İçimizde günlük hayatın getirdiği sıkıntılarla sıradan iniş çıkışlarını yaşamayan var mı? Üç gün sonra muhtemelen hatırlamayacağınız sorunlarla mı başınız dertte? Yafta hazır; psikiyatrik hastalığınız var. Mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Çocuğunuzun ergenlik çağının getirdiği normal gerilimleri, basit kafa tutuşları mı var. İlaç şirketlerine göre bu mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Tedavi olarak önerdikleri ise tartışmalı ilaçlar. Bu ilaçlar kimi uzmana göre; 'İnsanı intihara bile sürükleyecek yan etkilere sahip.' Alışkanlık yaratmaları da çabası.
Dünyanın büyük ilaç devlerine, hasta insanlara ilaç satmak yetmedi. O gelirlerle yeterince devleşmediler. Önlerine yeni bir hedef koydular: Sağlık insanlara da ilaç satmak. Hatta esas olarak sağlıklı insanlara hastalık pazarlamak. Büyük devlerin para hırsı, artık sadece hasta insanlara ilaç satmakla ikna olmuyordu. Hayat kurtarıp acıları azaltmak yetmiyordu. Daha çok para kazanmak için başka şeyler de yapıp sağlıklı insanlara da ilaç aldırmak lazımdı. Bu arayışlarla hangi hastalıkların pazarlanacağı da bulundu. Günlük hayatın doğal iniş çıkışları, sinir rahatsızları olarak bize pazarlanır oldu. Genel şikayetler korkutucu hastalıklara dönüştürülürken, her gün daha çok sağlıklı insan, hasta insana dönüştürüldü. İnsanın içindeki ölüm, yaşlanma gibi korkular, 500 milyar dolarlık ilaç endüstrisi için bulunmaz nimetler olarak gündemlerinden hiç düşmedi. Onlarda toplumun gündeminden hiç düşürmediler. Sonuçta yapılan kampanyalarla insan olmanın anlamı değiştirildi