Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana / Bir Ada Hikayesi 1 Hakkındaki Yorumlar

Kitabın sonunu getiremedim,çok sıkıldım,ama merak etmiyor da değilim :)

okuduğum ilk yaşar kemal romanıydı fırat suyu kan ağılıyor bu kitabından sonra bütün kitaplarını okumaya karar verdim. kitapta yazar bilindik bir konuyu farklı bir bakış açısıyla ele almış. hem günlük duyguları hem de savaşlarda hissedilen duyguları harmanlamış. akıcı bir anlatımla okucuyu hem bilgilendiriyor hem de yaşananları hissettiriyor.

Bir ada hikayesi dörtlüsünün ilk kitabı. Mübadelede Yunanistan'a gönderilen Rumların, boşalttığı adaya savaşlardan ve sürgünlerden geriye kalan insanların yerleştirilmesi ve onların yeni bir yaşam kurma çabasıdır anlatılan.tabii ki yaşar Kemal farkıyla.

Arkadaş kitabı okurken farklı alemlere dalıp gidiyorum ya.Betimlemeleri çok iyi.Ayrıca hoşuma giden bir diğer yanı her an konunun farklı bir yere kayabiliyor olması.Bir paragrafta bakıyorsun İzmir'de diğerinde Artvin...Kitap mükemmel.Herkese tavsiye ederim

Bir Yaşar Kemal klasiği...Bir ada hikayesi serisinin ilk kitabı olan bu eser okunması gerçekten lazım bir yapıt.

yaşar kemal farkı..mükemmeldi.

"Yaşar Kemal" dedikten sonra başka bir yoruma gerek kalmıyor aslında. Çukurova hikayeleri ile bilinen Yazar bu kitabında çok farklı bir coğrafyaya gitmiş, çok da iyi etmiş. Yaşar Kemal'in her kitabı okunmalı ama bu çok farklı olduğu için özellikle tavsiye edilir...

Çok güzel bir kitap. Bir Yaşar Kemal klasiği, kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Sabırsızlıkla serinin 4. kitabının çıkmasını bekliyorum...

Yaşar Kemal'in Çukurovva dışına çıktığı başarılı bir yapıt. Bir üçlemenin ilk yapıtı. Üçü de zevkle okunacak eserler olmuş. Bitirdikten sonra Y. Kemal'den dördüncüsünü yazmasını bekledim. Yine tarihi roman sevenler için başarılı bir kitap. Okunmasını tavsiye ediyorum, öğrencilerime önerdiğim eserlerin başında geliyor.

Uzun betimlemelerden hoşlanmayan okurlar için zor bir roman olduğunu belirtmekte yarar var. Onun dışında konusu, yazarı tartışma götürmeyen bir eser.

Zaten biliyorum büyük büyük Yaşar Kemal'i..
Yurdumuzu aşan bir anlatıcı.. nasıl oluyor da NOBEL Alamıyor (aslında şaşırmıyorum) Yani bu kitabında DA BENİ ALDI YAZDIĞI YERLERE GÖTÜRDÜ oralarda yaşattı..kahramanlarıyla adeta yüz yüze getirdi.Tanrım ne büyük bir yazar..ne büyük bir adam.inanılmaz vallahi.. ben Orhan Pamuk'u da okudum asla önyargılı değilim ama hiç de aynı derinlikte değil. karşılaştırmak ayıp olacak ama Orhan Pamuk bir GÖL.veya bir İÇ DENİZ.Yaşar Kemal bir OKYANUS.evet evet bir okyanus. şiddetle tavsiye ederim. ben okumakta geç kalmışım.. keşke çok uzun yaşasa da bizlere ve nesillerimize daha eserler verse. Ona dua ediyorum.

Yaşar Kemal'in ustalığını anlamak için bence kitaplar kifayetsiz kalıyor. Hala anlayabilmiş değilim; romanlarındaki o gizemli dünyayı nasıl yarattığını. Bu topraklarda doğmuş ve yaşıyor olması da bana gurur veriyor.

şu kadarını söyleyebilirim, yaşar kemal'i okumadan bu dünyadan göçüp gitmek büyük talihsizlik olur.

yaşar kemalin bütün kitapları güzeldir.bir solukda okuyacağınız harika bir kitap mutlaka kitaplığınızda bulunmalı.

