Bir Gün Hakkındaki Yorumlar

bir gazeteci ve mahkum arasında geçen diyaloglar,zelihanın etnik kökeni, yaşadıkları, düşünce tarzı, zeliha ve nevra'nın geçmişten gelen münasebeti, ilginç bir tesadüf...
kimse etnik kökeninden dolayı dışlanmamalı, eşit imkanlar sunulmalı, öteki olmamalı, kendini öteki hissetmek için çabalamamalı...
kitap gerçek bir hayat hikayesi üzerine kurgulanarak yazılmış.

kitabın adı gibi bir günde okuyabileceğiniz bir kitap.

bir günde okudum güzel yine ayşe kulin kelimelerin hakkını ustaca vermiş ama gündemimizde önemli yeri olan bu konuya daha ayrıntılı değinseydi...yinede emeğine kalemine sağlık ayşe kulin!

ayşe kulin "bir gün" ile doğuda yaşananlardan haberdar olmamızı sağladı. güzel bir kitaptı..

Tam olarak bir Ayşe Kulin klasiği denebilecek türde değil. Onun genelde kırılgan karakterlerini sevenlere göre değil ama okudukça farklı pencerelerden bakmanızı sağlayacak bir roman.

Kitapta gayet akıcı bir dil kullanılmış. Konusu ise günümüzde maalesef hala var olan kürt-türk sorunu. Kitabı bu kadar okunulabilir ve akıcı yapan sanırım Ayşe Kulin'in yazı tecrübesi ve olayların gerçekliği..

Gazeteci Nevra ile Milletvekili Zeliha. Zeliha hapishanededir ve Nevra onunla röportaja gider. Ve çocukluklarının beraberliğinden tutun da Doğu'nun makûs talihi dâhil birçok konuda BİR GÜN boyunca konuşurlar. Nevra'nın babası kaymakamdır ve Zelihaların köyü olan Sarıcadam'ın bağlı olduğu ilçede göreve yapar. İşte o zaman Zeliha'nın dedesi, Nevraların evine kendi aşiretinden bir kadın verir yardım için. Ve çocuk da oyalansın diye Zelho Kader Anasıyla beraber bu eve gelir. İşte o zaman başlar bu büyük dostluk. Aslında roman temel olarak bizim Anadolu coğrafyasında yaşayan tüm halklar olarak nasıl iç içe geçmişliğimizi vurguluyor. Bugünün sorunlarını yaşarken ve ha bire çözüm yolları ararken her iki tarafın da yaptıkları hataları kabul edip ona göre tutum takınmaları vurgulanıyor. Doğuda dağa çıkarılan ve hayatı zehredilen insanlar varsa Batıda da askerde iki ayağı kopup hayatı tümden değişen insanlar var. Yani herkes bir şeylerini feda etmiştir. Ve tüm bunlara çözüm olarak da kadınların mutlaka bilinçlenmesi üzerinde duruluyor. Eğer kadınlar okursa toplum daha aydınlık günlere kavuşur.
Burada aklıma Büyük Önder M. Kemal'in şu sözleri geliyor:
"Kadın sefil olursa insanlık çöker.
Kadınlarını okutmayan bir millet, çocuklarını manevi öksüzlüğe itmiş demektir."
Kitap akıcı. Okumanızı tavsiye ederim. Özellikle de bugün yaşanan terör olaylarına bambaşka bir açıdan bakmanızı sağlayabilir. İpleri kimin elinde olduğu belli olmayan bir kanlı örgüt ve her kesimden insanıyla buna karşı direnen bir halk... Acı ve çözümü bizde olan bir gerçek...

ıkı cocukluk arkadasının yılların ardında kalan yurege yer etmıs kardeslık sevgısı ınanılmaz bır hıkaye

Anlatılmak istenen en tarafsız bu şekilde kaleme alınır işte.Ayşe Kulin bizi yaşamımızın sorunuyla başarılı bir şekilde yüzleştirmiş gerçekten etkileyici bir eser okunmalı.

beraber buyuyen ıkı kucuk kızın farklı hayatlara nasıl sahıp oldugu cok akıcı bır dılle anlatılmıs.adı gıbı bır gunde okuyup bıtırdım.

