Toplam yorum: 3.253.759
Bu ayki yorum: 5.785
E-Dergi
keif Tarafından Yapılan Yorumlar
Bu ve benzeri harem kitaplarının ilkini lisede bir ders için ödev hazırlarken okumuştum. Olaylara tarihçi gözü ile bakılıyordu. Kişiler gerçekten yaşamış ve kayıtlara geçmiş kişilerdi. Zaten bilinen gerçek, harem ile ilgili her şeyin çok detaylı ve titiz biçimde kayda geçirilmiş olması. Buradan yola çıkarak araştırma yapmak ya da roman yazmak isteyenler için kaynak bolluğu olduğunu söyleyebiliriz.
Bu kitapta anlatılanlar da daha çok arşiv çalışması. Yani edebi bir eserden bekleyebileceğimiz, hatta hakkımız olan tatlar burada yok, zaten olamaz da. Hayalden yoksun olduğu, hayallerin ise roman yazmada gerekli olduğu bir gerçek.
Bu seride, lise yıllarından çok zaman sonra okuduğum 3 ciltlik Safiye Sultan dizisinin de hiç bir edebi değeri yoktu. İlkokul kitabı gibi son derece iri puntolar ve basit bir dil kullanılmıştı. Çevirmenin ustalığı bile o romanı kurtarmaya yetmezdi. Ancak bunlar o romanların çok satanlar listelerini işgal etmesine engel değildir. Çünkü popüler kültüre hitap edebiliyorsa bir hedef başarılmaktadır. Ticareti ön plana alırsak, o tarz kitaplar para kazandırır.
Terazinin iki kefesinde zıt olgular var. Ancak kategorilerine ayrılırsa bu kitabı tarih bölümlerinde okuyanlar tercih edebilir.
Tanıtım yazısına ve bir çok yorumcuya aykırı düşebilir ancak Olenin'in Kazak kızına aşık olduğunu düşünmüyorum. En azından aşkın tarifinin içine girdiğini düşünmüyorum. Elbette bu işin 3 yumurta, beş fincan un, gibi bir tarifi olmasa da okurken hissettiğim bu değildi.
Genç ve ne yapacağını bilemeyen, macera arayan bir adam Olenin. İltimaslı bir gruba dahil ama hayatının dolu ya da anlamlı olduğu söylenemez.
Tabiatın tasvirinde ve yaşananların anlatımında sade bir dil kullanılmış. Belki de karakterin yaşadığı ortamın diriltilmesi olası olmadığından beni sarmamıştır. Bana sanki çok bir şey katmadı. Ama roman okuyacağım deniyorsa, başka anlamsız bir sürü kitabın arasında öncelikle okunabilir.
Solmaz Kamuran'ın hem çevirileri, hem de kendi eserleri son derece edebî. Öncelikle romanın bu yönünü belirtmekte fayda var. Yazarım diye ortaya çıkan nice kişilerin Türk dilini kullanmada yetersiz kaldığı ve dili hatalı kullandığı bir sır değil ne de olsa.
İçeriğe gelince; yazarın tarihi olaylara dayanan eserlerinde gerçeğe en yakın hali ile yazma çabası içinde olduğunu düşünüyorum.
Kiraze'nin annesinin ilk gençlik yıllarından itibaren yaşadıkları romanın kurgusunu sağlayan olaylar. İşte o noktada bana her zaman mide bulandırıcı gelen engizisyon denilen mezalimin tasviri ile başlıyor her şey.
Sonrası... Uzun bir yol.
Kötü bir kişiliğe sahip olduğuna inandığım Kiraze karakterine başından itibaren ısınamadım. Bana itici geldi. Ancak, etrafında gelişen olaylar son derece çarpıcı. İşte romanı çok beğenmeme yol açan da bu kurgu zaten. Her karakterin olumlu ya da sevimli olmasını bekleyemeyiz elbette.
Hem tarihi bilgi sahibi olmak, hem de dram, aşk vs üzerine bir şeyler bulmak istiyorsanız okumalısınız.
Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitap bir de "Kar Kaplanı" adıyla da yayımlanmış.
Trevanian'ın bu denli geniş bir yelpazeye yayılan konuları ve mekanı seçmesi enteresan. Bu romanda biraz karlı dağlara, doruklara uzanıyorsunuz.
Roman kahramanı önce çok sevimsiz gibi gösterilse de sonradan çok hoşuma gitti, yani onunla bütünleştim.
Tamam gidip cinayet falan işlemedim elbette, ama onun yaptıklarını takip etmek heyecanlandırıcı oldu.
Macera, gizem arayan okurlar. Bence bu bizim kitabımız.
Aslında hiç değilse yakın tarihimizi böyle tanıklıklarla süslesek de, yalan yanlış bilgilerle donatılmasak. Tarih kitaplarında okuru yanıltmaya yönelik ne kadar çok yanlı bilgi var. Halbuki, böyle içtenlikle yazılmış eserlerde gerçeklerin izini sürmek zor değil, üstelik çok daha zevkli.
Bir başkaldırışın, cesaretin öyküsü. Özenmemek olası değil.