Elif Şafak'ın Aşk'ı kurgu ve anlatım bakımından adeta insanın ayağını yerden kesiyor. Yazar, Amerika'da yaşayan heyecanını, tutkusunu yitirmiş bir evlilikle hayatını sürdürmeye çalışan modern bir kadının iç dünyası ile yüzyıllar öncesinin Konya'sında bambaşka bir atmosferde geçen bambaşka duygular, ilişkiler, olaylar arasında savuruyor insanı kitap boyunca. Yine de bir takım tutarsızlıklar, Tarihi kişiliklere mal edilmiş subjektif tutum ve düşünceler rahatsız ediyor yer yer. Şems-i Tebrizinin her sözünün hareketinin arkasında yazarın gölgesi var. Kendi mesajını iletme çabası sırıtıyor adeta. Okuyucunun kafasını karıştıracak biçimde İlahi aşk, dünyevi aşka bulanıyor zaman zaman. Kitabın Tasavvuf gibi derin bir konuyu ele alış biçimi, konuya hakim okuyuculara eğreti ve özensiz gelebilir. Kitap boyunca anakronik hatalar mevcut, 13. YY'da gecen diyaloglarda Hacivat-Karagöz, Saat Ustası gibi ifadeler geçiyor. Sonuç itibari ile anlatımı güzel sürükleyici bir kitap. Maneviyatınızı, hayatın akışına bakış açınızı, Yaratıcıya ve insanlara karşı tutumunuzu gözden geçirtiyor size. Ancak fazlasıyla subjektif fikir ve ifadelerle bezendiğinden Mevlana, Şems-i Tebrizi tanımak ya da Tasavvuf'u anlamak için okunacak bir kitap olmadığını söylemekte yarar var.