2 Kadın ve 2 dünya. Ortaya çıkansa güzel bir kitap. Adı gibi 1 günde soluk soluğa okudum...

gerçekten okumaya değer bir kitap. ayşe kulinin sadece bu kitabı değil her kitabı okumaya değer.teşekkürler

GENÇLİK HİKAYELERİNDEN BİRİ. AYŞE KULİN BU KADAR AKICI BİR DİL BENİ HİÇ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAYAN SAYILI TÜRK KADIN YAZARLARDAN BİRİ ...BUNA VE HER KİTABINA KEFİLİM ..

bütün hayatını bir günde biribrlerine anlatmış iki farklı ama bir o kadarda yakın kadının hikayesini anlatıyor.

harika bir kitap... türkiyede yaşanan olayları tüm gerçekliğiyle ortaya koymuş okunmalı

yazarın tüm kitapları gibi buda harika ..bence bu kitabın sineması yapılır

ataturkcu ve egitimli bir ailenin kızıyla dogulu ve egitimsiz geleneklere baglı bir ailenin kızı arasındaki dostluk bu kadar guzel anlatılırdı. dogu batı kultur farkları biraz siyaset ve dusunce ayrımlarına her iki taraftan da bakıs acıları bu duygusal hikayede cok guzel anlatılmıs.

Ayşe Kulin2in bütün kitaplarını beğenirim.Yeni bir kitap çıkartsın, kitabın adına bakmadan alırım kitabını ama bu kitabını beğenmedim.Benim tanıdığım Ayşe Kulin bir yerlere gönderme yapmayan ve kendi işine bakan bir yazardır o yüzden bu kitabını yok sayıyorum(kendi adıma).Fakat Ayşe Kulin hayranlarının okumasını tavsiye ederim.

Nevra Tuna şehirli ve modern gazeteci kimliğiyle , kendi davası sebebiyle cezaevinde yatan Doğulu Zelha Bora'yla ropörtaj yapmak ister ve ropörtajı gerçekleştirmek için cezaevine gider. Nevra Tuna, küçük bir odaya alınmış, Zelha Bora'nın gelmesini beklemektedir ve içeri Zelha Bora girer. Artık onlar gazeteci Nevra Tuna ve tutuklu Zelha Bora değil, iki çocukluk arkadaşı Nevra ve Zelha'dır...

Nevra Tuna, aradan yıllar geçmesine rağmen, çocukluk arkadaşı Zelha'yı izlediği haberlerden tanımış, hem onu görmek hem de onunla ropörtaj yapmak için kolları sıvamış, nihayet karşılaşma günü gelip çattığında o "bir gün" de haber adına belki hiçbir şey ama geride kalan çocuklukları, arkadaşlıkları ve hayatları hakkında keyifli ve hüzünlü pek çok anıya ve bilgiye sahip olmuştur.

Sadece günümüzün değil, yılların sorunu olarak karşımızda duran Türk- Kürt çatışması çerçevesinde yaşanan olaylar, Türk kızı Nevra ve kendi deyişiyle Kürt kızı Zelha'nın, aynı ülkenin kadınlarının ayrı pencerelerden hikayesi...

Ayşe Kulin'in okuduğum ilk kitabıydı bu.Ben akıcılık ve edebi yönden çok işlenen konunun hassasiyeyine takılıp kaldım.Türkler arasında da evet işkenceciler çıkmıştır.Fakat bunun bir de psikolojik yönü vardır.Düşünün bir en yakın arkadaşınız yanınızda can veriyor ve siz o çatışmadan sağ çıkıyorsunuz.Şehit olan arkadaşınız günlerce rüyalarınıza giriyor.Elbette askerlerimiz de bunları göre göre intikam ateşiyle yanıp tutuşuyor.Yazar kitapta askerin değil de teröristlerin neler yaptığına da yer verseydi keşke.
ben gazi olmuş bir abiden dinlemiştim.Bizim komutanlarımızı yakalayıp gece boyunca işkence ettiler.Bizim elimizden hiçbir şey gelmedi.Sadece çığlıkları dinleyebildik diyor ve ekliyor feryat figanlar ancak sabahleyin son buldu.Biz o bölgeye vardığımızda gördük ki kulağından, cinsel uzvuna kadar her yerini kesmişler ve yine sadece bir şehidin üzerinde 300'e yakın mermi deliği saydık diyor.Şimdi düşünün o askerlerin ruh halini ve ona göre karar verin.

iki kadının yaşamı çoçuklukta yaşadıklarını anlatan bir kitap okudum hoş bir kitap tavsiye ederim.

