Kar Hakkındaki Yorumlar

KUROCK 26.12.2002
Merhaba Orhan Pamuk bu kitabında "Benim Adım Kırmızı" adlı kitabındaki gibi mükemmelliyet abidesi yaratmış. Bu kitapta aslında Türkiye'nin diğer yüzünü yani kimsenin bilmediği yalnızca insanların ya askerlik yada görevi nedeniyle gittiği Kars'ı bize çok iyi bir şekilde anlatmış. Öteki Türkiye'yi tanımayan insanlara mesaj ulaşmıştır diye düşünüyorum. Orhan Pamuk'a başarılarının devamını diliyorum...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
emespeyami 24.12.2002
bu soğuk havalarda ve kar yağışından sonra aslında kar ile ilgili hiçbir şey duymak istemiyordum ama bu kitabı meraklarımı gidermek için okudum ve yeni hayatı o kadar güzel bulmama rağmen bu kitapta o etkileyici özelliği bulamadım,yani bu kitap beni çekmedi isterseniz bir de siz okuyun belki bana hak verirsiniz,teşekkürler
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
N.Tekin Tuluay 02.12.2002
yazar günümüzde hala önem taşıyan tartışmasına kendi (evrensel değil)demokratik ve hümanist açısından yaklaşıyor..Otoriteyi tamamen zalim ve oportünist olarak gösteriyor.Ama hepsinden önemlisi batılı ve aydın olan kahramanımız Ka iradesiz ,hayatında pek başarılı olamamış birisi(ki bu durumdan otorite sorumlu tutulmuyor).Peki böyle bir insanın doğru yerde bulunma ihtimali nedir ki okuyucu doğru bakış açısını yakalasın?
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ukbada 25.11.2002
kendi kendime söz verdim bir daha asla reklamı çok yapılan kitapları okumayacağım.hele hele bu Kar denen "şey"i okuduktan sonra."şey" diyorum.aslında bir eleştirmenin de dediği gibi "hiçbirşey" demem lazım.siyasi fikirlerini yansıtırken belirgin bir yöre ismi ve yörenin insanlarını örnek alan O.Pamuk Türk insanının gözünde öyle bir Kars portresi çizmiş ki Afganistan halt etmiş...belki mekan unsuru bu kadar belirleyici olmasaydı, okuyucu olayların birer hayal ürünü olduğunu düşünebilirdi.ama öyle değil, herşey adrese teslim gibi olmuş.fakat bence bu kadar abuk subukluk bu adreste bile olmaz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
Orhan Pamuk bu kitabı yazarken sanki akıcı olmasın diye elinden geleni yapmış. Kitaptaki bazı bölümlerin ya ilgi çekmek için ya da farklılık yaratmak için yerleri değiştirilmiş. Bunun için zamanda kopukluklar olduğunu düşünüyorum. Fakat, kitabın finalinde yazarın başarılı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Orhan Pamuk kitabında kolay kolay kimsenin iyi bir uslupla anlatamayacağı ruh halleri hakkında da bahsetmekten geri kalmamış. Ama, bence bütün bunların kitabın vasatın üzerine çıkmasına yardımcı olabilecek unsurlar olarak görmüyorum. Çünkü her zaman baskın olan dikkat çeker. Kötü veya iyi!!!...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Albatros79 28.10.2002
kendimi o kadar zorladım bir 100 sayfa okumaya,maalesef olmadı.son 100 sayfaya dayanamadım.Ancak zorla okutmuyorlar ya,belki de bunca reklama kanmamak gerek.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
smur 28.10.2002
Aşağıdaki yorumlara bakılırsa kitabı pek beğenen olmamış. Ben ise aksini iddia etmek zorundayım. Bence gayet güzel bir kitap. O yörelerin sosyo psikolojik durumunu anlatan daha güzel bir açıklama bence bulunamaz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
korayb 08.10.2002
Kitap muhteşem.İnsanı rahatlıkla içine çekebiliyor.Arkadaşlarım arasında çokça tavsiye edilmesi kalitesini gösteriyor.Kitabın adı da kitabın ilginçliğini hemen ele veriyor.Yabancı kesimlerde de adından sıkca söz ettiriyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
watermelon 07.10.2002
Kar kitabını tanıtmak için iki program satın alan, Tv de ilk defa bir kitap reklamı vermeyi başaran Pamuk'u kutlamalıyım öncelikle...
Kitap hakkında fazla birşey yazmayacağım, çünki sizden "hiç"i tarif etmeniz istense, zorlanırsınız. "Herşey bir kelime oyunu gibi:
K, Kar, Kars" sadece bu şey beni kitabı almam için iknâ etti.
Aldım.
Pişman Oldum.
Kitap, teomanın kliplerinden bile kötü...
Galiba O. Pamuk'un kayda değer tek romanı, "Benim Adım Kırmızı" olacak...
Aslında üslup farklılıklarına bakıp ta "Aceba Shakespeare'in eserlerini John Bacon'un yazdığı gibi, Benim Adım Kırmızı'yı da bir başkası mı..."
Yok, Yok, saçmalıyorum...
Ama benim suçum yok, düşüncelerime nasıl engel olabilirim ki...
