Toplam yorum: 3.083.022
Bu ayki yorum: 2.702

E-Dergi

Aziz Özkan Tarafından Yapılan Yorumlar

19.01.2012

Sinan Meydan bu kitabında Atatürk’ü ne peygamberleştirmiş ne de yerin dibine sokmuştur; Atatürk’e ne aşağıdan bakmış ne de yukarıdan bakmıştır; ne dövmüş ne de okşamıştır. Benim genel olarak kitap hakkındaki değerlendirmem budur.
11.12.2011

Cengiz Özakıncı bizim Müslüman geçinen yazarların ve Arap yarımadasında yaşayan bazı şeyhlerin görüşlerinin 1945’te yayımladığı Soğuk Savaş’ın kuramını anlatan kitabıyla William C. Bullitt’e dayandığını açıklıyor ve bu kitaptan sonra din üzerinde hilafeti geri getirmeye yönelik savunulan görüşlerin Bullitt’inkilerle tıpatıp olduğunu sürekli tekrar ediyor ve hilafeti isteyenlerin dış kaynaklı olduğunu bize inandırıyor. Aytunç Altındal, Aziz Nesin gibi yazarlar da atılan bu yemi yiyor ve laikliği dışlayan yazılar yazmaya başlıyorlar. Çünkü laik ve demokratik bir T.C.’ye kesinlikle hilafetin giremeyeceğini biliyorlar. Laikliği hilafetin önünde bir kalkan olarak görüyorlar. Temel amaç, laikliği yıkıp Yeni Osmanlı’yı Türkiye’ye yerleştirmektir. Emperyalizm böylece Yeni Osmanlı’yı daha kolay idare edebilecektir.
11.12.2011

Derin Yahudi 381 sayfadan oluşan bir roman. Gerçi bu kitaba roman demek doğru olmaz. Roman değil bu, kitabın arka kapağında geçtiği şekliyle, roman ötesi. Tam yerinde bir tabir kullanmışlar. Çünkü romanda her şey kurgudur, yazarın kaleminin gücü romanı gerçekmiş gibi algılatmasına bağlıdır. Kurgu, ama gerçekmiş hissi uyandıran kurgu. Yalnız, her halükarda romandır bu. Oysa gerçekle kurguyu bir arada tutan romanlar farklı bir yapıya sahip. İşte bu yüzden “roman ötesi” tabiri çok mantıklı ve uygun. Kendisini aradığımda Cengiz Özakıncı “Bu kitap bütün roman türlerini içinde barındırarak yazılmış bir kitaptır.” demişti. Aynen böyle bir kitap bu.
29.10.2011

“Mavi Oktav Defterleri” Franz Kafka’nın eserlerinden biri. Bordo Siyah Klasik Yayınları’ndan çıkan bu eser Kafka’nın tuttuğu 8 mavi oktav defterden oluşuyor. Bu defterler ve hatta Kafka’nın tüm eserleri Kafka öldükten sonra yayımlandı. Max Brod’a bıraktığı eserler, kitapta yazdığı şekliyle, “dostunun ihanetiyle” yayımlandı. Kafka’nın yazdığı eserleri beğenmediği ve mükemmele ulaşmaya çalıştığı sonucunu çıkartabiliriz buradan. Hâlbuki adının yıllar sonra bile yâd edildiğini görseydi, hiç şüphesiz, hayattayken yayımlardı yapıtlarını. Yapıtlarının geniş kitlelere ulaştığını görmemesi veya görememesi yazar için kuvvetle muhtemel en hazin verici durumdur.
29.10.2011

Sokrates yaşadığı zaman diliminde hiçbir eser bırakmamıştır bizlere. Onun eserleri aydınlattığı öğrencileridir. Bu öğrencilerin Sokrates dehasından etkilenmemeleri elde değildir. O kitap bırakmamıştır, ama eminim ki birçok kitabın yazımında ilham kaynağı olmuştur. Sokrates’in Savunması Sokrat’ın değerini anlamamız açısından en önemli metindir. Otobiyografi denilebilir bu kitaba Platon yazmasına rağmen, çünkü okuduğumuz metin Platon’un Sokrates’in söylediklerini noktasına-virgülüne dokunmadan kaleme aldığını gösteriyor. Platon Sokrat’ın yargılandığı mahkemede bulunmuş ve not almış. Diğer türlü bu metin yazılamazdı. Metinde Platon’un hiçbir yorumu yok. En azından biz öyle biliyoruz.