E-Dergi

Cixin Liu sıradışı bir yazar.
Romanları ulusal ve uluslararası pek çok prestijli ödülü layık görülmüş.

Konusu da Kretase Çağı, yani 50 milyon yıl öncesindeki dönemde geçiyor.

Dinozorlar dünyanın en iri yaratıkları, karıncalar ise en küçük yaratıklarından biriydi.
Karıncalar hakkında günümüzde de yapılan araştırmalar gösteriyor ki, dünyanın en eski canlılarından biri olmalarının yanında, en organize ve kolektif yaşam kültürüne sahip canlılar.
Öyle görünüyor ki, karıncalar ile insanlar arasındaki tek fark kütleleridir desek abartı olmaz.

Karıncalar ile dinozorlar çok iyi ilişkiler kuran, karşılıklı dayanışma içinde yaşayan bir düzen içinde yaşayıp giderken bir gün yaşamlarına din girer ve inanç ayrılığına düşerler.

Çünkü dinozorlara göre tanrı, dinozora benziyorken, karıncalara göre ise tanrı karıncaya benzemektedir.
Bu kabul edilemezdir ve aralarında kıyasıya bir savaş başlar.
Savaşın sonu ise herkes için ibretliktir.

Polisiye gerilim romanlarında antik kültürlerin süre giden nesiller boyu aslında hiç yok olmadığını, özellikle kurban ritüellerinin bir şekilde fırsat bulduğunda ortaya çıktığını belirterek cinayet kurgularını bunun üzerine kurar. Yazarın üç romanını takım halinde bir araya getiren bu paket yazarın tarzını sevenler için kaçırılmayacak bir fırsat.

Kültürel genler kolay kolay yok olmuyor.
Antik kültürel genler de dahil.
Binlerce yıl öncesinin alışkanlıkları, hatta vahşeti, günümüz medeni toplumlarının bir canavarı olarak her zaman bir köşede bekliyor.

Yazar, ilk iki romanında olduğu gibi, bu romanında da antik kültürlerin günümüz dünyasında nasıl bir köşede uyanıp var olmaya çalıştığını anlatıyor.

Bu kitabın konusu ise antik Kelt ritüelleri.

İskoçya'da peş peşe cinayetler işlenmeye başlamıştır.
Hepsinde de antik Kelt kurban ritüelleri izleri tespit edilmiştir.
Dedektif Hyde, cinayetin sırlarını çözmeye koyulmuşken, bir sara hastası olduğu ve hastalık nöbetlerine girdiğinde yaptıklarını hatırlayamamaktadır.
Bir gün kendisini tedavi eden psikiyatristi de aynı şekilde cinayete kurban gider.
Artık Hyde'in şüphesi kalmamıştır.

Kitabın adı, Kayıp Denklemler olsa da, matematik ile ilgili değil konu. Matematik yok ama,
Aksiyon, tarih, felsefe, kumpas hepsi var.
535 sayfalık kitabı başladığınız gibi bitireceksiniz kısa süre içinde.

Shoun ABD Kuzey Carolina’da bir kasaba okulunda fen öğretmenidir.
Bilimsel araştırmalarını makaleler ile yayınlamaktadır.
Bir gün İngiltere’den Cambridge üniversitesinden bir panelde konuşması için davet alır.
Eşi Louren ile birlikte uçağa binmek üzere sabaha karşı arabaları yola çıkarlar, yıl ıssız bir ormandan geçerken önlerine aniden çıkan bir evsize çarparlar.
Evsiz ağır yaralıdır ve kucağında bir pakete sarılmış halde yerde yatmaktadır.
Onu hastaneye götürmek üzere arabaya alırlar ve kucağında tuttuğuna baktıklarında bunun bir günlük olduğunu görürler.
Günlük, iki bin yıl öncesine aittir…
Ne olduysa o günlüğü okuduktan sonra olur ve artık geri dönüş yoktur, ya da geri dönüşten ileri gidiş yoktur...

Yazar, polisiye Gerilim tarzında Alman ekolünün önemli bir temsilci.

Çocukluk döneminde geçirilen travmalar ileri yaşlarda çeşitli sorunlar olarak ortaya çıkabiliyor.
Çocukluk döneminde biriken öfke, yetişkinlik döneminde farklı şekilde dışa vurabiliyor.

Eva, Köln'ün ileri gelen zengin ailelerinden birine mensuptur.
Kentte peş peşe kadın cinayetleri meydana gelmektedir.
Kadınlar bir tabuta canlı olarak gömülerek ölüme terkedilmektedir.
İşin garip tarafı, bulunan her kurbandan önce Eva da kendini bir tabut içinde gören kabuslar görmektedir.
Kabuslar içinden çıkılamaz hale gelince konuyu bir psikiyatrist ile görüşmeye karar verir.
Polis araştırmalarında Eva'ya ulaşır, oradan da psikiyatriste.
Çünkü kurbanlardan biri Eva'nın arasının pek iyi olmadığı üvey kız kardeşidir.
Polis olayı çözdüğünde kimse gördüklerine inanamayacaktır...