“Dünyada Bir Ben Varım, Bende Bir Dünya Var, Ne Ben Varım Ne de Dünya Var.”…Şuan içimdeki acıyı tarif edemem, ayrılık acısını… Bir yıl önce aşık olduğum o güzel insanı dört gün önce kaybettim. Ayrıldık. Bir an hayatın bittiğini, dünyanın durduğunu, kıyametin koptuğunu, her şeyin anlamını yitirdiğini düşündüm, acıyı tüm şiddetiyle içimde yaşadım. Önce çok büyük günah olduğunu bildiğim intiharı düşündüm KİMYA gibi... Yaşamak, isyan etmemek ve hayata tekrar tutunmak için tek bir neden ararken O’nu hala çok sevdiğimi ayrı da olsak aynı dünyada, aynı semanın altında aynı zamanda yaşamanın güzel olduğunu fark ettim KERRA gibi... Ayrıldığımız gün içimde karmaşık duygularla AŞK’ı okumaya başladım. Okudukça Aziz Z.Zahara’ya, Ella’ya, Şems’e, Rumi’ye, Çöl Gülü’ne, Kerra’ya, Kimya’ya, Baba Zaman’a, Sarhoş Süleyman’a, Sultan Veled’e yakınlaştım. Onlar içimdeki Acıyı ve Ateşi söndürmese de “HİÇ” olmayı öğretti. Otuz üçüncü kural: “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.” Benliğin ağır yükünü üzerimden attım, Hiç’liğin elbisesini giydim, AŞK’ın yüceliğini yeniden keşfettim. Her kelimede ve Şems’in her bir kuralında içimdeki BEN’den, KİR’den arındığımı hissettim. AŞK’ı kana kana okudum, ağladım, ağladım… Değiştim… Kırkıncı kural: “Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK’ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde.” İçtikçe susadığım, berraklığına doyamadığım Z.K’yı şimdi daha iyi anlıyor ve daha çok seviyorum... O’nu şimdiden çok özledim. Başarısı, huzuru ve mutluluğu için dua ediyorum… Güzel gözlüm, Gözbebeğim, Can’ım eğer bir gün kalbinde bir sarsıntı, bir ses duyarsan lütfen buna kulak ver, bu sesin Sahilde kocaman bir kalbin içinde kırdığı kalbi yeniden onarmaya çalışan K.’nın suya ve kuma karışan göz damlacıklarının sesi olduğunu göreceksin… Son kural (Z.K): “Bir insanı sevmek onunla yaşlanmayı kabul etmek demektir benim için. Ben Seni Seviyorum ve bir ömür boyu seninle olmak istiyorum…” Vakti geldiğinde ipeğin güzelliğinin ortaya çıkması için tırtılın Can’ından vazgeçmesi gerektiğini yani karşılıksız, çıkarsız, hesapsız sevmeyi, fedakârlığı, teslimiyeti ve her şeyden önemlisi bana GÜVENİ öğreten SEN’i çok Seviyorum. Eğer bir gün karşılaşırsak sana “Issız Adam” değil de nasıl “Aziz” olduğumu anlatmak isterim… Hep sevgiyle kal… Hayattaki güzel duyguları keşfetmeme sebep olan Aziz Zekeriya ZAHARA ve Ella’ya ve de AŞK’ın yazarı Elif ŞAFAK’a baki sevgiyle…