Hadi, hoşçakalın...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
taflan77 04.10.2002
Anlamıyorum, gerçekten büyük bir yazar Orhan Pamuk bu kitabında beni etkiliyemedi, çok sükse yapan ve yankı uyandıran bir kitap olduğu için okumaya çalıştım ama belirli bir nokta sonra sıkışıp kaldım, içim daraldı ve bitiremedim... Okunmaya değmez ama oluşan merakı tatmin etmek için okunabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
mevsim 01.10.2002
Olmuyor,olmuyor.Hani kimi kitap kurtları vardır ya eline alıp başladıkları kitabı beğenmeselerde sıkıcıda bulsalar ısrarla ve kutlanacak bir inatla bitirirler.Olmuyor işte,.Ben bunlardan değilim kesinliklede olamam.Kar kitabını elime aldığımda içimde medyanında körüklediği büyük bir istek ve coşku vardı.Sayfalar ilerledikce isteğin yerini sıkıntı ve hayal kırıklığı aldı.Olmadı ve bırakmak zorunda kaldım.Ne diyebilirim ki üzgünüm.!!
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (52)
Hayır (17)
Bu Yorumu Yanıtla
truetype 28.09.2002
Orhan Pamuk, bu kitabında maalesef yine "Gutenberg" sendromu belirtileri taşıyor; yani batılı gibi yazmak isteyen bir doğulu yazar mı, yoksa doğu öyküleri yazmak isteyen bir batılı mı olması gerektiğine karar veremiyor, bu konuda bir bakıma haklı sayılır, belki. Neden ise şöyle; matbaayı bulan batıdır, bu olayı bir kez bilmek gerekir; onlar hep öndedir. Ama "ben nobel alıcam, batılıları kıskandıracağım" diyen bir yazarsanız, heleki doğu-batı köprü vazifesi gören bir yerde doğmuşsanız, işin sonu böyle sıkıcı olur elbet. Herneyse, yine de yazmış bir şeyler, ben bıkmam diyenler denesin; sonuçta iyi kötü birşeyler anlatmış Orhan Pamuk.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Bolokur 23.08.2002

öncelikle medya unsurunu kullanarak bu kadar ilgiyi haketmeyen bir romanı bunca kişiye sattıran orhan pamuk'u kutluyorum...ayrıca kitabımı yarım bırakmak gibi bir huyum olmadığı için bu romanı onca sıkıntıya dayanarak okumayı başardım...
kitapta bir roman kurgusu olmasına rağmen;adeta sanki konu bulunamamışçasına aklına gelen her konuyu romana katmış yazar...biraz daha sade;biraz daha yalın olup insanı bu kadar çabuk bıktırtmayabilirdi...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
SonSovalye 19.08.2002
Orhan Pamuk'un çok iyi diyemiyeceğim kitaplarından biri daha.Faklı düşünceler birden ele alınmış ve okuyucudan bu fikirleri kendisinin tartıp karar vermesi istenmiş sanki.Orhan Pamuk değişik bir bakış açısıyla yaklaşmış bu sefer.Verdiği siyasal içerikli mesajlar da yöneticileri eleştiri şeklinde olmuş.Sanki popüler bir kitap olsun da satsın endişesiyle çıkarılmış,sıradan bir kitap.Ama okumasını bilene de iyi mesajlar veriyor yer yer.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
muratdereli 02.08.2002
Alışılagelmiş Orhan Pamuk klasiklerinden biri. Romanın tek olumlu yanı çeşitli fikir akımlarına birlikte yer vermesi. Ama değişik fikirlerde olan bu kimselerin aralarındaki ilişkiler yeterli zemine oturtulamamış. Kahramanlar adeta havada asılı kalmış vaziyette. Yazar romanın dışında bir gözle olaylara bakıyor. Günümüzde çok satılan bir roman yazmak için bazı medyatik unsurların kullanılması gerekmekte. Orhan PAmuk bunun bilincinde ve son yıllarda gündemden düşmeyen "Siyasal İslam"ı kendine konu edinmiş. Yani yazar bu çalışmasıyla edebi bir eser değil bir piyasa romanı ortaya çıkarmayı hedeflemiş ve bunu başarmış.
