E-Dergi

Catriona gizli aşkı Simon’u -hapisten kurtarılma sözü ve yüklü çeyiz parasının yarısını ona verme vaadiyle- evliliğe ikna eder. Catriona nın kalbi yıllardır Simon’a ait olmasına rağmen, çapkınlığıyla nam salmış bu adam, onun ilerde kalbinin kırılacağının garantisidir. Bu durum onu heran temkinli olmaya iter. Şaşırtıcı olan ise Simon’un Catriona’ya karşı hissettikleridir. Başta formalite evliliği gibi başlasada, İskoçya ya ulaşma çabası sırasında Simon’la Catriona’nın birbirlerine bağlanış süreci yazarın espirili ve akıcı anlatımıyla size güzel bir okuma keyfini garantiliyor.

Deliliğin kıyısındaki Sean, çocukluğunda maruz kaldığı amcasının tacizlerine karşı duyduğu tüm öfkeyi çevresinden ve onu koruyamadığına inandığı ağabeyi Kell'den çıkarmaktadır. İçinde büyüyen kinle, bir dükle evleneceği gün Raven’i kaçırır. İşkencelerine başlayamadan Kell, Raven’i kurtarır ve skandal çıkmaması için onla evlenir. Zorunlulukla başlayan bu evlilikte zamanla her ikiside birbirinde aşkı, tutkuyu ve mutluğu bulurlar.
Hep aynı tarz konuları okumanın verdiği tekdüzeliği göz ardı edersek bu da oldukça güzel, basım hatasız, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir örnek...

Kitabın kapak tasarımı farklıydı, “gel beni oku” diyordu resmen... Hem bu tasarımın hemde ilk yorumların etkisiyle benim bu kitaptan beklentim biraz yüksekti, ama malesef beklentilerimi tam karşılamadı. Fia ile Thomas’ın sıradışı karşılaşması, evliliğe kadar geçen garip kaçma-basılma ve esaret süreci, İngiltere’ye ulaşmak için gemide geçen zaman hep gereksiz uzatmalarla ilerledi. O kadar okuduğumuz Fia nın kraliçeyle tanışma hazırlıkları, ya da olaylara biraz gizem katan tılsım işi bir sonuca ulaşmadan kitap bitiverdi. Thomas’ın inatla aşka güvensiz yaklaşımlarından sonra Fia ‘ya duyduduğu sonsuz güven noktasına geçişi ise son sayfada bizi resmen hazırlıksız yakaladı. Genel olarak ise, beğenebileceğiniz bir kitap diyebilirim...

Al (Alaina), Kuzey-Güney savaşının acımasızlığında tüm sevdiklerini kaybetmenin üzüntüsü ve nefretiyle amcasına sığınmak üzere New Orleans’a bir erkek çocuk kılığında gelir. Bir süre sonra nefret ettiği Kuzeylilerin yanında bir hastanede çalışmaya başlar. Yüzbaşı Dr.Cole Latimer bu çamur ve pislik içindeki çocuğun ilk andan beri koruyuculuğu rolünü üstlenir. Cole, bu pis suratın arkasında aslında bir süre sonra hayallerinin kadınına dönüşecek güzeller güzeli Alaina’nın olduğunu fark edene kadar oldukça uzun bir süre geçer. Bu süreçte bizi savaşın acımasızlığı, zoraki bir evlilik, Alaina’yı bir haine çeviren iftiralar ve Jacques DuBonne’nın kurnaz ve sinsi oyunları bekliyor olacak.
Bu yazarın okuduğum 3.kitabı ve diğerleri gibi bu da benim için özel bir yere sahip… Konu o kadar ince ince işlenerek ilerliyor ki her karakterin her detayın her olayın asıl kişilere etkisini özümseyerek satırlar arasında resmen kayboluyorsunuz… Bana göre her şey mükemmeldi…

Flora annesi gibi istemediği evliliklere zorlanmayacağına ant içmişken kendini birden bir evlilik planının içinde bulur. Kalesini düşmanından, kardeşini de hapisten kurtarmak için aradığı desteği Flora ile evlenmesi karşılığında sağlayan Lachlan için bu evlilik klanını korumak için küçük bir bedeldir. Ancak Flora’ya olan aşkı zamanla bu anlaşmadan daha önemli duruma gelir, Flora’ya aşkını ispat etmek ise o kadar kolay olmayacaktır

Yazarın ilk 2 kitabı gibi bu da mükemmeldi. Lachlan’ın duyguları ve iç sesleri Flora’nın ki kadar detaylı aktarılmıştı ve bu kitaba ayrı bir güzellik katmıştı. Anlatımı çok akıcıydı, basım hatası hiç yoktu. Koridor’a basımdaki özeninden ve arayı çok açmadan seriyi bizlere aktarmasından dolayı teşekkürler…