Suskunlar Hakkındaki Yorumlar

Bazi sozcuklerin net olarak Turkce karsilikli bilmesenizde benzetmeler sayesinde cumlenin ve olayin gelisine gore ne oldugunu az cok kestirebiliyorsunuz buda sizi biraz daha dusunmeye sevk ediyor. Duzenli olarak kitap okuyanlarin kelime dagarcigi zengin olanlarin ben bu kitapta sorun yasayacaklarini dusunmuyorum. oldukca begendigim bir kitapti. Olaylarin nasil baglanacagini dusunurken karsima cikan son beni ziyadesiyle memnun etti. Alisilagelmis romanlarim disinda. Cok basarili okunasi bir roman bence.

dili gerektiğinden ağır olmuş. okurken anlamını bilmediğim kelimeleri Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe Sözlüğü'nde dahi aramama rağmen, birçoğunun anlamını bulamadım. bu da birçok kelimeyi tumturaklı bir dil yaratmak uğruna kendisinin uydurduğu izlenimini bıraktı bende. tavsiye etmiyorum...

İhsan Oktay Anar'ın birçok kitabını büyük bir keyifle okudum. Son dönemin özellikle postmodern romanlarını okumak isteyenlere İhsan Oktay Anar'ı rahatlıkla tavsiye edebilirim ancak bu romanında, diğerlerindeki başarıyı yakaladığını söyleyemem. Dil ve anlatım olarak bana çok sıkıcı geldi ama yine de bu, diğer romanlarındaki başarılı olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Bu kitabını tavsiye edemem ama diğer romanlarını mutlaka okumalısınız...

Değişik bir bakış açısı oldugu için kimi yerlerde okuyucuyu okumaktan sogutuyor. Ama okunması zor kitaplardan değil.

Puslu Kıtalar Atlası, Amat, Efrasiyab'ın Hikayeleri'nden sonra okuduuğum dördüncü İhsan Oktay Anar kitabı Suskunlar oldu. Yazarın kitaplarını dördüncü seferkinde okumayı öğrendim diyebilirim. Öncelikle en beğendiğim kitabı olduğunu söyleyeyim. Musikiyle ilgili bilinmeyen çok kelime olsa da, olayın akışını hiç kesmiyor. Dili mükemmel işlemiş yazar. Konu harika, konunun kitabın sonunda bağlanışı da çok iyi olmuş. Anar'ın kitaplarını okurken yavaş, sindire sindire okumak lazım; böyle yapınca müthiş bir keyif alınıyor. Herkes yazarı Puslu Kıtalar Atlası'yla tanır; ancak ben Suskunlar'ı okuyunca birçok kişinin fikrinin değişeceğine eminim. Bu yazarın her kitabı okunmalı.

Üzerine yazdığı konuyu derinlemesine çalışan ve ustalıkla karan bir yazar, Anar. Mevlevilik ve musiki ile ilgili ilk kez duyduğumuz sözcükler tanımlarla hem dimağımız zenginleşiyor hem de dolu dolu bir hikaye okuyoruz. Akıcı, kolay popüler kitaplar gibi TV karşısında okunabilesi değil, kedini size iyice açması için sizin de ona kendinizi iyice vermeniz gerekiyor. Yazar çok yazsın, çok okuyalım inş. Tavsiye ederim..

Sussunlar ı okuduktan sonra "hemen yazarın diğer kitaplarını da okumalıydım" dedim. Şimdiye dek okumadığıma hayıflandım. Fantastik bir kurguyla örülmüş, Osmanlı ve günümüz türkçesiyle akan sürükleyici, mizah dolu keskin bir zekanın ürünü...

Eflâtun rengi hayaller kuran bir “suskun”un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin “gerçekliği”nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek. Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin “nefesini üfleyen” ve ona “can veren” bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü... Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri... Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anar’ın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır. Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi. Suskunlar’ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de “suskunlar”dan biri olacaksınız…

Kitap başlarda beni hiç sarmamıştı..Okumayı bıraktım..sonra tekrar elime aldım ve okudum..harika bir kitap..herkese tavsiye ederim..

