Balık hafızalıyımdır ben. çok hatırlamam ya da hatırlayamam mutlu ve mutsuz anlarımı. yaşamıma karşı bir tavır alıştır belki de bu. çok duygular yaşadım yaşarken bu sızı da geçer mi dediğim. acılarımı uyuyarak atlattım çoğu kez. ilacım uykumdu benim. buna rağmen unutamadığım aklımdan çıkaramadığım o kadar çok şey varki...
üniversiteyi kazandığımı öğrendiğim ilk anı unutamam örneğin. delice zıplaya zıplaya mutfakta yemek yapan anneme koşup kazandım kazandım diyerek çığlıklar atmıştım...
sorguya çekilmiştim gece yarıları yatağımdan kaldırılarak...kaldığım öğrenci yurdunda yurda sokulması yasaklanan cumhuriyet ve radikal gazetesini yurda sokarak okuduğum için..neden bu gazeteleri okuduğumu sorduklarında verdiğim cevabı kafalarındaki yanıtlarla uyuşmadığı için kabul etmemişlerdi bile..ne mi söylemiştim? kitap eklerine ve köşe yazarlarına bayılıyorum demiştim..
ne acıdır ki geç tanıştım okumakla. çok başarılı bir öğrenciydim ama sadece derslerimde. hayata karşı yenikmişim meğer..
lisedeydim. adını unuttum ama bana kazandırdıklarını asla unutmadım edebiyat öğretmenimin.her hafta okuduğu bir kitaptan bahseder, beğendiği bölümleri de bize okurdu ara sırada.çok merek ederdim gerisini anlatılanların. bir bir kayıt ettim kitapları hafızama bir gün param olursa hepsini alıp okuyacaktım.
okuduğum üniversitenin kütüphanesinde buldum bir çoğunu..okudum.okudum..okudukça da kahroldum. neden bu kadar geç kalmıştım. neden okullarımızın kütüphanerinde yoktu bu kitaplar. daha mı az önemliydi şimdi ne olduğunu bile hatırlamadığım türevden,trigonometriden, mayoz, mitoz bölünmeden...
şimdi çok büyüdüm ben. çok zaman geçti o günlerin üzerinden. büyük bir şehirde büsbüyük bir okulda sınıf öğretmeniyim. kütüphanemiz var kocaman ama yüz öğrenciye bir kitap bile düşmeyen....çok zaman geçmiş ama çok şey değişmemiş...
hakkarinin bir köyünde, küçük, tek odalı ama beş sınıfın bir arada okutulduğu bir okulda başladım göreve aradan altı yıl geçmiş ama dün gibi hatırlıyorum hepsini, 3 birinci sınıf, 1 ikinci sınıf, 5 üçüncü sınıf, 8 dördüncü sınıf, 8, 8 beşinci sınıf.sınıfın yarsından fazlasıyla bırakın okuma yazmayı öğrenmeyi tercüman aracılığıyla anlaşıyoruz...
elektrik yok.su yok ama kutu kutu mumlarımız var. haftada bir şehre inebiliyoruz. ne yazıkki şehirde peynirci var ekmekçi var ssilahçımız var ama aradığınızı bulacağınız bir kitapçı bile yok. gazete bile öğleden sonra 3-4 gibi gelirdi şehre.
arkadaşlarımıza burada kitap yok kitap alıp gönderin bize diye haber saldığımızda online satış yapan sitelerle tanıştık. maden bulmuşa dönmüştük. istediğimiz kitbı alıyorduk 1 haftada elimizdeydi en geç..
işte böyle bir zamanda almıştım ladesçiyi..başlayamadım bir türlü okumaya aradan yıllar geçince okudum. keşke orada okusaymışım neler değişirdi neler. her satırında hayatımız gizli. örneğin hortumcu değil ama pipetçi olduğumu öğrendim. iyi bir öğretmen, iyi bir eş ve aynı zamanda sahtekarlıklarımı kendime söylediğim kimseye açıklayamadığım yalanlarımın farkına vardım. dürüst olmaya çalışıyordum ama kitabı okuduktan sonra dürüst olmaya karar verdim.beyaz yalanlarımı bile çıkaracağım hayatımdan. kitap okuma alışkanlığı kazandırma projesi başlattım sınıfımda. kütüphane kurdum sınıfıma bir öğrenciye on kitap düşen. daha yapılacak okadar çok şey varki.hayatımızı görerek yaşamak gerektiğini anladım.hayatın dümdüz bir yol ama insanların onu virajlı hale getirdiğini anladım. lütfen sizde okuyun. kendinizle yüzleşin. göreceksiniz çok şey kazanacaksınız..