Sık sık "İslamcı" terimini kullanan yazarın bu konuya vakıf olmadığı anlaşılıyor. Bir kimsenin aile baskısı nedeniyle zorla başını örttüğü vurgulanırken, dini inançları nedeniyle başını örtmesi gerektiği üzerinde durulmamış. Yazar romanda intihara giden olayları da yeterli derecede temellendirememiş. Sonuç olarak Orhan PAmuk az satan bir edebi roman yerine çok satan bir piyasa romanı hedeflemiş ve bunu başarmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (143)
Hayır (38)
Bu Yorumu Yanıtla
Orhan Pamuk' un romanlarında, biraz da Rus yazarların etkisi altında kalarak kullandığı dil hoşuma gidiyor. Siyasi bir roman olmasına karşın ben bu romanı daha çok kolay anlaşılabilirliği ve yer yer serpiştirilmiş zeka dolu cümleler içermesi yönünden zevkle okudum diyebilirim. Siyasi mesajlar ise kesinlikle bireysel tercihlerin doğruluğu veya yanlışlığına değil, devlet ve yönetim sistemine direk bir eleştiri niteliğinde. Okuyanların çok şey kazanacağına inandığım bir roman diyebilirim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
Orhan Pamuk'tan derin ruhi çözümlemeler ve uzuncümlelerle anlaşılmaz hale gelen ayrıca bu anlaşılmazlığı gizem olarak lanse eden ilginç bir roman. Okurken sıkılacaksınız, patlayacaksınız, kitabı bırakmak isteyeceksiniz, son bir inatla kitaba yeniden sarılınca ve hatta bitirince bütün bu işkencelere boşa katlandığınızı siz de benim gibi pişmanlık içinde anlayacaksınız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
cesur yalçın 30.05.2002
Orhan PAMUK'un ilk kez bir kitabını okumaya teşebbüs ettim.Ama ben bu kitabı bitiremeyeceğim herhalde.Üzerinde yapılan tartışmalara ve o kadar reklama rağmen kitap çok sıkıcı.Dışardan içeri için fetva vermeye kalkmış ama başaramamış.Mevlananın bir hikayesidir.Bülbüllerin güllerle sevişmek için bahçeye gittiğini gören öküzler içlerinden herhalde bahçede otlamaya gidiyorlar diye geçirirlermiş.Ama gül ile bülbül arasındaki aşkı bilmezlermiş.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
tsu 15.05.2002
"Yazacak iyi bir cümlen yoksa yazmaya başlama." Kar'ı alıp okumaya başlayınca daha ilk satırda aklıma bu söz geldi. Orhan Pamuk, "Öteki Renkler"inde söylüyor bunu. Yazarın en zor işi ilk cümleyi bulmak. Yazarımız her ne kadar romancıya ilham gelmediğini söylese de -bu yüzden de şairlere karşı bir tavrı vardır. Romanın kahramanlarından biri olan roman yazarı Orhan'ın Ka'ya merhametle birlikte bir kıskançlık duyması bu tavrın sonucudur.- ilk cümlenin bir ilham işi olduğu açık.
Yazar ilk cümleyi bulmuştur. Artık istese de istemese de yazmak zorundadır. Öyle de yapar.
Kar, romana ismini vermekle kalmamış onu her taraftan kuşatmıştır. Romanda ihtilal gecesi dışında soğuk bir sessizlik hakimdir. Hatta ihtilal gecesinde bile neler olduğunu anlayamayan okuyucu yaşanan olayların dehşetinden habersizdir. Sessiz ve uysal yağan karın hiç farkettirmeden çığla gelen bir ölüme dönüşmesi gibi. Romandaki bütün olaylar da aynı parelleliktedir. Olay örgüsü içinde zor bela ilerleyen okuyucu(karda yürümek gibi) birdenbire hiç beklemediği bir olayla karşılaşır. Ka ölmüştür. Bu andan itibaren okuyucu kendini diğer sayfalara çeken sorunun peşine düşer. "Kim?" ve "Neden?" açıkçası ben bu soruların cevabını bulamayacağımı biliyordum. Kara Kitap'ta Galip'in dediği gibi asıl hüner katilin kim olduğunu yazarının bile bilmediği bir cinayet romanı yazmaktır. Orhan Pamuk hünerini gösterir. Yine dört yüz küsür sayfa boyunca okuyucuyu dolaştırıp aynı noktaya getirmiştir. Ben Orhan Pamuk'un bu yönüne hayranım en fazla…
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (41)
Hayır (32)
Bu Yorumu Yanıtla
tartarsos 15.05.2002
Yazarın diğer kitaplarında yaşadığım hayalkırıklığını bu kitapta telafi etmek istemiştim oldukça yüksek bulduğum meblağı öderken. Kitabın ilk sayfaları biraz daha ilerileri ise oldukça anlaşılması zordu. Sanki kelimeler okuyanda bir gizemlilik etkisi yapmak için özenle seçilmiş ve yanyana getirilmişti. Genel olarak eleştirilere katılmakla birlikte, kitabın, bizim kültürümüzü sindirmiş ustalar tarafından yeniden şekillendirilmesi halinde çok iyi bir eser olacağını düşünüyorum. Yani materyallerin, biraz daha Türk mantığıyla kullanılması gerek.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
eerciyas 02.05.2002
Bir orhan pamuk okuru olarak kitabı hemen aldım ve okumaya başladım.ancak medya ve orhan pamuk o kadar çabuk davrandı ki gerçekten kitabı kendi bakış açımla görmeme ve yorumlamama fazlasıyla karıştı. Ama nihayetinde romanın daha başından itibaren buram buram Orhan Pamuk koktuğunu görüp kendimi öykünün veya çok katmanlı olay ve imgesel kurgunun akışına bıraktım.
Romanı okurken insan ister istemez diğer Orhan Pamuk kitaplarıyla bir bütünlük oluşturmaya başlıyor çünkü yazarın tıpkı "Benim Adım Kırmızı"daki nakkaşlar gibi göze batan bir üslubu var ve değişmeyen bazı olgular üzerinden olaylar gelişiyor. (doğu-batı ikilemi, aşkta ve hayatta anti kahramanlar, tarih vs..)

