Sayfa sayısına aldanıp yanılmayın. Zira okuduğum -tabiri caizse- en yoğun romanlardan biriydi. Belki de Hint felsefesi ve mitolojisine aşina olmadığımdan kaynaklanıyordu. Maya felsefesinin özünü oluşturan görüngüler aleminin aldatıcılığı beden ve ruh, aşk ve şehvet ekseninde işlenmiş fantastik bir kurgu. Yazar olay akışından araya girip okuyucuyla temasa geçiyor, onunla konuşuyor, uyarıyor. Metnin çözümlemesini, metnin içerisinde çok yoğun bir anlatımla biraz da kendi yapıyor. Yazarın hint felsefesini yutmuş bir entellektüel olduğu anlaşılıyor. Ayrıca üslup ve betimlemeler de çok hoşuma gitti. Kısaca beni zorlayan ama hoşuma giden bir romandı. İskandinav, Kelt, Nors, Yunan, Roma, kadim Mezopotamya ve Anadolu mitolojilerini inceledikten sonra sıra Uzak Doğu ve Asya mitolojilerine geldi sanırım. Ondan sonra bu romanı tekrar okuyacağım...