İdeolocya Örgüsü (kod36) Hakkındaki Yorumlar

Her şeyim dediği kitap. Ciğerinden mürekkep yerine kan çekerek ortaya koyduğu mücadelenin ve aksiyonun billur billur vücut bulması için yazdığı kitap. Sert, keskin, tesirli bir kitap. Bir fikir senfonyası...

Üstad eserin girişinde şöyle belirtmekte:
"Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim... Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım "müştemilât"dan başka bir şey değil... "

Üstad'ın fikirler manzumesini gergef işler gibi yer yer sathî fakat yer yer en ince ayrıntılara kadar dile getirdiği ve adını da buradan alan eseri: İdeolocya Örgüsü.

"Mevcut sistemde devlet kurumları Şeriata göre nasıl şekillenebilir? İslami kanunlar çağımıza nasıl uyarlanabilir, Müslüman bu devirde nasıl davranmalıdır? sorularına çözüm bulan ve Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in "Bunu yazmak için yaratılmışım" dediği, Büyük Doğu İdealinin Manifestosu olanbir kitaptır. MÜMİNLERCE HIFZEDİLMELİ..!!!!

Necip Fazıl'ın geçmişteki hatalarımızla ilgili yaptığı tahliller, daha sonrası ne yapmamız gerektiği, ve sonlara doğru hayalindeki nizam ve devlet düzenini yazdığı yarı ütopik bir eser. Ama hakikat derecesi de son derece yüksek bir ütopik eser. Milli ve manevi değerlere sahip genç-yetişkin herkesin okuması gereken bir kitap.

Kesinlikle bir başyapıt...Kur'an-ı Kerim ve peygamber efendimizi referans alarak hayatı bir sistematiğe oturtan fikri devrim...Mutlaka okunmalı...

Necip Fazılın baş ve başucu eseri... Asırlık fikir hasretimizi dindiren bir yapıt. İslamı reddederek, hiç değilse yenileyerek kurulmaya çalışılan bir sisteme reddiye. İslam ne reddedilebilir, ne de yenilenmeye ihtiyaç duyar. Kafaları yenilemek lazım...

Necip Fazıl'ın düşünce sistemini anlayabileceğiniz bir eser. Bunu okuduktan sonra diğer kitaplarını okuyacak olursanız bunu daha iyi anlarsınız. Fikir fabrikası gibi çalışan bir yazarın dili ve anlatımı da güzell olunca okunması gereken bir kitap olma özelliğini kazanıyor.

üstadın neler istediğini nasıl bir vatan istediğini gençliğin neleri prensib edinmesi gerektiğini kısacası kendi duruşunun neler içerdiğini mühteşem üslubu ile anlatmış.

Üstad Necip Fazıl Kısaküreğin tüm fikir ve aksiyon hayatını özetleyen başucu kitabı.

Bir devlet teşkilatının nasıl olması gerektiğini anlatan siyasi bir kitap üstadın belkide yaşamı boyunca düşlediği bir toplum , devlet , siyasi yönetim bence yaşamı boyunca mucadelesini bu kitaptaki her cümle için verdi...

üstad Necip Fazıl'ın hayatım dediği muazzam eseri , içinde başyücelik nedir ? büyük doğu nedir ? bahsedilmekte... kalitesi zaten tartışılamaz...

bazı kitaplarında konulara uzun anlatımlarla derinlemesine giren Necip Fazıl bu kitapta daha özetle yapmış bunu fakat emin olun aynı cümleyi dakikalarca tefekkür etmek ve tekrar tekrar okuma gereği duyabilirsiniz...bunu tabi olumlu anlamda söylüyorum..kısa cümlelerle uzun tefekkürler...

Üstad'ın kitaba girişte dediği gibi, eğer ileride yazmamıza engel olacak şartlar gelişirse şunları şunları yazmamıştık demeyeceğimiz; her ne düşünüyorsak yazmış olduğumuz; düşünce sistemimizin temel taşlarına mahiyetinde yer bulacak, Üstad'in düşünce yapısı adına kafamızda her ne soru varsa cevabını bulabileceğimiz, kesinlikle okunması gereken bir eser.

okudukça anlıyorum sanıp aslında onu bile anlayamadıgımız, anlayabilmek için içinde eriyip kaybolmamız gereken ve başucumuzdan ayırmamamız gereken bir ŞAHeser.

Üstad'ın kendi deyimiyle, bütün kitaplarının aslı-beyni olan bir eserdir. Biraz ağır gelebilir, fakat üstadı anlamak için değer..

çok güzel bir eser geleceğe ışık tutan bir yönü var gençler okumalı ve bu eserden birşeyler alabilmeliler

Herkesin ama herkesin zihninde bir millet, devlet ve yönetim ideali vardır. İdeolocya Örgüsü ne mevcut düzeni değiştirmeye yeltenen bir basitlik, ne de mevcut düzenin değişmesinin kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu söyleyen düşünce senfonisidir. Sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi, dini alanda değişik alternatiflerin dizildiği bir düşünce kokteylidir. Okudum ve şu noktaya vardım: İnsan düşünebildiği ve düşleyebildiği kadardır.