Eflâtun'un peşine takılıp gidiyorsunuz.. Osmanlı'da bir yerlerde ara ara Mevlevi felsefinden derslere tâbi olarak, zaman zaman yaralanıp zaman kavgalara, sakin telaşlara takılıp ilerliyorsunuz.. Postmodern tarihi roman olarak en başarılı yazarın en keyifli kitaplarından biri..

Yazarın üslubu orijinal, mizah anlayışı çok iyi. Romanlarındaki kurgu başarılı. Kesinlikle okunması gereken bir yazar. Öteki kitapları da mükemmel. Bir İstanbul âşığı olduğum için kitaplarını daha bir başka sevdim sanırım.

Anar'ın gerçekten de farklı bir üslubu var. Bir Tükçe öğretmeni adayı olarak dili bazen bana bile ağır geldi. Dikkatle okunmalı...

7 büyük günahın bu kadar sanatsal anlatımı sık görülmeyebilir. İsa peygamberin hayatına yapılan göndermeler ilginç. Bence yazarın en iyi kitabı.

Bazen İhsan Oktay Anar'ın bütün bu kitapları, sadece ve sadece akşamdan sabaha kitap yazan sözümona yazar takımına safi gıcıklık olsun diye yazdığını düşünüyorum.

Bütün kitaplarında olduğu gibi yazarın yine kendine has, her okurun sevebileceği bir dil olmaktan uzak fakat çoğunluğu hayran bırakan kaleminden çıkmış eseri.

Suskunlar, adeta iç içe geçmiş bir sır yumağı... Asım'ın hayaletinin sırrı, Eflatun'un arayışının sırrı ve dahası... Okuyucuya ise, kitabı keyifle okumak ve kitapdaki bulmacaları birleştirerek bu sır yumağını çözmek düşüyor. İyi okumalar..

puslu kıtalar atlasından sonra çok büyük bir beklentiyle okumaya başladım suskunları. ve kesinlikle beklentimi karşıladı. ihsan oktayın özgün üslubu burda da kendini belli ediyor. keşke hiç bitmese denilen kitaplardan.

Yazarın ilk okuduğum eseri,burada ki yorumlara dayanarak aldım ve okudun..Kitabın başlarında karakterlerin çözüp de romanın içine girmek biraz zor oluyor.Fakat karakterleri özümsedikten sonra kitabi elden bırakmak zor,bir solukta okunacak bir kitap..Okumayanlara tavsiye ederim çok güzel ve özel bir dille anlatılmış bir eser..

kitabı okudum genel anlamda iyi bazı arkadaşların dediği gibi bazı yerlerinde fazla detay ve sıkıcılık var bide İstanbul' a neden konstantinapolis diyor anlamadım

"Kulak, eğer gerçeği anlarsa gözdür". İhsan Oktay Anar'ın hayal gücüne ve lisan kabiliyetine yeniden büyük bir hayranlık duymanızı sağlayacak muhteşem bir sanat eseri. Kanımca külliyatın en leziz parçası.

bu kitap, diğer ihsan oktay anar kitaplarına [külliyat] nazaran öyle canlı tasvirlerle bezenmiş ki, bir anda bayezid meydanı etrafındaki kahvelerden alıp, galata meyhanelerine götürüyor insanı. terimler, ancak profesyonel bir osmanlı kültür tarih uzmanı tarafından bu kadar başarıyla doğru biçimde kullanılabilirdi. bir de eklemeliyim ki, naçizane; suskunlar içerisinde anlatılan dönemle ilgili söyleyecek sözü olan birisi olarak diyebilirim ki, tek kelimeyle enfes bir roman bu. mümkünse, alınıp okunsun ve türkçe roman nasıl olur anlaşılsın. gerçekten dahiyane bir kitap.

yazarın okuduğum bütün kitapları gibi bu da beni çok etkiledi. özellikle 20-30 kitaplık bilgiyi bir kitapta vermesi ve öyle güzel yapılan tasvirler ile insanı konunun ve olayın içine alan bir kalem. kesinlikle tavsiye ederim. iyi okumalar...

