Bülbülü Öldürmek Hakkındaki Yorumlar

Bence her kütüphane bu kitabı barındırmalı içinde. ve her genç okumalı.

İnsan önce kendi yüzüne bakabilmeli,başkalarının yüzüne bakmak için...adalet duygusu bu kadar güzel anlatılabilirdi...Okuyun

Harper Lee bize ''insan'' olmanın değeri üzerine farkındalık yaratacak özel bir kaynak sunuyor. Kitap olay örgüsüne olan sadakati, dilinin yumuşaklığı okumaya ayrı bir keyif katıyor.

GERÇEKTEN DE ENTERESAN Bİ YAZAR

Gerçekten çok güzel bir kitaptı, okumadım izledim resmen film gibi gözümün önünde canlandırabiliyordum olanları. Nitekim filmi de yapılmış, en kısa sürede izleyeceğim. Kesinlikle çocukların, gençlerin, büyüklerin herkesin okuması gereken bir kitap olmuş. Dünyaya ve olaylara çocukların gözünden bakabilmek için, onların her şeyin farkında olduklarını ve her şeyi anlayabildiklerini bilmek için; hatta olanlara çocukların gözünden baktığımızda hayatta asla çözülemeyecek hiçbir sorun kalmayacağını anlamak için bu kitabı okuyun diyorum.

Öğretmeni kızıma önermişti. Ben de okudum. Güzel bir kitap. Orta kısımdaki çocukların okumasını diliyorum.

Kitabın ismiyle konusu birebir örtüşmese de alacağı en güzel ismi almış

Özellikle hukukçuların mutlaka okuması gereken bir kitap, oscar ödüllü filmi de çok başarılı bir uyarlama olmuş.

Gerçek adaletin, eşitliğin peşinden giden bir avukatın hikayesi,,,okunası bir kitap...

Irkçılığın insan hayatındaki olumsuz etkilerinin anlatıldığı; eşitlik, kardeşliğin aslında insanlık için tek kurtuluş reçetesi olduğunun sunulduğu etkileyici bir yapıt.

Adaletin her zaman tecelli etmediğine bu kitabı okuyunca bir kez daha sahit olacaksınız.dünyada o kadar farklılık var ve biz bunlarla zenginleşeceğimize hergün daha çok ayrışıyoruz.adalet her zaman herkese adil adalet diyoruz...

Gerçektende müthiş bir roman, bugüne kadar okuduğum en iyi romanlardan birisidir. 3 küçük çocugun arkadaşlıkları ve onların etrafında bir kasaba içerisinde yaşanan olayları anlatıyor. mutlaka okunması gereken bir roman.

Çok güzel ve akıcı bir kitap. Irkçılığın ne kadar kötü birşey olduğu bir çoçuğun gözünden çok iyi anlatılmış.

Son derece güzel bir kitap, okumanızı tavsiye ediyorum...

başka bir kitabı okurken sürekli bu kitabın adı geçiyordu ve merak edip okumaya başladım. sınıf ayrımından bahsedilen bir kitap. küçük bir kızın bakışından anlatılmış bir kitap. başlarda sıkılsamda sonrasında elimden bırakamadım. en çok yazarın betimlemelerini beğendim bazı zamanlar sanki kitap okumuyorsunuz orada yaşıyor gibisiniz. kesinlikle klasik bir kitap ve okumanızı tavsiye ederim

klasik denilebilecek bir eser...

Muhteşem bir kitaptı...herkesin okumasını tavsiye ediyorum

bin mukteşem güneş'ten öğrendiğim "dünyada tek bir günah vardır o da hırsızlık" olmuştu. bu kitapta da "bülbüllerin masum kuşlar olduğu ve vurulmamaları gerektiğini" anladım. uzun lafın kısası okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap.

