Otobiyografisinde Jack london, toplumcu sosyalist yanı ile bireyci anarşist yanının süregelen savaşımını anlatmaktadır. Ruth'a hissettikleri bir bayana duyulan hislerden çok, o bayanın temsil etmekte olduğu burjuva yaşamına ve değer yargılarına karşı fakir ve işçi sınıfından Martin Eden'in duyduğu hayranlıktır. Ancak zamanla bu sınıfa dahil olmak için verdiği saplantılı savaşın ve aydınlanmanın sonunda Martin Eden düşündüğünün tam tersine bir ahlaksızlık ve iki yüzlülükle karşılaşmış ve bu doğal olarak kutsal diye nitelendirdiği aşkınında sona ermesine neden olmuştur.. Ancak tam bu sırada kapitalist sistem içerisinde kendi yaşam alanlarını oluşturmuş sosyalistlerle tanışmış, ancak anarşist yanı bu gruba dahil olarak yaşayabilmesinin önüne geçmiştir..Yine de Martin Eden karşılaştığı acımasız sömürü manzaralarında duyguları ile bir sosyalist gibi davranmıştır..Jack London kitap boyunca sayfalarca kapitalist sistem içerisinde işçi sınıfının nasıl beyinsiz makineler haline dönüştürüldüğünü, tüm burjuva kurumların (aile,medya vs..)aslında ne denli iki yüzlü olduğunu anlatmaya çalışmıştır.. Son bölümde aşksız, dayanaksız ve tek başına kalan anarşist Martin Eden tek silahı olan sosyalist örgütlülüğünde olmayışı nedeniyle kendini öldürmüştür..
Kitaptan iki önemli anektod "Ah bu burjuvalar para için her şeyi yaparlar.."
"Onun elleri yumuşacıktı, ancak onları hiç çalışmak için kullanmadığından"..