Ankara Bütün Eserleri 10 Hakkındaki Yorumlar

nilbeste 27.05.2008
Eser uc bolumden olusur. Milli Mucadele donemindeki Ankara, Cumhuriyetin ilk yillarindaki Ankara ve ideal olan Ankara olarak.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
smlngn 14.05.2008
üç bölümden oluşmaktadır. Yazar Ankara’yı üç farklı zaman diliminde ve romanın baş kahramanı olan Selma Hanım karakterinin başından geçen olaylar çerçevesinde ele almıştır. Bu dönemler; Kurtuluş Savaşı öncesi, Millî Mücadele ve Cumhuriyet’in ilk yılları ile 1937-1943 yılları arasındaki dönemlerdir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
İlk defa 'Kiralık Konak' adlı eseriyle tanıdım Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nu.Daha sonra okuduğum ve çok başarılı bulduğum 'Yaban' eseri de yazara olan hayranlığımı bir kat daha pekiştirdi.Bu nedenle yazarın diğer kitaplarını da okumaya karar verdim ve hemen 'Ankara' romanını aldım,henüz bitirmedim ama bu da diğerleri gibi harika.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Mücahit. 03.04.2008
Anlatımı güzel ve yalın bir kitap. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ki karmaşada, insanların tutum ve davranışlarının, kendilerini nasıl yansıttıkları hakkında örnekler sunuyor. Türkiye’nin geleceği hakkında, o yıllarda ki endişeleri ve yapılanmayı aktarıyor.Okunulması faydalı olacağını düşünüyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
sozdemir 24.03.2008
Yakup Kadri her zaman dönemi en iyi anlatan yazarlardan biri olmuştur. Nitekim romanın üç bölümü de Ankara'nın farklı zamanlarından oldukça gerçekçi kesitler sunmaktadır. Ancak Yakup Kadrinin üçüncü bölümde anlattığı, onun hayal ettiği 'Ankara' bugünün Türkiyesinde bile gerçekleşebilmiş değildir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-371810 16.03.2008
Cumhuriyet yıllarında insanların yaşamındaki değişim ve gülünç denecek halleri anlatılmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
10ur54 24.02.2008
selma hanım ve nazif bey kitabın ana kahramanları. milli mücadele sonrası başlayan inkılapların yerleşmesinde yobazlarla mücadeleyi, ülkeyi içten sömürmeye çalışanların düşünce yapılarını ve onlarla mücadeleyi yansıtmaya çalışmıştır. okunması gereken bir romandır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Kitabı okuduğumuzda cumhuriyetin kurulduğu dönemde yaşamış onlarca yoz tipe ve bunların ülke kaynaklarını yağmalamak için veridkleri mücadeleyi görüyoruz. Yakın tarihin şahitleirnden olan yazar, yakın tarihi yeniden sorgulamamız için çok değerli ip uçlarıveiryor bize.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
turan bektaş 11.01.2008
yakup kadrinin en çok beğendiğim kitabı bu.kitabın yarısı gerçekler son yarısı ise hayali bir ankara ve yaşantı. okunması gereken bir kitap herkewse tavsiye ediyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Şenay Gemeç 07.11.2007
Tarihimiz hakkında bilinmeyen ayrıntıları en iyi şekilde anlatan bir roman.Cumhuriyet inkilabi kitapta çok akıcı bir şekilde anlatılmış.Belki de bu kitap bir roman olmasaydıda bir araştırma konusu olsaydı okurken bu kadar keyif alamazdık.
Yazarın bütün eserlerinin edebi değeri çok yüksek ve bu nedenle okunması gereken temel eserler arasında.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ozgur05 02.11.2007
Kişiler üzerinden ustalıkla işlenmiş bir eser.Selma ve onun hayatına giren üç adam ve aralarındaki ilişkiler cumhururiyetin de geçirmiş olduğu evrelerdir aynı zamanda.Selma üç bölümde de farklı bir tablo ile karşımıza çıkmaktadır.İlk başta Nazif ve savaştan yeni çıkmış bir ülke...Kararsızlık.İkinci bölümde,subay kıyafetleri içindeki Hakkı Beye duyulan ilgiyle gelen 2. evlilik ve Hakkı Beyin nasıl bürokrasi adamı oluşu,yozlaşması,küçülmesi ve salon adamı olması.Ve cumhuriyetin salon içindekiler ve dışındakilerle değerlendirilmesi.Ve olaylara eleştirel gözle bakan genç bir yazar:Neşet Sabit.Selmanın 3. kocası.Ve son bölümde arzu edilen Türkiye...

