Gün Olur Asra Bedel Hakkındaki Yorumlar

nrynr_17 17.04.2008
cengiz aytmatov klasiklerinden biri yine hayvanlarla insanlar içiçe ve kitapta tek bir gün anlatılıyor.gerçektende onun dediği gibi 'GÜN OLUR ASRA BEDEL'
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nilyankı 11.04.2008
Her bölümünün "bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi." cümlesiyle başladığı enfes roman. Okuduklarımın arasında Cengiz Aytmatov'un en güzel kitabı. Sarsıcı ve derinlemesine bir anlatımı var. Cengiz Aytmaton kısından köşesinden bişeyler söylemeye anlatmaya çalışmıyor. Gerçekten anlatıyor, söylemek istediğini çok rahat ortaya koyan bir yazar. Bu yönüde bizi kendisinin mudavimi olmamızı sağlıyor. Oldukça duyarlı, kompleksiz, geçmişine bağlı, milletine bağlı bir yazar. Dünyanın okuduğu ve beğendiği bir yazarı biz niye okumayalım ki?
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
styli 07.04.2008
yazar bu kitabta öle bir anlatım yapmış ki anlatılamaz derecede güzel. bir günü nasıl anlatmış koskoca kitapda şaşırıyorum.. herkese tavsiye ederim..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
tugce58 01.04.2008
ÇOK GÜZEL VE OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP CENGİZ AYTMATOV'UN BÜTÜN KİTAPLARI GÜZEL AMA BU DAHA DA Bİ GÜZEL
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
_sifir_ 27.03.2008
Ben lise döneminin başında okumuştum olumlu eleştirilere bakılırsa ben pek anlayamamışım kitabı tekrar okumak gerekebilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
noir_desir 13.03.2008
Farklı konular çok büyük bir ustalıkla işlenmiş.
Kitapta bazı olaylar var insan okyunca çok kötü oluyor. Özellikle Mankurt'ların yer aldığı bölüm.
Yedigey karakteri ise en ilginç çok bulduğum kitap karakterlerindendi. Cengiz Aytmatov farklı bir yazar. Anlatmak istediği şeyi hissettirmeyi başarıyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gozutok 06.03.2008
Cengiz Aymatov Türk dünyasının en önemli yazarlarındandır.Gün Olur Asra Bedel kitabı gerçekten edebi yönden çok güzel bir kitap.
Kitap edebi olmasının yanında yakın tarihimizde Rusların Orta Asya Türklüğüne uyguladığı baskıları da bize sezdirmesi açısından önemlidir.
Herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
drarzu 01.02.2008
cengiz aytmatovun okuduğum ilk kitabı. grçekten çok güzel. tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ETekkanat 20.01.2008
Cengiz Aytmatov'un şiirsel bir anlatımı var. Sovyet rejiminin götürdükleri (mankurtlaşma) ile ilgili çarpıcı eleştiriler romanda geçen Ana-Beyit efsanesiyle vurgulanmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
esmer38 09.01.2008
okunması gereken bir eser bence
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
Kızıl-Ejder 02.12.2007
Aytmatov un daha önce beyaz gemi aslı eserini okumuştum ve çok beğenmiştim.Gün olur asra bedel kitabınıda beyaz gemi kadar sevdim açıkçası.Kitabın kapağı ve çeviriside kitabın kendisi kadar güzel.Kitaba gelince kitap çok akıcı ve öğretici gerçekten,aytmatov ayrıyeten mankurt efsanesini çok güzel anlatmış ve kafalarına deri geçirilerek mankurt yapılan insanların yanısıra o işkence yapılmadan da insanların nasıl ''mankurt''laştırıldığını roman boyunca çok güzel anlatmış..mutlaka okunması gereken aytmatov klasiği...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
healihe 19.11.2007
Gün Olur Asra Bedel, Toprak Ana...vb... Muhakkak okunması gereken kitaplar. Ben öğrencilerime her zaman tavsiye ediyorum. Set olarak almak daha avantajlı gibi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
doğrucu 27.09.2007
çok güzel bir kitap. sadec 1 günün anlatıldığı yanı şu meşhur gün var asra bedel sözünün anlamını bulduğu bir çalışma. sayın aytmatov bu romanlarında gerçekten başarılı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
kara cahil45 21.04.2007
