Yedinci Gün Hakkındaki Yorumlar

ihsan oktay ANAR'ın kitaplarını sırasıyla okuyan biri olarak bu kitabı öncekilerden daha az beğendim. ana hikayeyi akılda tutmak çok zor oldu benim için. biraz fazla dikkat vermek gerekiyor. şiddetle tavsiyem İhsan Oktay ANAR okumaya bu kitaptan başlamayın.

felsefe-din-mitolji üçgeninde geçen bir anlatım tarzı karşınıza çıkıyor. puslu kıtalar atlasından sonra okudum. ilk okuduğum kitabına göre daha az memnun edici bir eser. okurken biraz da kafanız karışacak. orta derecede bir not aldı benden kısacası. 5 üzerinden 3.

bir ihsan oktay anar klasigi. tarzini sevenler icin guzel .

Derin bir bilgi birikimi gerektiren insanı düşündüren bir İhsan Oktay Anar klasiği. Felsefeden dine, dinden mitolojiye hepsinin harmanlanıp yeniden kurgulandığı mükemmel bir eser.

İhsan Oktay Anar yaşayan yazarlarımız içinde en çok beğendiğim yazar. Özellikle Suskunlar ile zirve yapmıştı, lakin sonrasında yeni denemeleri ile aynı tadı vermiyor. Bu kitabı ilk çıktığı gün heyecanla aldım lakin aradığımı bulamadım. Satırlar arasında çok kaybolmuş, konu kopup kopup bağlanıyor. Ama bağlar çok zayıf. Daha önce okuduğum eserlerinde daha düşük profilli bir eser...

değişik tarzıyla edebi dünyada kendine hızla yer açıyor ihsan oktay güzel yazıyor

Okuduğunuz ve okuyacağınız kitaplarda giriş bölümü ve finali akılda kalır en çok. Girişteki o hikayelerin bağlanışı, bir olayın öbürüne etkisi, en sonunda ana karakterimiz İhsan Sait'e ulaştığımız an, kitap beni cezbetti zaten. 3 bölümün 3 farklı zaman diliminde geçtiği, zamanla yolculuk olayının tarihi olaylara bağlandığı, karakterlerin samimiyeti ve yazarın daha önce hiçbir kitapta rastlamadığım o dobra mizacı ve bununla gelen okudukça eğlendiren sert mizahı su gibi okumanızı sağlıyor. Final dedim bir de, kitabın adını aradım kitap boyunca, takılırım ben öyle detaylara. Düşünüyorum Yedinci Gün nerede çıkacak, o esnada çok güzel bir noktadan vurup iyi ki okumuşum gülümsemesi bırakıyor bana ve vedalaşıyorum bu güzel kitapla.

Farklı üslubu ile okuru saran bir kitap

okurken sıkıldığım bitirmek için kendimi zorladığım bir kitap oldu. tekrar ayını yazarı okuyacağımı zannetmiyorum

YORUM YAPAN ARKADAŞLARDAN RİCAM ABARTILI OLARAK YORUM YAPMASINLAR SONRADA BİZİM PİŞMANLIĞIMIZA ONLARINDA ORTAK OLMASIN BENDE ŞÖYLE DİYORUM SİZİN BU YORUMLARINIZDAN DOLAYI ALDIM KEŞKE ALMASAYDIM

bir kitabı bitirmekte bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Tamam enteresan yazılar daldan dala gezer de bu kadar dal Yağmur ormanlarında bulunmaz!

Oldukça güzel ve sürükleyici bir roman kesinlikle tavsiye ederim.

Anar'ın diğer kitaplarına göre daha az kompleks olmuş. dolayısıyla daha kolay çözülmüş sonu. beynimi daha az yordu.ama çok beğendim.bir solukluk....

ihsan oktay anar benim en sevdiğim türk yazarlardan biri. konusu kurgusu özellikle dili oldukça güzel. bu kitabıda yine herzamanki ihsan oktay anar..

Okuduğum kitap sayısı azımsanmayacak derecede olduğunu düşünüyorum ve diyorum ki ilk defa böyle bir kitap türüyle karşılaştım.Ağır bir edebiyat kitabı içine bir de fantastik içerikler koymuş yazar.Osmanlı yıllarında geçen fantastik bir öykü olmuş.

