E-Dergi

Bu romanı özel kılanın sadece ilginç konusu olduğunu düşünüyorum. İşin içine anlatı ve diyalog girince kocaman bir duvara tosluyor. Anlattıkça sıkıyor, sıktıkça bunaltıyor. Kabul edelim ki diyaloglar da yeterince basit, hele ki tırnakla ayrılmadan upuzun paragrafların arasına yerleştirilmesi adeta beni okumayın diye ittikçe itiyor. Ama çok satıyor. Düşündürücü.

40'larda yazılmış, baştan sona erotik ama erotizm günümüzde yazılan bazı romanlar gibi bayağı biçimde dile getirilmemiş. Bir bölüm haricinde rahatsız olmadım (Okuyan anlar) Yazar erotizmi bir intikam planının öznesi olarak kullanmış. Yazıldığı dönemde Amrika'da yasaklanan bu eser ırkçılığa karşı insanın yüzüne tokat gibi çarpıyor.

Ursula K Le Guin'in pek çok kitabını okumuş biri olarak diyebilirimki Sürgün Gezegeni en vasatlarından. Hayal gücüm anlattığı kişileri ve ortamları canlandıramadı, haliyle konunun içine giremedim. Hikayenin de öyle pek orijinalliği yoktu. Le Guin'e başlamak isteyenler için doğru kitap değil.

Konusu gelecek zamanda, Güney Asya'da geçen, kadın nüfusu azaldığı için birkaç erkekle evlendirilen ve tek amaçları çocuk doğurmak olan bir sosyal düzendeki kadınların anlatıldığı, ilginç bir hikaye. Kahramanımız da bu düzenden kaçan Sabine adlı bir genç kız. Ne var ki kurgusunu hiç beğenmedim.Farklı karakterlerin gözünden anlatılan olayların içine girmek zor. Sabine'nin anlattığı bölümlerde bazı paragrafların şimdiki zaman bazılarınınsa geçmiş zaman olması çeviri hatası mı yoksa orijinali mi böyleydi diye düşündürdü. Yalnızca ilginç konusu nedeniyle alınıp okunabilir.

Kırk -elli sayfalık bir öykü konusundan üç yüz yirmi sayfalık roman çıkmış. Bu bir başarı mıdır bilmiyorum fakat yazarın dilini beğendim, bıkıp usanmadan okutuyor... İşin özetine bakacaksak, üçyüz yirmi sayfa boyunca şaşırtan, merak uyandıran bir şey olmuyor yani adı kendinden menkul, 'bir şey olduğu yok' Sıkılmadan hoşça vakit geçirmek isterseniz tercih edebilirsiniz.