Ana Hakkındaki Yorumlar

sade bir dille yazılmış güzel bir hikayesi olan bir eser.

Pearl s buck ın diğer kitapları gibi mükemmel bir dille yazılmış karakterlerin ruh halini an be an yaşadığınız mutlaka okunması gereken bir kitap

ortaokuldaydım bu kitabı ilk okuduğumda.beni sürükleyen ilk kitaptır kendisi.kitaplığımda bulunmasını istediğimden sipariş verdim .20 yıl sonra tekrar okumaktan keyif alacağımdan eminim.eski bir dostla buluşmuş gibi

Harika bir roman... Hiç bir kahramanın adının ön plana çıkmadığı romanda tek bir insan var aslında:Ana... Dünyanın her yerinde okuyan kişinin kendi topraklarının insanını, en çok da analarını göreceği bir roman...

Kitap büyük bir gerçeği ortaya koyuyor..Kadın her yerde kadındır..Ruhunun incelikleriyle,yaşadıkları ne olursa olsun asaletiyle..her kadının kendinden bir parça bulacağı mükemmel bir biyografi..

Sanırım kadın üzerine yazılmış en güzel kitap budur. Harita'da belki yeri bile bulunamayacak küçücük bir dünyada, derin, duyarlı ve destansı bir hikaye çıkartmış yazar. Analık nerede yaşanırsa yaşansın, hep böyle yaşanıyordur sanırım...
Nine'yi, Koca'yı, komşuları ve Ana'nın her birisine ince bir duyarlılıkla bağlı olduğu çocuklarını ama illaha da Ana'yı hiç unutmayacağım. Küçücük bir yaşam belirtisi, küçücük bir umutla mutlu olan, bir parça ekmek için didinen, hayvanlarına, topraklarına ve birbirlerine inanılmaz bağlı olan bu insanlar, umarım yıllanmış kitapların, satırları arasında kaybolmaya yüz tutmuyorlardır.

uzun zamandır aradığım bir ktabı bulmanın sevinciyle başladım okumaya.gerçekten sanki anadolu kadınının yaşadıklarını çektiklerini bu kadar güzel anlatan başka kitap olduğunu düşünmüyorum hele ki kitabı bir tür yazmıyorsa

Çinli köylü bir kadının yaşam mücadelesini anlatıyor ama okurken o kadar tanıdık geliyor ki yaşananlar bu yönüyle de hem üzücü hem çok samimi.

yıllar önce okumuş,çok etkilenmiştim. dünyanın neresinde olursa olsun kadın her şeyiyle kadın, her şeyiyle ana..ezilen, zulmedilen, evlat acısıyla yüreği tutuşan..analar eksik olmasın başımızdan

Kitabı okuduktan sonra kadınlara, bilhassa köylü kadınlarına karşı saygınız artacak.

nobel ödüllü yazar Pearl S. Buck; Çinli bir anadan evrensel bir ana yaratmış ve bu ana bizim emekçi analarımıza çok benziyor.
kitap ana fikir itibariyle, yaşama gücümüzü hangi şartta olursak olalım yitirmemeliyizi anlatıyor.

Kitabı okurken kendi memleketimin kocakarılarını analarını görür gibi oldum :) ama romanın babadan biraz bağımsız yazılması eksiklik gibiydi..Yani baba ne durumda vs.. insan ona da değinirdi bence..

Yıllar önce okumama rağmen hiç aklımdan gitmeyen ender kitaplardandı.Beni etkileyen kadının kocasını bekleyişiydi.Kocasının kendine elbise diktirmesine Ana kızmıştı.Ama yine de kocasının en sevdiği yemeği yaparak kocasını beklemişti.Bekleyişi yıllarca sürmüştü.Kadın gençti ve duyguları vardı.Bir kereliğine cinselliği yaşamak istedi.Hamile kaldı,çocuğu düşürdü ve eski sağlığına kavuşamadı.Toplumun kadınlara biçtiği elbiseye göre kocan varsa sen de varsın.Yoksa görünmez olmalısın. Kitaplarda okuyunca olur mu diyoruz ama gerçek hayatta bunu az ya da çok yaşıyoruz.Okunması gereken bir kitap...

İki erkek kardeşe annenin yaklaşımını anlatan kitap... Hüzün dolu bir kitap.. Tavsiye ederim...

Anlatılması zor bir kitap.Ortaokul tıllarında biraz ağır gelmesine rağmen okumuş ve çok sevmiştim.Belki de bana okumayı sevdiren ilk kitaptı..Herkes okumalı...