Yaratıcılığın yine zirvesinde olan bir eser. Musikiyi romana öyle güzel yerleştirmiş ki yazar sanki görmüyor da duyuyorsunuz. Her zamanki gibi yine bir İhsan Oktay Anar klasiği. Okunmalı.

başlangıçta sizi çok sıkacak çünkü dili biraz agır.ama kitaba kendinizi verdiginiz zaman merak uyandıran satırlarda çeşitli ayrıntılarla karşılaşacaksınız.Okunası.

kıtabı elınıze alınca bır puslu kıtalar atlası kadar olmasa da , muzık ve ıhsan oktay anar ın hayal dunyasında dolanmaktan cok buyuk zevk alacaksınız .bır tavıseye ıhsan oktay anarı sevmek ıcın temel olarak puslu kıtalar atlasını okuyun ondan sonra dıger eserlerıne gecersınız

çok karmaşık geliyor başta ama bi o kadar etkileyici, İhsan Oktay Anar'ır geçişlerdeki başarısı görülmeye değer.

Son zamanlarda okuduğum en güzel Türk romanı diyebilirim. Türk romancılığına kalite getiren İhsan Oktay Anar'a teşekkürler

Sadece bir kurgudan ibaret değil bu roman.Ayrıca içerisinde tarih, sosyoloji, felsefe, musiki, tasavvuf ve psikoloji de barındırıyor.Fazlasıyla karakter var romanda.Habil de var, Kabil de.Alim de var, cahil de.Suç da var, hüküm de.Suçlu da var zalim de.Çiğ insan da var insan-ı kamil de.Çok renkli ufku geniş bir roman.Ancak okuyucuyu zorlayacak yerleri de var.Mesela uzun uzun betimlemeleri var.Bazı yerlerde ancak bilenin ukalalığını yapacağı kadar derin ayrıntılar var.Bazı yerlerde anlaşılması güç eski kelimeler var hem de bir cümle içerisinde art arda kullanılmış olması okuyucuyu zorluyor.Genelini değerlendirecek olursak da; okunması tavsiye edilebilecek, bol emekli bol malzemeli bir roman olmuş.

Farklı üslubu,eşsiz nüktedanlığı ile bence İhsan Oktay Anar son yüzyılın en iyi Türk yazarları arasında ilk sıralarda yer alması gerekendir.Sözcüklerle valsi ruhunuzu okşuyor.O bir kelime sihirbazı... Onu okumanın kötü olan tarafı ise ondan sonra okuyacağınız bir çok kitabın yavan ve sığ gelecek olması.Suskunlar muhteşem bir yapıt...

Hayatımın kitabıdır diyebilirim. Kitabı okuyanlar da bilir ki asla iddialı bir söz değildir bu. Anar, Amat'ta denizcilik terimleriyle okuyucusunu denizlerde gezdirirken bu kitapta musıki ile Kostantiyye'nin sokaklarında, Galata'nın surlarında, külhanların sıcaklığında, teflerin tınısında, felsefenin doruklarında gezdirmiştir. Yine unutulmayacak karakterler kazımıştır aklımıza. Okunduktan sonra insanın kulağında bir ney sesi de bırakır. Peşinden gidesiniz gelir Eflatun gibi...

yazarın okudugum ilk kitabı,tüm kitaplarını okumayı düşünüyorum.yazarın kelime dağarcığı,ironileri,karakter tahlilleri..herseyiyle tatmin edici,keyifli..ki romanı derste okurken yüksek sesle güldügüm için biraz da rezil edici;))herkese şiddetle tavsiye ediyorum.

Son okuduğum kitap...Osmanlı ve müzik merkezli bir kitap...Biraz hayaletli gece okunmaması tavsiye olunur.

İskender Pala'nın üslubuna ve tarzına benziyor biraz...Güzel bir kitap.

