E-Dergi

Yazarlar tarafından gelecek hakkında yer yer oldukça ütopik iyimser fikirler tanıtılsa da genel olarak umut verici bir kitap. Umutsuzlukla cebelleşenler bu kitabı okuyarak en azından birkaç günlüğüne mutlu olabilirler. Öte yandan kitaptaki çoğu yazının Avrupamerkezci bir zihniyetle kaleme alındığını ve aslında bizim esas karamsar olduğumuz şeylere (yerel, bölgesel sorunlarımıza) çok da temas edemediğini -temas etse de anlayamadığını, doğru yorumlayamadığını- söylemem gerekir.

Beyoglu'ndaki (özellikle de Istiklal Caddesi'ndeki) binalarin ne zaman, ne amaçla kim tarafindan yapildigini, eskiden oralarda kimlerin yasadigini, hangi amaçlarla kullanildiklarini, tarihlerini, mimarlarini, bölgenin kültürel dokusuna katkilarini vb. ögrenebileceginiz güzel bir gezi kitabi.

Mina Urgan tarafından yazılan sonsöz de kitabı oldukça zenginleştirmiş. Ayrıca kitabı okuduktan sonra filmini de izlemenizi öneririm.

İstanbul'u gezmek ciddi ve emek gerektiren bir iş. Alelade bir geziden ziyade bir "kültür gezisi" formunda bir gezi planı yapmak kolay değil. Bu kitap, elbette kapsamlı bir "kültür gezisi"ni baştan sona oluşturmak için yeterli bilgi içermiyor. Gezilebilecek önemli yerlerin çok büyük bir bölümünü kapsıyor ve oldukça kısa ifadelerle tanıtıyor.. İstanbul tarihine ve kent kültürüne ilişkin başka kitaplarla beraber kullanıldığında çok daha faydalı olabilir. (Bu arada kitapta kullanılan görseller gayet başarılı, baskı kalitesine kıyasla fiyatı da gayet ucuz.)

İTÜ'de kurulan ilk TV yayın ünitesinden TRT'nin kuruluşuna; TRT'nin genel yayın yönetmenleri ve onların faaliyetlerinden yavaş yavaş özel televizyonların ortaya çıkışına kadar pek çok şeyi detaylı bir şekilde anlatan oldukça keyifli bir kitap. Kitap 1952-2006 yılları arasında Türkiye'deki TV yayıncılığı faaliyetlerinin gelişimini anlatıyor. TRT'nin siyaseten ne gibi dalgalanmalar yaşadığını vs. şaşkınlıkla okuyacaksınız.