Bunlar romanda açık bir şekilde verilmemiş.Kişilerin yaşamlarıyla bütünleştirerek roman dilinde ustaca işlenmiştir.Yakup kadrinin 4 romanlık serisinin son halkasıdır:Kiralık Konak,Sodom ve Gomore,Yaban ve sonunda Ankara...Bu seriyi okuyan yazarı daha iyi anlayacaktır.okudum ve beğendim.

Yakup Kadri önemli bir yazar.3 kitabı kaldı,onları da okuyup serisini tamamlamak istediğim bir yazar.Tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Suat Sungur 19.09.2007
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU’nun Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankara’sı dolayısı ile Türkiye’sidir.

Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolu’nun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşaa edilmelidir. Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır. Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır. Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir. Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler. Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer.
Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır.;
Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922’ye kadar ).
İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926’ya kadar ).
Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943’e kadar ).
Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanım’ın çevresinde geçer. Selma Hanım’ın arayışı Ankara’nın arayışıdır. Yazgısı Ankara’nın yazgısıdır. Yaşamı da Ankara’nın yaşamıdır. Selma Hanım’ın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler.
Birinci bölüm: Kurtuluş Zaferi ile sonuçlanan, savaş yıllarındaki Ankara’yı kısa hatlarla açıklamaktadır. Romanın kahramanı olan Selma Hanım hayatını bu üç bölümde üç ayrı erkekle geçiriyor. Milli mücadele yıllarında bir banka şefinin karısıdır. Kocası Nazif’le Ankara’nın yabancısıdır. İstanbul'lu hanım için Ankara’da hayat tek düze ve sıkıcıdır, yoksulluklarla doludur. Boş zamanlarında Hatice Hanım ve Halime Hanım ile sohbet eder. Bu sohbetlerinde gündelik Ankara hayatını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer. Daha sonraları Nazif Bey’in vekil arkadaşı Murat Beyle tanışırlar. Bu sırada binbaşı Hakkı Beyle de tanışırlar. Bu dönemlerde Hakkı Bey’in milli mücadele ruhu ve azmi kendisini fazlasıyla etkiler. Bütün ümitlerin zafer’e bağlandığı, başka hiçbir şeyin ehemmiyetli olmadığı bu devirde, herkesin mütevazı bir hayatı vardır. Yalnız kocası Nazif Bey’in milli davaya bir erkekten beklediği heyecan ve alaka ile bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocası Nazif Bey’den kopmaya başlar. Erkân-ı Harp Binbaşı’sının fikir ve hareketlerine yakınlık duyar. Birinci bölüm Selma Hanım’ın binbaşının cazibesine kendisini kaptırdığı bir zamanda sonuçlanır.
İkinci bölümde Selma Hanım Nazif Bey’den boşanmıştır. Bu bölüm zaferden sonraki Ankara’dır. Selma Hanım eski binbaşı emekli Miralay Hakkı Bey’in karısıdır. Ancak koşullar değişmiş değişen koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirmiştir. Hakkı Bey ordudan, Murat Bey vekillikten ayrılmışlardır. Vurguncu harp zengini şirket meclisi idarelerinde dolaşan, ecnebi gruplarla komisyon işleri yapmaya çalışan Hakkı Bey’in yeni yüzüyle karşılaşırız. Hakkı Bey milli idealleri bir tarafa bırakmış, maddi refah içerisinde sadece kendi hesabına çalışan birisine dönüşmüştür. Bu zümreye göre artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır. Bu bölümde halk ile bu zümre arasında nasıl doldurulmaz bir uçurum açıldığını, inkılabı böyle anlayanları, hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirisi yer alır. Selma Hanım yeni kocasından da uzaklaşır. Bu sırada muharrir olan Neşet Sabit genç kadını görmek için onların bazı alemlerine iştirak eder. Selma Hanım bu hayatın acılarını onunla paylaşır. Binbaşı Hakkı Bey’den boşanır. Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmetlerin en değerlisi olan öğretmenlik görevine atılır.
Son bölüm yazarın hayalindeki Ankara’dır. Yazarın bu hayali Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Dönümü Bayramıyla başlar. Gazi Mustafa Kemal’in Türk milletine hitabesi, bir devir başlangıcının, bir yeni sabahın ilk işareti gibi olmuştur. Ankara’nın çehresi değişmiştir. Bundan sonra egoist bir zümrenin zevkine ve menfaatine karşı şiddetli matbuat hücumu başlamıştır. Halk evleri, Toplumsal Mükellefiyet Teşkilatı yeni hayatın odakları olmuştur. Selma Hanım Neşet Sabit’le evlenmiş, bu iki insan yeni hayatın imar ve inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışıyor, yeni değerleri halk yığınlarına götürürler. Harf İnkılabı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk Evleri gibi daha bir çok alanda büyük atılımlar, büyük yenilikler gerçekleşir. Selma Hanım ve Neşet Sabit fırsat buldukça Anadolu’nun muhtelif yerlerine seyahat eder, bu seyahatlerinde gördükleri yerlerin yeni çehresiyle karşılaşırlar. Anadolu toprağı, suyu, kırı, bayırı, dağı, taşıyla eşsiz güzelliğiyle cennetten bir parça gibi tasavvur ederler, bundan doyumsuz bir haz alırlar. Hele Pınarbaşı’nda düzenledikleri eğlencelerde halk ezgileri ve türküleri çalınır söylenir, sabaha kadar hoşça vakit geçirirler. Roman yazarın bu tasavvuruyla son bulur.

