Toprak Uyanırsa Hakkındaki Yorumlar

özellikle öğretmenlerin okumasını ısrarla tavsiye ediyorum

Sade bir dille yazılmış kesinlikle okunması gereken bir yapıt.

Bir aydın yazar gözünden Türk Köy toplumunun kültürünün, medeniyetinin, servetinin biraz ilgiyle, sevgiyle, uğraşla, adanmışlıkla, devlet eliyle nasıl muasır medeniyetler seviyesine getirilebileceğini anlattığı muhteşem bir kitap

Aydemir'in baş yapıtlarından biridir. Türkiye'deki köy gerçeğini bütün çıplaklığıyla ele almış. Üstelik romanın anlatıcısı kendi küllerinden doğmuş biri. Bedbahtlık, ümit, yalnızlık, anlaşılma isteği, yabanilik vs. hepsi bu romanda var. Yazarın dediği gibi "insan" anlatılıyor.

Bir öğretmenin neler değiştirebileceğini gösteren herkezin okuması gereken bir eser..

Bir insan hikayesinin anlatıldığı bu esrede faal meslek hayatını bitiren, hak edilmiş bir dinlenme hayatının başıboşluğu içinde aradığı huzuru bulacağını sanan emekli bir öğretmenin hatıralarını bulacaksınız.

AYDEMİR' in başyapıtı. Suyu Arayan Adam ile birlikte okunursa, yazar daha iyi tanınacağı için, daha iyi anlaşılır.
Kesinlikle her kitapsever edinmeli ve okumalı.

Değerli yazar Harun Çelik Hocamın her öğretmen muhakkak okumalı tavsiyesi üzerine kızımın sinif öğretmenine hediye olarak aldım beğenildi

Emekli olmuş bir öğretmenin geçim sıkıntılarından dolayı bir köyde tekrar göreve başlaması ile başlayan; ekmeksiz diye adlandırdığı köyü adeta bir cennete çeviren idealist, yol gösteren, öncü bir öğretmenin hikayesini anlatan bir roman . Başlarda sıkıcı gelsede okudukça sevdim ve zevkle bitirdim. Tavsiye edilmesi gereken bir roman.

Bu kitapla beraber Şevket Süreyya Aydemir'in serisini tamamladım.

Köy hikayelerinin anlatıldığı kitapları oldum olası çok sevmişimdir. Yüne bir enstitülü bir kahramanın kurak bir köyü cennete çevirme hikayesini büyük bir zevkle okudum. Keşke böyle kitaplar okullarımızda zorunlu okutulsa. Keşke Şevket Süreyya Aydemir, Fakir Baykurt... gibi yazarlarmızın kıymeti daha iyi bilinse.

Bir köy öğretmeninin kuru hatıraları değil sadece ankara yakınlarındaki keltepe isimli köyün kalkınma hikayesi aslında öğretmenin misyonunu anlatıyor, şevket süreyyanın anlatımı sade akıcı bilgi verici sıcak ve samimi. Bence her vatandaşımız okuyup kitaptan bir şeyler çıkarmalı kendine

Bir öğretmenin okuması gereken bir kitap

Şevket Süreyya Aydemirin bir öğretmenin mücadelesini anlattığı önemli bir eser.

Milli Mücadele Dönemi İçerisindeki Bir Öğretmenin Neleri Yapabileceği, Eğitim Ordusunun Bir Neferi Olarak Neleri Başardığı Ve Geri Kalan Hayat Hikayesi, Anıları... Hepsini Bu Kitapta Bulabilirsiniz.

bir öğretmenin neleri başarbileceğini anlatıyor.

Umutsuzluğun umuda dönüşü. Çok söze gerek yok okuyun.

Romanlar vardır bilgi verir, aydınlatır.
Bazılarında huzur, güven, yaşama sevinci ağırlıklıdır.
Bazıları şiddet içerikli, karamsarlık veya toz pembe düşlerle zihnimizde yer edinir.
Hatırat şeklinde işlenen bu romanda ideallerimi, hayallerimi buldum.
bir dostumun önerisi ile almıştım.
Okuma sırasını keşke daha öne alsaymışım.
Suyu arayan adam adlı kitabını da okuyacağım.
Bugünlerde çok ihtiyacımız olan toplumsal reform ve bilinç devrimini tetikliyor.

Şevket Süreyya'nın güzel bir eseri. Toplumun uyanışı için gerekli olanın ne olduğunu bir öğretmen üzerinden çok güzel işliyor.

