Kitapta 26 öykü yer alıyor. Öyküler -birkaç uzun öykü dışında- genellikle 4-5 sayfadan oluşuyor. Cumalı'nın dili sade ve akıcı. Öyle betimlemeler var ki dünyaya farklı bir gözle bakan aklın ürünü, örneğin zamanın geçtiğini anlatırken gölge üzerinden böyle bir benzetme yapmak aklınıza gelir miydi?
Düştükleri yere ıslak bir görüntü veren gölgeler, gün ışıkları ile kuruyormuş gibi, kısalır küçülürken... (s.247)
Melih Cevdet Anday, kitabın arka kapağında yer alan yorumunda Cumalı'nın en dikkat çekici özelliğinin kişiler ve olaylarla okurun arasına girmemesi olduğunu vurguluyor. Cumalı ders vermiyor, "genel ahlaka" aykırı davrananları cezalandırmıyor. Bu da öyküleri klişeye düşmekten kurtarıyor.
Bu insanlar duygularıyla hareket ediyorlar, sevdiklerinin peşinden gidiyorlar, canlarının istediği gibi davranıyorlar. Zihinlerimize kazınmış muhafazakar taşradan farklı bir taşra algısı inşa ediyor kafamızda Cumalı. Ve taşra daha gerçek görünüyor.