Ay Sarayı Hakkındaki Yorumlar

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. karakterlerin bir yerde birleşeceklerini tahmin etmiştim ama bu kadar ustaca olacağını tahmin edemedim doğrusu. ayrıca okurken olaylar gözünüzde öyle güzel canlanıyor ki sanki film izliyormuş hissi bırakıyor.

Paul Auster'a bu romanla başladım ve yazarı sevdim.

Çok övüldüğü kadar var mı bilemedim, bana klasik bir film senaryosu gibi geldi, yüzeysel bir anlatım gibi ,

İlk Paul Auster kitabım bu oldu, çok çarpıcı diyemem ancak konusu ve anlatımı kesinlikle sıkıcı değil.okumak isteyenler bir şans verebilir akıcılık açısından sıkıntı yaratmıyor.

Konusu ve Paul Auster'in anlatış tarzıyla harika bir kitap

Güzel bir kitaptı ama okumasam da bişey kaybetmezdim

Konu olarak çok severim bu kitabı, inanılmaz bir kitap.

Yazarın en iyi romanlarından biri.

İlk Paul Auster kitabım, cok tavsiye edildiği için bir şans vermek istedim.

Kader kaçınılmaz, bu eserde bunu görüyorsunuz. Ne yaparsanız yapın olmayınca olmuyor. O belli olan sizi bulup geliyor.
Eser tesadüflerin ve bir kader romanı. Hayatınızda karşınıza çıkabilecek tüm tesadüflerine sizi bulduğu bir roman. Tavsiye ederim.

Akıcı ve güzel bir kitaptı. Yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum

Günümüz iyi yazarlarından birisi.

Yazarla tanışma kitabımdı. keyifle okudum.

Farklı coğrafyalarda farklı hikayeler zinciri...Halkalar iç içe...

Auster okumaya başlamak için en iyi seçim bence

Timbuktu sayesinde tanıştığım yazarın bu kitabını da severek okudum. Tavsiye ediyorum.

"Paul Auster kalemiyle okuduğum en harika yazarlardan biri, çok keyifliydi. Sizlere de keyifli okumalar dilerim."

Yazarın ilk okuduğum kitabıydı. Ancak Yükseklik Korkusu kitabı çok daha farklı ve güzeldi. Ay Sarayı’nın ilk sayfalarda sıkılmama rağmen sonlara doğru Effing ile ilgili bölümler çok sürükleyiciydi.

Paul Auster'in her zamanki gibi yalnızlıklar ve rastlantılarla dolu romanı.

Arkadaş önerisiyle aldım güzel bir anlatımı var.

garip bir kitap, çok saran bir konusu yok ama anlatımı ilerleyişi o kadar sürükleyici ki aniden bitireviyorsunuz.

Auster'in anı dışındaki ilk kitabı. İnanılmaz bir olay örgüsü ve kesişmeler var. tahminleri çok zorlayan bir kurgu. Akıcı ve sizi kitaba bağlayan bir olay örgüsü ve uslubu var. kesinlikle alın ve okuyun.

Arkadaşımın şiddetli tavsiyesi üzerine Paul Auster'la tanışma kitabım. Hiç pişman olmadım. Sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Hayat böyle bir şey zaten.

sanatı,bilimi,kitapları,sinemayı sevenler bu kitabı da seveceklerdir. benim en sevdiğim kitabıdır.

Amerika'daki yaşanan toplumsal olayların fonunda bir genç adamın hikayesi. Bir var olma ve gelişme hikayesi. Akıcı bir kitap

“Ay Sarayı” Romanın baş karakteri “Marco Stanley Fogg”, artık kıpırdamamaya, çalışmamaya, yemek yememeye ve bütün bunların doğuracağı tehlikeleri göze almaya karar verir. Böylece, nereye kadar gidebileceğini, bu süreç içinde neler olup biteceğini merak eder. 60′lı yılların çocuğu olan M.S yorulma nedir bilmeden geçmişinin anahtarlarını arar, yazgısının temel bilmecesinin yanıtlarını bulmaya çalışırken; garip tesadüfler sunar hayat kendisine... Genel olarak kurgu da duayenin dili de enfesti. Eğer henüz Paul Auster okumadıysanız Ay Sarayı keisnlikle güzel bir başlangıç.