Kar o kadar çok anlama işaret ediyor ki kitabın adına yakışıyor. ben kar yıldızını ve anlamlarını Umberto Eco'nun "Foucault Sarkacı" kitabındaki bir imgeye benzettim. Nedeni ise manevi ve mutlak olanla ilişkisi ve onunla bütünleşmesi ile ilgili.

Kişiler iyi analiz edilmiş bir empati kurabiliyor onlarla okuyucu ancak bu insanlar konuşmalarında bana çok gerçekdışı göründü çünkü karakterler abartılı konuşturulmuş.

Sonuç olarak tipik bir Orhan Pamuk romanı (zaman olarak günümüzü seçmesi ve siyasi unsurun biraz daha fazla olması dışında). Yani sürükleyici, merak ve kuşku uyandırıcı, çok anlamlı ve okunması gereken bir roman. Ama en iyi romanı diyemem.

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (10)
Bu Yorumu Yanıtla
narin 22.04.2002
Kar'ı Orhan Pamuk'un diğer kitapları ila karşılaştırınca aslında beklentilerimi karşılamamasından ötürü pek şaşırmadım desem yalan olmaz.Yeni Hayat'ı okurken hissettiğim hayalkırıklığından farklı değil bu kitabın bana hissettirdikleri.Kitapta ilgi çekici,sürükleyici bir tek öğe olmamasına rağmen kitabın bu denli okunması yayıncıların kitabı pazarlamadaki üstün başarılarını gösteriyor ve bence kitabın takdire değer tek yönü de bu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (14)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-25660 22.04.2002
Orhan Pamuk'un romanlarını okuyanların hep yarıda bıraktığını söylerlerdi ben de aldım. Bence bu roman hem çok sürükleyici hem de itici bir roman olabiliyor. Yani nasıl bakıyorsanız öyle görüyorsunuz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
farklı tanıtım biçimleriyle eleştirilen bir kitap oldu kar.bu eleştirilerde 'popülerolan'ın içerik ve değer kaybına uğrayabileceği ve edebiyatta kaliteyi zayıflatabileceği endişesi de vardı tabii.ancak biliyoruz ki bir çok kitap okuyucusuyla buluşamıyor.örneğin mustafa kutlu'nun 'beyhude ömrüm'.kekre tadı hala dudaklarımızda.keşke mümkün olsaydı da onun tanıtımı da geniş bir platforma uluşsaydı.
bütün bunların dışında kar,fantazik kurgu diyebileceğimiz ihtilal bölümü ve yer yer Türkçe yanlışlıkları dışında okunmaya değer bir kitap.üslup biraz sıkboğaz olsa da,sizi çeken,düşündüren yanları var.
toplumumuzun,cemiyetimizin kimi sıyrık yanlarını tuzu kuru,'aristokrat' bir yazarın dilinden yarı mayhoş bir edayla okumak fena sayılmaz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (11)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Sinasi Aydin 20.04.2002
Orhan Pamuk her zaman zor anlaşılmayı yeğlese de konularındaki araştırmaları edebi yaklaşımı sayesinde haklı olarak kazandığı ününü gölgeleyen bir eser yaratmış. Araştırmacı bir kalemden çıkmışta da olsa siyasetin acımasız tarafına yenik düşen bir yapıt.Siyasi, karşı taraftan anlaşılamaz ve yorumlanamaz.Siyaset taraf olunmadan yazılamaz,yazılırsa da Lacivert gibi taraftarlarınca hiç önemi olmayan bir yakışıklılıkla tanımlanmak zorunda kalabilir.Sıkılarak okuyacağın bir kitap istiyorsanız alın.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (14)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Çolak Salih 18.04.2002
Yazar sundugu sasirtici roman zevkinin yanisira oniki eylul ihtilalinden sonra turk aydininin basina gelenlerden, marlboro içen islamci bir orgut liderine kadar sundugu ayrıntılarla gunumuz turkiyesinin manzarasini tasvir ediyor ve tarihe not dusuyor.
Kurdugu olay orgusunden ziyade bireylerin dramlarini irdeleyen yazar makro oyunlarin arasinda kaybolup giden hayatlara dikkat cekiyor.ve bunu belki de en iyi gazetenin sahibi serdar bey ifade ediyor: “eskiden hepimiz kardestik ne zaman ki millet ben suyum buyum demeye basladi o zaman felaketimiz de basladi simdi herkes daha gururlu ve daha fakir(sayfa 30)” kurdugu ihtilal senaryosuyla “vatanı ben kurtaracam ” diyenlerle belki de dalga gecen yazar bu-su fikir akımlarindan ziyade birey birey herkesi mutlu edbilmenin yollarını arastırıyor satır aralarinda. Bunun yolu da bir anlamda insanlari dinlerine dusuncelerine gore yargılamamak olmali.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Belash 15.04.2002
Uzun zamandır aldığım, ama etkisinde kalabileceğim endişesi ile okumak için fırtınasının dinmesini beklediğim bir kitap.