Bu adam hala neden kitap yazmıyor,yayınevleri bu adamı neden zorlamıyor dedirten İhsan Oktay Anar'dan dönüp dönüp okunması gereken göndermeleri bol dili müthiş bir nefeslik bir kitap

Rahiyasını algıladığınız anda, bir taraftan damla damla içip keyfini uzun uzun çıkarmak istersiniz; bir yandan da kana kana içip susuzluğunuzu gidermek… İhsan Hoca’nın kitaplarını okurken bu duyguları hissedeceğiniz yüzde yüz garantilidir. Hiç bitmesin bu masal diye iç geçirirken; acaba sonunda ne olacak diye kendinizi yer bitirirsiniz.

Ben böyle yazan bir yazar daha okumadım! Anlatımı,dili,kurgusu...Bambaşka ve bence mutlaka okunması gerekiyor! Sadece bu tarzı görmek için bile okunur ki okunması için çok daha başka sebepler de var

Genel itibariyle okuyanı sürükleyen bir kitap ama yer yer sıkılmalar olabiliyor. Lakin ısrarla devam etmeli zira o durağanlık bir süreliğine sadece..O süre sonunda tekrar akisyona kapılıyorsunuz.. Ayrıca her ney üfleyenin okuması gereken bir kitap. Okudukça insanın ney üfleme isteği zirve yapıyor.

İhsan hocanın kitaplarında büyülü bir hava var.Kitaplarını elimize alınca bitirmeden bırakamıyoruz.

Yeni okumaya başlayacaklar o kadar şanslı ki... Bu kitap yepyeni bir macera, hayata ilişkin bir şey öğretiyor

Başları biraz yorsa da, sabredildiğinde gerisi çok güzel bir şekilde geliyor bence. Ben kitabı yarım bırakmamak için çok direndim ilk bölümlerde. Ama sonlara doğru çok keyif aldım okurken. Yazarın o kadar güzel bir anlatımı var ki. Konuyu tarihle harmanlayıp sunmuş önümüze. Tavsiye ederim.

kurgusu çok başarılı bir roman...

çok karmaşık bir kitaptı benim için.. burdaki yorumları okuyarak aldım kitabı... hoş bi havası vardı ama o hava biraz karanlık geldi bana biraz da yolu fazla dolambaçlıydı...hangi olay hangi olaydan sonra gerçekleşmiş kavramak güçtü... verdiğim 14 lira nereye gitti bilmiyorum... daha güzel bi kitap alınabilirdi belki de...

Suskunlar, Osmanlı zamanında İstanbul’da yaşanan klasik bir İhsan Oktay Anar masalı.

İşte farklı bir eser ve faklı bir kurgu.Alışılmış romanların ne kadar dışında. İlk okumaya başlayınca insana garip gibi geliyor ama sonrası tamamen muhteşem.İnsana çok şey öğreten bir eser,herkese tavsiye ederim.

Doğrusu sonu biraz garip bitmişti ama özgün karakterleri ve yapılan betimlemeler çok hoşuma gitti. Kalın Musa karakteri oldukça güldürdü ve iştahımın açılmasını sağladı diyebilirim.

Yazarın okuduğum ilk kitabı.olay örgüsü gerçekten güzel.incil ve kurandan metaforlar içermesi ayrıca ilginç.okunması gereken bir roman.

ihsan oktay anardan asla anlatılamayacak bir romandır. puslu kıtalar atlasını okumuş ve tadı damağında kalmış bünyeler için ilaç gibi gelecektir.

ilk başlarda sıkıcı gelebilir ama kesinlikle okunmalı

İhsan Oktay Anar edebiyatımızın en özgün yazarlarından. bana kalırsa Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar engüzel romnları. Mutlaka okuyun.

masalsı anlatım tarzıyla, tasvirleriyle ihsan oktay anar ın en beğendiğim kitabı.

Şeyh İbrahim Dede ona şöyle dedi: " Senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim 'Gel' dememiz değil, ayrıca onların sana 'Git' demeleri. Hiç kimseye 'kötüdür' deme. Aslında onlar, bilmeden iyilik eden insanlardır. Yegâh, dügâh, segâh makamlarından geçerek ruhta karar aranmalı belki de okurken

sizi türlü duygularla cebelleştiren bir kitap,hikayenin içine çekiyor sizi ve siz okumaktan çok izliyor hissine kapılıyorsunuz.