Çin’ in bir köyünde yaşayan çok yoksul bir kadının(ana) kocasının evi terk etmesiyle başlayan başından geçen sıkıntılı zamanların konu alındığı güzel bir kitap...

BİR KADININ ÇOCUKLARINA DÜŞKÜNLÜĞÜNÜ ANLAMAMA NEDEN OLDU.ANNE ŞEFKATİNİN ÇOCUKLARA HAYAT VERDİĞİNİ ANLADIM. ÇİNLİ BİR ANNE DEĞİL TÜRK BİR ANNE SANKİ. DOĞU KÜLTÜRÜ BU OLSA GEREK.

EŞİNİN YOLUNU BEKLEYEN “ANA”, EVDE VE TARLADA ÇALIŞAN “ANA”, ÇOCUKLARININ TELAŞINDA “ANA”, KOMŞULARIYLA KARŞI KARŞIYA “ANA”, UMUTLU “ANA”, VİCDANIYLA BAŞ BAŞA KALAN “ANA”.. BİR KADININ PSİKOLOJİSİNİ ETKİLEYİCİ BİR ŞEKİLDE ANLATAN ROMAN. ÇOK TANIDIK, BİZDEN BİRİ GİBİ.

Okuyan herkesin ilk 10 listesine giren ender kitaplardan biridir herhalde.
Yalın bir öyküsü olmasına ve dünyanın sıradan insan hayatı devinimini anlatmasına rağmen dili,duygusu ve olayları ile başkalaşmış fakat hakettiği saygıyı görememiş bir kitap diye düşünmekten de alamıyorum kendimi..

Ana şu ana kadar okuduğum en güzel kitaplardan biridir.Yıllar önce okumuştum. Okuduğum en güzel kitaplar arasında ilk 10 nun içine girer.Muhteşem bir kitap ve bence herkesin mutlaka okuması gerekir.

okuduğum en muhteşem kitaplardan birisi. ilk kez okuduğumun üzerinden yıllar geçti ama yine de defalarca aynı keyifle okudum. şiddetle tavsiye ederim.

Romanın tek karakteri ve kahramanı Ana. Kitabı okurken olayların bir anadolu köyünde geçtiğini sanıyorsunuz. Çin ve Türk toplumunun benzerliklerini burdan anlayabiliyorsunuz. Edebi değeri pek bulunmasa da bir ananın fedakarlıklarını çok güzel anlatmış. Dili çok akıcı ve yalın. Ben 1962 basımlı Nihal Yeğinobalı çevirisiyle okudum. Tavsiye ederim.

muhteşem bir kitap.sanki türk bir anneyi anlatıyor.o kadar benimsiyorsunuz.tavsiye ederim.

Bu kitabı okuduğumda yaşım 14tü.Aradan yıllar geçmiş.Ama yazar o kadar etkili bir dil kullanmış ki;birisi kitabı eline alıp bir bölümün başını okusa devamını getirebilirim.

Çin ve Türk halk kültürlerinin çakıştığı noktaların çokluğu hayran bırakır önce. Ardından kadının, kadınlığın anlatısı... Ana, Nobel ödüllüler içinde bu kadar sade bir üslupla bu kadar derine işleyebilen belki de tek eserdir..

gençlik yıllarımda okuyup,oldukça etkilenmiştim.çok duygusal ve duygular gerçekten doğal bir şekilde anlatılmış.bence bu tarz kitaplar herkesin kitaplığında bulunmalı

Şans eseri tanıdığım yazarın bu kitabı, kadının dünyanın neresinde olursa olsun benzer problemleri yaşadığını gösteren çok güzel bir kitap. Elinizden bırakamadığınız gibi kitapta yaşananlar hiçbir zaman aklınızdan çıkmayacak. Her kadının ve bence kadınların yaşadıklarını anlayabilmek isteyen erkeklerin okuması gereken bir roman. Muhakkak okuyun. Çok beğeneceksiniz.

Yıllar evvel okuduğumda bırakın daka kadın olmayı o zamanlar genç kızlığa adım attığım dönemlerdi. Ruhumda buruk bir tat bıraktı bu kğiitap. Ana'nın adının olmaması hiç önemli değil. ne onun ne de diğer karakterlerin. Varlıkları çok şey zaten...

Japon kültürünün Türk kültürüne inanıolmaz benzerliğine tanık bir kitaptır "Ana"... Çevbirenin de eline sağlık yazanın da...

gerçekten çok güzel bir kitap okurken ağladım resmen o kız çok kötüydü

Güzel ve duygusal bir kitap.İnsanın mücadele gücünü arttırıyor.İnsanın yaptığı hatadan ders almasını sağlıyor.Günlük hayatta faydasını göreceğimiz bir kitap bence.Okumanızı tavsiye ederim.

süper bir kitap....bu kitabı gorkinin ana sı sanarak okumuştum..Annemi her düşünüşümde o çinli anayıda düşünüyorum..zorluklarla geçen bir yaşamın hikayesi..çocukları için yaptığı fedakarlıklar..kızının gözünün dumandan kör olmasından sonra ona karşı hissettiği duygular..bir ruh fırtınası..muhteşem...

