Etkisinden Çıkamayacağınız Bir Şaheser
Puslu Kıtalar Atlası 1995 yılından bu güne dek basım gören ve günümüze dek ihtişamını asla kaybetmeyen bir kitaptır. Postmodern edebiyatın ürünü olan eser, "üstkurmaca" denen bir teknikle yazılmıştır. Postmodernizm, 20.yy.'dan sonra etkili olan ve klasik edebiyatı reddeden bir akımdır. Giriş, gelişme ve sonuç üçlemesi ile yazılmaz. Karmaşık bir anlatım tarzını esas alır ve üstkurmaca denen, roman dünyası ile gerçek dünya arasına bir katman ekleyen kurgu ile yazılır.
Puslu Kıtalar Atlası da kurgu ve gerçeklik ayrımını sorgulayan bir yapıda, birbirine geçen hikayeler şeklinde yazılmış. Yani bir nevi hikaye içinde hikaye okuma esasına dayalı anlatısı var. Bu, "Uzun İhsan Efendi" üzerinden servis ediliyor. Uzun İhsan Efendi roman boyunca sürekli düşler kurar. Dayısı Arap İhsan'ın savaştan dönerken yanında getirdiği ve Kubelik'e çevirttiği "Zagon Üzerine Öttürme" adlı kitabı okur ve düşlerinde bir dünya atlası oluşturur. Ve bu andan sonra da neyin gerçek ve neyin düş olduğu sorgusu başlar.
Uzun İhsan Efendi, oluşturduğu atlası oğlu Bünyamin'e verir. Bu kitabın ona yol gösterici olacağını ifade eder. Bu kitabın ismi "Puslu Kıtalar Atlası"dır. Ve Bünyamin'in macerası da bu kitapla birlikte başlar. Aslında Bünyamin, kendi hayatını anlatan bir kitabı teslim almıştır babasından. Ve çaresiz kaldığı durumlarda kitabın bir sayfasını açar ve gördüğü bir cümle ile kendine bir yol çizer.
Kitabın dili biraz eski Türkçe ağırlıklı. Bazı kelimelerin anlamlarını öğrenerek okumak, kişinin kelime dağarcığını geliştiriyor. Bolca karakteri olan eser, karakterlerinin hikayesini yarıda bırakmıyor ve daima bir noktaya getiriyor. Hikayelerde geçen yeniçeriler, efendiler, dilenciler, kethüdalar, alimler, bilginler, lağımcılar, evliyalar, enbiyalar dönemin ruhunu çok iyi yansıtıyor. Olayların geçtiği İstanbul, dönemin adıyla Konstantiniyye her açısıyla fevkalade güzel işlenmiş. Galata Kulesi, Saray avluları, Ermeni ve Rum semtleri, eskiye dair güzel olan ne varsa bu kitabın içinde.
Kitap 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ve 95 yılından beri de baskı görmeye devam ediyor. Yazarın kurgusu, zekası ve anlatımı harika...
Sevgili İhsan Oktay Anar iyi ki bu kitabı yazmış. Kendisine sonsuz teşekkürler...