Üstadın ilginç gööndermelerle dolu harika bir kitabı daha

Bir postmodern hikaye okuyacaksınız...İhsan Oktay yine dilin ve kurgunun hakkını vermiş görünüyor.Edebiyatımızda artık böyle eserlerin yazılabildiğini görmek gurur verici

İhsan Hoca'dan gizemli bir kitap daha..Bu defa olmamış gibi sanki..

ihsan oktay anar atutkunum tüm kitapları beni alıp götürür ama bu kitapta olmadı bir türlü.ben mi okuyamadım kitap mı farklıydı anlayamadım ama çok beklediğim kitap beni tatmin etmedi

ihsan oktay anar, her zaman için kitaplarını büyük bir özenle ve geniş bir araştırma sonucu yazar. bu eserinde de yine aynı ihtimam söz konusu. kesinlikle okunmalı.

Anar'in diger kitaplarini da okudugum icin beklentilerim yuksek olarak aldim... Belki de bu sebepten okuduktan sonra pek tatmin etmedi beni. Anar serisinin diger kitaplarini dusununce biraz daha duragan olaylar ve zorlama bir baglanti kurdugunu dusunuyorum. Fakat, genel olarak guzel bir kitap ve Anar usta yine kalemini konusturmus...

ilginç konuları ele alan bir romancı İhsan Oktay Anar . diğer kitaplarını beğenerek okudum ama bu kitap beni çok zorladı . evet kesinlikle sözlükle okunmalı araya zaman bırakmamalı bütünlük bozulmasın

olaylar itibarıyla fantastik olarak nitelendirilse bile ihsan oktay anar gercegi bu fantaziler üzerinden anlatan ve bakıs acınızı degistiren bir yazar..üslubu agır olmasına ragmen sasırtıcı hikaye örgüsünü seviyorum..tavsiye ederim.

Benim bir İhsan Oktay Anar müptelası olmama sebep olan kitap. Eski dilde yazılmış bir kitabın beni bu kadar saracağı aklıma gelmezdi. Sırasıyla tüm İhsan Oktay Anar serisini tamamlayacağım. Kaleminize sağlık Sayın ANAR:

İhsan Oktay Anar, bu sefer günümüze daha yakın tarihte bir dünya oluşturmuş. Diğer kitaplarında olduğu gibi zalimler,mucitler, hayalperest kahramanlar var. Fantastik kitapları sevenlere tavsiye edilir.

İhsan Oktay Anar'ın diğer kitaplarını da okuyan biri olarak kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitabı daha olduğunu söyleyebilirim. Ağır bir dili olduğunu, bu yüzden okunmasının biraz emek istediği su götürmez fakat bu ağır dilin içerisindeki mizahi anlatım üstün bir zeka ürünü. Kitap okurken hemen olay örgüsünün çözülmesini ve kitabın sizi alıp götürmesini isteyenlerdenseniz biraz zorlanacağınızı belirtmek isterim.

İhsan Oktay Anar’ ın yeni kahramanı ihsad said’ in yaşadıklarını konu alan ilginç ve bir okadar da okunması emek isteyen yeni romanı yedinci gün.

İhsan Oktay Anar’ ı eğer ilk defa okuyacaksınız uslubuna alışık olmadığınızdan biraz sıkılabilirsiniz, osmanlıca kelimeler sizi sıkabilir. Ama alıştığınız zaman çok büyük keyifle okuyabiliyorsunuz. Küçük bir sözlük bulundurmanızı önerir, okuyup geçmeyin derim. Kelimelirin anlamına baktığınızda daha bir severek ve anlayarak okumaya başlıyorusunuz. Kelime dağarcığınızın artacağına eminim.

Kitabın konusunun güzel olmasının yanında konu biraz ağır işliyor. Yazarımızın feslefe profösörü olmasından müteveli güzel akıl oyunlarıda mevcut. Açıkca itiraf etmek gerekirse kitabı ilk elime alıp okumaya başladığımda, otuz sayfa okuduktan sonra kitaptan koptuğumu fark edip tekrar başa almak zorunda kaldım. Dikkatli okunması gerek, eğer sıkılgan bir karakteriniz varsa ve okuduğunuz kitap kendini bana hemen versin istiyorsanız, bu kitap size göre değil. Ama kurgudan ince hesaplanmış bir hikayeden hoşlanıyorsınız tam size göre.

kitabı büyük bir heyecan ile aldım fakat 2 ya da 3 kere denememe rağmen yarısına kadar gelip bıraktım çok sıkıcı geldi.

Anlaşılır ve bilindik hikayeler okumaktan sıkılan ve sonunun nereye gideceği belli olmayan, marakı canlı tutan, şaşırtıcı şeyleri okumaktan zevk alanlar için önerebileceğim bir kitap. Ayrıca uslubu ve ince esprileri de kitabı eğlenceli hale getiren detaylar.

kitabı okudum ama pek de bekledğim gibi çıkmadı desem inşallah yazar gücenmez. zaten yazılış tarzı, dizgisi falan, hemen hemen hiç bölüm arası ya da paragraf başları verilmediği için okurken biraz yoruyor. Konu da çok ilgi çekici değil bana göre.Bu okuduğum ilk kitabıydı Anarın, herhalde son da oldu...