Yazarın en güzel kitabı Cengiz Aytmatov'u dünyaya tanıtan romanı.Geleneklerin baskılara Ve teknolojiye karşı verdiği savaşı anlatan bir kitap.Bir gün içerisinde çok uzun bir zaman diliminin anlatılır. Kazangap'ın cenazesini gömmek istedikleri yerde uzay araştırma istasyonu kurulmustur. Orası yasak bölge olmuştur. Yedigey gelenekleri temsil eder.Sabitcan ise yozlaşmışlığı.Romanda İkinci Dünya Savaşı'nın insanların hayatını ne hâle getirdiği ,onlardan neler götürdüğü dramatik bir şekilde anlatılır.Ayrıca Mankurt Destanı ile yozlaşmanın insanları toplumları ne hale getirdiği mükemmel bir şekilde sembolize edilir. Yazarın diğer kitaplarında da Gün Olur Asra Bedel'in izleri görülür. Yazarın profilini ortaya koyan bir kitap.Mutlaka okunması gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca çok akıcı
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Kitaba Yedigey'in biricik arkadaşı Kazangap'ın ölümüyle başlıyorsunuz fakat Kazangap, kitabın sonunda gömülüyor. Yedigey, köyden Ana-Beyit'e gidene kadar anıları gözünün önünden geçiyor. Ayrıca uzay üssünde yaşanan garip olaylara yer veriliyor. Garip efsanelerin nereden geldiğini öğrendim ayrıca. Kitap her şeye rağmen güzeldi. Yine de okunabilir...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Kırgız yazar cengiz Aytmatov'un "gün olur asra bedel"kitabı iki ayrı hikayeyi romanın sonunda kesiştirmesi bakamından orijinal bir roman.romanda diğer ilgi çekici kısım "mankurtlaşma"olgusunu izah ettiği bölüm.Romanın tek eksik yönü aynı cümlelere bir çok yerde tekrar etmesi.Kurgusu ve dili oldukça zevkli bir kitap .Herkese tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ERAY AKDEMİR 15.11.2006
BİR ROMANDA BU KADAR SIRLARLA DOLU HADİSELERİN OLMASI GÜZELLİK KATMIŞ .BİR GECE EVİNDE KAZANGABIN ÖLÜMÜ .ONU GÖMMEK İÇİN VERİLEN MÜCADELELR UZAY DAN GELECEK OLAN UZAYLILAR.MANAS DESTANINDAN YOLA ÇIKARAKTAN NAYMAN EFSANESİNİN NLATILMASI ....MÜTHİŞ ESER..OKUNMAYA DEĞER...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
L_M_ 16.08.2006
Bir gün de neler yaşanabilir ki? Evlilik, ölüm ve daha hayatımıza renk ve ahenk katabilecek onlara binlerce şey... Cengiz Aymatov bizlere bir istasyon memurunun bir gün de yaşadıklarını ve düşüncelerini anlatıor GÜN OLUR ASRA BEDEL kitabında... Onun anlatımı ve üslup mükemmeliği ise kitaba bir eşsizlik katıyor. Sanki bir dağ yamacından aşağıya doğru sürüklenircesine... Dostluklara, ve günlerin değerine inanalar için...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
postacı32 04.08.2006
gercekten cok ilgi cekici ve okurunu kendine baglayan bir kitap. yazarında anlatım biçimi kitaba ayrı bir hava katmış. kitapta zıt kutuplarda ki insanlar bir noktada birleştirilmiş ve yasanılan sartlar farklı olsada dünyanın herkes için aynı olduğu gösterilmiş gercekten son kelimesine kadar okunmaya değer bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
aykoroglu 05.02.2006
BU KİTAP AYTMATOV'UN ÇOK GÜZEL ESERLERİNDEN SADECE BİR TANESİ. İÇERİK OLARAK KİTABIN İSMİYLE DE UYUŞMAKTA. KİTAP İÇERİK BAKIMINDAN BİR ÇOK OKUYUCU KİTLESİNE HİTAP ETMEKTE. BİRBİRİNDEN OKADAR FARKLI İKİ UÇ NOKTAYI BİR ARADA İŞLEYİŞİ KİTABA AYRI BİR GÜZELLİK KATMAKTA. BİR TARAFTA TEKNOLOJİNİN GELDİĞİ SON NOKTA UZAY VE DİĞER TARAFTA HALA KARA DUMANLAR SAVURARAK GELİP GEÇEN TRENLER... GERÇEKTEN OKUNMAYA DEĞER BİR KİTAP DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Çepni55 23.12.2005
aytmatovun bu eseri bence ve eminim bir çoklarınca dünyanın en güzel romanı sayılmalı. gerek kurgu gerek üslup gerekse edebiyat kavramının içerisine ustaca yerleştirilmiş olan mesajları ile evrensel bir değeri haiz olan bu eserin mutlaka okunması icap ediyor. aytmatov'un dünya edebiyatının zirvesine kurulmasını sağlayan bu eser var oldukça nobel edebiyat ödülüne on inancımız sarsılmaya devam edecektir!