Biraz fazla hayali ve gereğinden fazla uzun bir kitap. Mutlaka önemli dersler veriyor ama bana sıkıcı geldi.

Tek nefeste okunabilecek muazzam bir eser. Köyler ile devlet arasına çekilen duvarları ve bu duvarları aşamayan köylerin nasıl çürümeye terk edildiğini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Şevket Süreyya Aydemir, bu kitabında bir ütopya oluşturdu ve köy ile devlet arasındaki duvarı devlet hantallığını içselleştirmiş bir emekli öğretmen üzerinden yıkmaya çalışmıştır. Hem emekli öğretmen üzerinden bıkkınlığı ve "ben bir işe yaramam" psikolojini üzerinden azim ve mücadele ile yıkıyor hem de köylü çürümüşlükten ve yok olmaktan kurtulmak için emekli öğretmeni son çare görüyor. Şevket Süreyya Aydemir'e göre köyler devleti devlet köyleri bekliyor. Tam bu noktada Şevket Süreyya'nın ortaya koyduğu eleştiri ufuk açıcı oluyor. Bu kitap Türkiye sınırları içerisinde herkesin elinde olmalı ve içselleştirerek derinlemesine okumalı ve üzerine tartışmalar ve sempozyumlar düzenlenmeli.

Şevket Süreyya'nın hangu kitabı kötü olabilirki?

Anlatımı akıcı, dili sade olan güzel bir kitap. Zaten Şevket Süreyya Aydemir'in elinden çıkan bir kitaptan daha azı beklenemez. Bence, yazarın diğer kitaplarını öncelikle okumak daha yerinde olur. (Suyu Arayan Adam, Tek adam ve ikinci adam gibi)

Kesinlikle okunmalı 1000 sayfa olsa bile korkmadan al oku

Üniversitede hocamın önerisi üzerine almıştım iyiki de alıp okumuşum

yazarın her kitabı gibi bu kitabıda harika.konu çok derin ve hareketli.anlatım çok samimi

Süperdi köyler hala aynı çünkü gezdim oraları

Şevket Süreyya bu ülkenin bir dönemine damgasını vuruyor... İyi ki var...

Bence her gencin okuması gereken müthiş eser. Biraz beyaz zambaklar ülkesindeki kitaba benzer. Anlatım dili sade bir kitap

Çok güzel bir anlatım.Şevk ve azim veren bir mücadele.İsterse bir insanın neleri değiştirebileceğini anlatan muhteşem bir eser.

şevket süreyya'nın her kitabı çok değerli ama bu kitap başka.sıkılmadan ve gururlanarak okuyacağınız bir kitap. kesinlile okunmalı.

ülkemin bu gibi harika insanlara ihtiyacı var. işte o zaman her şey çok çok güzel olacak. kesinlikle okunmalı..

Şevket Süreyya Aydemir okunması gereken bir aydın.

Bu memleket sevdalısı ve hasreti ancak böyle olur.

İnsana şevk ve azim veren müthiş bir mücadelenin öyküsü. Yalnız bu mücadele düşmana karşı değidir. Kıtlıklara rağmen olan imkanların biraraya getirilmesi ile neler başarılabileceğinin öyküsüdür. Çok etkilendim. Bu kitabı okumamanın bir eksiklik yaratmayacağını ancak okumanın insanda uyandıracağı mutluluğun yaşanlıması gerektiğini düşündüğümü belirterek herkese okumasını tavsiye ediyorum. Keşke her köy ekmeksizköy gibi olabilse...

herkesin okumasını tavsiye ediyorum. tükenmiş bir köyün nasıl hayat bulduğunu, kooperatifçiliği çok güzel anlatılmış.

Demokrat Parti iktidarında, 1950’li yılların sonunda, emekli bir eğitim müfettişinin tekrar göreve başlamaya çalışması ve ardından gerçekleşen güzel mucizeler anlatılıyor eserde. Konuyu, güzel bir rüya diye açıklayabiliriz ancak kitabın ilk sayfalarındaki heyecan-merak unsuru, ortalara doğru zayıflıyor, sonlara doğru da iyice azalıyor. Yazar, güzel bir konuyu soğuk ve soluk bir üslupla anlatmış, eseri maalesef böyle işlemiş. Bu da eserin en önemli eksikliği. Köy konusuna merakı olan okuyucuların ilk başlarda daha dolu eserlere yönelmeleri yerinde olacaktır. Daha sonralarda da bu eser okunabilir. Diğer yorumlara saygılıyım ama bu da benim görüşüm. Yine de iyi okumalar…

suyu arayan adamdan muhteşem bir eser daha desem mübalağa etmemiş olurum. şevket süreyya ekmeksiz köy öğretmeninin bitmek bilmeyen enerjisiyle hayata tutunuşunu ve bir köyün canlanışını tüm öğretmenlere örnek olcak muhteşem bir kurguyla terennüm ediyor. onun bu sözlerini sadece öğretmen namzetleri değil tüm öğretmenler ve muharip niteliğini kaybetmemiş tüm Türk halkı mefkuresine yeniden kavuşmak için okumalıdır.