Ayşe Kulin'in her kitabını okuduktan sonra; daha iyisinin olamayacağını düşünmeme rağmen, Gece Sesleri'nden sonra Bir Gün adlı kitabını da büyük heyecanla okudum. Kitabı okurken birbirinden ayrı iki karakterin yaşadıkları ve başlarından geçenlerin etkisinde kalmamak mümkün değil.

" Biz, aynı toprağın çocukları " diyor Nevra...
Örgütte ilahlaşmış Kürt bir kadın ile, T.C Kaymakamının Gazeteci kızının buluşmasını kaleme almış Sn.Kulin.

Türklerden, Kürtlerden, aşiretlerden, töreden, örgütleşmeden, evlilikten, aşktan ve de sevgiden ama en önemlisi EĞİTİMDEN dem vurmuş yazar, hem de olağanüstü bir kurguyla.

Geçmişte aynı yolları katetmiş iki can arkadaşın, kankardeşim 30 yıl sonra bir hapishanenin görüşme odasındaki paylaşımlarını paylaşmış bizimle.

Biz olduğumuz olduya, İNSANLIĞA ve EĞİTİME parmak basmış hem de göstere göstere yazar.

Türk ya da Kürt herkesin birey olduğunu, Ölüm acısının evrensel bir yoğunluk ifade ettiğini, Hayata bakışımızı ve hayattaki duruşumuzu YAŞANMIŞLIKLARIMIZIN çizdiğini göstermiş bize.

Ellerine ve yüreğine sağlık AYŞE KULİN...

Adı gibi BİR GÜNde okunacak bir yapıt...

Edebi yönden iyi bir kitap.Kurgusu da çok hoş....Romanın teknik olarak bütün özelliklerini taşıyor.Fakat yönlendirme ve bilgilendirme yanlış.Kimi yerde yuh artık Ayşe Kulin bunu da mı yazmış dedim...Yani hapishanedeki kız Leyla Zana olarak çıktı karşıma benim...Yakıştıramadım Ayşe Kulin'e bu kitabı...Ama yine de bilinçli olarak okunmasında zarar görmüyorum...

neden daha önce okumamışım dediğim bir kitaptı.. 2 kadının hayatı ustaca bir güne sığdırılmış ve o kadar sürükleyici bir dille yazılmışki bitirmeden bırakamıyorsunuz ben devam niteliğinde bir kitabı daha olmasını isterdim bu kitabın...

Kitap günümüz sorunlarından birini ele almış. Aynı kültürü paylaşan Türk- Kürt toplumunun nasıl dış etkilerle birbirine düşman edildiği çok güzel anlatılmış. sürükleyici ve bilgi verici yönüyle kitabı çok beğendim.

Yazar Ayşe Kulin, Bir Gün'de herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğu'da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor. Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman.

Ayşe KULİN bu kitabında iki farklı kültürdeki kadının küçüklüklerinde yaşadıklarını ve aradan geçen yıllar sonunda karşılaştıklarında aralarında geçen konuşmaları anlatıyor.Bir günün hikayesi.Kitabın konusu;İki kadının yaşadıkları olayları birbirleriyle paylaşmaları ve seneler öncesini hatırlayarak beraber hoş vakit geçirmeleri.Sürükleyici bir kitap.Okumaya değer.

Bir Gün kitabını çıktığı günlerde almış ve birgünde bitirmiştim. Biri Türk, biri Kürt iki kız çocuğunun arkadaşlıkları, uzun süren bir ayrılıktan sonra tamamen farklı cephelerde yeniden buluşmaları...anlatım, her zaman ki Ayşe Kulin akıcılığında ve sürükleyiciliğinde...tavsiye ederim.

ayşe kulin severek okuduğum bir yazar sade anlaşılır dille yazıyor. bir gün de 2 kadın türkiye gerçeklerini duygusal bir dille anlatıyor yalnız sonu okadar basit olamamalıydı bence

birbirlerini en güsel çağlarında tanımış saf iki güsel kıs çocuğu..hiçbir şeyden haberleri olmayan ve çocuksu içgüdüleriyle hiçbir ayrım yapmadan bağlanan iki insan..ancak hayat onları da ayırmış ama çok uzun yıllar sonra bir hapishanede buluşturmuştur..uzun bi aradan sonra buluşmanın heyecanını yaşayan iki dost eski günlerden bahsetmişler, kürtlük türklük konusuna değinmişler kimi zaman birlikte ağlamışlar kimi zaman da birlikte gülmüşlerdir.. farklı kültürlerin çocuğu oldukları için zaman zaman kavga etmiş;ama hiçbir şeyin onların birbirlerine olan bağlılıklarından önemli olmadığını düşünerekten el ele vermişlerdir.. bu kitabı herkese tavsiye ediyorum..dostluğun ve insanlığın gücüne inananlara..