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (71)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
sanemcan07 07.10.2005
Nayman Ana Destanı'nı günümüze yansıyan yönleriyle tekrar tekrar okumak gerekiyor. Bu destanda Nayman Ana'nın oğlu ekseninde oluşturulan 'mankurt' adlı tiplemenin sosyoloji literatürüne girmiş olması bile eserin önemini anlatmağa yeterli.
Köklerinden uzaklaşmış her ruhsuz insanın kendinden bir şey bulacağı 'Mankurt' kavramı günümüzdeki 'genetik aslına ve ait olduğu toplumun ruh köklerine yabancılaşan tip'leri kodlayan bir içeriğe sahip... Hararetle tavsiye ederim; hem kitabı hem de gördüğünüz her yuppi'ye 'Mankurt' diye seslenmenizi; mutlaka dönüp aptal aptal size bakacaktır... Deneyin isterseniz...Ülkemizde de o kadar çok 'mankurtlaştırılmış' insan var ki; ve sayıları da o kadar hızla artıyor ki... İnanılmaz; Cengiz Aytmatov'un tüm eserleri bir yana bu romanı bir yana... O derece önemli anlayacağınız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
kalembaz 04.08.2005
Okuduğum bir kitabın etkileyici bölümlerini öğrencilerimle paylaşmayı çok severim. "Gün Olur Asra Bedel"i okuduğum günlerde, geride bıraktığım sayfalardan öğrencilerime de okumuştum. Mankurt efsanesi, Orman-Göğsü gezegeniyle ilgili bölümler vs. Özellikle Mankurt efsanesinin geçtiği bölümü tekrar tekrar okumamı istemişlerdi. Birkaç gün içinde pekçok öğrencimin elinde bu kitabı gördüm. Süper güçlerin, Kolaman'ı, Dünya'mızı ve ikisi arasındaki daha pek çok şeyi insanlıkdışı uygulamalarla hakimiyetleri altına nasıl aldıklarını; mankurtlaştırılan insanları, mankurtlaştırılan milletleri, mankurtlaştırılan gezegenimizi edebiyatın büyülü dünyasında seyredeceksiniz bu kitapta.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (13)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Gün Olur Asra Bedel, dönemin yönetim anlayışına, Stalin diktatörlüğüne eleştirel bir bakış getirir. Bu eleştirel bakış, devlet kademelerinde görev yapan kişilere olumsuz karakterler çizilmesiyle kendisini gösterir. Roman kahramanlarında Sabitcan, bozkırın karşısında şehri, sıradan Kırgızın karşısında ise yönetime yakın, toplumsal yabancılaşmaya örneği temsil eder. Örneğin romanın sonunda Yedigey, mezarlığın büsbütün yıkılmaması için Sabitcan’dan amirleriyle konuşmasını rica eder fakat Ana-Beyit mezarlığının, duaların, geleneklerin hep boş masal olduğuna inanan Sabitcan, mezarlığın yıkılmaması için büyük amirlere başvurmanın boş iş olacağını düşünmektedir…(s. 412). Yedigey Sabitcan’la yaptığı bu konuşmadan sonra (kendisi yaşlı neslin bir temsilcisi olarak) genç kuşakla bağlarının koptuğunu hissetmiş ve yalnızlığını görmüştür (s. 413). Bu gerçeğe sadece Sabitcan’da tanık olmamıştır. Kazangap gömüldükten sonra gençlerin dua bilmemelerine çok üzülmüş ve ilerde kendisini gömecek olan bu insanların en temel dini bilgilerden yoksun