Derya içinde mahi(balık) deryadan habersiz yaşar, derler. İnsan da öyledir. Elinde gücü vardır ama kullanma fırsatını ya kaçırır ya da kullanmak istemez. Bu eserde de emekli bir öğretmenin yapmadıklarını emekli olduktan sonra yapmaya başlaması anlatılıyor.
Tavsiye ederim.

Emekli bir öğretmen çabalarıyla kurak bir toprağı nasıl canlandırır;toprak nasıl hayat bulur onu göreceksiniz.Eğer biz toprağa hayat verirsek toprak da bize can vercektir.Bu kitabı okuyanlar ya da okuyacaklara BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE KİTABINI da okumalarını tavsiye ederim.
Her öğretmen ve öğretmen adayı bence bunları okumalı

Zamanı iyi değerlendirememiş bir öğretmenin yıllar sonra çaba sarfetmesi sonucunda öğretmenlik yaptığı köy için yaptıklarının anlatıldığı akıcı bir kitap olmuş.
Zaman kavramının insanlar için ne kadar değerli olduğu ve her saniyesinin bizim hayatımızda ne kadar etkili olabileceği bize çok güzel bir üslupla anlatılmış.
Bence herkesin okuması gerekiyor.!!!

Bu kitap bir öğretmenin emekli olduktan sonra başından geçen olayları; bir öğretmenin görevlerini,yapması gereken şeyleri anlatan bir kitaptır.


Olayın içinde geçen öğretmen, aslında emekli olmuş vurdumduymaz bir öğretmendir. Fakat emekli olduktan sonra zamanını bunca sene ne kadar boş şeyler içinde harcadığını anlar. Emekli olmadan önce kurduğu hayallerin hiçbiri gerçekleşmez. Eğitim müdürü ile konuşmaya gider. Eğitim müdürü ona bir köyde öğretmenlik yapabileceği müjdesini verir. Gittiği köy tahmininden kötü çıkar. Geri dönmek ister fakat bunu yapamaz, çünkü oradaki insanları çok sevmiştir ve onlar için birşeyler yapmak ister.köyde ilk olarak ilgilendiği yer okuldur. Daha sonra köyün başına dert olan bataklığı kurutur. Bunları yaparken başından birçok olay geçer. Köyü çok iyi bir duruma getirir. Öyle ki artık köye yabancılar gelmeye başlar. İnsanlar iş sahibi olurlar. Öğretmen hayatının en verimli yıllarını burada geçirir. Köyde köy odaları açılır, bir eğitim seferberliği başlar. Köyde yıllardır yapılamayan nüfus sayımı bile yapılır. Artık ekmeksiz köy için yeni ufuklar açılmıştır.

Eserin insanların sırlar içinde yaşadığı ve bunu farkedemediği konusundaki vurgusu oldukça önemli. O nedenle okunmasını tavsiye ederim.

harika bir kitap. içinde okadar çok şey varki!
bir defa kitabı okuyunca Cumhuriyetin ilk yıllarındaki devrimci heyecanı hissediyorsunuz. o zamanların insanlcıl,halkçı, toplumcu ve kollektif düşüncelerini öğreniyorsunuz.

kitapta ayrıca bir Cumhuriyet öğretmeninin idealistliğine şahit oluyor, onun mücadele azmine hayran kalıyorsunuz.

şeyket süreyyanın usta kaleminden toprak reformu, kooperatifçilik, öğretmenlik mesleği gibi koularda açıklayaıcı ve kapsamlı bir bilgiye sahip oluyorsunuz.

bana kalırsa kitap üniversitelerin eğitim fakültelerinde zorunlu ders kitabı olarak okutulacak kadar etkileyici ve sürükleyici.

her Türkiye cumhuriyeti yurttaşının okuması ve çocuklarına okutması gereken bir kitap.