Çok fazla diyalog olmasına rağmen olayları net biçimde anlayabileceğiniz mükemmel bir kitap. Herkesin kitaplığında bulunması gerekiyor bence

kısa bir sürede bitirdim. Güzel olduğunu düşünüyorum. eserde yazarın çok fazla diyalog kullanması akıcılığını sekteye uğratsa da ilettiği mesaj çok doğru. yazarın ilk ve tek romanı imiş ve tüm dünyada otuz milyondan fazla satmış. ölmeden önce okuyun bence.

1930'ların Amerikasını ve o dönem yaşanan ırk ve sınıf ayrımı, başarılı şekilde yansıtılmış. İnsanı gerçekten etkileyen ve düşündüren bir kitap. Küçük bir kızın gözlemleri olduğu için basit bir dil kullanılmış. Hikaye etkileyici, ama anlatım çok yalın kalmış.

Olaylar küçük bir kızın gözünden anlatıldığı için biraz basit. Hatta çocuk kitabı gibi geliyor ilkin o yüzden. Ama sonra kitabın ana konusu olan dava konusuna gelince bir insanlık sorgulaması oluyor. Beyazlar karşısında zencilerin nasıl ikinci sınıf insan muamelesi gördükleri, dönemin şartları çerçevesinde sade bir şekilde anlatılıyor.

küçük bir kızın ağızından yazılan kitap sade olduğu kadar etkileyici de. kitabı bitirdiğinizde boş yere okumamış olduğunuz hissedeceksiniz.

Korkmayın, kitapta kimse bülbülü öldürmüyor.. Hatta ortada bülbül bile yok ki. Ama bu romana da en iyi bu ad yakışırmış. okuyunca ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz..

çok sevdim, keyif alarak okudum. bence ismini ve şanını hakediyor

kitap çok bilindiği için aldım yalnız sıradan bir roman nasıl ödül almış anlamadım.bunlara ödül verenler cengiz aytmatov u okusalar ne yaparlar merak ettim.

özellikle bölüm sonlarına yerleştirilmiş ince mesajlarla okuyucuyu etkileyen hoş kitap

Sıkılmadan okuyacağınız bir kitap.Akıcı bir dili ve olay örgüsü var.Nedense çocukken okuduğum "Tom Sawyer"ı hatırlattı bana.Daha basit daha masum düşündükçe daha tarafsız insanlar olabiliceğimizi gösteriyor Scout.Herşeye çocuk gözüyle bakabilsek daha ahlaklı olabileceğiz belki de.e tabi bir de erdemli olma konusunda örnek bir Atticus lazım.Bence insanlar çocuğunu Atticus gibi yetiştirmeli.Doğruyu ve iyiyi öğretirken önce doğruyu ve iyiyi yaşamalı.

bence çok da abartılacak bir yanı yok, dönemine göre başarılı bir kitap olabilir fakat şu an için etkileyiciliğinin çok çok yüksek olduğunu söyleyemeyeceğim.

1957 yılında amerika'da temel bir mesele olan ırk ayrımcılığı, sosyal hiyerarşi, ayrıca çocuk eğitimi gibi konulara güzellikle değinmiş bir romandır.

Bu kitabı tarih hocamın tavsiyesiyle sipariş vermiştim. Gerçekten harika bir kitap. Irkçılığın nasıl kötü bir anlayış olduğunu çok çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Herkesin okuması gereken bir kitap.

Kitabı kızım için almıştım. Ama çok beğendiğini söyleyince ben de okudum. Gerçekten de zevkle okunabilen Tom Sawyer'ın maceraları tarzında akıcı bir roman.

Şahaser! Bu romanı "Everybody Loves Raymond " u seyrederken duydum.Hayret nasıl bu zamana kadar gözümden kaçmış.Akabinde filminide seyrettim.Oskar ları haketmiş.

Küçücük bir çocuğun, bütün masumiyetiyle, hiç bir ima gözetmeden söylediği bir kaç cümle, okurken insanlığımdan utanmama yetti. Okunması ve tekrar okunması gereken bir eser. Sayın Lee'nin dünyaya geliş amacı ve görevi sadece bu kitabı yazmaktı sanırım.

