Onaylı Yorumlar

Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
Harun YILDIZ
14 Mayıs 2024
Metot sorunu, genel anlamda sosyal bilimlerin, dolayısıyla sosyal bilimlerle ilgilenen araştırmacıların en önemli sorunlarından biridir. Araştırılan konu, özelde Alevilik olunca bu sorun daha bir önem kazanmaktadır. Özellikle Alevilikle ilgili çalışmalarda bu durum, sıklıkla karşılan bir sorun olarak önümüze çıkmaktadır.

Disiplinler arası çalışan bir öğretim üyesinin elinden çıkan eser, metot sorunu üzerinde odaklanarak bu soruna yönelik çözüm önerilerini de ortaya koyuyor. Eser, Alevilik çalışmalarında yeni metodolojik olanaklar, yöntem ve anlam sorunu, Alevi erenlerini ve irfanını anlamada yöntembilimsel sorunlar ve anlam arayışında Anadolu erenlerinin cevabı gibi konu ile doğrudan ilgili meseleleri ele almasının yanı sıra, Alevi ve Bektaşi geleneğinde derviş, ikrar cemi ve ritüeller, Alevi ve Bektaşi geleneğinde deyişler ve muhabbet, muhabbet ortamında yapılan deyiş çözümleme örnekleri gibi konular üzerinde de dikkat çekici bilgi ve analizler içeriyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
14 Mayıs 2024
Müthiş bir kitap. Kendi alanında bir başyapıt. Çevirisi olağanüstü. Adeta Türkçe yazılmış hissi veriyor. Dönemle ilgili bilgiler, kullanılan kaynaklar üst düzey. Yaklaşımı ve bakış açısı ufuk açıcı. Bugün yaşadığımız sorunların aradan geçen 175 yılda neredeyse hiç değişmemiş olması ise hüzün veriyor. Sosyoloji ve kurumlar o kadar yavaş değişiyor ki geriye dönüp baktığımızda geçtiğimiz beş yıl, on yıl öncesini değerlendiren kitapları, 50 hatta 100 yıl öncesi bile adeta daha çok güncel diyebiliriz. Mutlaka okuyun.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
14 Mayıs 2024
Eser, klasik dönem Osmanlı-İngiliz İlişkilerini kaleme almaktadır. Dönemin en önemli özelliği İngilizler açısından son derece zor bir dönem olmasıdır. Özellikle siyasi açıdan İspanya tehdidinin zirve yapması, iç siyasette mezhep ve iktidar kavgalarının yoğun bir şekilde sürdüğü bir dönemdir. Bu sebeple Kraliçe Elizabeth, Osmanlı Devleti'ni en önemli müttefik olarak görmektedir. Osmanlı'dan yardım talebini diğer eserlerde de bulmak mümkündür. Bu eserde ise elçilerin yaptıkları müzakereler en ince ayrıntısına kadar ele alınmıştır. Ayrıca ülke içi mezhep kavgalarına yer verilmiştir. Eseri özgün kılan bir diğer unsur ise Osmanlı Fas'ından İngiltere'ye giden elçinin maceralarıdır. Elçi, İngiliz tiyatrosu ve yaşantısı karşısında şaşkınlığını gizleyememiştir. Ayrıca İngiltere'de kaldığı dönemde Timur'u anlatan bir tiyatroyu izlemesi ve tiyatronun içeriği dikkat çekicidir. Eserde bu şekilde daha birçok orijinal bilgi bulunmaktadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
13 Mayıs 2024
Efendimiz Aleyhisselam'ın hayatını -yaşına hürmeten- 63 bölümüme ayıran Üstad Necip Fazıl'ın şiir kitabıdır. Üstad bu şiirlerle Efendimiz Aleyhisselam'ın hayatının devrelerini şiirleştirmiştir. Şiirleri anlatmak gerekirse: "Âlemlerinin Sultanı'nı şairlerin sultanı anlatmış desem" herhalde tam ifade etmiş sayılırım zannediyorum. Bir de şunu eklemezsem eksik kalır ki: "Üstad Necip Fazıl'ın tam bir Allah ve Peygamber aşığı olmasının bin bir tezahüründen biridir bu kitap...