oluşlarından dolayı dertlenmiştir (s. 407). Ayrıca Sabitcan’ın gerçek bir mankurt olduğuna kanaat getirmişti. Sabitcan bilgiçlik taslayan konuşmalarının birinde insanların bir gün telsizlerle yönetileceğini dolayısıyla iradesinin elinden alınacağını söylemişti ve belki de kendisi öyle yönetiliyordu… (s. 414). Böyle bir yozlaşmaya karşı diğer bir örnek ise teğmen’in kendisidir. Zira teğmen Kırgız kökenli bir delikanlıdır. Kendi halkından bir muhatapla karşılaşan Yedigey mezarlıkla ilgili sorunu çözeceği inancıyla konuyu açıklamaya başlar. Teğmen’in cevabı çok kısa ve çarpıcıdır: "Yoldaş, Rusça konuş" . Yedigey şaşırarak niçin Kırgızca konuşmadığını sorar. Kırgız kökenli teğmen görevde olduğunu, görevde iken Kırgızca konuşamayacağını açıklar (s. 390-391).
Bütün bunların yanısıra romanda iki öykü birbirine paralel olarak gelişmektedir. Bunlardan bir tanesi Kazangap’ın defin işlemleri sırasında Yedigey’in zihninde geri dönüşler yaşayarak geçmiş günleri hatırlamasıdır. Diğeri ise Sovyet-Amerikan ortaklığı sonucu yürütülmekte olan Demiurg adında bir uzay projesidir. Uzaya gönderilen kozmonotlar parite yörünge istasyonunda görev yapmaktadırlar ve görevleri sırasında başka bir gezegenden algıladıkları sinyallere cevap vererek Orman-Göğüs gezegeninde yaşamakta olan canlılarla iletişime geçmeyi başarırlar. Bu noktadan sonra o gezegene davetli olarak giderek dünyaya durumları ile ilgili gereken bilgileri göndererek bu gezegende yaşayanların dünya ile yakın ilişki kurmak istediklerini ileterek bunun aslında dünyanın gelişmesi için çok yararlı olabileceğini bu konuda da kendilerinin aracı olabileceklerini, böyle bir fırsatın değerlendirilmesi lazım geldiğini tavsiye ederler. Yalnız yetkililer daha üstün bir medeniyet ile iletişime geçme konusunda oldukça tedirgindirler ve böyle bir olası tehlikeye karşı diğer bir deyişle “yerküreyi çevreleyen uzay boşluğuna başka gezegenlerden gelen uçan cisimlerin sızmalarını önlemek için, Ortak Yönetim Merkezi ‘Çember Harekâtı’nı başlatmıştır. Bu harekâtla, dünyaya yaklaşacak her türlü, cismi ânında yok etmek için, değişik yörüngelere yerleştirilmiş savaşçı robot füzeler nükleer-laser ışınlarını salmaya hazır hâle getirilmiştir” (s. 238-239). Orman-Göğsü gezegeninde bulunan kozmonotlar “çember harekatı”na şiddetle karşı olduklarını böyle bir hareketin dünyayı uzayda derin bir yalnızlığa iteceğini, tarihi ve teknolojik bir geriliğe gömüleceklerini açıklıyorlardı (s. 402).
Nayman Ana efsanesindeki mankurt tiplemesiyle çember harekatını tertipleyen zihniyet arasında bir paralellik söz konusu çünkü insanlık, daha üstün bir medeniyetin boyunduruğuna girmekten korktuğu için kendisini soyutlamaya çalışıyor. “Çember Harekâtı”nın dolaylı yoldan bir değerlendirilmesi yapılırken dünyada hiçbir şeyin değişmemesi her şeyin olduğu gibi kalması için gerçekleştirildiği açıklanıyor (s. 417).
