Oldukça klasik bir konusu olmasına rağmen; dilinin akıcılığı, canlı tasvirleri ve etkileyici tespitleri, kitabın sıkılmadan okunmasına olanak sağlıyor. İçerdiği Osmanlıca kökenli sözcükler nedeniyle yeni neslin okurken bir sözlüğe ihtiyaç duyması muhtemel. Kitabın arkasındaki “Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanı” ifadesini fazla iddialı buldum şahsen. Yine de, mütevazı da olsa sıcacık bir aşk Yusuf’la Muazzez’inki.
Yusuf, Salâhattin Bey ve Muazzez dışındaki kahramanlar güçlü yapılandırılamamış bence. “Karakter”den ziyade “tip” olarak kalmışlar. Kötü adamlar, cahil lüks düşkünü kadınlar, meraklı komşular, tembel memurlar, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar... Açıkçası bir Kürk Mantolu Madonna’nın tadını alamadım ben bu romanda; ama yine de keyifle okuduğumu söyleyebilirim.