tek başına bilim ne de tek başına aşk ile kurtulamıyacağını belirtmiştir

İnsanın yaşadığı hayatta içinde bulunduğu dört baskıcı gücü anlatan eser insanda ne için yaşıyorum?nasıl yaşıyorum?ve ideallerime uygunmu yaşıyorum?sorularını sorduruyor ve aslında yaşadığımız hayatı aslında kendimizden çok başkaları için ve başkalarına göre yaşadığımız sonucunu çıkarıyor ve bundan kurtuluş çaresininde ancak önce tarih,aile,toplum baskısını yenerek en sonda içimizdeki nefsimizi yenerek ulaşabileceğimizi anlatıyor.Ksa ve öz bir kitap mutlaka okunmalı Ali Şeriatiyi hiç okumayanlar için bir başlangıç kitabı diyebilirim