Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu (kod18) Hakkındaki Yorumlar

Batı tefekkürünü okurken biraz sıkıldım ama İslam tasavvufuna geçince kendimi kitaba kaptırdım. Tasavvufu merak edenler ve tasavvufu savunmak isteyenler için güzel bir kitap

Necip Fazıl diğer bazı eserleri gibi (Çile, Bir Adam Yaratmak vs.) bu eseri de övmektedir kitabın başında. Yanılmıyorsam, 3 gece teravihten sahura kadar olmak üzere konferans şeklinde okuduğu bir çalışmadır ilk başta. Daha sonra teyp kayıtlarından sayfalara dökmüştür Necip Fazıl övdüğü eserini. Batı Tefekkürü'yle başlıyor, fizoloflara ve akımlara kıymet hükümleri vere vere 20. yüzyıl Batı'sına kadar geliyor ve bazı fizoloflara, şairlere sempati göstermekle birlikte (Kant, Heidegger, Rimbaud vs.) umumiyetle yerden yere vuruyor Batı'yı... Ve İslam Tasavvufu'nu anlatmaya koyuluyor. Tasavvufun inceliklerini, gayesini, çıkış noktalarını -çoğunlukla Nakşibendi tarikatını baz alarak- sunuyor dinleyici/okuyucularına. Güzel bir eser; felsefe ve tasavvuf dünyalarına bir yerden başlamak isteyen Türk gençlerinin ön bilgi almak bakımından okumalarında fayda var.

Üstad Necip Fazıl'ın üslubuna hayranım... fikir yazıları bile polisiye roman gibi akıcı... Allah ondan razı olsun... Batı'nın meşhur filozoflarının hayatlarından ve görüşlerinden kısa bir kesit sunulmuş kitabın birinci bölümünde. ikinci bölümde ise Tasavufun İslam'la nasıl bağlantılı olduğu, doğuşunun İslam olduğunu güzel bir şekilde anlatmış üstad...
okumadıysanız geçirdiğiniz zamana yazık... tavsiye ederim...

Üstad'ı okumaya devam.. Bu eserinde Batı'yı, nasıl bir uçurumda olduğunu-batının- anlatıyor.. Ve tabii ki tasavvufun %100 İslam olduğunu. Teşekkürler üstad, ölümsüz eserlerin için..

doğu ile batı, hak din ile diğerlerini anlamak açısından güzel bir eser. biraz dili ağır ama başka bir güzellik katıyor. mutlaka okuyun.

Fransa'da felsefe eğitimi almış olan Kısakürek Batı düşüncesini çok iyi tanıyordu. İlkçağdan günümüze felsefeyi ne kadar iyi bildiğini bu eserde gösteriyor. Ayrıca kitabın ikinci bölümündede islam tasavvufunu ele alıyor. Batı tefekkürünün yanlışlarını ortaya koyarken islam tasavvufunun üstünlüklerini bize tanıtıyor. Bir aydının batı düşüncesi il islam tasavvufunu bir arada bilmesinin önemini gösteriyor.

bir dönem batı fikriyatıyla yaşamış bir insanın gözünden batıyı vedoğuyu izlemek harika bir deneyim...üstelik batı tefekkürünün(!)çıkmaz sokaklarını bu kadar net tespit eden üstadın zekasının kıvraklığı bilgi birikimi okurla konuşuyor...okuyucunun düşünce ufkuna çok şeyler katan bu eser mutlaka okunmalı...bugüne bakıp;gelecek hakkında doğru değerlendirmeler yapmak isteğiniz artacak...

"aklı, varabileceği son noktaya kadar ulaştırıp sonunda fani bir(plastik) dünyadan başka hiçbir şeye vardıramamanın ve ebediyet soluğuna hasret kalmanın muhteşem, fakat mahzun zemini..."
.....
"işte bu (atmosfer) içinde batının asırlarca süren bir dehlize girdiğini görüyoruz.kapkaranlık bir dehliz...batıl da olsa bir oluş yıkılmıştır,(plastik)dünya sönmüştür.bu oluş,iseviliğin tahrifçisi ve dünya hayatının tahrifçişi bir müessese olarak yığınları kapkaranlık bir dehlize sürmüştür.kuru akıl ve maddde fütuhatı devrinin yapma çiçekler dökülmüş,ama gerçek ürüne yol açılmamıştır.hak peygamber hazret-i isa'nın hak dini,daha ilk safhalarda tahrife uğratılmıştır.

artık,orta çağ isimli bu dehlizin içinde papazların,selim akıl ve bedahet duygusunu bile köstekleyici yobazlık devri başlar."

üstad çok şey söylüyor bu kitapta..

Batının ruhunu tezatlıklarını gözler önüne seren, düşünce tarihlerindeki buudları açıklayan ve batının düşünce tarzının fosluğunu ispatlayan bi eser. yüce dinimiz İslam'da Allah'a varmanın en nadide yolu olan tasavvufumuzun tüm güzellikleriyle anlatılmaya çalışıldığı Üstad ın verdiği ramazan konferanslarından kendi kalemiyle düzenlediği büyük eser...

Kitap, batının tefekkürü(düşüncesi) ile doğunun tasavvufunu karşılaştırıyor.Birbirlerinde bulunan eksiklikler ve de üstünlükler..İslam tasavvufundaki ruh anlayışını çok güzel bir şekilde açıklamış diyebilirim.Okurken etkisinden kurtulmamak mümkün değil..İşte kitapdan bir bölüm : "Batının, bütün eserini sıfıra indirici eksiği ruh, asl olarak Doğuda, ahiretin tarlası olan dünya fethine memur akıl da Batı da..."

Kitabı İslam Tasavvufu ve Batı Tefekkürünü anlatan iki bölümden oluşuyor. Üstadın verdiği konferanstan bir kayıt olduğu için okuması çok zevkli ve akıcı bir eser.

batı aklın insanı, doğu hayallerin. batının tefekkürünün kaynaklarının sorgulandığı bu harika eserde, aslında doğudan beslenen bir batı ile karşılaşıyorsunuz. batıyı görmüş ve çok yakından tanımış birinin kaleminden, sistemlerin doğuşunu çöküşünü, bu denli güzel anlatan eser az bulunur..

Üstadın dilinde hiç rastlamadığımız bir akıcılık çarpıyor dikkatimize. Üç gün gibi kitabın hacmiyle orantısız bir sürede yapılan sohbetlerin kaleme alınmasından oluşması sanırım bunda etken.
Socrates’tan Freud’a kadar Batı düşünürleri, düşünce dünyasıyla ortaya serildikten sonra İslam tasavvufu bütün yönleriyle tanıtılmış, karşılaştırma ise Necip Fazıl’ın adetince okura bırakılmış. Ele aldığı hiçbir düşünceye önyargıyla yaklaşmadan en uç noktaya değin incelemiştir. Üstad’ın o aklı zorlayan, zorladıkça beyin çeperlerinde genişleme yapan üslubu içinde düşündüğünüzde böyle davranmasının doğallığına kapılırsınız. İşte onu bu eserde her düşünceyi bu uçlarda harmanladıktan sonra elekte kalanları kabul veya tamamını reddeder buluyoruz.