İhsan Oktay Anar okumaktan zevk alıyorum,beynimi çatlatırcasına düşünüyorum onu okurken,dili Osmanlı Türkçesiyle muhteşem kullanıyor. Ne var ki bu kitabı okuyalı belki birkaç ay olmuştur ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Bir Puslu Kıtalar Atlası kadar etkileyici değil ama İhsan Oktay Anar'ın eserlerinin tek okunuşta hakkı verilebilecek eserler olmadığı kanaatindeyim.

Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar gibi iki dev eseri bizlerle paylaştıktan sonra bence Yedinci gün üstadın duraklama dönemine denk gelmiş bir kitap olmuş.. Yine kendine has üslubunu kullanmış lakin hikayeler birbirinden çok fazla kopuk.. Bu da kitabın anlaşılırlığını zorlaştırıyor ve okuma süresini uzatıyor.. Zaman kaybı diyemem ama bol zamanınız varsa kaçırmayın derim ;)

ihsan oktay anar'ın diğer kitaplarına nazaran vasat hatta vasatın altında kalan bir kitap. yazarın diğer kitaplarına bakıp heveslenirseniz, hevesiniz kursağınızda kalır. zira çok yavaş akıcı olmayan bir dil, birbirinden kopuk ve tam anlaşılmayan hikayeler ve karakterler.
çok ağır olabilir bu ama okumayın, zaman kaybı. okumayın,çünki ihsan oktay anar'ı daha iyi hatırlayın.

İhsan Oktay ANAR'ın kitaplarını takip eden ve tüm serisini okuyan bir okur olarak, okurken keyif alamdığım ikinci eseri. Olaylar ve hikayeler kopup, bir anıdan başka bir anıya atlayıp durmuş, Çok çok eski zamandan neredeyse günümüze gelmiş ve bu geliş atlamalarla gerçekleşmiş. Benim için hala Puslu Kıtalar Atlası bir numara. Umarım yazarın bir sonraki eserini de ilk eseri kadar zevkle okurum.

bu kitabı yaklaşık 1 ay gibi bir sürede bitirdim . çok ağır bir dili var.hikayeler kopuk kopuk anlamakta güçlük çekiyorsunuz. ve inanın 1 ayın sonunda bu kitaptan geriye aklımda hiç bir şey kalmadı.

Bu kitapla geçirdiğiniz her dakikaya değer.Okumadan önce yorumlara bakmıştım, bir Suskunlar değil diyenler vardı evet bir Suskunlar değil YEdinci Gün apayrı.Hele ki Hayalet bölümü ki kitap ilerledikçe bir bütünlük ve anlama kazanıyor.Şiddetle tavsiye ederim

kelime hazinesinin zenginliğinden çok etkilendim - ki kendimi eski türkçe kelimeler konusunda çok yetersiz kabul etmezdim ama çok değişik kelime seçimleri var.
anlatım zaman zaman çok frene basıyor, sayfalar geçmek bilmedi bazen de su gibi akmaya başlıyorsunuz. ince bir mizah anlayışı, ve benim bilgi birikimimin yetersizliği nedeniyle kaçırdığım daha da ince detaylar var kitapta. yazılanlardan bunu anlıyorum.

Yazarımız geçmişten yavaş yavaş günümüze gelmekte bu romanıyla beraber.Bir sonraki sanırım bu gidişle tamamen günümüzü anlatacak.Biraz osmanlıcaya hakimseniz çok rahat okunuyor bu roman.İçindeki ironilerde insanı sürekli gülümsetiyor.Anar'ın her kitabının yeri ayrıdır kıyaslamak hoş değil bence.Bazı kişiler edepten bahsetmiş.Kitaplar yazarların özgürlük alanıdır genel olarak sanat zaten böyledir ve edebi eserler kurgusaldır ve kurgu yazarın kendi hayal gücünü yansıtır.Bu yüzden edepten yoksun buluyorsanız okumazsınız olur biter.Buna binaen isterseniz bir de puslu kıtalar atlasının ilk paragrafına ve amat romanının birçok bölümünü inceleyin hepsinde yer yer bu tip unsurlar var.Bunlar zaten hayatta var olan şeyler biz görmezden geldikçe yok olmayacaklar.Aynen Osmanlı'da da vardı yoksa "Bahnameler" yazılmazdı değil mi?

ihsan oktay anar'ın ironik üslubunu sevenler için birebir. okurken değil de bitirip de bütün olarak değerlendirince anlaşılıyor konu tam manasıyla. bu yönüyle de zaten ihsan oktay anar üslubunu yansıtıyor.