Birgün en çok sevdiğiniz ve hiç unutmadığınız ve de hep özlemini duyduğunuz çocukluk arkadaşınızla kavuşuyorsunuz öyle bir mutluluk yaşıyorsunuz ki ama görüyorsunuz ki ikiniz iki ayrı cephede mücadele ediyorsunuz napardınız? Bir yanda davanız bir yanda çocukluğunuz geçmişiniz tüm anılarınız. Tabi ki bir ortayol bulmaya çalışırdınız. Birgüne sığdırılan bir hesaplaşma bir güne sığdırılan bir özlem en güzel anıların hatırlanması . Arkadaşınız bir yandan en yakınınızda uzansanız dokunsanız yanınızda bir yandan da size o kadar çok uzak ki... Bu yanılsamaları Sayın Kulin çok iyi yansıtmış satırlarına ..Hüzün ve sevinç içiçe bir çırıpda okuyacaksınız ve asla unutamayacaksınız. İsmi gibi bir günde okudum kitabı harika bir kitap gerçekten

Güneydoğu’da yaşan(y)anlar; iki farklı cephesi, iki tarafın bakış açılarıyla, iki ayrı kutbun yaşanmışlıklarıyla, iki ayrı görüşle, bir günlük zaman zarfına sığdırılarak anlatılmaya çalışılmış. Kaleme alınıp, kurgu kahramanlarının dillerinden döktürülenler, gazete haberlerinden, köşe yazılarından, bilmem kimlerin görüşlerinden derleme yapılmış gibi duruyor. Yani o olayların yoğun yaşandığı dönemlerde hemen hepimizin, hemen hergün duymaya alıştığı türden cümleler. Her iki tarafı kırmamak, kızdırmamak için sanki kendine tarafsız bir bölge, bir yeşil hat çizmeye çalışmış gibi, dengede durmaya çalışan cümleler ile konuşturmuş her iki kahramanını... Buna rağmen verdiği mesajlar dikkate değer.

Ayşe Kulin, sürükleyici anlatımı olan, okuru çok zorlamayan, genellikle eserlerini gerçek olaylara dayandıran bir yazar. Okura biraz gözyaşı döktüren, bazen huzursuz eden, çokça heyecana sürükleyen bir yazar. "Köprü"de olduğu gibi bu eserinde de doğuyu bilmeyenlere ışık tutuyor. Kardeşliğe ışık tutuyor. İnsanların yaşamlarının küçücük tesadüflerle değişebileceğinin kanıtı olarak karşımızda duruyor bu kitap. Beğeniyle okuduğum bu eseri, Kulin severlere özellikle tavsiye ederim.

Yazar Ayşe Kulin, Bir Gün'de herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor. Güneydoğu'da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor. Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman

Yazar hapishanedeki bir kürt kadınla gizli yapılan bir röportajı anlatıyor. Yazar ve mahkumun çocukluk arkadaşı olduğu ortaya çıkınca duygusal bir ortam oluyor. Genel olarak güneydoğu sorunu üzerine klişelerden öteye gitmeyen bir anlatım var, kitapta asıl dikkati çeken bence kadın erkek ilişkileri, evlilik üzerine olan kısımlar.

Kitabın beni etkileyen en önemli kısmı Cengiz'in yaşadığı işkencedir. O zaman yapılan bu tür hataların hangi psikolojiyle yapıldığını düşünmek lazım. Kitaptaki konu Türkiye'yi derinden yaralayan bir konu yalnız benim hoşuma gitmeyen tarafı yazarın bu konuyu kitabına sanki Kürtlerin zarar verici hareketlerinde haklılıkları varmış gibi yansıtması. Lütfen bulunduğumuz sınırlar içinde huzurlu yaşamasını dilerim.