Bence mutlaka okunması gereken bir eser. Tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
bilmez 03.08.2007
Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm zorlu mücadele yılları, ikinci bölüm zafer ile gelen rahatlama ve yozlaşma, üçüncü bölüm ise bir anlamda ideal Türkiye ütopyası. Yazarın sonraki röportajlarında da hiçbir zaman üçüncü bölüme ulaşılamadığını dile getirmiş ve ilerki yıllarda yazdığı Panorama romanında Selma ve diğer övülen karakterleri de "kötü" karakterler haline getirmiştir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (35)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Bu kitabi, Yakub Kadri'nin Yaban ve Kiralik Konak adli eserlerinden sonra okudum, eserler farkli yonlerden birbirlerini tamamlayici nitelikteler. Ancak Yakup Kadri'nin bu eseri beni digerleri kadar etkilememistir. Toplumun sosyolojik ve psikolojik yapisi, kitabin karakteri Selma Hanim'in yasantisi esas alinarak anlatmaya calisilmis, bunda da gayet basarili olunmustur.
Milli Mücadele yillarindaki Ankara'yi guzel betimlemis, ilgilenenlerin okuyabilecegi, guzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
caracuzu 07.12.2006
yakup kadrinin en beğendiğim romanlarından birisidir. bu romanı orhan pamuk un cevdet bey ve oğulları romanıyla aynı paralelde bir roman... türkiyenin siyasi tarihinden bahseden bu kitap daha ziyade toplumsal yapının değişimiyle ilgili gerçek kesitler sunmuş. okuyacak olan arkadaşların sıkılacağını sanmıyorum... her yaşta okuyucunun okuyabileceği bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
muradiye2 06.11.2006
Yazar olayı ilginç karakterler üzerinden anlatır, kitabın başında idealist olanların daha sonra nasıl gösteriş budalası olduklarını ve devrimlerin, cumhuriyetin yanlış anlaşıldığını anlatma amacını güderek bu romanı yazmış. İlginç olan diğer bir nokta ise Karekter Selma'nın Yakup Kadrinin romanlarında mutlu sona ulaşan ender kahramanlardan biri olmasıdır...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Cumhuriyetimizin başkenti Ankara'yı anlatan Yakup Kadri'nin "Ankara" adlı romanı, üç ayrı dönemi ve bu dönemlerin Ankara hayatını yansıtması yönüyle ilginç ve okunmaya değer bir eserdir. Romanın başkahramanı Selma Hanımın hayatı, evlilikleri ve insanî ilişkileri ile birlikte Ankara'nın üç dönemi canlı tasvir ve olaylarla verilir.

