İlk öykü neredeyse Çehov'un birebir kopyası. Fazlaca ve sanatsal betimlemeler var. Zaten öykünün içinde bol bol Çehov ismi zikredilmiş.
İkinci öykü hızlıca kaleme alınmış gibi. İçerik oldukça cesurdu ama dili duygudan yoksundu.
Üçüncü öyküyü okurken ilk başlarda Flaubert etkisi göze çarparken sonradan Chuck Palahniuk etkisi göze çarpıyor. Öykü yazarın kafasının karışık olduğu bir dönemde hızlıca kaleme alınmış gibi. Cümle diziliği oldukça tuhaftı. Yazar, bir oradan, bir oradan girmiş, enteresan bir üslupla gitmiş.
Sonuç olarak, özellikle üçüncü öykü, içerik bakımından harika olsa da üslup, hikayeyi okumayı zorlaştırıyor. Bende öyle oldu.
Enteresan, tuhaf aile ilişkilerini okumak istiyorsanız bu yazar sizin için birebir. Aksi takdirde üslup, alışageldiğiniz gibi değil.