Allah Teala(c.c)'ya sonsuz hamd, Efendimiz Aleyhisselam'a milyon selatu selam, Üstad'a yüzbinler rahmet olsun...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
12 Mayıs 2024
Hıfzı Topuz'un bu kitabı bir biyografi değil, belgesel ve tarihsel bir kurgu. Kitapta, Fikriye'nin hayatta kalan yakınlarına göre Mustafa Kemal kendisini sınırsız bir aşkla seven bu kadınla, geleneksel bir biçimde evlenmiş, ama olay gizli tutulmuştur. Onurlu, duygulu ve içine kapalı olan Fikriye'de verdiği söze bağlı kalarak nikah olayını hiç açıklamamıştır. Lakin Mustafa Kemalin çevresindekiler bu evlenme olayını hiç duymadıklarını belirtmişlerdir. Yazar, kesin bir yargıya varmadan romanını bu ikilem üzerine oturmuştur ve bu kurgu Milli Mücadeleyle birlikte işlenmiştir. Ortada bir gerçek varsa, o da Fikriye'nin onu ölüme götüren dramıdır. Mustafa Kemal'i delicesine seven ve onun Latife Hanım'la evlendiğini duyduğu andan itibaren derin bunalımlar yaşayan Fikriye, Köşk'te aşağılanınca, direnme gücünü yitiren ve düşünmeden yaptığı bir davranışla canına kıyan Fikriye. Hiç bir belge bırakmadan bu dünyadan göçüp giden nikah şahitleri. Ve Milli Mücadele yılları. Keyifle okunacak bir roman.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
12 Mayıs 2024
Oldukça etkili bir anlatım ve gayet halktan ve haktan yana bir savunu.

Bence şu günlerde başta ekonomistler, ekonomi ile ilgilenenler sonra da bilhassa başkalarına çalışanların (yani beyaz yaka mavi yaka fark etmeksizin işçilerin) ısrarla okuması gereken bir kitap.
Üstelik kitabın çevirisi de herkesin anlayacağı kadar sade.
Yani bu kitabı okumak için ille de iktisat bilmeniz gerekmiyor.
Temel gelir için pandemi önemli bir fırsattı, kapitalizm tabii ki buna yanaşmadı ama dünya nüfusu bu şekilde artmaya devam ettikçe ve otomasyon da arttıkça er ya da geç bunu daha ciddi olarak gündeme getirmek zorunda kalacaklar.