Başta çok güzel çok etkileyici ve sürükleyici bir yerden sonra sıksada okunmalı

Uçurumdan atlamıştım ve son anda bir şey uzandı, beni havada yakaladı. O bir şeyin adına sevgi diyorum. İnsanı düşmekten alıkoyacak tek şey, yerçekimi yasalarını yok edecek kadar güçlü tek şey sevgidir.

Sıkılmadan, keyifle okunabilecek ilginç bir hikaye. Paul Auster eserleri insanı pişman etmiyor, tereddüt etmeden okuma hissi uyandırıyor. Sonu da ayrıca etkileyiciydi.

Ay Sarayı eseri gerçekten insanı etkiliyor.

Paul Auster'in okuduğum ilk kitabı, beklentimin çok üstünde harika bir kitaptı, zengin anlatımı ve kurgusuyla oldukça etkilendim.

İnsanların iç konuşmalarını, bunalımlarını, hayata bakışlarını, kendilerine söylediklerini en güzel anlatan yazarlardan biri bence. Ay Sarayı'nda da yine insana dair her şey var. Paul Auster mutlaka okunması gereken bir yazar.

paul auster deyince aklıma gelen ilk eserdir ay sarayı. birbiri içinde gizli hayatlar esrarengiz raslantılar hayatta ender rastlayacağınız karakterler kısacası bir romanda olmasını umacağınız bir çok şey var bu romanda. çünkü hayatın her saniyesini hissetmenin ve başkasını düşünmenin daha doğrusu başkaların hayatlarını hüzünlerini sevinçlerini hayal krıklıklarını anlamanın anlamlandırmanın romanıdır. ay sarayı

müthiş bir yazar Paul Auster.. tiryakisi oldum ben.. eminim siz de olacaksınız..

paul auster'ın okuduğum son kitabı ve maalesef pek beğendiğimi söyleyemiyorum. yükseklik korkusu, newyork üçlemesi, karanlıktaki adam gibi kitaplarını okuduktan sonra bu kitap aynı yazarın elinden mi çıkmış diye durup düşündüm. açıkçası bende hayal kırıklığına yol açtı. ama şunu düşünüyorum. bir yazar her zaman mükemmel kitaplar yazamaz. ay sarayı da austerın böyle bir zamanına denk gelmiş herhalde...

kesinlikle okunması gereken bir kitap ve yazar. deneyin pişman olmayacaksınız.

Auster'ın depresif kitaplarından bir tanesi. Yazarın kitaplarını okurken dilinin yalınlığına hayran olursunuz. Kelimeler satırlarda hızla kayıp gider ama bir tarafınız giderek sıkılmaya içiniz hafif hafif bunalmaya başlar. İşte bu yazarın hemen her kitabına aksettirdiği depresifliğinden kaynaklanıyor. Sonsuz bir yalnızlık duygusu... Hikaye içinde hikayeler anlatmak Auster'ın bir başka kullandığı teknik ve bu kitapta yoğun olarak kullanmış. Kitabı genel olarak beğendim. Ama yazarın daha iyi kitaplarıda var..

Kitabı genel olarak değerlendirince dört dörtlük olduğu söyleyemem ancak bazı bölümleri özellikle Effing in çölde geçirdiği ayları ve de Fogg un kendini hayatın akışına bıraktığı anların anlatıldığı bölümlerin kusursuz olduğunu söyleyebilirim.
Kitapın özeti; hayata alışmaya,ayak uydurmaya çalışan bir gencin entrikalarla dolu yaşam öyküsü .Şunu da söylemek isterim ki, yerel unsurlar kitapda bir hayli fazla olduğundan bir amerikalı olsaydım bu kitaptan daha fazla zevk alırdım diye düşünüyorum

Auster in ilk romanı. Aslında ilk sayfadan sizi içine alıyor ancak yine de çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Sanırım başka kitaplarını da okuduğum için, bu kitap bana Auster in hazırlık kitabı gibi geldi. Çok daha beğendiğim kitapları varsa da yazarı okumaya bu kitaptan başlanılabilir diye düşünüyorum.

