E-Dergi

Kısacık bir zaman diliminde yani 24 saatte geçen bunca olaylar, aşklar ve tezatlar zinciri. Türk Edebiyatında gerçek bir baş yapıt. Yanlış hatırlamıyorsam eleştirmen Berna Moran şöyle diyordu bu kitap için: "Bir huzursuzluğun romanı, Huzur." Çok doğru ve güzel söylemiş. Kitabı okurken en çok zorlandığım yanı zaman içinde geri dönmeler ve uzun cümlelerden oluşan pasajlar oldu. Eserin öyle bir yönü var ki başka kitaplarda bulmak imkansız. Kimi zaman şiir okuduğunuzu zannediyorsunuz. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın öyle şiirsel bir dili var ki o uzun cümleleri okunur yapıyor. "Huzur" ve onun gibi kitaplar yeni kuşaklara mutlaka tanıtılmalı ve okunmaları sağlanmalıdır. Yeni baskıları özüne sadık kalınarak ve günümüz Türkçe'sine uyarlanarak mutlaka yapılmalıdır. Yoksa hep batı ve Rus klasiklerine hayranlığımız devam ederek yaşayıp gitmeye mahkum kalacağımızı unutmayalım. Türk Edebiyatının da unutulmaz yapıtlarını olduğunu öğrenelim.

Olağanüstü gizemlerle dolu harika bir kurgu üzerine yazılmış güzel bir roman. Şehrin bunaltan ve insanı yoran ortamından kaçan insanların kendilerince oluşturdukları bir plaj ve ilginç olaylar zinziri. Kampta herkesin bir görevi var ve herkesi aralarına almıyorlar. İşte böyle bir kampa katılıyor kahramanımız ve bir anda hayatı değişiyor. Dünyanın neresinde olduğunu bilemeden, modern hayattan kopmuş; ilkel ama, yaşamanın müthiş zevkli ve heyecanlı olduğu bir ortamda buluyor kendini. Bir yanda gizemli bir aşk, diğer yanda ise kaçakçılar ve ölümden kaçış. Gerçekten her yönüyle okunmaya değer bir kitap.

Orhan Pamuk'un romanlarını severek okuyorum. "Kar" da bunlardan biri oldu. Farklı bir konu, farklı bir mekan. Romanın yazıldığı dönemde Türkiye'de yaşanan bazı siyasi olayları hatırlattı bana. Karlı Kars gecelerinden harika betimlemeler var. Roman aslında sıkıcı gibi görünse de bana gayet akıcı ve sade geldi. Zaman zaman ise olaylar arasında bağlantının koptuğu ya da benim okurken kaçırdığım noktalar var sanırım. "Ka"nın ölümü gibi. Verilmek istenilen mesaj da belli aslında ama 'kaş yapalım derken, göz çıkarmamak lazım'. Herşeye rağmen Orhan Pamuk kendini okutturmayı ve hele hele roman sanatını iyi biliyor. Edebiyatçılığına diyecek yok. Kitaplıklarda yer edinecek bir roman kesinlikle.

Cumhuriyetin kuruluşundan önce ve sonrasından yaşanılan süreçte Ankara'da geçen olaylar. Milli mücadelenin kazanılması ve modernleşme çabaları harika bir kurgu üzerinde anlatılmış Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından. Selma'nın Ankara ile bütünleşmiş hayatı ve yaşadığı bunalımlar, aşklar... Hele bir de Ankara'da yaşamış, Ankara'yı biliyorsanız romanı okumak daha büyük bir keyif veriyor insana. Gözünüzde canlandırıyorsunuz o günleri. Ulus'u ve Çankaya'yı. Keçiören bağlarını canlandırmaya çalışıyorsunuz hayalinizde. Cumhuriyet ile birlikte yapılan yeniliklerin hızla nasıl yayıldığını, nasıl yorumlandığını anlamak için bu kitap mutlaka okunmalıdır.

Kitabın hemen başında anlatılan olay gerçekten etkileyici. Japonların ülkemize gelip bir takım araştırmalar yaptıktan sonra "Sizin gençlerinizde milli şuur yok!" sözü çok doğru ve üzerinde epeyce düşünülmesi gereken bir konu. Askerlik yapmamak için çürük raporu almaya kalkanlar önce bu vatan topraklarının nasıl korunduğunu öğrenmeliler. Mustafa Turan zaten kitabı yazma amacı olarak bunu dile getiriyor. Çanakkale'yi yerinde gidip görmek, savaş anını ruhunda hissetmek en güzeli ama gidip göremeyenler en azından bunun gibi kitapları okuyarak tarihi olayları bilmeliler. Bu olaylar üzerinde iyice düşünmekte fayda var. Mehmet Akif'in Almanya'dan naklettiği olayda olduğu gibi her ne kadar hıristiyanlar ile birlikte savaşa girmiş bile olsak, hıristiyanların müslümanlara karşı üstünlük kazanması Almanya'da çanlar çalınarak halka duyuruluyor ve kutlanıyorsa artık gerisini düşünmek gerekir. Çanakkale üzerine yazılmış daha önce de kitaplar okumuştum. Bu kitap da okuyucuyu sıkmadan, tarih bilgilerinin içinde okuyucuyu boğmadan yazılmış. Menkıbeler ve yaşanmış olaylar insana ibret vermeye yetiyor. Çanakkale ile ilgili bu kitaptan çok şeyler öğrendiğimi de itiraf etmeliyim. Sıkılmadan okunabilecek güzel bir eser.