O kadar da iyi yazılmamış, eğer diğer kitaplarını göz önünde bulundurursanız yazarın, Kara Kitap, Cevdet Bey ve Oğulları, Benim Adım Kırmızı vesaire gibi, bu kitabında biraz aceleci ve kaygılarla dolu olduğunu görebilmek mümkün. Siyasi içerikli yazmasına rağmen olaya edebi açıdan yaklaşabilirseniz alın. En azından kitaplığınızda güzel kapağı ve birinci kalite kağıdıyla uzun bir süre Orhan Pamuk okuduğunuzu tescil edecek bir vazife üstlenebilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (26)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
Ruken ZİLAN 01.04.2002
Tipik bir Orhan Pamuk eseri...Yogun...Okuma sureci akıcı olmasına rağmen sıkıntılı...Düşüncelere bogulmuş,imgelerle yoğrulmuş bir yapıt...Oldukça derin vurgular mevcut...Şair Ka'lar ve ipekler ülkesinde okunması gereken bir kitap...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
Ka'nın kitabın ortasına kadar savruk bir şekilde dile getirilmiş psikolojik durumu ile taraf tutamaması dolayısıyla "her işi yaparım" edası, beni oldukça sıkan noktalardan biriydi. Ancak şu aşikâr bir gerçektir ki, kitabın ortasından itibaren okuyan biri, bütün olumsuz eleştirileri görmemezlikten gelebilir, "kimi kandırıyorsunuz" diyebilir. Hele ki Ka, İpek ile tanıştıktan sonra, ev hanımlarının Brezilya dizilerinin sonu hakkında yaptıkları yorumların %90'ının tutması gibi, kitabın sonunu tahmin etmeniz, okuma hevesini kırıcı bir olay. Baştan sona karamsarlığın hüküm sürdüğü kitapta bence Orhan Pamuk ününü kullandı. Hayatta hiçbir zaman popüler kitabı herkes okurken okumayı sevmedim lakin öylesine bir reklam yapıldı ki, okumadığım için kendimi kötü hissettim. Kitabın sonu ise Türk Filmleri'ni aratmayacak nitelikte... Aslında Orhan Pamuk'un bu "ilginç" kitabını okumakta fayda var. Çünkü kitabı kitap yapanın yazarın ünü değil içeriğin güzel ve anlatımın fevkâlâde olmasını çoktan unuttuk!.. Böylesine hayasızca eleştiriler yapmak istemem. Orhan Pamuk'un beğenmediğim eserleri yok değil ama bu kitabı, hüsran tiyatrosunda son perde!..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (31)
Hayır (7)
Bu Yorumu Yanıtla
safa 27.03.2002
yine mükemmel üslup,yine harika bir yapıt...Şair Ka'nın Almanya'da,sürgünde yaşadığı günlerin derin izlerini yansıtmış,muhteşem bir içe bakış sergilemiş.Tebrik etmeli.Ayrıca kanamakta olan büyük bir yaramıza değinmiş;siyasal islama.Bana bu gerilimi yaşattı. Sevgiyle...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
tek kelimeyle hayal kırıklığı!!!,pamuk ünü sayesinde çok satabilir,edebi yönden yalın ve güzel bir anlatımı olabilir ama bir yazarın insan hayatları üzerinden para kazanma hevesi olmamalı,bu kitap bence pamuk un para kazanmak,ününe ün katmak için yazdığı bir kitap,yolunuz düşerse Karsa bir gidin ne demek istediğimi anlayacaksınız
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Esin Karagoklu 15.03.2002
12 yıl sürgün ve döner dönmez kars ?? yanlız kars da değil tr nin her yerinde kahveler işsizlerle dolu,tiyatro kumpanyasına hiç gerek yoktu özellikle türban direnişine zaten türban ve benzeri konulu çok hikaye ile iç içe yaşıyoruz kanayan bir yara ama kars da değil her yerde var.Sanki sosyal içerikli yada her lezzetten bir lezzet olsun diye yazılmış o zamanda anlamı kaymış.Konu kars mı sürgün sonrası hayat mı yoksa ne ???teşekkür ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (9)
Hayır (5)
Bu Yorumu Yanıtla
Güven Göç 20.02.2002
işte yine orhan pamuk ve işte yine bir roman. türk gençliğinin başta okuması gereken kitaplar başında yerini alması gerekenlerden birisi. kitabı kötü yönde eleştiri yapabilecek pek kişi göremiyorum. çünkü kendini kanıtlamış bir yazar ve masa başında patlattığı dirsekler sonucu çıkardığı bir roman daha. ama yeteri kadar ilgi görmedi. sadece büyük bir reklam abidesinin ürünğ olduğundan sadece onu kırtasiyelerin camında orhan pamuk yazısı altında "kar" çıktı diye gördük. kitap konusunda reklam yapılmalı mı derken bu dönemin en çokda reklam yapılanları arasındayken niye satışta patlama olmadı. bunu kendinize bir sorun. çünkü türkiyede yazılan romanları birisi alır okur ve başkalarına anlatır. o kadarıylada kalır. vay be baba kitap demektense alın onu okuyun. çünkü bu zamanlarda artık konuşmamızın değil okumamızın gerektiğini düşünüyorum...


güven göç !
