Toplam yorum: 3.078.222
Bu ayki yorum: 5.100

E-Dergi

Necmi Çoban Tarafından Yapılan Yorumlar

19.03.2004

Mizah ve latife kelimelerinin kökeni ve anlamlarını açıklayan bir önsöz ile başlayan kitap günlük hayatta daha çok fıkra olarak karşılaştığımız türden öyküler ile dopdolu. Öykü serinin bu üçüncü kitabı yine diğerleri gibi okuma kolaylığı sağlayan bir kitap. Adeta bir solukta okuyor gibi olacağınıza garanti veririm. Kitap İletişim Kazaları, İnce Ayar Espriler, Hayatın Cilveleri, Aile Ahvali, Bu Kadar Da Olmaz Ki, Zeka İşi Nükteler adında altı bölümden oluşuyor. Ayrıca serinin bir de ikinci kitabı mevcut şu anda piyasada.
18.03.2004

Genç yazar (1966) Nihat DAĞLI'nın kaleminden bir deneme kitabı daha : Çıkar Sokak. Sunuşunu Metin KARABAŞOĞLU'nun yaptığı kitap dört bölümden oluşuyor. İlk bölüm olan Başkası'na Dikkat ve ikinci bölüm olan Hayat Tarife Gelmiyor yazarın denemelerinden oluşuyor. Üçüncü bölüm ise günlük şeklindeki denemelerden oluşan Bir Sorudur Yaşamak. Son bölüm ise İyi Olmak adındaki söyleşiden oluşuyor. Kitaptaki özellikle Çıkar Sokak başlıklı yazı dikkate değer. Zaten kitaba da ismini veren bu yazı olmuş. Söyleşi bölümündeki Yılmaz ERDOĞAN ile ilgili bir soruya verdiği yanıt da insanların bakış açısı farklılığını ortaya koyması bakımından dikkate değer.
18.03.2004

Hüseyin Rahmi GÜRPINAR'dan yine aldatma üzerine bir roman. Babası daha önce öldüğü için annesinin zoruyla istemediği ve hamhalat diye nitelediği bir adamla evlenmek mecburiyetinde kalan bir genç kızın daha çocuk denecek yaşta platonik bir aşkla bağlandığı delikanlı ile kocasını aldatması kitabın konusunu oluşturuyor. Yazarın romanlarında işlediği tesadüfün hayattaki büyük rolü bu kitabında da kendini epeyce hissettiriyor. Örnek vermek gerekirse Aynınur'un daha çocukluğunda göz göze gelip sevdiği delikanlıyı tam beş yıl görmedikten sonra ona tam da sıkıntıda iken rastlaması, yasak aşkının mektubunun bir uçurum yamacında kocası tarafından bulunması rahatlıkla verilebilir. Bu arada kadının bir dert ortağı da işin içindedir. Bu dert ortağının kocası da aldatılan koca ile arkadaş oldukları için işler arapsaçına döner. Karısı ve arkadaşı arasında namus gibi tehlikeli bir konuda arada kalan adam ise bunalıma düşer. Arkadaş ilişkilerini namus bağlamında inceleyen roman aşkın bedelinin ödenmesi ile son bulur. Kitabın son bölümünde ise Kadın Erkekleşince adında üç perde ve üç tablodan oluşan bir tiyatro eseri var. Burada da yazar kadın-erkek eşitliği üzerine bir dramı kaleme almış. Çıkar ilişkileri ve aşkın kesişmesini de ele alan yazar yine hüzünlü bir son ile bu eserine de son vermiş.
18.03.2004

İlk defa 1889 yılında Bir Muadele-i Sevda adıyla yayınlanan roman Bir Sevda Denklemi ismini alan ve sonradan da yanına yazarın tiyatro tarzındaki eseri olan Hazan Bülbülü'nü alan kitap böylelikle iki ayrı eserden oluşuyor. Aynen yazarın Son Arzu kitabında olduğu gibi burada da yazara başvuran bir dertlinin, aşkzede, acıklı hikayesi ele alınıyor. Zengin ve havai bir genç olan Naki'nin iki kız ile evlenip boşanmasının üstüne gelen üçüncü gelinin açıkgöz çıkması ile gelişen olaylar ümitsiz bir aşk ve aldatış öyküsü şekline bürünüyor. Naki ve ailesini dumura uğratan Bedia genci kendisine aşık ederek kötü emellerine tam ankamı ile alet ediyor. Konuya genel olarak bakınca umutsuz aşk ve nankörlük öne çıkan temalar. Bunun yanında ahmaklık derecesine varan basiretsizlik de inceden inceye işlenen bir konu. Okurken insana 'yuh be bu kadar da mı dayanılır' dedirten cinsten bir öykü. Sıkılmam derseniz okuyun derim. Hazan Bülbülü ise yazarın başına Türk tiyatrosunun o zamanki haline bir eleştirisi ile başlıyor. Hüseyin Rahmi burada bizim tiyatroyu yerden yere vurduktan sonra 'bu oyunun da sahnelenmeyeceğini bildiğimden uzun diyaloglardan bilerek kaçınmadım' diyor. Konu olarak Namuslu Kokotlar kitabında ele aldığı zengin ve yaşlı adamların genç ve güzel kızlar ile evlenmeleri işlenmiş.
18.03.2004

Jules VERNE'den yine hayalgücü eseri bir kitap : Dr Oks. Kitapta iki ayrı hikaye mevcut. Bunlardan ilki kitaba da adını veren Dr. Oks. Diğerinin adı ise Zacharius Usta. İlk öyküye ismini veren Kahraman Dr. Oks'un adının öykü ile paralellik arzetmesi de gözden kaçmıyor. Doktorun yaptığı gizli çalışmada kullandığı oksijen gazından mülhem kahramanına bu ismi layık görmüş olsa gerek yazar. Ahalisi ağırkanlı olan ve hiçbir şekilde kızmayan insanlar üzerine Dr. Oks ve yardımcısının yaptığı oksijen deneyi kitabın konusunu oluşturuyor. İkinci hikayede ise İsviçreli saatçi ustası Zacharius Usta ele alınmış. Yaptığı saatlere ruhundan da bir parça veren usta saatçinin uluhiyet iddiaları ve sonucunu ele alan yazar fantastik bir öykü yazma gayretine girmiş. Bununla birlikte gerek Zacharius Usta'da, gerekse Dr. Oks'ta yazar vasatı aşamamış. Bu iki öykü de okuyucuda adeta ısmarlama yazılmış ve zorlama olarak çıkmış görüntüsü veriyor. Bu nedenle yazarın Denizler Altında 20000 Fersah, Arzın Merkezine Seyahat ve Macellanya gibi eserlerine adeta rahmet okutuyorlar. Yine de bir göz atmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.