E-Dergi

Savaşa bir başka pencereden bakan bu romanda bir teğmenin militarist yapısının değişmesini ve savaş karşıtı haline gelmesini okuyoruz. Teğmen Bologa ilginç bir karakterdi ve romanın temel direğiydi. Yine de ben bütünüyle tekdüze buldum, hep çarpıcı, şaşırtıcı bir sahne bekledim, izleri vardı ama asla olmadı.

İlk otuz sayfada o kadar çok karakter var ki, ilişki ve bağlantı kuramaz hale geldim. Konu dağıldı gitti. Devam edemedim. Yoksa yazarın anlatımı hoşuma gitmişti.

Bunalımlar, takıntılar, dertlenmelere tahammül edebilecekseniz adım adım intihara giden bir edebiyatçının ruh halini üzerinize geçirip empati yapabilirsiniz. Özele edebiyatseverlerin baş tacı yapacağı bir ruh sıkıntısı, bir ağlama duvarı; asla bana göre değildi.

Bugünün siyasetinde fikir yürütebilmek ve belirli zihniyetlere cevap verebilmek için kesinlikle okunması gereken, tarihe tanıklık etmiş önemli birinin anıları. Keşke herkes okusa, ders çıkarsa.

Sayfalar süren betimlemelerin arasında konuya girildiğini fark etiğinizde hafifçe kendinize geliyorsunuz sonra yine duvarlar, pencereler, masalar, kızıl saçlar vs. Dört beş sayfa atlayıp bir şey kaybetmediğiniz çok bölüm var. Konuya değil edebiyata ve tarza odaklanmayı seven okurlar sevebilir.