Herşey bir günde yaşanıyor bu romanda. Yanlış duymadınız adı gibi bir günde. İki çocukluk arkadaşı kadın 30 yıl sonra tekrar buluşuyorlar. Biraz tesadüf biraz bilerek oluyor bu buluşma. Aradan geçen Otuzyılın hesaplaşması hatıraların tazelenmesi çocukluk günlerine tekrar gidiyor her iki kadın da. Düşünce yapıları artık ayrı olsa da en güzel çocukluk anılarının ortak olması yaklaştırıyor birbirlerine onları. Kah gülerek kah hüzünlenerek akşamı ediyorlar. Sorunlarını çözmemişlerdir ama içlerinde her zamankinden daha güçlü bir umut olarak kuş gibi hafileyerek ayrılırlar. Gözlerinde iki damla gözyaşı ve kalplerinde birbirlerine duyduyları sımsıcak bir sevgiyle...
Kalemine sağlık Sevgili Ayşe Kulin....

YİNE BURAM BURAM AYŞE KULİN'İN USTALIĞINI SOLUDUĞUM BİR ROMAN... BİR AKŞAMDA BİTİRİLECEK KADAR AKICI, ETKİLEYİCİ. BİTİRDİĞİMDE TÜYLERİM ÜRPERDİ, GÖZLERİM DOLDU. İKİ AYRI HAYATA SAHİP, ASLINDA BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI AMA HEP DOST İKİ KADININ, OTUZ KÜSUR YILDAN SONRA KARŞILAŞTIKLARI MEKANDA, ÖZLEMLERİNİ GİDEREBİLECEKLERİ, KONUŞABİLECEKLERİ, ESKİYİ YAD EDEBİLECEKLERİ SADECE BİR TEK GÜNLERİ VAR. VE UMUTLARININ GERÇEKLEŞMESİ İÇİN DE SÖYLEYEBİLECEKLERİ İKİ KELİME VAR "BİR GÜN"... UMARIM ZELHA VE NEVRA'NIN DOSTLUĞU, KARDEŞLİĞİ, ÜLKEMİZ HATTA TÜM DÜNYA İÇİN ÖRNEK OLUR, SAVAŞSIZ, SİLAHSIZ, ÖLÜMSÜZ BİR DÜNYA, KİMBİLİR BELKİ "BİR GÜN". BAZI ARKADAŞLARIN DEDİĞİ GİBİ, HAVADA KALAN ŞEYLER VAR AMA YİNE DE MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP.

birgün de ayşe kulin o yalın anlatımı ile hem anlatmak istediklerini anlatmış hem de çaktırmadan çözüme dair mesajlar vermeyi başarmıştır.nevra ile zelhanın çocuklarından itibaren gelişen olaylar ve sonrasında hapishanede karşılaşmaları sonucu ikisi de birbirinden ayrı geçirdikleri sürede neler olduğunu kendi gözlerinden aktarırlar.çıkış noktaları sarıcadam olan bu iki kız aile farklarından dolayı geldikleri noktalar ve hayatları konusunda olanlarla iki ayrı kültürü yansıtmakta ve birbirlerini kırmadan çözüm aramaktadırlar.ve umarım bulurlar:)

Ayşe Kulinin okuduğum ikinci bir katab idi.bir günde o kadar çok şeyleri sığdırmiş ki,günlük hayatımızın bir parçası olarak çıkmış karşımıza.Zelha ve Nevra iki ayrı dünyanin insanlar olmakla beraber en güçlü ortak noktası ise ayni bayrak altında yaşamak ve bence bibirine sevmek için yeterli bir sebeptir.Romanda olaylar tamamıyle objektif olarak değerlendirilmiş.Aynı zamanda bir çok soru cevapsiz kalmakla beraber yine de böyle bir hasas konu eli aldığı Ayşe Kulini tebrik ediyorum ve başarıların devamını diliyorum.

Çok beğenerek okuduğum bi kitap oldu.. İlk defa Ayşe Kulin'in bi kitabını okudum ve çok başarılı buldum.. Okurken bi çok soru kaldı aklımda, bitirincede bu sorulara cevap bulamadım.. İki ayrı dünya (ya da yaşam tarzı demek daha doğru olur) ele alınmış.. Doğu'da yaşanan töreler, kan davaları, kızların okula gönderilmemesi, terör olayları.. bunun gibi uzayıp gidiyo aslında.. Yaşanan koca bi ömür bi kitaba sığdırılmaya çalışılmış.. Bi çok ders veriyo.. Bi çok önemli konuya değiniliyo.. Ama dediğim gibi çok açık olmamış kitap.. Siyasetle uğraşan Doğu kökenli, bi çok acıyı yaşayan Zelha neden hapise düşüyo mesela.. Okumanızı tavsiye ediyorum.. Çok beğeneceksiniz..