Bu dönemler:
1. Millî Mücadele'den önceki Ankara (Savaş zenginlerinin, yolsuzlukların ve arayışların belirdiği Ankara).
2. Millî Mücadele'deki Ankara (Millî silkinişin ve yeniden toparlanan, zaferi kazanan Ankara).
3. Millî Mücadele'den sonraki Ankara (Savaş sıkıntılarının geride kaldığı, modernleşen ve bir o kadar da özünden kopup sosyeteleşen Ankara).
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU'nun "Ankara", birbirinden farklı dönemlerdeki Ankara'yı yansıtması yönüyle okunmaya değer bir romandır. Özellikle, Millî Mücadele dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarındaki insanların karakteristik özelliklerini anlatması, romana ayrı bir değer kazandırmaktadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ttrçpl 12.08.2006
Yazar olayları Selma ve Neşet Sabri'nin gözüyle anlatır.Ankara'yı bekleyen tehlikeleri önceden sezmiş ve romanlaştırmıştır.Edebiyatımızda Ankara'da yapılan yenileşme hareketinin kusurlu yönlerini tespit eden ve cesaretle tenkit eden ilk roman Ankara'dır diyebiliriz...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (9)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ketermalkhot 23.07.2006
Yakup Kadri'yi okumak gerçekten de keyif verici ancak, kendisinde bir türlü tanımlanamyacak düzeyde halkı aşağılama ve toplumu aptal diye tanımlama gayreti var. bu eserde pek hissedilmiyor olsa da eserlerindeki o hakim hava, onu, oldukça soğuk kılmaya yetiyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Bolokur 14.07.2006
Yakup Kadri'yi okurken duyduğum iğnelenme,heyecan ve şevki;yalnız olmama hissini,pes etmemeyi başka hiçbir edebiyatçıda görmedim.
George Orwell beni ne kadar perişan edip bezginleştiriyorsa da Yakup Kadri,yaralarımı o kadar derinden sarıyor ki,cepheye dönmek için dakikaları sayan bir asker oluyorum!
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Çepni55 01.04.2006
Fethi Naci’ye hak vermemek elde değil; Ankara, Yakup Kadri’nin en kötü romanı… Milli Mücadelenin sadeliğinden sonra tenkit edilen İstanbul’un Beyoğluvari rezilliklerinin Ankara’da da görülmesinin eleştirilmesi gayet yerindeyse de Y.Kadri’nin ütopya Ankara’sında bile demokrasiye ya da halkın görüşlerine ehemmiyet vermeden, tepeden inmeci bir inkılap anlayışını savunması o kadar gereksiz!
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (5)
Bu Yorumu Yanıtla
SEREF Aydin 12.06.2005
Cumhuriyetin kuruluşundan önce ve sonrasından yaşanılan süreçte Ankara'da geçen olaylar. Milli mücadelenin kazanılması ve modernleşme çabaları harika bir kurgu üzerinde anlatılmış Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından. Selma'nın Ankara ile bütünleşmiş hayatı ve yaşadığı bunalımlar, aşklar... Hele bir de Ankara'da yaşamış, Ankara'yı biliyorsanız romanı okumak daha büyük bir keyif veriyor insana. Gözünüzde canlandırıyorsunuz o günleri. Ulus'u ve Çankaya'yı. Keçiören bağlarını canlandırmaya çalışıyorsunuz hayalinizde. Cumhuriyet ile birlikte yapılan yeniliklerin hızla nasıl yayıldığını, nasıl yorumlandığını anlamak için bu kitap mutlaka okunmalıdır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Milli Mücadelenin ardından Ankara'nın siyasi ve ekonomik durumunu gözler önüne seren bir roman.Ulus semtinin ve eski sokakların en ince ayrıntılarına kadar betimlenmesi romana ayrı bir hava vermiş.Selma'nın hayatı ve yaşadığı ikilem aynı dönemde Ankara'nın yaşadığı ikileme eşdeğer sanki.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
