Uzun zamandır okuma listemde olan ve çok merak ettiğim eserlerden biriydi. Çok yüksek bir beklentiyle başlamış olmalıyım ki istediğim etkiyi bende bırakamadı. Başlarda biraz ağır ilerleyen ve sonrasında olayların hızlandığı bir akışı var. Yarı otobiyografik olması, açlığın önce insan bedenini sonrasında zihnini nasıl yerle bir ettiğini, bu çöküş esnasında ahlaki değerleri koruma çabasının gel gitleri en etkileyici noktalarıydı. Karakterin yaşadığı açlığı yaşadığımız dönemle kıyaslarsak fazla abartı gelebilir fakat o dönemin şartlarını bilen okurların daha iyi tezahür edebileceği aşikar. Okunmalı mı? Kesinlikle... Ama bir "Martin Eden" etkiside beklenmemeli. Saygıyla...