KİTABI OKUMAMIN ÜZERİNDEN EN AZ 9-10 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN UNUTAMADIĞIM KİTAPLARDAN BİRİ OLDU. HER YAŞTAN İNSANI DERİNDEN ETKİLEYECEĞİNE ŞÜPHEM YOK ANCAK BENİM OKUDUĞUM YAŞLARDA DAHA DA SARSICI BİR HALE GELDİĞİ KESİN. KİTAP BOYUNCA İSMİ BİLE ZİKREDİLMEYEN BİR ANNENİN HAYAT HİKAYESİ ANLATILIYOR. SANIRIM YAZAR, BU ANAYA İSİM VEREREK, BİR ANLAMDA ONU ÖZELLEŞTİREREK YAZMAK İSTEMEMİŞ. EVRENSEL BİR GERÇEKLİĞİ, ANNE OLMANIN DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE DEĞİŞMEYEN VASIFLARINI, "ANA" ADI ALTINDA TOPLAYIP GENELLEŞTİRMİŞ. ÇOK DA İYİ YAPMIŞ, ÇİNLİ DE OLSA, AMERİKALI DA OLSA, TÜRK DE OLSA ANA HER YERDE HER ŞARTTA ANADIR. BELKİ DE AYRIMA TABİ TUTULMAYAN TEK CANLI...IRK, DİN, DİL, KÜLTÜR, MEZHEP GÖZETMEKSİZİN SADECE "ANA"... ANNELERE, ANNE ADAYLARINA, ANNELİĞİ ANLAMAK İSTEYEN ÇOCUKLARA VE KALANLARA. HERKESE TAVSİYE EDERİM.

Buck kitabında evrensel bir ana tiplemesi yaratmış. Kahramana isim koymayışı da bunun etkisini artırıyor. Ana, nine ve çocukları okurken milliyetleri çoğunlukla aklınıza gelmiyor.

kadınlığının tam anlamıyla farkına varamamış bir kahramanımız var. Ana. Toplumun ona seçtiği role tamamen uyum sağlamış. Evde, tarlada canla başla çalışıyor. Anasından böyle görmüş, kızına böyle öğretiyor. Kadındaki bu coşku ve adanmışlığı kocasında göremiyoruz maalesef. Koca yeni yerler görmek, yeni giysiler giymek sevdasında. Bir gün kadını çocuklar ve nineyle bırakıp çekip gidiyor ve biz de bir kadının hayalleri, umutları ve yaşanmışlıkları olmadan nasıl ömür tükettiğine tanık oluyoruz. İçinde kalan kadınlığına dair son hisleri, tabular ve toplum kuralları yüzünden yok etmek zorunda kalması, nesillerdir süre gelen kısır döngüden bir türlü çıkamaması Buck tarafından şiirsel bir dille veriliyor.
Kadın üzerine yazılmış en iyi kitaplardan biri.

Hayatının büyük bir kısmı Çin'de geçtiği için romanlarında hep Çin'den bahseden-ve bunu da, ne olursa olsun kendisi Çinli olmadığı için Çinli yazarlardan farklı bir şekilde yapabilen Pearl Buck'ın en etkileyici kitabı. Kitap Çinli bir anneden bahsetse de, anneliğin milliyeti olmadığı için kitaptaki kişileri de olayları da kendinize çok yakın hissedeceksiniz. Adını asla öğrenemeyeceğiniz bu ananın, sırf ana olduğu için katlandıklarını okudukça tüyleriniz ürperecek, hüzünleneceksiniz. Roman Nobel almış, neden aldığını daha ilk sayfalarda farkedeceksiniz. Pearl Buck'ın bütün kitaplarını tavsiye ederim, hepsinden ayrı tat alınıyor.

Okurken duyguları bu kadar ele geçiren bir kitap enderdir...
Ana...Ha Çin ha Anadolu, ana heryerde anadır...Ne söylense boştur "ana" kavramı üzerine...Hani derler ya "Anne olunca anlamak diye" bu kitapta aynen öyle ...Anlatılması imkansız tadlarla dolu."Okunmadan anlanmaz..." 1938 Nobel Edebiyat ödülünü alan bu eser her kütüphanede bulunmalı...