Çok çok güzeldi. Bu güne kadar okumamış olmam çok üzücü. Küçük bir çocuğun ağzından inanılmaz güzel anlatılmış. Hala okumadıysanız çok şey kaybediyorsunuz bence.

yıl 1935 Amerika henüz rüya bir ülke değil. Ve küçük bir kız çocuğununun gözünden Güney Amerikada yaşanan olaylar. Özellikle ırkçılık ve suçlu bizdense suçsuzdur mantığının hakim olduğu bir dönem. Bence tartışmasız çok güzel bir kitap. Hatta kitabın girişinde öiyi kitapların önsöze ihtiyacı olmadığını yazar yazar. Bence de çok fazla yoruma gerek yok okunabilir kitapların başında gelir.

Bir roman düşünün, iki küçük kardeş ve ortak bir arkadaşlarının yaz tatili üzerineymiş gibi görünürken ikinci yarısında okuyucuyu ters köşeye yatırıp insanoğlunun önyargıları, ırkçılığı ve de sırtını dönme kabiliyeti üzerine delici bir hikayeye dönüşsün. Bunu yapmak hem de çok sade bir anlatımla yapmak büyük bir yetenek ister. Harper Lee bunu başararak edebiyat dünyasının en önemli eserlerinden birine imzasını atmış. Tekrar tekrar okunacak, okurken çocukluğun yaz maceraları anımsanacak, sonra ainden ayrımcılığımız, ırkçılığımız, iki yüzlülüğümüz bir tokat gibi yüzümüze inecek.

Romandan uyarlama sinemaları hep merak etmişimdir. Genelde önce romanı okur ve sonra sinemasını seyrederim. Bülbülü Öldürmek filmini izlemeden önce gelenek olarak kitabını aldım. Hakkında çok methiye okumuştum. Pulitzer Ödülü alan birçok eleştirmeden önemli övgüler alan bir kitap. Ama kısmına sonra gelmek üzere kitaba değinmek lazım…

Küçük bir kızın ağzından anlatılan birinci tekil şahıs romanı. Anlatıcının birinci tekil şahıs olduğu romanlar bence zorlu romanlardır. Çünkü kahramanı her olayı okuyucuya aktarabilmek için her sahneye bir şekilde sokmak gerekiyor. Hele bu 7 yaşında bir çocuk olunca. Olaylara sokuşta başarısız diyemem ama 7 yaşında çocuğun gözünden aktardığı hikâyeler bazen komik kaçmış. O yaşta kıza yüklenen boyundan büyük bilgelik ve bir satır sonra o bilgeliğe yakışmayan çocukça satırları… Kesinlikle belirtmeliyim o kadar övgüyü ve Pulitzer’i hak ettiğini düşünmüyorum. Belki şöyle açıklamak lazım. Amerika’nın o dönemindeki en önemli toplumsal sorunun bir çocuk gözünden aktarılması açısından çekici gelmiş olmalı. Siyah beyaz ayrımı ve Amerikan toplumunun bu ayıbı böyle küçük şeylerde kapatacaklarını düşünmelerinden kaynaklanan bir ödüllendirme olması bence kuvvetle muhtemel. Çünkü anlatım açısından çok kaliteli demek zor.

Şunu da belirtmek lazım Atticus karakteri çok beğendim, güçlü bir karakter olmuş ve belkide bütün bu olumsuz eleştirileri biraz hafifletecek romanın isminin son sahnede hikâye ile muhteşem bütünleşmesi övgüye değer. Kesinlikle filmi daha başarılı diyebilirim.

Bir kız çocuğunun dünyasından dostluk, sevgi, kardeşlik, merak, sevinç, hüzün ve daha birçok duyguyu okuyucuya aktarıyor. Özellikle siyahlara yönelik pozitif ayrımcılığın gözler önüne serildiği kitap okuyucuyu çocukluk yıllarına geri döndürmeyi başarıyor. Siyahların da ancak 'insan' olarak nitelendirilebileceğini aktaran yazar en son bölümde kız çocuğunun önceden çekindiği adamın hayallerinden daha değişik, daha iyi olduğunu anlamasını göstererek iki olayın benzerliklerini okuyucuya gösteriyor. Çok okunası bir kitap.