Romanda parmak basılan diğer hususlardan biri de ekolojik dengenin bugünkü durumuna ilişkin. Roman, açlıktan tren raylarına yaklaşarak insanların pencerelerden attıkları artıkların arasında karnını doyurabilecek bir şeyler arayan aç bir tilkinin anlatılmasıyla başlıyor. Daha sonra Nayman Ana efsanesinde Juan-Juanlar ile aşiretler arasında yaşanan savaşların temelinde su kuyuları ve otlak arazinin yattığını öğreniyoruz (s. 143). Nayman Ana Juan-Juanların medeniyet yoksunu oluşlarını ekolojik dengenin bozulmasına bağlayarak bozkırda yaşamak zorunda kaldıkları vahşi şartlardan dolayı barbarlaştıklarını söylemektedir (s. 164). Aynı sorunla Orman-Göğüs gezegeninde yaşayan varlıkların da karşı karşıya kaldığını anlatan Aytmatov, bu gezegende kurulmuş olan uygarlığın aslında çok üstün bir uygarlık olduğunu fakat bu üstün uygarlığın en büyük sorununun yıldan yıla genişleyen “iç kuraklık” olduğunu açıklamaktadır (s. 117).
Dile getirilmeyen çalışılan bütün bu olumsuzluklara rağmen roman, Kazangap’ın öldüğünü öğrenen Yedigey’in kızları Saule ve Şerafet’in kocalarıyla birlikte onu anmak ve ana-babalarının acısını paylaşmak için Boranlı’ya gelişleriyle sona eriyor (s. 418) ve eğer Yedigey gibi geleneğin genç temsilcileri bu çocuklar olacaklarsa gösterdikleri hassasiyetten dolayı gelecekten ümitvar olunabilir.
Aytmatov'un çok tanınan eserlerinden biri olan "Gün Olur Asra Bedel", esas itibarıyla Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunların bir öz eleştirisidir. Aytmatov, romanında, geçmişin efsaneleriyle geleceğin bilim kurgusunu harmanlamayı başarmıştır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Edebî 03.05.2005
Cengiz Aytmatov, bu romanında Manas Destanı'nın çok küçük bir bölümünde yer alan Nayman Ana efsanesinden yola çıkarak insanların günümüzde nasıl mankurtlaştırıldığını gözler önüne seriyor. Ayrıca yazar, mankurtlaştırma temasıyla içinde yaşadığı Sovyetler Birliği'nin(eserin yazım tarihinde öyleydi) işleyiş mekanizmasını ve bu mekanizmayla insanların nasıl maddiyatçı, çıkarcı hale getirilişini,geleneklerinden nasıl uzaklaştırıldığını eleştiriyor; yazar bunu geçmişten geleceğe uzanarak yapıyor. Eski devirde efsaneye göre Nayman Ana'nın oğlu Colaman esir düştüğünde işkenceyle mankurt haline getiriliyor. Günümüzde(bu çağda ya da S.B.nin hüküm sürdüğü dönem)) Sovyetler Birliği'nin güdümünde yaşayan Kazak ve diğer Türk halklarının Sovyetler Birliği politikası sonucu eğitimle, bilinçli olarak mankurt haline getirilmesi Sabitcan'ın şahsında görülüyor( Yedigey'in mankurtsun sen! sözü). Gelecekte de, Ormangöğüslüler gezegeninde yaşayan varlıkların dünyadakinden daha iyi bir uygarlığa sahip olması, onların dünyalılara yardım etme isteği fakat Amerika ve Sovyetler Birliği'nin bu gezegenle kesinlikle ilişki kurmak istemeyip kendi itibarlarını korumak için insanlara kendi görüşlerini dayatmak isteyip "Çember Operasyonu"nu başlatması.