vhpkr 03.03.2004
Ankara sen köy müsün kent misin? Geçmiş misin gelecek misin? Acının ta kendi misin yoksa ışıl ışıl umut musun? Milli mücadelenin kurmay şehri ve bir neslin modernleşme sancısı. Bugünün spekülatörleri,dağ kafalıları,kibarlık budalası insanlık fukaralarının, cumhuriyenin ilk yıllarındaki protiplerinin taşralıdan kentliye,çarıklıdan ıskarpinliye evrimidir bu roman, selma hanımın acılarına siper. Ve vatan haini ne kadar hainse o zaman şimdi de aynı.Vatanseverlik koşulları da. Ankara palas ve Pera palas:sizi çözebilirsek tarih de çözülecek!Y.Kadri'nin ruhu şadolsun tüm Kurtuluş kahramanlarıyla
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (13)
Hayır (8)
Bu Yorumu Yanıtla
iyaan 11.07.2002
ANKARA romanında , 3 dönem içinde Ankara’da yaşananları ve şehrin genel görüntüsü anlatıyor. İlk dönemde Sakarya Savaşı’ndan önceki Ankara’daki genel görüntü ve şehre yeni gelen Selma Hanım’ın şehirle ilgili yaşadığı hayal kırıklıkları anlatılıyor .Daha sonraki dönemde Kurtuluş Savaşı yıllarında şehirdeki olaylar ve değişmeler anlatılmış. Ankara’daki Kurtuluş Savaş’ı yıllarından, Cumhuriyetin ilanına kadar olan değişmeler ve toplumun bu dönemde yaşadıkları romanın asıl konusunu oluşturuyor. Savaş yıllarının terk edilmiş bir kasaba görüntüsündeki Ankara’sının , Cumhuriyet’in ilanından sonra nasıl hızla değiştiğini, ülkedeki inkilap hareketleriyle ilişkili olarak toplumun yaşadığı çağdaşlaşmayı ve yozlaşmayı romanı okurken farkediyoruz.Ankara romanı, insanların Cumhuriyet’in ilk yıllarında karşılarına çıkan inkilapları ,asıl amaçlarından farklı olarak yanlış yorumlamaları sonucunda toplumda yaşanan yozlaşmayı anlatan didaktik bir eser olarak yazılmıştır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Necmi Çoban 06.12.2001
Yakup Kadri romanına seçtiği konuyu, yani kitabın ismini - Ankara-, baş karakter üzerinden aktarma yoluna gitmiş. Selma'nın üç ayrı birlikteliği aslında Ankara'nın üç ayrı merhalesini aktarır. Değişen Ankara, dolayısıyla Selma'dır. Yakup Kadri'nin eserdeki en büyük eksiği romanın sonunda Cumhuriyet'in 20. yılı kutlamalarında Atatürk'ün halkı selamladığını, yani Ankara için kurduğu iyi düşler olsa gerek.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
econozzy 15.10.2001

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun“ Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankara’sı dolayısı ile Türkiye’sidir.

Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolu’nun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşaa edilmelidir. Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır. Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır. Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir. Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler. Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer.

Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır.;

Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922’ye kadar ).

İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926’ya kadar ).

Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943’e kadar ).

Kısaca söylemek gerekirse romanın konusu bu üç dönemin Ankara’sıdır. Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanım’ın çevresinde geçer. Selma Hanım’ın arayışı Ankara’nın arayışıdır. Yazgısı Ankara’nın yazgısıdır. Yaşamı da Ankara’nın yaşamıdır. Selma Hanım’ın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla