E-Dergi

Bu sayının temel tezi, Batı'nın dünya egemenliğini artık "kaos" üzerinden kurmaya ve sağlamlaştırmaya çalıştığı şeklinde. Postmodernizm gibi düşünce akımlarının Batı dışı toplumları eblehleştirdiği, geleneksizleştirdiği, tarihsizleştirdiği ve köksüzleştirdiği; bu sayede de bu toplumların Batı'ya karşı olan direnişinin kırıldığı ve mücadele azminin yok edildiği tartışılıyor. Küreselleşme vb. gibi konular etrafında Kaos Teorisi'nin Doğu-Batı ilişkileri açısından yorumlanması ve sosyolojiye uygulanması derginin ana konusu. Kesinlikle okumaya değer, Türk sosyolojisi açısından yeni bir soluk ve parlak bir bakış açısı. Baykan Sezer'in ruhunu dergideki çoğu yazıda hissetmek mümkün.

İstanbul Sosyoloji'nin en üretken hocalarından gerçekten harika bir çalışma. Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan öncülüğünde çıkan bu yayın Kemal Tahir ve Baykan Sezer düşüncesinin bir devamı, alternatif bir akademisi rolünde. Piyasadaki dergilerdeki geleneksizliği, köksüzlüğü, tarihsizliği, süreksizliği ve dağınıklığı eleştiren, daha derli toplu ve devamlı bir yayın olma iddiası taşıyan, yaşını başını almış hocalardan ziyade genç akademisyenlere ve öğrencilere söz hakkı tanıyan bir yayın. Türkiye'de ve dünyada tartışılan en güncel sorunları "Türk(iye) Sosyolojisi" çatısı altında -yani "biz"e göre- değerlendirip tartışan oldukça faydalı ve gerekli bir dergi. Ufuk ve Ertan hocaları kutlamak gerek. Dergideki başyazı zaten derginin kuruluş amacını ve de niçin gerekli olduğunu uzun uzadıya anlatıyor. Her biri birbirinden değerli pek çok yazı içeriyor. Başta İstanbul Sosyoloji öğrencileri olmak üzere tüm sosyoloji öğrencilerinin ve de konuyla ilgili herkesin çekinmeden alıp okuması gereken bir dergi bu.

Kitaba adını veren hikayeyi günümüzün siyasi atmosferine uyarlayarak okumanızı öneririm. Günümüzün döneklerini ve "papağan"larını düşününce, kitaptaki papağan'ın (Ago Paşa)'nın ne kadar masum kaldığını şaşkınlıkla görüyorsunuz, maalesef!

Türkiye'de orta sınıfın geçirdiği sosyal/kültürel/siyasal/iktisadi dönüşümü çok yönlü olarak tanıtan harika bir derleme. Kitabı okurken bir yandan da Hobsbawm'ın "Kısa 20. Yüzyıl" kitabının kültürle ilgili bölümünü de okumakta fayda var. Bu sayede 20. yüzyılda Avrupa'da yaşanan dönüşümlerin hemen hemen eş zamanlı olarak Türkiye'deki yansımalarını izlemek de mümkün olabiliyor. Ufuk açıcı bir kitap. Türkiye'de "Kültürel İncelemeler" alanında kaleme alınmış en iyi eserlerden biri olduğu kesin.

Bu kitabın orijinali bildiğim kadarıyla tam 4 ciltten oluşuyor ve baya hacimli, ancak Altın Kitaplar'ın bu kısaltılmış baskısı da kötü olmamış. Keynes'in iktisatçı kimliğinin dışında özel hayatı, onu yaratan koşullar, eğitimi, sosyal çevresi, yaşadıkları, gördükleri, vb. ile ilgili bilgiler yoğunlukta. Yani bu kitabı keynesyen ekonomiyi anlamak için değil, sadece Keynes'i anlamak için okumanız gerekiyor. Yine de keynesyen iktisatla ilgili özet niteliğinde bilgiler de içeriyor tabi. Güzel bir biyografi çalışması, okuması da oldukça keyifliydi.