İnce Memed'den sonra en çok etkilendiğim Yaşar Kemal kitabı.Henüz ikincisini okuyor olmama rağmen,adada yaşıyor gibiyim.Ayrı bir dünya yaratıyor insanın yaşamında,kimi zaman kaçıp sığınmak istediğiniz,kimi zaman dehşete kapıldığınız.Savaşlar,insanlar,farklı kültürlerin içiçe geçen yaşamları...
Karakterler öyle yalın,öyle içten ki,herbirini bizzat tanıyorsunuz sanki.
Betimlemeleri başta biraz yadırgarken,sonra öylesine alışıyorsunuz ki,denizin menevişlemesine,çocuğun ağlamasını kirp diye kesmesine:)artık,bir Yaşar Kemal dili oluşuyor sanki.

Yaşar Kemal'in bu maalesef ilk okuduğum romanı. Dörtlemenin ilk kitabı.

Konunun seçimi, betimlemeler, karakterler harika. Adeta adada siz de o insanlarla yaşıyorsunuz. Kayığa binip balık tutmaya gidiyorsunuz Poyrazla. Ya da ölen askerlerin arasındasınız Sarıkamışta.

Bu yüzden roman güzel. Fakat betimlemelerde bazı tabirler çok sık kullanılmış. Örneğin, menevişleme kelimesi o kadar çok ki. Bazen "yine mi" dediğim zamanlar oldu.

Romanın karakterleri ve mekanlar set çekiyor bol tekrarlı kelimelere. Belki de bu kadar güzel betimlemeler başka türlü olamazdı. Okunması gereken ve çok hoş bir kitap.

Mubadeleye konu olan gocmenlerin hayatlarını anlatıyor. Bazı yerlerde biraz sıksa da genel olarak keyifle okudum.

Yaşar Kemal; halktır, halkın sesi ve kahramanıdır. Tıpkı İnce Memed kitabı gibi, bu kitapını da okurken adeta sizi de içine çeken, sizde romanın bir kahramanı gibiymiş gibi içinize işleyecek bir öykü.. Sayfaları bir hışımla okuyup diğer sayfaya geçmek için adeta sabırsızlanacaksınız..

Büyük usta 1920'li yıllara, Lozan sonrası mübadele dönemlerine götürüyor okuyucuyu ve bir ada etrafında kurgu şekillenmeye başlıyor. Çokta hadsizlik yapıp, Yaşar Kemal'i anlatmak istemiyorum. Okuyun, okutun...

İnsan'dı onun için önemli olan, yine insanı anlatıyor, dil, din, ırk, köken gözetmeksizin, o anlatırken yaşıyorsunuz. Sarıkamış Allahuekber dağlarında donan asker oluyorsunuz, denizin ortasında menevişlenen balık oluyorsunuz, dağlarda açan mis kokulu çiçek oluyorsunuz...

Yine ana kahraman insan, mübadele sonrası binlerce yıldır yaşadıkları vatanlarından gönderilen #karıncaadası nın yerli halkı Rumların, evlerinden, topraklarından koparılışları, adaya gelip kök salmak isteyen insan manzaraları... Dolaşıyoruz Ege'den Kars'a, Çanakkale'ye, Mezopotamya'ya, Arabistan'a, Fırat', Dicle'ye...
Yezidi katliamları, savaşın vahşi ve acı yüzü mıh gibi işleniyor hafızamıza, bu kadar vahşet ve hüzün içinde yine #umut başrolde insan olan her yerde umut illa ki vardır.
Poyraz Musa, Vasili, Lena, Kaymakam ve daha nicesi hepsi farklı, hepsi aynı #karıncaadası onlara yuva olacak mı?

yer yer bazı olayların üzerinde çok durulması okuyanı biraz yorsa da yakın tarihi romanlar üzerinden okuyabilmek için önemli bir kitaptır.

Yaşar Kemal okuyan ve Sevenler İçin Ada hikayelerinin birincisi çok akıcı ve güzel bir dil Diğer kitaplarını merakla okuyacağım

Okuduğum ilk Yaşar Kemal Eseri.Yazım dili, betimlemeler,karakterler..Hayran kaldım.Seriyi bitirip İnce Memed’e başlamak için sabırsızlanıyorum.

Yaşar Kemal usta romancı ama bu eser beklentimin altinda kaldi, belkide beklentim cok yuksekti

Yaşar Kemal yine muhteşem bir eser yazmış. Sipariş verdim kalan 3 kitabı da okumak için sabırsızlanıyorum

Sevgili Yaşar Kemal'in en çok beğendiğim hikayesi.

