E-Dergi

Serinin ilk kitabı olan eser risaleler ile ilgili mülahazalardan oluşan dört bölüme ayrılmış. Dört değerlendirmeden oluşan ilk bölümün adı Keşif Yolculukları. Bu bölümde kitaba giriş yapılarak risaleler ve müellifinin hayatından kesitler sunuluyor okuyuculara. İkinci bölüm ise oniki değerlendirme yazısından oluşan Yansımalar. Burada da siyaset, cevşen gibi kullanılış amaçları sapmış göstergelerden bahsediliyor. Üçücü bölüm ise onbir yazıdan oluşan Serzenişler, Sorular, Sorgulamalar. Burada paradigma, gençlik gibi konularla ilgili düşünceler sıralanmış. Son bölüm ise İhlas Risalesine Kısa Yolculuklar adını taşıyor ve oniki yazıdan oluşuyor. Özellikle ihlas üzerine yoğunlaşan yazılarda ayrıca suizan-hüsnüzan karşıtlığına da değiniliyor. Tabii ki herkesin okuması kendine göre faydalıdır ama başka dimağların okuma sonuçlarından da faydalanmakta hiçbir sakınca görmüyorum.

Ömer SEYFETTİN hikaye serisinin sekizincisi birkaçı bilinen ve diğerleri fazla ortalarda gözükmemiş 14 ayrı öyküden oluşuyor. İlk hikaye eski Türkçe kitaplarında da yer alan Perili Köşk. İnsanların çıkarları için nasıl alçaldıklarının anlatıldığı öykü günümüzdeki sahtekar insanları anlatması bakımından da ilgi çekici. İkinci hikaye yazarın çocukluğuna uzandığı bir olaydan esinlenerek yazılmış. Yazarın İlk Namaz adını verdiği öyküsü insana manevi bir haz veriyor. Sonraki hikaye İlk Cinayet''te ise bir çocuğun pişmanlığının öyküsü aktarılıyor. Kaşağı da yine bir önceki hikaye gibi pişmanlık üzerine kurulmuş. Zaten hemen hemen herkesin bildiği, çok tanınmış bir öykü Kaşağı. Koleksiyon''da ise insanların para uğruna nasıl alçaldığı işlenmiş. Aşk Dalgası ise geçen yüzyılın başında aşka bakışı anlatan diyalektik bir hikaye. At''ta ise yazarın bu hayvanın geçmişi nasıl çağrıştırdığını anlatıyor. Mehmaemken ise Balkan Savaşı zamanındaki ordudaki çarpıklıkları anlatması bakımından ilginç bir hikaye. Baharın Tesiri öyküsü adından da anlaşılabileceği üzere bahar sarhoşluğunu konu edinmiş. Birdenbire''de ise aşkın başlamasının mı bitişinin mi birdenbire olduğu konusu ele alınmış. Miras paranın insanları nasıl kötü yönde etkilediğini anlatan ilginç bir öykü olarak karşımıza çıkıyor. Rüşvet ise uyanık insanımızın problemlerin üstesinden nasıl geldiğini anlatan komik bir hikaye. Bir Hayır''da işlenen konu çocuk terbiyesi olmuş. Yazar bu öyküyü trajikomik bir tarzda ele almış. İlk Düşen Ak ise saçına düşen ilk ak saçın bir adama hatırlattıklarını anlatan bir öykü.

el-Muhasibi'nin er-Ri'aye eserinden Abdulhakim YÜCE tarafından çevrilen hacimli, bir o kadar da etkileyici bir eser. Çevirenin önsözünü yazdığı kitabın Giriş bölümüne Muhasibi'nin hayatı ve eserleri yazılmış. 781 - 867 yılları arasında yaşamış olan ve kelam, hadis gibi dini ilimlerde on sekiz esere imza atan yazarın kaleme aldığı Müellifin Girişi bölümü yüz sayfadan fazla yer tutuyor. Daha sonra gelen ve birbirinden değerli sekiz bölüm ile kitap devam ediyor. Bu bölümler sırası ile Riye, Arkadaşlar ve Nefsi Tanıma, Nefsi Tanıma, Kibir, Aldanma, Hased, Müridin Terbiyesi ve Hidayete Erdikten Sonra Fitneden Sakındırılması. Kitabın en sonunu ise Hadis İndeksi bölümü oluşturuyor. Burada kitapta geçen hadislerin orjinal metinleri yer alıyor. Kitabı okurken insan iç murakabesi yapma yoluna, ister istemez, sapıyor. Yazarın da bu eseri kaleme almasındaki amaç bu olsa gerek. Ülkemizde fazla tanınmasa da değerli olan bu yazarı okumanızı salık veririm.

Alman bir psikolog dervişenin kırk günlük halvet deneyimi ve bununla ilgili yorularının toplanıldığı kitabın adı Halvette Kırk Gün. İlk başta bu işe giriş sebeplerini anlatan yazar daha sonra kırk günü ve sonrasındaki dört günü günlük şeklinde kaleme almış. Halvette yaşadığı sıkıntılar, içinden geçenler, nefsi ile mücadelesi ve daha birçok konu bu sayfalarda işlenmiş. Günlü kısmından sonra ise Yorumlar bölümü yer alıyor. Bu bölümdeki çeşitli başlıklara kitabın önceki sayfalarından referanslar verilmiş. Ayrıca kitap boyunca Mevlana'nın Fihi ma Fi ve Open Secret (Açık Sır) ile İbn Arabi'nin Füsus al Hikam kitaplarından alıntılar yapılmış. Kitabın en sonunda ise daha önce halvet deneyimi yaşayanlara yazarın sorduğu sorular ve bunların yanıtları yer alıyor.

Prof. Dr. Aladdin BAŞAR'ın Allah'ın 99 güzel ismi üzerine hazırladığı kitabın önsözünde Zafer Yayınları bayağı iddialı sözler sarfetmiş olmakla birlikte ben bunların iddiadan öteye geçemediğini düşünüyorum. Eser elbette ki faydalı ama önsözde bahsedildiği kadar olduğunu zannetmiyorum. Esma ismin çoğulu, hüsna ise güzel anlamında olunca esma-i hüsna da güzel isimler demek oluyor. Istılahi manası ile ele alırsak Allah'ın 99 tane güzel ismi olarak karşımıza çıkıyor bu ibare. Yazar hepsinin beraber geçtiği ve esma-i hüsna adıyla meşhur hadis-i şeriften yola çıkarak 99 ismi tek tek ele almış. Ele alış tarzı olarak bazen yakın anlamlı iki ismi birlikte işlemiş. Öncelikle ele alınan isim veya isimler açıklanmış. Daha sonra bunlara kainattan örnek verilmiş. Düşünce ufkunuzu genişletmek bakımından değerlendirebileceğiniz bir eser.