Jurnal 2.Cilt 1966-1983 Hakkındaki Yorumlar

Cemil Meriç'in fildışi kulesinden bize yansıyanlar...

Mektup ve ihtiraslı bir aşk.

Cemil Meriç'e Bu Ülke ile başlanmalı ve jurnalleri kesinlikle okunmalı diyorum.

Cemil MERİÇ Başka söze ne gerek.

Jurnal 2 ile yazarımızı biraz daha iyi tanıyoruz. Aslında hiçbir art niyetinin olmadığı, kendisini bir yere ait görmeyip her tarafa göz atıp en azından onları anlamaya çalıştığını fakat aynı anlayışı karşısındakilerden göremediğini okuyup, Meriç'i daha iyi anlıyoruz. Aslında tek amacı doğruyu bulmak. Ve inandığı doğruları yaşayanların somut bir örneğini sergiliyor yakın tarihimizde.

Cemil Meriç'in kaleminden; Duygu dünyasını, zaaflarını, tutkularını döktüğü mektuplar.

Cemil Meriç'in kişisel tarihinin 2. kısmını anlattığı bu çalışma yine yazarın derinliğini gözler önüne seriyor.Tavsiye ederim.

Gözlem yeteneği çok iyi olan bir yaşar olduğu için her kitabı gibi bu kitabı da okunmalıdır.

cemil meriç'in külliyatının bence en zayıf halkaları jurnalleri. ama bu eserin değersizliğinden değil diğer kitaplarının çok üst düzel olmasından

cemil meriç mükemmel bir yazar. Başta bu ülke olmak üzere bütün kitapları okunmalı

ilk cildinde olduğu gibi ikinci ciltte çok başarılı..

Cemil Meriç için ne söylesek az. Keşke daha çok eser bıraksaydı bize.

günlük ve itiraflar.güzel.ama mutlaka empati kurun derim.ve yaşanmışlığınız varsa daha bir anlamlı...

Okumaktan gözlerini kaybeden bir üstad bizlere neler sunuyor! Bir derya, ancak boğmayan bir derya..

Vakıa var bir de hakikat. O hakikatten yana duruş sergilemiş bir ilmi araştırmacı. Bu toprakların ilmi tecessüsü o. Cemil Meriç bu anlamda bu topraklarda hakikatle ilişki kurmak isteyen her aklı selim okurun okuması gereken eserleri kaleme almış. Hepsini okumak gerek. Jurnal de kendi yakınlarında yer alanlar hakkında kaleme alınmış notlardan oluşuyor. İletişim yayınevinin kalitesi ile raflarda yer aramaya devam ediyor.

Cemil Meriç'i gerçekten anlamak için okunması gereken eserlerin başında Jurnal vardır; fakat Meriç'i anlamak o kadar kolay değildir. Çünkü kendisi de bunun farkındadır ve eserlerinde bundan dem vurmaktadır. Özellikle Lamia Hanım'a Mektuplar kısmı yazarın iç dünyasını sonuna kadar açmış bulunuyor.

Bir duygu bir yaşantı olan aşkın kelimelere yansıması ancak bu kadar olur. Yazmış olduğu mektuplar Cemil Meriç' in ne kadar büyük bir ruha ve aşka sahip olduğunu ispatlıyor. Jurnaldeki mektupları okuyunca insan kendi aşkının ne kadarda basit olduğu hissine kapılıyor.Her tecessüs sahibi kişinin mutlaka okuması gereken bir kitap...

Eşine yazdığı mektuplar harika aşk dolu

1966-1983 yılları arasına odaklanıp 17 yıllık bir zamana şahitlik edeceğiz.
•
“Hiçbiriniz beni tam olarak anlamıyorsunuz. Yaşamamı istiyorsan anlamağa çalış beni. Ve bütünümle sev. Hasretle.” (s.141)

diyordu Lamia Hanım’a yazdığı bir mektubunda. Anlamağa çalış.
•
İki bölüm karşılayacak sizleri. İlk bölümde Cemil Meriç’in Antakya’da İngilizce Öğretmenliği yapan Lamia Hanım’a yazdığı 56 mektup yer alacak.

Yaklaşık 6 ay kadar süren bu mektuplaşmada kalemiyle tam anlamıyla soyunacak Lamia Hanım önünde, Cemil Meriç. Çok şey anlatacak.
•
İkinci bölümde ise diğer eserlerinde de olduğu gibi onun ‘edebiyat ve düşün’ dünyasına şahitlik edeceğiz.