Hikaye bir Ege adasında geçiyor. Kurtuluş Savaşı sonrasındaki mübadele döneminde yaşayan insanların hikayesi. Rumların Yunanistan'a gönderilmesi, Yunanistan'da yaşayan Türklerin bu tarafa getirilmesi üzerinden Ada'ya yerleşen iki adamın hikayesi var kitapta. Poyraz Musa ile Vasili'nin hikayesi. Önce birbirlerinden saklanan bu ikilinin zaman ve yalnızlıkları sayesinde kardeş kadar yakınlaşıyorlar. Peki Ege'de geçen hikaye neden Fırat Nehriyle anılıyor? İşte onun cevabı da, eğer okursanız, kitabın içindeki bir detayda gizli. Sarıkamış'tan Ege'ye uzanan bir hikaye var, Balkanlar var, Kurtuluş Savaşı var, ucundan kıyısından Mustafa Kemal'e göz kırpıyor, bunlar kitabın bende yarattığı olumlu hissiyatlar. Öte yandan hikayeler arasında git gel çok yapılmış kitapta. Bu da hikayenin biraz savrulmasına ve benim odaklanma problemi yaşamama sebep oldu açıkçası.

Yaşar Kemal'in her kitabı okunmalı. Kitaplarını okumuyor resmen olayı yaşıyorsunuz.

uzun betimlemeler göz korkutmasın.beni yaşar kemal'le tanıştıran kitap...

Savaşlar, acılar, pişmanlıklar ve insanın en saf hali... Bu seri Yaşar Kemal'in olgunluk eseri...

Türkü, Kürdü, Alevisi, Yezidisi, Giritlisi, Çerkezi, Köylüsü, Şehirlisi.. Kısacası bu topraklarda yüzlerce yıldır var olmuş kültürlerin izlerini bütün seride bulmak mümkün. Seri bittiğinde insan kendini yorgun bir hayattan yeni çıkmış ama nihai huzura erişmiş olarak buluyor. 27 yıllık yaşantının en güzel kitaplarıydı. Bitmiş olması uzdu.

betimlemelerin uzunluğu beni yıldırmadan vasili ha öldürdü ha öldürecek derken bir bakmışım bitmiş. savaş insanlığı ne yıpratmış bize de ancak okuyup ah vah demek düşüyor. tüm bunların yaşanmamış olmasını dilerdim .çünkü sadece yasar kemal'in hayal gücü olmaz tum bu acılar.

bize yaşar kemal'in dünyası lazım. öldüren değil de yaşatanların lazım olduğu gibi. serinin ilk kitabı çok iyiydi sırada diğerleri var.iyi okumalar herkese

İnce Memed'den sonra bu da bir Yaşar Kemal efsanesi. Nasıl anlatılır ki Yaşar Kemal'in dili. Bir yemek anlatıyor mesela.. kalkıp o yemeği yapıp yemezsen ölürsün sanki.. ve ayrıca bu sefer.. bir ada, deniz, balıklar..

Bazı sayfalarda betimlemelere boğulduğumu hissettim, bunun dışında esere kitap değil film demek lazım bence, bütün Anadolu insanı, yaşadıkları yaşayamadıkları her şeyiyle anlatılmış

Aslına bakarsanız güzel bir kitaptı ama fazla sarmadı. Belki de benim tarzım değildi, kitaba kusur atmayım. Bi deneyin bence

kitabın arkasındaki yazanlar her şeyi anlatmış bana düşmez anlatmak

Hayatımda okuduğum en güzel kitapların başında gelir.Okurken o adada bulacaksınız kendinizi...

Artık biz eski sağlıklı insanlık değiliz.bizim çocuklarımız da artık o eski insan olamayacak .torunlarımız da ...üstlerini kıyamete kadar kar yağacak .yaralanmış ,yarı deli, birbirlerini yiyerek ,bütün acıma insanca duygularını yitirmiş, şu dünyada içlerindeki ışığında boşaltmış, öyle dolaşacaklar ,birbirlerinin gözlerini oyarak .DİYOR YAŞAR KEMAL.SERİNİN İLK KITABI SÜRÜKLEYİCİ BİTTİ.OKUYUN ÇOK GÜZEL

Bir ada hikayesi dörtlemesinin ilk kitabı. İstediğiniz kitaptan başlayarak romana dalış yapabilirsiniz. Akıcı bir dil ile sizi anlatılan yerlere götürür. Yaşar Kemal okumadan öleni cennete almasınlar ;)

Bir insanın vatanının ırkına bağlı olmadığını gösteren güzel bir kitap. Serinin diğer kitaplarını okumak için ilgi uyandırıyor...