Yazarla tanışmamı sağlayan bu eseri daha önce okumadığım için üzüldüm. Bu kitabı bitirince yazarın diğer kitaplarını da hevesle sipariş ettim :)

Film gibi bir kitaptı. Teşekkürler Paul..

Lisede zorunla okutulan ve şıp diye bitirdiğim Yaban'dan sonraki ikinci kitap.

Auster iyidir, sağlamdır, yeni nesilde okunacak nadir yazarlardandır. Kitabını bitirdiğinizde harcadığınız zamana acımaz, yazıklar olsun demez, ahlanıp vahlanmazsınız. Keyif alır, eğlenir, hoşça vakit geçirirsiniz. Resim gibidir Auster kitapları, okudukça gözünüzde canlanıverir, gözününüzn önüne geliverir romanın kahramanları. Ay sarayı, alınır, okunur.

Bu kitaba puanım: 7/10
Arka kapaktaki tanıtım yazısında, fantezi ile iç monologların ustalıklı bir karışımı tabiri çok doğru. Hikaye 3 ayrı fazdan geçiyor adeta. Bence 3 ayrı hikaye var aslında bu kitapta ama birinden diğerine geçiler o kadar dikişsiz ki kitabı bitirip üzerine düşününce bu kanıya varıyor insan.
68 kuşağı, Vietnam savaşı dokunuşu bu dönemi anlattığı her romanında değindiği bir konu Paul Auter’ın. Gerçi Paul Auster’ın roman kahramanları Vietnam Savaşı’na katılmamanın bir yolunu mutlaka buluyorlar.
Bir çok romanında olduğu gibi çalışma ya da para kazanma kaygısı taşımayan bir karakter yaratmış Paul Auster.
Bir Paul Auster hayranı olarak harika bir okuma serüveni vadeden bir kitap olduğunu düşünüyorum ve tavsiye ediyorum

Paul Auster'in bir çok kitabını okudum. Ama içlerinde beni en çok etkileyen, sürükleyici ve en etkileyici romanı bu diyebilirim. İlk defa Auster okuyorsanız bu kitaptan başlayın derim.

Auster'in en beğendiğim kitabı. Kurgusu ve tanımaları oldukça yaratıcı. Rastlantısal bağlantılar çok hoş kurgulanmış...

sadece effing in anlatılmaya başladığı bölümler nefisti.kitabın kahramanının bu rahatsız edici rahatlığı ve umursamazlığı,yazarın fazla kaçırdığı detayları ile çok sıkıcı bir hale gelmiş.çok soğuk bir anlatım,denize dalmak istersiniz de su sizi kaldırır ya işte öyle havada kalmış ruh yoksunu bir anlatım var bu kitapta,okumazsanız çok şey kaybetmezsiniz.

Ay Sarayı, Son Şeyler Ülkesinde kitabıyla birlikte Paul Auster'ın en sevdiğim kitabı..Effingten önce ve sonra olmak üzere 2 kitap okuduğum hissine kapıldım..Paul Auster'ın kitaplarında tesadüfler büyük yer kaplıyor..Kırmızı Defter adlı kitapta bunun nedenlerini anlıyoruz..

kitaptaki ana karakter Marco Fogg ismini 1492'de çini keşfeden Marco Polo'dan almaktadır. Fogg'da Kitty Wu'yu keşfetmiştir ve Victor'un verdigi kitap sayisi da 1492'dir. bunun gibi bir suru ilginc tesadufler Paul Auster'in ustaca ve akici kalemiyle yaziya dokulmus. Paul Auster'in okudugum ilk kitabi. hepinize tavsiye ederim.

Auster ın okuduğum ilk kitabı New York üçlemesiydi. Ardından Yanılsamalar kitabı. Hayal gücü, duru kalemi ve hayata karşı biraz yenilmiş kahramanlarıyla Aster mutlaka okunması gereken yazarlardan biri.
Çok şatafatlı dünyalar önermiyor belki ama aşırı parıltılı, doğal olmayan şeylerden sıkılmış okuyucunun taze bir nefes alabileceği kitaplar yazıyor.
Ay sarayında en çok dikkat çeken şey ise insanın iradesiyle aldığı kararlar ve yaşamın onu kendi bildiğince yönlendirdiği yolun birbirinden çok farklı olabileceği.