Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

cedere Tarafından Yapılan Yorumlar

16.08.2006

"Başkasından öğrenilemeyen şeyler vardır." Aslında yazar öğrenemeyeceğimizi, anlayamayacağımızı bile bile bu gibi şeylerden bahsediyor bize.

-Sabahları aynı saatte öten bir horozun ne dediğini anlıyorsun artık. Ve tepende cik cikleyen kuşları... Şimdi aynı şeyi söylüyorsunuz. Farklı dillerde...
-İlahi adaleti bu dünyada arayanlar korkaktır. Korkaktırlar çünkü dünyayı böyle kutsamakla gerçeklik sezgisi bir dogma gibi dehşete düşürüyor onları...Bir dogma dünya. Beklentisindeler hep. Tanımadıkları insanların duası ulaşmıyor onlara. Zevkine eremedikleri bir bilgiye sabretmeleri için sen mi ikna edeceksin onları?
-Günah.Vahye direnmek değildir, hayır. Vahyi kabullendikten sonra başlamıştın çünkü günah işlemeye.Günah kalbinin açılmasıyla adını taşımaya başladı sende. Suç ve cezayı kendinden bilmeye başladığında...
16.08.2006

Allah nerede? Camiye girip namaz kılıyoruz. Dışarı çıktığımızda bambaşka bir dünyayla karşılaşıyoruz. Sanki Allah'ı camide bırakıyor gibiyiz. İslamiyet bizim yalnızca camideki, ibadet esnasındaki tavırlarımızı belirlemiyor. İslamiyet yaşamdır, hayattır. Yemeği hangi elimizle yiyeceğimize kadar her şeyi düzenliyor islamiyet. Ama biz?!!
-Yahya(a.s) üç yaşında, arkadaşları "Haydi sen de bizimle oyna." dediğinde:"Biz, oyun için yaratılmadık." diyor.
-Ama herkes böyle yapıyor. Ama herkes böyle giyiniyor. Ama herkes böyle düşünüyor. Herkes böyle yiyor. Ama herkes böyle yaşıyor."Herkes" lafını duyunca, akan dereler duruyor, siz de mecburen duruyorsunuz. Ne kadar basit, işte normalleştiniz.
-Moda bir çılgınlık. Moda modern bir kölelik. Özgürce giyinip yaşadığını zannedenler, moda merkezlerinin ve çıkar çevrelerinin tutsağı ve oyuncağı olduğunun farkında değil.
15.08.2006

Kitap hakkında birşeyler söylemek gerekirse bence en başta; kitabın hazırlanmasında çok emek verilmiş. Hikayelerin evveline konulan Sunuş, Giriş, Kelile ve Dimne'de Okumuş-Sultan İlişkisi, Mukaddime, Berzeveyh'in Bu Kitabı Elde Etmesi için Hindistan'a Gönderilmesi Babı, Kitabı Çeviren Abdullah İbnü'l-Mukaffa'nın Takdimi, Berzeveyh Babı bölümleri hem kitabın elimize ulaşıncaya kadar neler yaşadığını öğrenmek, hem de kitaba emek verenleri tanımak adına çok aydınlatıcı olmuş. Çeviri fevkalade. Hayata bir de bu pencereden bakılmalı bence!...

-Ey Benlik! Sevdiklerinin ve dostlarının sohbetine aldanma! Kendini tamamen bununla tatmin etme! Yarenlerin sohbetinde neşe ve gülüş vardır, lakin külfeti de çoktur ve sonu ayrılıktır tüm dostlukların.
-Dünya, dibine zehir çökmüş bal kadehi gibidir. İlk yudumda tadı hoş gelir. Lakin sonu korkunç bir ölümdür.
-Söylemediğim bir sözden ötürü asla pişman olmadım; oysa söylediğim nice sözler yüzünden defalarca pişman oldum!
15.08.2006

Üstad bu eserinde 'merhamet' üzerine düşünüyor düşündürüyor. Merhamet-suç-suçlu üçgeni arasına alıyor bizi. Fatiha okutturuyor yine arkasından...

-Başaşağı bir cemiyeti baş yukarı edecek kudret her tarafın birbirini affetmesinde...
-İnsan sahip olduğu nimeti tam elinden çıkarken anlıyor. Nemiz varsa her an gittiğini ve yeniden geldiğini farzedip ona göre davranamaz mıyız?.. İflasımızı anlar ağlamaktan başka çare bulamazdık.
-Dağları kaydıran bir zelzele olurken birbirine sarılmış çocukların haline dönmeli değil miyiz? Nedir bu zelzele arasında birbirimizin saçını yolduğumuz ciğerini söktüğümüz?
14.08.2006

Topluma(sürü) ve aileye ayak uydurmakla, birey olmak arasında kalmış bir insandır(böcek) Gregor Samsa. Yani biz!
Kitabın ilk cümlesi şok edicidir:"Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu." Aslında bu bir uyanış, bir aydınlanmadır. Kitaptan:

-Dünyanın yoksul insanlardan beklediklerini aile üyeleri sonuna değin yerine getirmekteydiler; baba, küçük banka memurlarına sabah kahvaltısı getiriyordu, anne yabancıların çamaşırları için kendini feda etmekteydi, kız kardeş ise müşterilerin buyruklarına göre tezgahın arkasında koşuşturup duruyordu...
-Gregor, bugün kendisinin başına gelen benzer bir durumun günün birinde Müdür Bey'in de başına gelip gelemeyeceğini kafasında canlandırmaya çalıştı; böyle bir olasılık rahatlıkla düşünülebilirdi aslında.
-Düş, gerçekliği, tasarımı aşan gerçekliği ortaya çıkarır. Yaşamın korkunç, sanatın ise sarsıcı yanı, işte budur.