Türkiye'nin gözyaşlarıyla dolu hikayelerinden biridir aslında anlatılan.Mübadele yıllarını ada hikayesine dönüştürmüştür yaşar kemal.Topraklarından sökülüp getirilmiş yerli türklerin deyimiyle bir garip konuşan insanların öyküsü ve aynı şekilde vatan bildikleri Türkiye topraklarından zorla gönderilen rumlar...Uzunca süre adada gizlenen genç rum delikanlısı..bu kitapta parçalanmış yaşamları ve aynı zamanda umuda tutunmaya çalışan insanları bulacaksınız.Dört ciltte ara vermeden okunmalı..

Yaşar Kemal'i okumak, bir bahar sabahının yeni doğan güneşi altında yaşama sevinciyle dolup taşmaya benzer

Harika bir ada hikayesi. Dört kitabı da mutlaka okumalısınız.

Yaşar Kemal okumamış bir insan, roman okudum derse büyük bir yanılgı içindedir.

Bu seri aynı mekanı dört kitap boyunca anlatır. Ama tek bir an bile sıkılmazsınız. Yaşar Kemal ustalığı...

gerçekten harika

Kusursuz bir anlatımı olduğundan ne hakkında ne yazacağımı bilmediğim bir yazar ve muhteşem yapıtı. Yaşar Kemali okumamak hele hele bu kitabı okumamak çok büyük bir eksiklik bence.

Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi dörtlemesinin ilk üç kitabını 2002 yılında okumuştum. Aslında başlangıçta üçleme olarak planlanan hikaye, ikinci kitabın sayfa sayısı yüzünden ikiye ayrılmasıyla bir dörtleme olmuştur. Serinin son kitabını ise tam 11 yıldır beklemekteydim. Aradan geçen bunca yıldan sonra son kitabı alıp hemen okumaya kıyamadım. Olanı biteni gözden geçirip, tekrar hatırlamak için kitapları yeniden okumaya karar verdim. Zannedersem dört kitabı ardarda okumak hikayenin içine daha iyi girmemi sağlayacak.

"Savaşı icat eden görmesin cennet." diyor Yaşar Kemal bu kitabında ve savaşlar gören Poyraz Musa ve Vasili'nin nasıl insanlıktan çıktıklarını, kaybolduklarını, yittiklerini, evlerinden, yurtlarından, sevdiklerinden ayrı düştüklerini anlatıyor. Savaşlar bitmiş ve Rumlar'la Müslümanlar'ın mübadele dönemi başlamıştır. Hikayesi anlatılan ada Rumlar'ın koparılıp terk etmek zorunda kaldıkları Karınca Adası'dır. Biri vardır ki adada, gizlenir de gitmez sürgüne ve ant içer; adaya ilk çıkacak adamı öldürmeye. Vasili'dir adasını bırakmayan.

"Tanyerleri ışıdı ışıyacaktı. Deniz sütlimandı, apaktı. Küreklerin şıpırtısından başka ses yoktu. Martılar daha uyanmamıştı. Gün doğmadan önceleri, dünya dümdüzken, deniz işte böyle sonsuz bir aklığa keser."

Poyraz Musa'dır kürekleri çeken ve adaya ilk çıkacak olan adam. Ardından "öldürmek mi, yaşatmak mı" ikilemini yaşatır bize Yaşar Kemal, Vasili'nin iç dünyasında.

Sonra hikayeler bizi büyüler kendi içine katar. Bir ateşteki balığın kokusunu çekersin içine; bir Anadolu'daki kıyımın utancını duyarsın derinlerinde. Bir bakarsın uzanmışsındır çiçekli renk cümbüşünün içine; öte yandan akbabaların ağızlarında genç kızların memeleri, kanlar içinde kalırısın. Cennetten düşmüş bir adadasındır bir an; alır vurur seni Çanakkale'ye, Sarıkamış'a savaşların ortasına.

Ve Fırat suyu kan akıyor baksana der, bakamazsın.

serinin her kitabı tek solukta okunacak kalitede ve sürekleyicilikte.