Necip Fazıl her alanda eserler veren çok yönlü bir yazardır. Ancak bütün eserlerinin zirvesi sayılabilecek, hepsinin özeti niteliğindeki eseri İdeologya Örgüsü'dür. Bütün fikirlerine topluca ulaşma imkanı veriyor. Diğer eserlerinde de bulunan ve aldığı felsefe eğitiminin özelliği, dününür yönü en belirgin olarak bu eserinde görülür. Yazarın bu eserini en azından bir kaç eserini okuduktan sonra okumanın daha yararlı olacağını düşünüyorum. Diğer eserlerinde ki her okuyucuya hitap etme özelliğini bu eserde yoktur. Düşüncelerinin anlaşılabilmesi için üzerinde yoğunlaşmak gerekir.

Hiç abartmiyorum: Üstad'i
' "Kaldirimlar" sairi bir "Çile"kes' olarak görmenin ötesine geçmek isteyen ve Üstad'in neden 'Üstad' oldugunu anlatan en büyük eseri... Bu kitap okunmadan Üstad'in misyonu anlasilamaz... Kitaba sonradan eklenmis olan 'Gençlige Hitabe' ise her Müslümanin beynine kazimasi gereken bir ahlak manzumesi... Üstad'in bütün eserleri ya bu esere götürür, ya da ondan gelir... Adeta, bu eseri yazmak için yazilmistir diger kitaplari...

Necip Fazıl doğru yolu bulmuş bir insan ve büyük bir şairdi fakat büyük bir düşünür değildi. Çok zayıf bulduğum bu kitabı okuduktan sonra şiirini çok beğendiğim bu büyük şair için "keşke bu kitabı yazmasaymış" demiştim.

Her sayfasına birden fazla doktora tezi yapılabilecek derinlikte fikirler yumağı... Böyle bir eseri ancak Üstad yazabilir... Daha fazla yorum yapmaga gerek yok.

Üstad, Kanuni sonrası çöküş safhalarını çok beliğ ifadelendiriyor.İki yanlış kişilik Kaba softa ve taklitçinin bizi bu hallere düşürdüğü tesbiti çok doğru.Üstad İdeallerini bu eserinde dillendiriyor.Çağı yakalayan aynı anda ceketinin astarında kaybolan güneşi çıkarıp afak ı alemde parıldatmak niyetlisi gençlere yol haritası olarak bu eseri kafalarına kazımalarında yarar var.

Necip Fazıl için H.Bergson dan etkilenmiş diyenlere katılmadığım gibi onları kınıyorum.Bergson un felsefesiyle benzerlik olabilir fakat N.Fazılın felsefe yada sanat kaygısı yoktu o bir dava adamıydı.Şiiri bile davası için bir araç olarak kullanmıştır.Zaten onun nazarında sanatçı insanlığa yararlıolan kişidir yani bu yarar Allah ı veİslamı anlatmakla,tanıtmakla olur.Bunu ben değil o söylüyor.O ve Ben eserini okuyanlar görecekler ki Şeyhi Abdülhakim Avrasi Hazretlerine rabıta ederek kendisini İslama adamıştır.Üstüne basa basa tekraladığı tek şey vardır ki o da Büyük Doğu adını verdiği idelocya dır.H.Bergson için söylediği tek şey Avrupa da bir zatın maddecilere karşı maneviyatı savunduğu fakat onun da hakyol İslama ulaşamadığıdır.Bu cümle O ve Ben adlı eserinde geçmektedir veBergson hakkındaki tek cümledir.Onu Bergson felsefesine dshil etmek isteyenler Doğu kültürü düşmanlarından başkası olamaz.N.Fazıl kültürüne,milletine,geçmişine ve kendi seçimi olarak kendisini adadığı dinine bağlı bir sanatçımızdı.Dava adamıydı ve davası,davasını beğenmeyenlerce gölgede bırakıldı.O ise her seferinde sanatla uğraşmasına tek sebeb olarak davasını gösterdi.Allaha itaat etmeyene itaat etmeyiniz diye bir hadise yer verdiği için Yeni Doğu adında çıkardığı mecmuasının kapatıldığını edebiyat tarihçileri itiraf edemesede kendisi yazmıştır.Benim herhangi bir davam yok bir Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi olarak değerli bir sanatçımız hakkında yapılan yanlış değerlendirmeyi düzeltiyorum.Üstelik ilk Sezgicilik akımını öne süren felsefeci 20.yy da ortaya çıkan Bergson değil 11.yy da yaşamış Gazali adında bir zattır.Lütfen,kendi kültürümüzü Batı kültür
ü karşısında küçük görmekle kalmıyor kendi büyük sanatçılarımızın başarısını onların öncülüğünde elde ettiğimize inandırıyoruz kendimizi.Bir Batılının gölgesi olmadan üretemeyeceğimize inananlara duyrulur.Bu konuda benim gibi tarafsız ve gerçekçi edebiyattan ziyade kültürüne sadık ve saygılı arkadaş ve meslekdaşlarımın desteklerini beklliyorum.Bu arada sanatın herhangi bir dava için araç olarak kullanılmasına karşıyım...Bu arada mail adresime ben bile ulaşamıyorum.

Her büyük insanın olduğu gibi üstadında bir ideali vardı.O idealini her ayrıntısıyla bu kitapta birleştirmiş.Hayali sanki bu kitapta somutlaşmış.Bir ideal ancak bu kadar somut,eksiksiz ve kesin bir biçimde anlatılabilirdi.

belkide doğuyu ve batıyı topyekün küçük bir küre gibi eline alacak şekilde bir paradigma ile döndüren bu eser olmuştur. batıya ve doğuya derin ve anlamlı bakışlar atan bu kitap, şüphesiz bir baş ucu kitabı, ağır, işçilikli ve fikir yoğun nir eser.