Bu kitap mutlaka okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap. İnsanlarımızı mankurt olmaktan kurtarmalı, geçmişimize sahip çıkmalı ve bize ait değerleri korumalıyız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Melek Temel 17.01.2005
bu kitabı neden daha önce okumadım diyorum kendime.Aytmatov'un müthiş yorumuyla kültürel kimliğini varetme çabası içindeki insanları ilk kez bu kadar derin bir şekilde içimde hissettim.kesinlikle tavsiye ederim..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
velisen38 02.12.2004
Böyle uzun bir kitabı bir solukta hiç sıkılmadan okuyup bitireceğim hiç aklıma gelmezdi. Bu kitaptan etkilenmemek mümkün değil. Benim Aytmatov'la tanıştığım ilk kitap... Onun gerçekten edebiyatçı olduğunu anladığım ve hayran kaldığım ilk kitap... Birçok olay bir konu etrafında dönüyor, ama konudan hiç kopulmadığı gibi, her olay kendi içinde bir roman olabilme özelliği taşıyor. Bir ulusun kültürünü asimile etmek için yapılanlar çok güzel anlatılıyor. Çok güzel tasvirler yapılıyor ve tasvirler o derece romanla birleşmiş ki tasvirleri gözünüzde canlandırabiliyor ve okumaktan hiç sıkılmıyorsunuz, hatta kitabı yaşıyorsunuz. Birkaç insanın hayat mücadelesi de çok güzel veriliyor. Kesinlikle okunulması gereken bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
CihansahMirza 02.01.2004
Çaylakların Özgürlüğü,Sovyet yatılı okullarının vaziyeti ve yetiştirdiği ahlaksız züppeler,yazan ve okuyan insanların ajanlar tarafından tutuklanması hepsi yerine birer gönderme.Ama ben en çok Aytmatovun şu özelliğini seviyorum.Romanlarında çok güzel bir şiir havası veriyor.Uzun cümleler okumasını bilene gerçek tadı gerçek hazzı veriyor.Ama tavsiyem size Cengiz hana küsen bulutu da okumanızdır.Sansürler yüzünden kitabın yazılamayan yada basılamayan kısmıdır.Daha fazla yorumlar yazabilmeniz dileğiyle...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Peemee 16.11.2003
Kitabı okuyup bitirdiğimde bu kitabın etkisinde kalmıştım ve herkese tavsiye edemedim .çünkü kendime soruyordum ben mi çok etkisinde kaldım kitap mı beni çok etkiledi diye.romandaki BORANLI YEDIGEY,KAZANGAP,ABUTALIP KUTTUBAYEV,ERMEK kişilklerini hayatım boyunca unutmayacağım...'TRENLER BATIDAN DOĞUYA DOĞUDAN BATIYA GİDER GELİRDİ ..GİDER GELİRDİ...ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM DİĞER ARKADAŞLAR GİBİ ..DEMEK sadece BEN değil HERKES memnun kalmış..birisi size bu okudunuz mu dediklerinde okumadım dememeniz için tavsiye ediyorum ayrıca.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
samuelboils 25.08.2003
o kadar akıcı ve ilgi çekici ki...bitirmek için başlamanız yeterli...cengz aytmatovun en iyi romanı..ayrıca bunu okuduktan sonra cengiz hana küsen bulutu da okumanızı tavsiye ediyorum...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Aslında bu kitabı anlatmaya kelimeler yetmez.Çünkü yazar o kadar güzel bir dille olayları o kadar güzel anlatmış ki biz ne desek az.Ama ben yine de insanların bu güzel kitabı okumalarını istediğim için bunları yazıyorum.
Yazar insan hayatlarını kitabına çok güzel anlatmış.Benim hoşuma giden ve kitaba bağlanmamı sağlayan bir yönüde kitapda anlatılan olayların insanların yaşamış olmaları.Bence herkesin bu kitabı okuması gerekir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Ayhan Kaya 14.03.2003
Aytmatov,romanında başarılı bir kültür mücadelesi vermiş.Ulusları kimliklerinden uzaklaştırmak isteyen uygulamalara karşı iyi bir cevap.Yer yer romanın dokusundaki bilimkurgu çağrışımlarıyla özgün bir eser.Kırgız edebiyatı bu romanla kendi değerlerine sorumluluklarını yerine getirmiş.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
SALTY 26.02.2003
Kitap için fazla söze gerek yok.Tam bir usta işi.İnsanların Mankurt (geçmişini hatırlamayan kitaptaki bir karekter)olmaktan sıyrılmalarını her insanın bilinçlenip yurduna ve tarihine sahip çıkmasını acılı pek çok örnekle gözler önüne sermiş Aytmatov.