Bilinç altına dahi saklansa insanların gün gelip davranışlarında hakim olamadıkları ırkçılık gibi hassas bir konuyu bir kız çocuğunun bakış açısından anlatan mükemmel bir kitap. Özellikle Atticus karakteri zaman zaman insaniyetin yanısıra babalık dersi de veriyor. Kitap, Amerikan Edebiyatına balıklama dalmama ve Pulitzer kazanmış bütün kitapları almaya başlamama neden olmuştur. Hararetle tavsiye edilir.

Okunması gereken, zamanla içine alan bir kitap. Durduğu yerde tekrar şans verin.

Keşke lise çağlarımda okusaydım dediğim bir kitap oldu. Hiç sıkılmadan okuyabilirsiniz.

Küçük bir kizin dünyasını , zencilerin ve beyazların farklı muamele gördüğünü, bir kasabada tek bir kişinin insan ayrımı yapmadığı bir roman.

Siyahilere o dönemde yapılan insani ikililiğin, ve bu ikililiğe karşı mücadele veren bir avukatın mücadelesi. Mükemmel bir kitaptır.

tavsiye ederim eski basımını okudum 1947 basımı var elimde filmini de izledim . Etkileyici bir roman filme de güzel uyarlanmış.

Kitabı okumadan önce olayın siyah beyaz arası çatışma ve siyahların yaşadıkları adaletsizlik , hak hukuk üzerine kurgulandığını düşünmüştüm. Ancak bahse konu mevzu toplasanız kitabın 45-50 sayfalık kısmında var ya da yok. O da son derece yüzeysel. Kitabın 8 yaşındaki bir kız çocuğunun gözünden anlatıldığını biliyordum elbette ama ,olayın gündelik yaşam örgüsünde bukadar dolanacağını tahmin edememişim. Kitapla ilgili yorumlar , belki bu tarzda yazılan ilk kitaplardan biri olması beklentimi yükseltmiş olabilir ancak ben genel anlamda kitabı pek begendiğimi söyleyemeyecegim. Kitabı sadece Scott'un anıları olarak alsaydım begenebilirdim , ama bülbülü öldürmek ifadesini beynime kazıdıysa altını da adam akıllı dordumasını beklerdim. Sonuc olarak iyi bir kitap ama vadettiği ölçüde değil..

Okuduğunuz romanların bi çoğundan uslup ve içerik itibariyle farklı olduğunu iddaa ediyorum....

kitabın kahramanlarından Atticus Finch, ne şahane bir babasın sen öyle, harika bir kitap, mutlaka okuyun..

Yazarın betimlemeleri çok güzel, sade bir dili var ve rahat bir okuma imkanı sunuyor bizlere... Küçük bir kızın ağzından aktarılarak yazılması da kitaba ayrı bir tat katıyor, tavsiye diyorum.

Küçük bir kız çocuğunun ağzından sevimli bir hale getirilmiş siyahların dramı.
Pulitzer ödülü alan eserin çocuk kahramanı saflığı, temizliği gözler önüne sererken, çocukların olduğu dünyanın yaşanılası olduğunu tekrarlıyor satırlarında.
Bazen büyüklerin çözemediği sırları ve göremedikleri gerçekleri küçük bir çocuğun net olarak çocuk kalpleriyle gördüklerini fark ediyoruz eseri okurken.
“Bir insanın ayakkabılarını giyip bir müddet onunla gezinmedikten sonra o adamı tanımamıza imkân yok.”cümlesi empatinin önemini vurgularken,
“Yakından tanıdığın zaman bütün insanlar iyidir.” cümlesi katılmasam da dikkat çekici bir cümleydi.
“İstediğiniz kadar şakrak kuşu vurabilirsiniz ama bülbülü öldürmek günahtır, bunu asla unutmayın.”
Tüm renklerle, tüm seslerle, farklılıklarımızla yaşayacağımız mutlu günlerimiz olsun.