Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

cedere Tarafından Yapılan Yorumlar

19.08.2006

Resulü Ekrem buyuruyor:
"Size öğüt veren iki şey bırakıyorum: Biri daima KONUŞAN KUR'AN, ikincisi hiç KONUŞMAYAN ÖLÜM'dür."

Hadis: Peygamberimiz(asm)'in sözü, emri ve hareketi. Kur'an önce Efendimiz'in kalbine indirildi. Kur'an ı ilk açıklayan Efendimiz(asm)'dir. O(asm)'nu dinleyelim!

-Aziz ve Yüce Allah buyuruyor:
Ey insanlar! Nimetleri kaybolup gidecek, fakat günahları baki kalacak olan, ayrıca günden güne kısalan ve tükenen , sınırlı bir hayat yaşadığınız fani dünyaya niçin böylesine değer veriyorsunuz?
18.08.2006

Olayların büyük bölümü hastanede geçiyor. Yazar hastanedeki gözlemlerine düşüncelerini, yorumlarını, eleştirilerini ekleyerek bence harika bir kitap çıkarmış ortaya.
-...Hiçbir çağda insan kendi'yle bu kadar uğraşmamıştır. Günah ve kötülüklerimizi borsaya sürüyor, konvertibıl şeytanların kuyruğunu sevap düşüyle çiğniyor, spekülatörlerimizle tedavüle korku sürüyoruz. Tanrının bizi affetmek zorunda olduğuna inanıyoruz. Bir şeyler yapamamanın adını, komiklikten çıkarıyoruz.
-Benim de bir zamanlar "ne derler" dinim vardı, bırakın bu ne derler dinini, ne derler'den arının çok hafifleyeceksiniz, hadi hoşçakalın!...
-Çiçek, sevgiyi kurumsallaştırır, saksılı, seralı, buketli,akvaryumlu sureler okur insanoğluna...
18.08.2006

Nihat Genç yaşamının bir bölümünü bizlerle paylaşıyor. Bunu özgün bir tarzda yapıyor. Kitabı okurken altını çizdiğim bir kaç cümle:

-Yaşadığım bütün geceler uykuyla uyanıklık arası, bu boşluğuma beklenmedik her anda kütükler düştü. Büyük bir ağaç kütüğü kayalıklardan düşer gibi böbreklerimin üstüne iniyordu. Bütün psikoloji kitaplarında bu kütüğü aradım, bulamadım.
-Yalan söylemeden büyümeyi başarabilecek miyim? İnsanlar çoğaldıkça, kalabalıklar, kitaplar, düşünceler, olaylar karmaşıklaşınca ne yapacağım?
-Türkçe Dersi. "Çay koyayım abi!" diyorum, kime koyuyorsun, "çay vereyim abi!" ne zamandan beri veriyorsun, "çay alır mısın abi!" diyorum, doğru konuş lan deyip, ırzına geçilmemiş tek bir kelime bırakmıyorlar. İnsan ağzından çıkan her kelimenin bir de eşcinsel, orospu bir tarafı vardı, her kelimeyi burnundan, poposundan çekip büzerek en iğrenç pozları verdirmek mümkündü ve ben acemiydim.
17.08.2006

Günlük konuşmamızda kullandığımız kelimeler o kadar azaldı ki artık farklı bir kelime kullandığında arkadaşımız, suratımız şaşkınlık duygusu ile kaplanıyor. İngilizce ya da Fransızca kelimeler kullanmak övünç kaynağı oldu. Maalesef ne kendimizi tanıyoruz ne de geçmişimizi. Merak dahi etmiyoruz.
"Türk klasiklerini niçin sözlüğe bakmadan anlayamıyoruz?" sorusunun cevabı kitapta!..

Divan Edebiyatı'yla tanışmak için bence iyi bir fırsat!
-Her gördüğüne su gibi akma,
Gözgü gibi katı yüzlü olma,
Niyçün özine ziyan edersen
Yahşı adını yaman edersen
(Fuzuli)
17.08.2006

Kitabın orjinal adı Adabü'l Mürid. Mürid: İrade eden, isteyen. Sakın kitabın sadece genç müslümanlar için yazıldığı anlaşılmasın. Anlatılanlar başta Tevhid olmak üzere dinin esasını oluşturan şeyler.

Muhyiddin Arabi'den birkaç öğüt:
-Dünya sevgisi insan yüreğinde kökleşince onu söküp atmak gücün gücü olur. Mürid, bir denenme yeri olan bu dünyada genişlik ve rahatlık aranmamalı.
-Ey Mürid! Bu ibretler evi dünyada zühde sarıl ve aza kanaat, hatta rağbet et.
-Dünyada istenecek bir şey varsa o da, helalinden yiyecek, giyecek, bir de barınacak bir yerdir. İsteyeceklerin yalnız bunlar olsun, fazlasını isteme.