Yaşadığımız pek çok acıyı tarif edebiliriz.Elimizi kestiğimizde, kafamızı bir yere vurduğumuzda, dizimiz kanadığında...Ancak bir yakınımızı kaybettiğimizde bu acıyı tarif edebilmemiz mümkün değildir.O biri,o kadar içinize işlemiş,o kadar sizle bütünleşmiştir ki, bazen hayatın bu darbesini çok haksızca ve acımasızca da bulursunuz ve haklısınız da...Sizin nefes almanız,kaybettiğiniz kişiye haksızlıkmış gibi bile gelebilir ilk başlarda...Iza'nın Şarkısı'da genel olarak kaybetmeye odaklıdır.Zaman olarak 1960'ları ve mekan olarak da Budapeşte'yi işaret eder.Hayat arkadaşının ölümü üzerine,onun hatıralarıyla yaşamına devam eden bir kadının hayat öyküsü de diyebiliriz bir bakıma.Sayfalarını çevirdikçe, insana aşina gelen şeylerin arttığı bu kitabı tavsiye ederim.Bazen evin diğer bir odasından duyulan ses kadar yakın,bazen yıllarca açılıp kapanan çekmecedeki nesnenin,sadece onu kullanan kişi tarafından bilinen yönü gibi tanıdık...