Herşey hayatın içinden.Mutlaka okunmalı.Fazla anlatıpta kitabın esrarını çözmeyelim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
emespeyami 24.12.2002
bu kitap var ya bu kitap;müthiş bir dehanın elinden çıkmış harikulade bir eser.Ölen bir insanın sonunu anlatıyor romanda.Bir bakıyorsunuz uzaydan gelen sesler sonra bir bakıyorsunuz tekrar kendinize romana kaptırmuş asıl kahraman Yedigeyle birlikte Kazangapın yanında gömmeye doğru gidiyorsunuz bana böyle oldu,kitapta öyle etkileyici bölümler oluyor ki insan bunları kendi hayatında görüyor sanki Aytmatov insanın hayatından kesitler sunmuş ve onu da bize yöneltmiş,işte bu kitapla cengiz aytmatovun o büyük dehasını görüp anlayabilirsiniz,mutlaka okumalısınız çünkü bazen aytmatov öyle güzel şeyleri anlatıyor ki kitapta bir an için okuyanın durup düşünmemesi elinde değil.teşekkürler…
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ukbada 25.11.2002
Aytmatov ne yapmış biliyor musunuz?hayatı yazmış, içindeki iyi kötü her kavramla birlikta hayatı.. bu romanın içinde sadece yedigey cangeldinin hikayesi yok. bu romanda mankurtlaşan bir nesil var, bu romanda kimin yararına olduğu meçhul dev teknolojinin canavarlaşması var.bu romanda tertemiz bir aşk var.bu romanda açlık yokluk sefalet var.bu romanda çökmesi zaruri bir devlet yönetimi var.hatta bu romanda hayvanların hayatımızdaki yeri bile var.bu romanda insana dair, insancıl olan herşey var.ve bu kadar çok şeyi bu kadar güzel bir dille anlatan Aytmatov'a yüreğine ve kalemine sağlık demek var.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Ruken ZİLAN 13.05.2002
Okunması biraz sıkıcı olsada ilginç ve orjinal bir eser..."Mankurtluk" kavramını vurgulayıp açıklıyor...Efsanevi, biraz kurgusal ama farklı...Denemeğe değer...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (6)
Bu Yorumu Yanıtla
Alperen Evrin 03.05.2002
Kitap yazarın büyük yankılar uyandırabilen ilk kitabı.Sisteme ciddi eleştiriler getiriyor ama yazar asıl darbeyi daha bir serbest ortamda yazabildiği diğer kitaplarında vuruyor.Yazar bir devam niteliğinde olan'Cengiz Hana Küsen Bulut'u ayrı olarak yayımlamak zorunda kalmış.Bu kitapla beraber okunması gereken bir kitap 'Cengiz Hana Küsen Bulut.'
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
yesevihan 12.04.2002
Daha önce Cem yayınevinde Mehmet Özgül imzası ile aslı olan Rusca'dan çevirisi yapılan eserin Refik Özdek tarafından Fransızca'dan tercümesi yapılan bir versiyonu. Kitapta okuduğum sıralarda doğan kızıma NAYMAN ANA adını vermemi bile düşündürecek kadar beni etkileyen NAYMAN ANA DESTANI'nı günümüze yansıyan yönleriyle tekrar tekrar okumak gerekiyor. Bu destanda Nayman Ana'nın oğlu ekseninde oluşturulan MANKURT adlı tiplemenin sosyoloji literatürüne girmiş olması bile eserin önemini anlatmağa yeterli.
Köklerinden uzaklaşmış her ruhsuz insanın kendinden bir şey bulacağı "MANKURT" kavramı günümüzdeki aslına yabancılaşan tipleri işaretle kullanılan "YUPPİE" deyimi yerine kullanılamsı gereken bir içeriğe sahip... Hararetle tavsiye ederim !!! Hem kitabı hem de gördüğünüz her YUPPİE'ye MANKURT diye seslenmenizi; mutlaka dönüp aptal aptal size bakacaktır... Deneyin isterseniz...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (31)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Faruk Balli 02.05.2001
Kitap bilim kurgu romanları arasında farkı hemen belli ediyor. Özellikle 100 sayfaya kadar bilim kurgu olarak hiçbir şey yok ama sonraki olaylar o kadar enteresan ki bilim-kurgu sevenlere şiddetle tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla