“Ya Rab!Bela-yı aşk ile kıl aşina beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüda beni”
Fuzuli’nin belagatı bu kitapta kendini fazlasıyla göstermiş. Türk şiirinin Sultanı Mehmed Fuzuli, çağlar öncesinden gelen bir efsaneyi çağlar sonrasına naklederken Türk dilinin cümle güzelliklerinin de koyuvermiş karşımıza.
“Aşk,hayalle gerçeğin arasında sürüp giden amansız bir mücadelenin ismidir esasında. Hayâl gerçeğe galip geldiği müddetçe aşk vaki demektir.
Ve bu şeyin hayali gerçeğinden güzeldir daima!
Zaten, büyük sevdalarda yaşanan hayal kırıklıklarının,mutsuzlukların temel sebebi de hayal ile gerçeğin birbirine intibak edememesi,büyük bir tenakuzu haiz olması değil de nedir? Derler ki bir gün Leyla’ya, ”Senin Mecnun’a olan sevgin mi daha büyük, yoksa Mecnun’un sana olan sevgisi mi?”diye sormuşlar. Leyla’nın cevabı;” benim Ona olan sevgim.”olmuş ve devam etmiş. “Zira, Onun bana olan sevgisi meşhur oldu, benim Ona olan sevgim ise gizli kaldı.”
Ve yine Fuzuli’den “Aşk imiş her ne var,alemde/İlm bir kil ü kal imiş ancak…”