Toplam yorum: 3.082.320
Bu ayki yorum: 2.000

E-Dergi

Murat GÖKÇEK

Okumak, varoluşsal yolculukta hayatıma anlam katan yegane aktivite olmuştur. Belki de hayatı daha yaşanılır kılmak, tıpkı bir enstrüman çalmak gibi. Bendeki dönüşümün temel kaynağı oldu kitaplar. Eminim ki toplumların dönüşümünde de büyük bir etkendir okumak. Bu dönüşüm Gregor Samsa gibi bir gecede ve hiç bir neden olmadan değil sebep sonuç ilişkisi düzeyinde kitapların eseridir.

Murat GÖKÇEK Tarafından Yapılan Yorumlar

11.07.2022

Milan Kundera'nın en bilinen ve sinemaya da uyarlanan romanı.
Diyalektiği, her şeyin zıddıyla var olduğunu öylesine güzel sorguluyor ki, felsefecilerin yıllarca tartıştığı bu olguyu kadın erkek ilişkisi üzerinden ortaya koyuyor. Hafiflik mi yoksa ağırlık mı daha kötü olan. İşte her şey bu tartışmayla başlıyor.

Tomas'la, Sabina ile, Frank'la ve bunların ilişkileri üzerinden varoluşçuluk, diyalektik, erkek dünyası, kadın evreni anlatılıyor.
Nietzsche'nin ebedi dönüş düşüncesini açarak devam eden roman, dört karakter üzerinden inançları , gelenekleri ve aile ilişkilerini ele aldığı gibi Sovyetlerin baskısı altında yaşamın nasıl bir hal aldığını da anlatıyor. Dönem Çekoslovakya'nın 1968 sonrası Rus işgali dönemleri.

Hayatını hiç kimseye bağlanmadan yaşaması gerektiğine inanan doktor Thomas bu düşüncesi uğruna eski karısının üstündeki iplerinden kurtulmak için belki de oğlundan vazgeçiyor.
01.07.2022

" 'Z' alfabemin son harfi olmayacak" diyordu lakin Zeliha diyordu, Züleyha diyordu, Zülal diyordu.
Bir potada eriyordu şizoid yansımalarla tum bu kadınlar. Kadın beyni bir labirent miydi yoksa başkalarının labirentin de kaybolmak mıydı. Eril bir toplumda fanus içinde yaşayan kadınlar. Kimi iki yüzük arasındadır, kimi mutfak ve yatak ikilemi icinde psikolojik şiddetle yıllar geçirir, kimi ise iki parmağa takılan bu yüzük için ikincil kadın olur. Kimdi bu kadınlar? Sen miydin Dilek? Beynindeki tüm bu kısıtlamalar, tüm bu çıkmazlar tek bir labirentin oyunu muydu? Yakmak mı gerekiyordu yeni bir hayat için tüm bu çıkmazları. Peki neden kibrit kutusundan çıkan kibritle yakılıyordu ve diger kadinlara izletiliyordu bunlar.
Hangi metaforu kullandın, neden kibrit çöpü ve kutusu. Toplum muydu kibrit kutusu? ya bu kutudan çıkan çöpün alev alarak her şey yok etmesi. Neydi bunlar? Neyi anlatmak istedin bize?

26.06.2022

Romanı konuştu Milan Kundera bu kitabında. Cervantes'den Marquez'e, Rabelais'den Flaubert'e, Camus'dan Kafka'ya türünün yapı taşlarını oluşturan yazarlar ve yapıtları arasında gezinti yaptırdı, "Dünya Edebiyatı" kavramının niteliklerini sorguladı. Şayet dünya edebiyatının derinliklerine bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, doğru kitap tercihiniz olacaktır.
02.06.2022

"Hakkında ne kadar az düşünürsek bizim için o kadar apaçıktır aşk; ama etraflıca düşünmeye başladığımız anda başımızı belaya sokarız" diyordu Koku'nun yazarı Patrick Süskind.
Aşkın izini sürdüğü bu denemesi; ilkçağ düşünürlerinden platonu ve mitolojinin büyük sanatçısı Orpheus'u da yanına alarak duygu dünyasına doğru düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
Aşk Sokretes'in tarif ettiği gibi bir delilik hali midir? Yoksa Stendhal'in ifade ettiği gibi ölümle doğal bir ilişki içinde bir durum mudur? Kitap okura bunları sunarken, aşkı ve ölümü uzlaştırmaya çalışan mitolojik Orphes'u ve hayatında Eros' yer vermeyen Nasıralı İsa'nın karşılaştırmasını da ironik olarak yansıtıyor.
02.05.2022

Yazar, Muaviye döneminin ekonomi-politiğini, sosyolojik ve dinsel boyuttaki yansımalarını tarihsel sürec bağlaminda ortaya koyarak, Muaviye'nin ve diğer otokrat kabilelerin dini, zenginlik ve iktidar aracı olarak kullanmasını diger bir ifade ile din yorumunu egemenlerin çıkarları lehine yorumlamasını kendi penceresinden anlatıyor.
Kitap, Muaviye'nin iktidara yürüdüğü 20 yıllık halifelik sürecini ve onu iktidara taşıyan dinamikleri tarihsel bir analizle sunuyor.