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (7)
Bu Yorumu Yanıtla
Popüler olana önyargılı bakışımı değiştirmeyi deneyen çok fazla kitap oldu ve bu da onlardan biri.Ancak ben Yaşar Kemal okuyup da "çok ağır geldi dili bana" diyen,sonra da Orhan Pamuk`un kitaplarını bir solukta okuyanlar yüzünden kendi önyargımla mutlu huzurlu yaşamaya devam edeceğim.Yine de Orhan Pamuk seviyorsanız mutlaka okuyun derim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
Romanın bir tüketim aracı haline gelişinin hikayesidir Kar... Romanı yazıyorum, yazdım ve yoğun reklamlardan sonra popüler kültürün bir aracı olarak insanlara sundum...Orhan Pamuk bunu diyor...
Okumak gerekli ama popülerlere devamlı mesafeli davrananlar için sonraya bırakılmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (7)
Bu Yorumu Yanıtla
imploria 18.02.2002
Orhan Pamuk'un kar adlı romanı doğu insanı
ve doğu gerçekleriyle tam manasıyla bağdaşmamaktadır.Orhan Pamuk burada gerçekten çok kendi hayal dünyasındaki doğu özelliklerini yansıtmıştır.İnsan tiplemeleride aşağı yukarı bu yöndedir.Bence
kitabı bu derece saptıran "KAR"ismi değil
Orhan Pamuk ismidir.Bu kitabın insanın roman dünyasını genişletecek çerçevede olduğunu sanmıyorum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (37)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
bence ideolojik olarak ülke konularına yaklaşan eserlereden uzak durmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (7)
Bu Yorumu Yanıtla
Agahim 10.02.2002

“KAR”’ın Sessizliğinde Siyaseti Edebiyata Bulaştıran Roman
Edebiyat tarihinde siyasi içerikli romanlar azdır. Bunun nedenlerinden biri, özel duygusal bir dünyaları olan edebiyatçıların siyasetten uzak durmalarıdır. Metafizik ufuklarda kulaç atmaları, somuttan çok soyuta yönelik bir dünyaya sahip olmaları da önemli bir etkendir. Ancak her şeye rağmen bu durum, edebiyat tarihinde Stendhal, Dostoyevski gibi kitapları klasik haline gelen siyasi roman yazarlarının doğmasına engel olamamıştır. Siyasi romanı daha çok sol düşünceli yazarların yaztığına şahit oluyoruz.
Aslında edebiyatla uğraşan birçok yazar siyaseti edebiyata bulaştırmayı yakıştıramamıştır. Orhan Pamuk’un, Kar romanının başında da yer alan siyasi romanın babası Stendhal’in “Edebi bir eserde siyaset, bir konserin ortasında patlayan tabanca gibi kaba ama göz ardı edemeyeceğimiz bir şeydir. Şimdi çok çirkin şeylerden söz edeceğiz...” tespiti de bu gerçeği bir kez daha teyit ediyor.
Orhan Pamuk’un birçok bölümünü çekinerek ve korka korka yazdığını söylediği son romanı Kar da siyasi içerikli bir roman görünümü veriyor insana. Ancak roman aynı zamanda bir aşk romanı sınıflamasına girebilecek kadar aşkı içinde barındırıyor.
Akıcı bir üslupla yazılan Kar romanı; Türkiye’deki akıl karışıklığını, yaşanan kaosu, çıkmazları bir takım ahlaksızlıkları konu alıyor. Olay kışın karın yağmasıyla Türkiye’den kopan, güzel ve özel (dekor olarak) ve aynı zamanda Türkiye’deki sosyal, tarihi yapıyı temsil edildiğine inanılan Anadolu’nun Kars şehrinde üç gün gibi kısa bir sürede (Kitap tam tamına 428 sayfa) geçiyor.
Roman pek çok sınıfın kutsalları üzerinden yazıldığı için, yazarını tedirgin etmiyor değil. Çok yakın bir geçmişe (1990’lı yıllar) uzanan roman, hem derin devleti, hem sol çevreyi, hem muhafazakar ve radikal çevreleri rahatsız edici boyuttadır. Bir anlamda Türkiye’deki iç çatışmaları, aşkı da satır aralarına serpiştirilerek yazılıyor Kar. Bu nedenle de yazar, muhtemel tepkilerden çekiniyor ve bütün çevrelere uzak mesafede durmaya çalışıyor. Her ne kadar yazar bütün düşünce, İdeoloji ve sınıflara eşit uzak mesafede bir gözle Kar’ı yazdığını iddia etse de, (bir TV programında) biz her yazarın farkına varmadan kendisini yazdığını veya satır aralarına kendi düşüncelerini sıkıştırdığını göz önünde tutarak, Orhan Pamuk’un da -ne kadar da kendini zorlamış olsa da- bu gelenekten kurtulamadığını görüyoruz. Orhan Pamuk, sol zihniyetli bir yazardır. Bunu yazarın önceki kitaplarında da görmek mümkün. Benim Adım Kırmızı romanı için benzer tartışmalar yapılmıştır. Bu anlamda Kar romanında ateist olan romanın kahramanı Şair Ka (Kerim Alakuşoğlu’nun kısaltılmışı) ile Fazıl arasında geçen diyalogu dikkatlice okuyanlar, gizli bir ateizm propagandasını sezeceklerdir. Yazar aynı zamanda kendince bazı cesur ifadeler de kullanmaktan da çekinmiyor. (“Allah’ın olmadığı yer” gibi)
Romandaki olaylar her ne kadar Türkiye’deki kaosu, toplum dokusunu, sosyal ve siyasi yapıyı irdelemeye yönelik yazılmış ve gözler önüne sermeye çalışılmış olunsa da, söz konusu kırık yapıyı onarmaya yönelik çözüm önerilerinde bulunmuyor şüphesiz. Belki bir siyasi romana yakışan da budur. Gene de hastalığı teşhis eden doktorun, tedavi için reçetesini hastanın kendisinin yazmasını istemesi halini andırıyor roman.