Ben kitabı etkili ve ufuk açıcı buldum, tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
12 Mayıs 2024
Heyecan devam ediyor. Hugenotlar ile Katolikler arasındaki savaşın barış yoluyla çözümlenmesine yönelik kralın adımı trajik bir son ile sonuçlanıyor. Bu ciltte romanın önemli bir bölümünde romanı ana kahramanları pardayanların maceralarından ziyade din kaynaklı iç savaş sürecinin nasıl bir vahşetle sonuçlandığı çok heyecanlı ve akıcı bir dille okuyucuya aktarılmış. Bu cilt okunurken entrika, iktidar tutkusu, aşk, ihanet, toplumsal yozlaşma, politik hesaplaşmalar, din ve toplum ilişkisi gibi birçok çarpıcı kavramla yüzleşiyorsunuz. Güç yozlaştırıyor ve sonuçta roman karakterleri beklentilerine ulaşamıyor. Siyasi güçler tarafından kilisenin toplum üstündeki etkisinin politik amaçlarla kullanılması sonucunda Fransa'da yepyeni bir toplum düzeni kuruluyor.
'Kral öldü yaşasın yeni Kral!'
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
12 Mayıs 2024
Andrew Roberts'in bir başyapıt olarak sunduğu; kıymeti yüksek bir eser ile karşı karşıyayız. 1790'lardan herhalde Waterloo'ya kadar Britanya İmparatorluğunu bazen tir titremesine neden olan, savaşın mahiyetini değiştiren bir büyük deha, zeki bir komutan, tutkulu bir aşık Napolyon Bonapart. Roberts, Bonapart'ın hayatını hallaç pamuğu gibi atmış, en ince ayrıntılara kadar girmiş. Korsika'da geçirdiği günler, topçu subayı olmasının hikayesi, Austerlitz'de bir dehanın tezahürü, Borodino ve en nihayetinde Waterloo. İngilizler o kadar korkuyordu ki St.Helena'da bile kalabalık bir İngiliz askeri birliği sadece tek bir kişiyi gözetim altında tutuyordu. Ölümü bile İngiliz kumpası dense sezadır. Barbaros Uzunköprü yine kalemini konuşturuyor ve güzel bir Türkçe ile bu eseri bizlere sunuyor. Atatürk'ü çok etkileyen bir askeri lider. Öyle ki 1904 yılındaki günlüğüne Napolyon yıldırımlardan oluşan bir rahimden dünya sahasına düşmüş bir dahidir diye not almış. Napolyon okunmayı hak eden bir eser!
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
11 Mayıs 2024
Öncelikle yazar olarak Ahmet Yaşar Ocak'a bakacak olursak, kendisi İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, İslami kültler, gelenekler, mezhepler, folklorlar ve tasavvuf alanında çok değerli çalışmalar vermiştir. Bu eser "Osmanlı'nın İslam'ını" anlatıyor diyebiliriz. Tarihsel, sosyolojik açılardan Osmanlı'nın İslam'ını ve Osmanlı'da İslam'ı gayet basitleştirilmiş bir şekilde okuyabileceğiniz bir eser. Konular parça parça ele alınmış gibi gözükebilir fakat okudukça tam bir bütünsellik içinde olduğu görülecektir.

Eserin içinde başka fikirlerin tartışılması ve konuların farklı bakış açılarından okuyucuya sunulması da konu hakkında görüşünüzü genişletecektir. Dipnotların sizi başka esere kendiliğinden yönlendirdiği nadir eserlerden birisi de bu kitap diyebilirim. Ayrıca kaynakçası zengin bir eser. Arşiv belgeleri, kaynaklar ve araştırmalardan oluşuyor.

Bu alanda okumak yapmak isteyenler için kaynakları kaliteli ve dili zengin bir eser olarak şiddetle tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Editorün Seçimi Bu yorum Kitapyurdu editörleri tarafından faydalı bulunarak öne çıkarılmıştır.
11 Mayıs 2024
Serres'in çağdaş felsefeye yaptığı önemli katkılardan biri bu kitap. Özgün birkaç yönü var görebildiğim kadarıyla: 1. Bedenin ve bedensel algının beşeri kültür üzerindeki derin etkisini, bu açıdan bizatihi temel oluşunu vukufiyetle göstermesi.
2. Disiplinlerarası ve kültürlerarası bir perspektifle bedenin resimden minyatüre, fotoğraftan gündelik siyasete farklı dil ve kültürlerdeki renkli yansımalarına atıfta bulunması sürekli. Çoğu zaman düşünmeye, akla, rasyonaliteye atfettiğimiz bilgeliği, asli tecrübemiz olan bedene dönerek keşfetme çabası esasen bir nevi. Bedenimizin biricik ve keşfetmeye meyyal karakteri sayesinde ortaya çıkan bilgi, her zaman biz fark etmesek de bedenden kaynaklanmaktadır. Bu kitap, bedenin aklımız ve muhayyilemiz için kurucu rolünü hatırlatan, bir nevi bedensel tecrübeye iade-i itibarda bulunarak ilerlememizi salik veren az bulunur bir başlangıç risalesi...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla