Toplam yorum: 3.077.164
Bu ayki yorum: 4.042

E-Dergi

SALVAMEA Tarafından Yapılan Yorumlar

06.04.2024

Bu kitabın niye yazıldığını çözemedim. Kitabın amacı eğer geometri tarihini anlatmaksa çok eksiktir, sadece bazı geometri problemlerini genç okuyuculara gösterip ilgi uyandırmaksa bu konuda da çok eksik kalmıştır. Kitap, bir geometri kitabından beklenebileceği gibi Öklid’in Elementler’i ile başlıyor, dönüp dolaşıp yine Öklid’e geliyor. Kitabın kategorizasyonundaki ciddi hatalar, çevirinin temel hatalarıyla birleşince kitabı, aralara tarihi çözümlerden görseller koymasına rağmen, okunamaz hale getiriyor. Ortaokulda bu kitabın 66.sayfasındaki soru olan 3-4-5 üçgeninin mutlaka dik açılı olması gerektiğini söylemiştim. Geometri hocamız 2 ders boyunca ispatlamak için uğraşıp yapamamıştı. Oysa yapması gereken, ispatın nasıl yapılacağına dair bizi tetiklemekti, merak ve ilgi uyandırmaktı. Bu kitabın yerine İmkansızın İspatı adlı kitabı öneririm.
05.04.2024

Bugünkü bütün mühendisliklerin temeli calculus, onun da temeli geometri ve cebirdir. Bu kitap da 2000 yıldır uğraşılan bir açının üçe bölünmesi gibi problemlerin çözüm tarihleri üzerinedir. Kitap, antik yunan matematikçileriyle yani Öklid’in Element’leri ile başlar. Bütün bilim tarihi (genel olarak gastronomi dahil medeniyet tarihi) kitaplarında olması gerektiği gibi, Bağdat’a, İbni Heysem, El-Buzcani, cebrin ve algoritmanın isim babası El-Harezmi’ye gelir. 300 yıl sonra, İtalya devletlerinde, Leonardo’nun İbni Heysem’i kopyalaması da dahil olmak üzere, Bağdat’tan getirdikleri bütün bilgileri anlamalarıyla, bankacılığı kurmalarına değinir. Matematik İtalya’da kalmaz, kitabın ikinci yarısı Descartes, Gauss gibi Fransa (Politeknik), Almanya, İngiltere’deki matematik mühendisliği üzerinedir. Matematik neredeyse, mühendislik, akıl, yönetim de oradadır. Muhteşem bir kitaptır İmkansızın İspatı: aklın tarihini anlatır. Şunu sordurur bize: 1100’lerden sonra biz neyle uğraştık?
05.04.2024

Bu kitabı Kitapyurdu’nun yeni çıkan kitaplar bilgilendirmesinde görüp aldım. Kitabın, Edward De Bono’nun yönetim düşüncesi atlası adında Türkçe’ye çevrilmeyen bir kitabındaki gibi düşüncelerin resmini çizme çalışması olduğunu düşünmüştüm. Oysa kitabın -tanıtımında belirtilmeyen- ne olduğunu kitaptaki bir cümle ile belirtmek istiyorum: düşünce formları onları görmüş olanlar tarafından mümkün olan tüm özen ve sadaketle yeniden üretilmişlerdir ya da kahinlerin onları tarif ettiği sanatçıların yardımıyla. Teosofi adındaki 1875`te ABD`de kurulmuş, Tibet-Budist-Plantonculuk karışımı yeni dinin müridlerinin, ezoteriztik halüsinasyonlarından birisinin yansımasıdır bu küçük kitap. Bir duyguyu hisseden bir kişi, bu duyguyu sanki bir resim gibi hemen tepesinde oluşturuyormuş, bunu da kahinler görüp resme döküyor ve bu kişinin duygusunu yorumluyorlarmış. Dünyayı sömüren toplum, iş güç olmayınca, din de kuruyor, böyle kerametler de uyduruyor. Uzak durmanızı öneririm.
03.04.2024

Fransız İhtilalinden 50 sene önce, dalkavukluk üzerine Rameau’nun Yeğeni’ni ve aydınlanma eserlerinden Ansiklopedi’yi çıkaran, filozof Denis Diderot’un muhteşem bir tefekkürüdür Rahibe. Pedagojik formasyon ve niyeti olmayan rahibeler marifetiyle küçük yaştaki kızları zorla din hayatına bağlamaya çalışan kilisenin yaptığı sapkınlıkları eleştirirken, İspanya, Şili gibi ülkelerdeki din kılıfındaki faşizme ve cemaatlerin çocuk psikolojisi üzerinde yaptıklarına götürür okuyucuyu. Aynı anda, özel veya kamu kurumlarında narsist tek adam kültürlerinde aydınlanmak/canlanmak isteyen bir kişinin erdemsizler tarafından engellenmesi ve aşağılanması anlatılır, bu rejimlerin sapkınlığa dönüşeceklerine gönderme yapar. Diderot, karşı taraf iftirada yalanda sınır tanımazsa, yani erdemsizse, dava kazanmak mümkün değildir der, Orwell’in 1984’üne götürür okuyucuyu. Bu kitaptaki son sorunun cevabı da budur, Rahibe insanı yolculuğa çıkartan muhteşem tefekkür kitaplarındandır.
01.04.2024

Erich Fromm’un Sevgi Kuramı’nın kitabıdır. Sevmenin bir sanat olduğu, ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgi ile hayata geçebileceğini açıklayarak başlar. Farklı sevgileri inceleyen Fromm, Avrupa’nın manipüle ettiği Tanrı düşüncesiyle, kökeni Hz.İbrahim’e dayanana Doğu Dinlerini karşılaştırır. 3.bölümde kapitalizmin getirdiği erdemsizliklerin sevgiyi nasıl yok ettiğini eleştirel bir gözle anlatır ve ebeveynin bir bireyin gelişimdeki önemini -ancak bugünlerde araştırmalarla ispatlanan- gerçekleri gösterir. Son bölüm olan, sevginin uygulanmasında ise inancı ön plana çıkartır, mantıkı ve mantıksız inanç olarak ayırır. Fromm, sevmek için olan bilginin, insanın kendi yalnızlığının hapishanesinden kurtulma isteğinin insanın sırrını çözmekle içiçe olduğunu belirtir, Kuran’a göre ben’in niye yaratıldığını tekrar anlama isteği doğurur. (Bunu da en iyi özetleyen tefsirin Sözlerdeki 30.Söz olduğuna inanıyorum) Muhteşemdir bu Sevme Sanatı, insanı insan olma yolculuğuna çıkartır.