Edebiyattan tarihe, psikolojiden sosyolojiye, inançlardan felsefeye dek birçok şey yazacak bizlere.
•
“Yazarın tek düşmanı vardır: bağnazlık. Düşüncenin bütün huysuzluklarına, bütün hoyratlıklarına, bütün çılgınlıklarına selam.” (s.190)

diyerek,

Salah Birsel, Oktay Akbal, Sait Faik, Behçet Necatigil ve daha nicesini nasiplendirecek kaleminden.

Cemil Meriç okunmadan okurluk eksik kalır ...Zor işi başaran üstad yazıda şiirsel anlatimın temsilcisi...

Cemil Meriç'İn günlükleri okudukça düşüncelerinizin geliştiğini farlılaştıgını ve daha sofistike bir gözler olayları değerlendireceğinizi göreceksiniz

Meriç okumak ustalık ister, birikim ister. Fakat alıştığınız zaman bağımlılık yapar, başka kitapları beğenmez olursunuz.
Meriç iyi okunmalı. Çünkü böyle biri belki yüz yılda bir gelir.

Ihtiraslariyla, aşkıyla, özlemiyle, bilgisiyle, hırçınlığıyla, kıskançlıklarıyla, ben merkezciliğiyle iyisiyle kötüsüyle Cemil Meriç'i yansıtan birbirinden güzel mektuplar. Seni tanıma imkânına sahip olabilseydim keşke güzel adam..

Muhakkak okunması gereken kitaplardan... Cemil Meriç kalemi öyle kuvvetli ki... Fikirleri, eleştirileri takdir e şayan. Ama dikkat, sözsözlüksüz okumayın.

önemli bir yazar mutlaka okunmalı

Cemil Meriç’in gözlerinde (öyle çok okurdu ki) 12,5 miyop ve kuvvetli hipermetrop vardı. Merdivenlerden inerken son eşiği göremeyen Cemil Meriç düştü. Bir şeyi yoktu. Ev sahibiyle vedalaşıp sokağa çıktılar. Yolda yürürken Cemil Meriç, eşinin kulağına yaklaşıp şöyle dedi: “Fevziye elektrikler mi kesik, hiçbir şey göremiyorum.”??Cemil Meriç 38 yaşındaydı ve artık hiç göremeyecekti.
Allah’tan tek istediği şey gözlerinin kitabın satırlarını görecek kadar açılması olmuştu. Günde altı zeytin tanesiyle bir kütüphanede ömür geçirebileceğini söylemişti Jurnal’de. Hani insanın mutlaka okuması gereken kitaplar vardır ya işte bu da onlardan biridir.

Kitapta özellikle Cemil Meriç ve Lamia Hanım arasındaki mektuplaşmalar dilin kullanımı ve duyguları ifadede anlatım tekniklerinin en güzel şekilde kullanılmasının örneğini sunuyor bizlere.

ilk kitabın devamı ama artık yazarın ilerlemiş yaşı ve yitirdiği gözleri nedeniyle analiz ve tespitlerinden çok duygularının ağır bastığı bir eser olmuş.daha edebiyat içerdiğinden daha çok beğendim.

cemil meriç'i okumayan cemil meriç'le hasbihal etmemiş birinin entelektüellikten söz etmesi abesle iştigal

cemil meriç derinlerde bulunan incilere benziyor. o olmadan aydın olunmaz.

Cemil Meriç'in ilmi dehasına saygım sonsuz. ancak ben kitaptan hiç hazzetmedim; özellikle aşk mektuplarının yer aldığı kısımdan. her ne şekilde ve kimin kaleminden dökülmüş olursa olsun, o mektupların varlığıyla kahırlanan bi hanım var ortada; Fevziye hanım.. ister feminence görün, ister acımasızca.. Aşkını haykırmak bir nevi acını dindirmektir.. Fevziye hanımın yerine yapılan bir empati, suyun yolunu döndürüyor.. en azından benim gözümde..