ayşe kulinin okuduğum ilk kitabı bu..gerçekten etkileyici bir kitaptı.kent kadını ile kırsal kesımdeki kadınlarımızın yaşayış farkları,töresel inançlar ve bilindik sonuçları war kitapta..farklı şeyleri savunan iki arkadaşın, iki can dostun herşeye rağmen onca zaman aşımına, farklı yasam tarzları we baslarından gecen benzerı olmayan olaylara karşı birbirlerini hiç bir zaman unutmamış olmalarını anlatmış..konuyu ele alışı farklı bir güne onca yılı sığdırmıs yazar. kitabın ortalarında tempo bıraz dusmuş oldunu dusunsemde daha sonralarda aynı hızlı tempo yakalnmış.. okunmasını tavsiye edrım.

arkadaşlar bu kitapta bir şey dikkatinizi çektimi zelhanın neden hapse düştüğü konusunda en küçük bir belirti yok sevgi kulin kendini bir maydın sorumluluğu adına ülkeyi kurtarmaya adamış ve bunca verilen çabaların sonuçsuz bırakacağı bir tavır sergilemiş bu arada terör örgütünün de propagandası var ayrıca gerçek olan ne doğru olan kim anlayan var mı

Ayşe kulin yine kolay okunabilir,gülten dayı oğlu tadında :)) bir kitap yazmış.ve nasıl başarıyor anlamıyorum ama yine narsistlik yapmayı başarmış.acılı kent kadını herşeye rağmen kırsal kadına acıyabiliyor.ve komik bir kurgusu var.çok sevdiği arkadaşıyla kitabın başında hınca hınç tartışan gazeteci aniden canciğer kuzu sarması oluyor.haa neden yapıyor bunu belli.aklınca bakın ben bu kitabı yazıyorum ama aslında bu işlere karşıyım havası estirecek.ayrıcaTürkiye nin en önemli sorununu bir pembe dizi anlatımında sunmak ancak ayşe kulin in başarabileceği bir şeydi.tebrikler :) Herşeye rağmen bir konuda hakkını yemeyelim.Doğudaki feodal yapının orada yaşananlarla bağlantısını cesurca ortaya koymuş.demem o ki,evet orada çoğu kişi ne yaptığını bilmeden ağalık sisteminin yaptırımlarıyla hareket ediyor.bu gerçek.

Ayşe Kulin yine temiz türkçesiyle gayet güzel işlemiş romanı.Değinilen konular, anlatımdaki objektif yaklaşım,iki ayrı kadından iki ayrı bakış açısıymış gibi okura hissettirmesi iyiydi; fakat sonunda yazarımızın kitabin final bölümünü kardelenlere destek amaçlı olarak kullanması finali yetersiz bırakmış bence.Böylesi güzel bir öyküye insanın boğazını titreten veya tüyleri havaya kaldıracak hoş, dramatik bir final yakışırdı diye düşünüyorum.Hatta düşünmüyorum eminim.Kitabı okuyanlar göreceklerdir, tam başka bir konudayken Nevra Zelha'ya birden gereğinden fazla ısrar ediyor hem de romanın genel kurgusunu bozarcasına.
Ama bu eleştirilerim romanın hoşluğu yanında küçük kalıyor.Okunmalıdır derim.

Bir gün gibi kısa bir süre içerisinde artık çok gerilerde kalmış yaşanmışlıkların yadedilmesi,gelecekte güzel günlerin yaşanabilmesi için yapılması gerekenlerin tartışılması.
Çocukluklarında kankardeşi olacak kadar birbirlerini yakın hissedip sonra ayrılmak zorunda kalan iki hanımın konuşmaları.Biri milletvekili seçildiği gün tutuklanan Kürt kadını diğeri yaşamı boyunca mutlu olamamış büyük şehirde yaşayan bir gazeteci.
Dolayısı ilede kitapta bir çok soruna değinilmiş;doğu töreleri,Kürt sorunu,kırsal kesimde yaşayan kadınların problemleri,kentli kadınların problemleri,idealist insanların çeşitli halleri,kadın-erkek ilişkileri.
Bence herzamanki gibi yine güzel bir kitap çıkmış ortaya.Ben beğenerek okudum sizlerede tavsiye ediyorum.