Bu arada, kitabın az okunduğu bir ülkede çokça konuşulan, kitapları yüz binler satan (Kar’ın ilk baskısının 100.000 adet olduğu iddia ediliyor. Benim Adım Kırmızı için 100.000-150.000 adet satıldığı söyleniyor.) ama bir o kadar da eserlerinin okunmadığı, bir çok okuyucunun sıkıcı bulduğu ancak sadece kendine edebi kariyer katmak için kitabı (Orhan Pamuk) aldığı da iddia edilen Orhan Pamuk’un roman tekniği üzerinde de durmakta fayda var.
Orhan Pamuk’un üslubu, iddia edildiğinin aksine kitap okuyan vasat bir okur için sade ve akıcıdır. Belki de okuyucunun böyle bir kanıya sahip olmasının nedeni; roman olaylarının karmaşık, kahramanlarının çok ve Türk filmlerine ters bir kurguya sahip olması.
Orhan Pamuk her ne kadar metafizik tasvirlerde yeterince başarılı olmasa da, somut ve soyut tasvirlerin birbirlerini desteklemesi ve olayın kendisinin önem kazanması bu açığını kapatıyor.
Orhan Pamuk romanlarını bir dizi araştırmalar sonucu yazar ve zaman zaman da romanın akışını bozmayacak şekilde kaynaklarının ismini zikreder.
Orhan Pamuk romanları giriş-gelişme ve sonuç sıralamasına aykırıdır. Belki de romanlarının en önemli özelliklerinden biridir romanın olaylar nihayetleşmeden bitmesi.
Yazar romanlarında aniden okuyucunun karşısına çıkar ve onunla yüzleşerek romanını sürdürür. Bu da romana hem keyif katar hem de okuyucuyu bir anda şoke eder ve romana dikkatlerini daha da yoğunlaştırmalarını sağlar.
Romanlarında aşk, her zaman için can alıcı noktayı oluşturur.
Özelde Kar romanı, söz konusu özelliklerinin yanı sıra bir siyaset romanıdır ve olay mahallinin (Kars) ve mevsimin (Kış-Kar) iyi seçilmiş olması romanı daha da cazip kılıyor.
Orhan Pamuk’un Kar’ında yerini alan aşk da romanın örgüsü gibi siyasi bir karışıklık halini yaşar.
Kar romanında aşk ve siyasetin yanı sıra bir röportaj tadı da var. Romanı okurken çoğu kez, bir romanı okuduğunuzu unutuyorsunuz. Bazen günlük bir gazete haberi, bazen bir köşe yazarının güncel bir olayı tahlili, bazen bir röportaj metnini bazen bir aşk romanını, bazen bir macera metnini okuduğunuz ve bazen de bir tiyatroyu seyrettiğinizi sanırsınız Kar’ı okuduğunuzda. Aslında belki de Kar bütün bunların hepsini de içinde barındıran siyasal içeriği ağır basan bir aşk romanı görünümündedir.
Zaman zaman diğer romanlarında olduğu gibi Kar’da da aşkla cinsellik birbirine karıştırılıyor. Snop ifadelerle kösnül bir cinsellik tasviri yapılıyor Zaman zaman. Gene de çağdaşı Ahmet Altan’a göre, daha terbiye edilmiş bir üslup kullandığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (23)
Hayır (10)
Bu Yorumu Yanıtla
pisikose 07.02.2002
Bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Çünkü günümüz Türkiye'sinde insanlarımızın çektiği sıkıntılar farklı bir dille roman olarak anlatılmış, sıkmadan ve Orhan Pamuk okuyanı kendine bağlayabilmeyi yine okumayı zevk haline getirmeyi başarmış. Kitap, insana hem bir roman okuma zevkini hemde düşündürmeyi bilinçlenmeyi kazandırıyor ayrıca. Teşekkürler Orhan Pamuk.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
econozzy 30.01.2002
Doğrusu bir yazarın hiçbir görüşün temsilciliğini yapmayan ve meseleleri “tanrısal” bir konumdan yansıtan bir metin yazılabileceğini iddia etmesi şaşırttı beni. Bu yazı özelinde ideoloji bahsini tartışmak yersiz olacağından, temsiliyet meselesine kısa bir değerlendirme yapmakla yetineyim: 80 sonrası kültürel ikliminde serpilip gelişen, “yükselen kendi hayat standartlarının garantiye alınmasını Türkiye’deki ekonomik düzelmenin ve demokrasinin tek ölçütü olarak gören”, ideolojilerin sonunun geldiğine sevinen, steril bir toplum hayaliyle aynı coğrafyayı paylaştığı yoksul ya da belli değerleri hala savunan insanlara oryantalist bir mercekten bakan, ancak her nedense, Batıyı biricik model alan bu düşünsel koordinatların siyasal ve ideolojik değil, ama akılcı, gerçekçi ve evrensel olduğuna inanan “Beyaz Türkler”in dünya görüşüyle örtüşüyor “Kar”daki siyasi ve toplumsal tespitler. Merkezine insanları ve kimlikleri koyarak siyasi alana ilişkin hayli iddialı bir genel değerlendirme niteliği taşıyan “Kar”, ne yazık ki bilgi eksikliği ve bakış açısındaki Batı merkezciliğin bütün zaaflarını taşıyor.