Biyografi anlatılan eserlerden.. 1.Cildin sonucu bir nevi.. İnsan bu kitapta psikolojik olarak bakmayı da öğreniyor bir nevi.. Anlaşılmayabilir.. Çünkü genel olarak yorumlanabilir bir eser.. Hepsini anlamak zor.. Anlayamazsınız.. Sadece hatırınızda kalan özlü sözlerden yola çıkarak, çıkarım yapabilirsiniz.. Beğendim ben.. Hem de çook..

bu adamın tum kıtaplarını tavsıye ederı m ozellıkle magaradakıler...

Cemil Meriç ömrünü okumakla ve araştırmakla geçirmiş,bu yüzden gözlerinden olmuş bir yazardır. ama bilinir ki bir duyusu kaybolan diğer duyularda uzman hale gelir.Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu şeyleri fazlasıyla ortaya koymuştur. Evet toplum olarak tek kabiliyetimiz bize verilenlerle idare edip,sorgulamadan bu hayatı geçirmek.Sürü toplumuyuz ve bir güdenimiz yok...

Bir insan ancak bu kadar sevilebilir bu kadar aşık olunabilir... Kitabı okurken hem bu iki aşığa özeniyor hem de Meriç'in hayatından, düşüncelerine kadar akan ırmağından kana kana su içiyorsunuz... Cemil Meriç'i daha iyi tanıma fırsatı buldum bu kitapla...

Aşk bu kadar güzel,bu kadar nitelikli ve bu kadar özel ancak Cemil Meriç'in satırlarında vücud bulabilirdi sanırım...

Büyük Türk münevveri Cemil Meriç beyefendinin inişli çıkışlı ruh halinin kendi mektuplarından görünen hali. Lamia Hanım'a mektuplar, büyük yazarlara mektuplar vs. Kitap, Cemil Meriç'i anlamak yolunda faydalı olacak bir eser.

cemil meriç'in kişisel toplantı notları.cemil meriç bu ilginç notlarda kendini cesurca deşifre etmektedir.lamia hanıma yazdığı aşk mektuplarından tutun memleketin ahvaline dek bir çok konuyu dobraca anlatmıştır

Yazarın değişik tarihlerde felsefe, edebiyat ve özellikle medeniyetler üzerinde yazdığı yazıların toplandığı serinin bu ikinci kitabında yine derin bir entellektüel birikim ve keskin bir zeka göze çarpıyor. Ustalara saygı...

Aşkı sayesinde bas-u ba'del mevt(ölümden sonra diriliş) yaşıyor yazar.Lamia hanım mesihi bir nefesle hayat üflüyor yazara.Entellektüelin sevdasıda kendisi gibi derin. duygu insanı duygu seyyalesine bırakıyor kendini ve bu sayede yüksek irtifada uçuyor sizide peşi sıra sürüklüyor.

İkinci Jurnalde aşık yüzünü jurnalliyor Cemil Meriç. Istıraplarla yüklü bir hayatın yazıya dönüşmüş üslübunu tadıyoruz onunla, korkusuzca savuruyor tokadını bu pervasız adam gerçeklere... İnsanı bu kadar derin bir okumaya sevkeden ve bundan zevk alamamayı imkansız kılan bir yazarla ömrünüz boyunca kaç kere karşılabilirsiniz ki?... Bu ülkede bir başlangıçtır Cemil Meriç.

Jurnal 2, yazarın, hayata yeni bir pencere açarak bütün ızdıraplarının ve acılarının sona ermişliğini dile getirdiği notlarından oluşmaktadır. Jurnal'in 1. cildi, yazarın gözlerinde başgösteren rahatsızlığından dolayı çektiği acılarını -hayata da sitemkar atıflarda bulunarak- bütün içtenliğiyle anlattığı bir eserdi. Jurnal 2'de ise karşımızda duygusal ve romantik bir Cemil Meriç duruyor.
Lamia hanıma yazılan zarif mektuplarla başlıyor 2. Jurnal. Bu mektupların satırları arasında Cemil Meriç'in esrarlı gönül alemini bulmak mümkün. Daha sonra Cemil Meriç hayatı yazmaya başlıyor. Jurnal 2'nin sayfaları arasında yeniden başlanılan bir hayata düşülmüş notları okuyoruz.
Cemil Meriç bugünü ve yarınları anlatıyor okurlarına. Artık Jurnaller denize atılan bir şişe olmaktan çıkıyor ve adeta denizin kendisi oluveriyor. Bizlere de bu engin denizi keşfetmek kalıyor.