ilk başlayışınızda sıkılıp bırakabilirsiniz. "yeraltı" kitabın başlangıcında dostonun da belirttiği gibi kişiye ait en gizli düşüncelerin olduğu yerdir. yeraltından notlar nietzsche'nin de "psikoloji hakkında bildiklerimi dosto'dan öğrendim" dediği gibi bir romandan çok psikolojik çözümlemelerle dolu bir kitabıdır. adam rahatsız, kitabın başlangıç cümlesi "ben mızmız, asabi, hastalık hastası, keçi gibi inatçı biriyim" cümlesi. sonrasında hiçbirşey olamadım der dosto.. hani selim 'in (ışık) arkadaşının en azından bir berber olması gibi.. "birşey" olabilmek.. dosto da bu noktada "ah hiçbirşey yapmayışım keşke tembelliğimden ileri gelseydi. tanrım keşke öyle olsaydı, kendime ne kadar çok saygı duyardım! isterse tembellik olsun; benim için "kim bu adam?" diye sorulunca, cevap olarak "tembelin biri!" cevabını verirlerdi. ben de bunu duymaktan son derece keyif duyacaktım. Demek benim de bir niteliğim ve hakkımda söylenecek bir söz olacaktı" der. kitabın başlangıcında "kırk yaşından fazla yaşamak bence ayıp bir şeydir" ve "ancak aptallar ve namussuzlar yaşarlar kırık yaşından sonra" der.. üzerine uzun uzun konuşulabilir bu sözünün.
devamında ise çok acıtan bir söz söyler. kanımca da kitabın özetidir bu cümle. dosto "fakat en çok dokunan da her yerde ve her zaman haklı ya da haksız bir çeşit doğa yasasına boyun eğer gibi, herkesten önce kendimi suçlu görüyor olmamdı". harika yahu..
sonrasında coşar fight club felsefesine girer.. "benim söz ettiğim çıkar, tüm sınıflandırmalarımızı, insanın mutluluğu için çalışan insan severlerin ortaya koyduğu sistemleri paramparça etmektir" der..
akabinde irrationality of rationalism'e girer weber'den önce. ve şunu der.. "siz aydın, kültürlü, kısacageleceği parlak bir insanın çıkarlarının tersine, gerçeğinin matematik bir kesinlik taşıdığını yineliyorsunuz. Belki haklısınızdır, ben size hak veriyorum fakat yüzüncü kez söylüyorum, insanın kasıtlı ve bilinçli olarak zararlı, anlamsız, hatta sonderece ahmakça bir isteğe kapıldığı tek bir durum vardır. bu ne kadar anlamsız olursa olsun, istemek hakkına sahip olmak, yalnızca akla uygunolan şeyleri istemek zorunda olmamak isteğidir."
ikinci bölüm ilki kadar yoğun değildir. daha çok bir kahramanın başından geçenleri/günlük hayatını/yaşamını anlatır . ilk bölüm kısa ve olunasıdır. okuyun derim tabi..