Uzak tarihi geçmişe Kars mimarisi ile –evlerin Rus, Ermeni, Rum geçmişlerine ve bu evlerde daha önce yaşayan söz konu kültürel kimlikli insanlara dair bilgileri ekleyerek- değinen ve çok kültürlülüğe bir göz kırpan Pamuk, Cumhuriyet tarihini de olaylar ve kişiler üzerinden katmış metnine. Yakın bir dönemde geçmesine rağmen bu dönemin siyasi meselelerin tarihsel köklerine de inmeyi hedeflemiş. Mesela, bugünkü türban sorunun arkasındaki tarihsel geri planı ve Cumhuriyet’in ideolojisini sergilemesi açısından 1930’larda gözyaşları arasında sahnelenen “Vatan Yahut Çarşaf” oyunu ile onun kavgalara neden olan bugünkü versiyonu “Vatan Yahut Turban”ı simgesel bir karşılaştırma için kullanmış.

Soldan ve sağdan Nişantaşı’lı olduğu gerekçesiyle “burjuva çocuğu” eleştirisi alan, Ka, bazı zaaflarına rağmen romanın en olumlu, en duyarlı, en masum kişisi olarak resmedilirken, aynı zamanda 1980 sonrası Türk romanının anonimleşen “mutsuz” insan tipinin de bir tekrarı, açıkçası bir stereotip..! Son yirmi yıldır hikayelerden romanlara, edebi metinlerde boy gösteren neredeyse bütün kişi ve karakterler - küçük burjuva entelektüeller- engellenmiş, bastırılmış, çevresindeki toplumdan bunalmış bireyler halinde başrolü hiç kaptırmıyor ve yoksulları edebiyatın ilgi alanı dışına itiyorlar. “Ka için yoksulluk, avukat baba, ev kadını anne, şeker kız kardeş, sadık hizmetçi, mobilyalar, radyo ve perdelerin oluşturduğu Nşantaşı’ndaki kendi orta sınıf hayatının ve “ev”in sınırlarının bitip dışarıdaki dünyanın başladığı yerdi.... Kars yolculuğun, çocukluğunda bıraktığı sınırlı bir orta sınıf yoksulluğuyla karşılaşmak için çıktığı bile söylenebilir” cümleleri ile Orhan Pamuk’un mekan olarak Doğuyu seçtiği bu romanında yoksulluk meselesini derinleştireceğini düşünmüş ve heyecanlanmıştım, ama “Kar”da da yoksullar çarçabuk buharlaşıyor, ekonomik sorunlar klişeleşiyor ve siyasi alan metnin üzerine bütün ağırlığı ile çöküveriyor. Pamuk da siyasi romanı siyasi söze ve sloganlara indirgemiş. Oysa Doğudaki yoksulluğun basit bir anlatısı bile “Kar”dan daha keskin ve derin bir siyasi eleştiri taşıyabilirdi.

Romanda türbanlı kızlar, radikal İslamcılar ve solcular hakkında yapılan değerlendirmeler üzerine söylenebilecek çok şey var. Ancak şu kadarı ile yetineyim; sol eleştirisi duymaya alıştığımız basit kriminal içerikli söylemlerden öteye gitmez ve solcu tipleri karikatürleşirken, Orhan Pamuk, türbanlı kızların iç dünyalarına ilişkin tasavvurlar üretmekten imtina etmemiş. İnançlı bir kızın hayallerini yine o kızın ağzından aktardığı “ben de onun gibi şık olmuşum, ince topuklu ayakkabılar, onunkilerden açık elbiseler giyiyorum. Erkekler bana ilgi gösteriyor. Bu hem hoşuma gidiyor, hem utanıyorum” ifadeleri, tarafsızlık iddiasındaki bir romana yakışmadığı gibi, -beğenelim ya da beğenmeyelim- birtakım değerlere bağlanan ve savunan insanlara karşı da hakkaniyetli olmuyor doğrusu.

Karslı Müslüman gence “Kimse uzaktan bizi anlayamaz... Kendilerini akıllı, üstün ve insancıl görmek için bizim gülünç ve sevimli olduğumuza, bu halimizle bize sevgi duyabildiklerine inanmak isteyeceklerdir” dedirterek, son sayfada üstü kapalı da olsa bir açık kapı bırakıyor Orhan Pamuk, ne var ki bütün bu yazıya dökülenlerden sonra hiç de ikna edici olmuyor. “Kar”, Orhan Pamuk kariyerinde bir aşama değil, bir iş kazası ne yazık ki...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (28)
Hayır (31)
Bu Yorumu Yanıtla