Kaçanın da “Allah” kovalayanın da “Allah” dediği günleri anlatır yazar bu eserinde. Kurtuluş Savaşı’nın en karanlık günleri Cehennem Yüzbaşı Cemil’in ağzından önümüze sunulur. Aznavur Ayaklanması, Çerkez Ethem, Dürrüzade( Dürzüzade der yazar) fetvası, Damat Ferit… siyasi kahramanlar olarak karşınıza çıkar. Ve bu savaşın neden bu kadar kutsal olduğuna bu eseri okuduktan sonra daha iyi karar verebilirsiniz. Çünkü biz o dönemde hem düşmana karşı hem de kendimize karşı savaşıyorduk. Biz kadere, yokluğa, yenilmişliğe, çaresizliğe karşı savaştık. Bir de amansız düşmana. Yedi Düvele… Hani bugünlerde çok popüler bir söz var ya: “Çaresizseniz ÇARE SİZSİNİZ.” İşte o dönem insanını ne de güzel anlatır. İçte ve dışta verilen en haklı mücadeledir Kurtuluş Mücadelesi.
Düşünsenize; Trablusgarp, Balkanlar ( ki kendi tebaanız), 1. Dünya Savaşı’nda yenilmiş bir ordunun subayı olmak ve yüzyılların verdiği bir ezilmişlik duygusu, ne kadar da kötüdür. İşte eserde bunu çok iyi görebiliyorsunuz. Ancak her şeye rağmen direnmeyi bilen insanların kararlılığına da şahit oluyorsunuz. Ben çok beğendim romanı. Tavsiye ederim.
Kemal Tahir, Türk romancılığında bir kuledir. Kulenin merdivenini çıktıkça ufkunuz açılır ve göreceğiniz alanlar o kadar enginleşir. Her basamak sizi daha da aydınlığa taşır. Onu okurken ne kadar yetenekli olduğunu düşünmeden edemezsiniz. Diğer romanlardan farklı olduğunu hep anlarsınız. Romanların asla klasik sonla bitmez. Hepsinde okurun hayal gücü ön plana çıkar. Yazmaya devam etse daha sayfalarca yazabilecekmiş duygusu uyanır okurda.