Toplam yorum: 3.084.616
Bu ayki yorum: 4.300

E-Dergi

hakan arslangiray

Ülkemizin en önemli sorunlarından birinin az okumak ve buna bağlı olarak okuduğunu anlamamak olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle başta kendi ailem ve yakın çevrem olmak üzere, ulaşabildiğim tüm insanların kitap okuması için elimden geldiğince çabalıyorum. Okuduğum kitapları yorumlayıp paylaşarak kitapseverlerin bu kitaplar hakkında bilgi edinmesini amaçlıyorum.

hakan arslangiray Tarafından Yapılan Yorumlar

24.06.2022

Serinin önceki kitaplarındaki heyecan ve gizem hız kesmeden devam ediyor.
20.06.2022

Bir adamın Kanada'da altın arayıcılığı ile başlayan ve Amerika'da çok zengin, acımasız ve başarılı bir iş adamı olmaya giden hikayesi. Yazar romanda tempoyu hiç düşürmeden baştan sona kadar bir nefeste anlatıyor Yanan Günışığı lakaplı adamın hikayesini. Yanan Günışığı Kanada'da altın ararken zamanla kendini Amerika'da kurtlar sofrasında bulan ve altın arayıcılığında edindiği sabır, kararlılık ve zorluklarla mücadele gücü gibi tecrübelerle yeni dünyanın da alfa kurdu olmaya çalışan bir adam. Romanın ilk yarısı adamın iş hayatındaki mücadelesini ön plana çıkarırken ikinci bölümde hayatı boyunca çekindiği ve uzak durduğu kadınlardan birine kendini kaptırmasıyla daha önce hiç karşılaşmadığı bir mücadeleye girişiyor. Yazarın neredeyse her kitabının ana teması olan "her şeyle ve herkesle mücadele etme" ana fikrine sahip roman sıkılmadan okunabilecek güzel bir roman.
20.06.2022

Sırf kitaba adını veren ilk öykü için bile okunması gereken bir kitap. Yazar Adem ile Havva'nın kendi ağızlarından, ilk insanların gelişimlerini ve kadın ile erkeğin birbirini tanımasını mizahi bir dille çok güzel anlatmış.
20.06.2022

Serinin üçüncü kitabında yazar çöle giden Paul'den sonra gezegendeki yaşamın değişimini, Paul'ün annesi, kardeşi ile çocukları arasındaki iktidar savaşını anlatıyor. Serinin bu bölümünde yazar II. Leto'nun yaşadığı fiziksel değişim ile bilimkurgu ve distopyayı iyice uç noktalara taşıyor. Serinin şimdiye kadar okuduğum kitapları gerçekten çok sayfalı kalın kitaplar olmasına rağmen okurken hiç sıkmadı beni.
Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk gibi tarihi kişilerin içinde yer aldığı, bazı bölümlerde gerçek mi kurgu mu diye düşündüren, özellikle ilk yarısı masalsı bir anlatıma sahip güzel bir roman.

Roman Ömer Hayyam'ın 1072 yılında Semerkant Kadısı Ebu Tahir'le tanışması ile başlıyor. Hayyam'a sayfaları tamamen boş bir kitap veren Kadı, ondan şiirlerini bu kitaba yazmasını ister ve hikaye Hayyam ve bu kitap çevresinde dönmeye başlar.

Yazar, Hayyam'ın yaşadıklarını anlatırken aynı zamanda İran ve yakın bölgesinin o yıllardaki tarihi ve siyasi olaylarını da hikayenin içinde ustaca eritiyor.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde Hayyam'ın Hasan Sabbah'la tanışması, Nizamülmülk'ün Selçuklu Devleti için yaptıkları, Selçuklu Devleti'nin Sultan Melikşah dönemindeki gizli iktidar savaşları, Hasan Sabbah'ın kurduğu Haşhaşin Tarikatı da anlatılıyor.

Kitabın yarısından sonra ise yazar, 1900'lü yıllara giderek Hayyam'ın kayıp kitabını İran'da aramaya başlıyor. Bu bölümde İran'ın o yıllardaki siyasi durumu, İran siyasetine kendi çıkarlarına göre yön vermek isteyen diğer ülkelerin çabaları ve İran Halkı'nın bağımsızlık isteyenlerle katı bir dini yönetim isteyenler arasında kalması anlatılıyor.

Yazar, kitabın özellikle ilk yarısında sade, anlaşılır ve masalsı bir yazım tarzını benimserken, 1900'lü yılların anlatıldığı bölümler konusu itibariyle daha siyasi ve resmi bir anlatım tarzına dönüyor.

İlgiyle ve sıkılmadan okunabilecek güzel bir roman.

"Her düşündüğünü ifade edebileceğin gün, senin torunlarının torunları bile ihtiyarlamış olacak." (s.25)