Bir, Puslu Kıtalar Atlası ya da Suskunlar değil. Beklentiyi bu düzeyde tutarak okursanız hayal kırıklığına uğramazsınız. Ayrıca kitapta çok ince bir mizah var. Yer yer gülümsetmeyi başarıyor bazı ayrıntılar.

ihsan oktay anarın okuduğum son kitabı diğer kitaplarını okuduğum için bu kitap çok sıkıcı anlaması zor bir kitap yazar biraz zorlama bir eser yazmış. umarım yeni çıkaracağı kitaplar bu şekilde olmaz.

İ.Oktay Anar'ı okumamı Nazan Bekiroğlu tavsiye etmişti.Bu nedenle araştırmadan bu kitabı aldım.Kitap okumayı çok seven birisi olduğum halde hayatımda okuduğum en sıkıcı kitaptı.Kitabı bitirince derin bir oh çektim.Harcadığım zamana ve paraya yazık ettim.
Konu bütünlüğü yok,punto küçük ve boşluk bırakılmadan yazılmış.Okurken sanki ilk sayfayla son sayfa arasında tek bir cümle varmış gibi hissediyorsunuz.Ayrıca edebi bir eserde EDEP olmalı diye düşünüyorum.Yer yer kurulan cümlelerden midem bulandı.

Büyük usta ve yazar İhsan Oktay Anar dan çok güzel bir kitap daha. Bu defa olaylar 1.Dünya savaşına kadar uzanıyor. Okuyun, okutun. Kesinlikle tavsiye ederim.

AMERİKAN EDEBIYATINA VE KLASIK TURK EDEBIYATI OKUYANLAR ICIN IHSAN OKTAY ANAR COK FARKLI COK KASINTI GELEBILIR . AMA BİR KEZ ALIŞILDIMI BIRAKMASI DA BIR O KADAR ZOR OLAN BIR YAZAR BENCE. OKUYUN OKUYUN OKUYUN .

ihsan oktay anar türk edebiyatına farklı bir soluk getiren ve bir kez okumaya başlayanın bir daha elinden bırakamayıp ne zaman yeni bir kitap çıkartacak diye hasretle beklediği bir yazar

yazarın okuduğum ilk kitabı, muhteşem bir kurgu muhteşem bir göndermeler serisi, kitabın son 10 sayfasında çözülen düğüme gelene kadar hep bir sonraki sayfayı merak edeceksiniz, çocukluğumda okuduğum tozlu ansiklopedi sayfalarından hatıramda kalanları kitabı bitirirken yine yaşıyorum, yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum, şiddetle tavsiye ettiğim müthiş bir kitap.

Bir kore filmi vardı. Farklı zamanlarda aynı evde yaşamış iki kişinin zaman ötesi mektuplaşmasını konu edinen bir filmdi. İhsan Oktay da onun gibin bi şey yapmış… güzel olmuş

İhsan oktay Anar üslubu diye bir kavram doğdu artık. Ona alışmak ve sevmek gerekli. Bu sayede daha çok zevk alırsınız eserlerinden aksi takdirde size çok sıkıcı, bunaltıcı gelebilir. Ben bu yeni üslupla tanışmak isteyenlere ve onu bilenlere Yedinci Gün'ü tavsiye ediyorum.

ihsan oktay anar zor bir kaleme sahip eğer yeni tanışmışsanız kitaplarıyla başta anlamakta konuyu kavramakta ya da takip etmekte zorlanıyorsunuz ancak okumaya devam edip tarzına alışınca sizin için vazgeçilmez oluyor hayal ve geçeğin karışımıyla ortaya kıvamında bir kitap çıkmış

İhsan Oktay Anar'ın Yedinci Gün'de kullandığı dil ve üslup o kadar etkileyici ki, uzun uzun anlattığı ve okumaktan ara ara yılınabilinecek durumlarda dahi, olayların nasıl bir sonuca bağlanacağı merakı içinde okumaya devam ediyorsunuz.Kitabın sonunda öyle bir şok etkisi yaratıyor ki kitap, hızlıca geçilen ya da anlaşılmayan bölümleri fark edip, kitabı bir kere daha sindire sindire okuma istediği duyuyor insan.Bu kitap ikince okuyuşta gerçek amacına ulaşıyor bence.