Savaş ve Açlar Hakkındaki Yorumlar

Savaş yalnızca cephedeki insanları öldürmüyor. Geride kalanları açlıkla, sefaletle, hayallerini, umutlarını ve en önemlisi de insanlığını öldürüyor. Temel Çavuş ve ailesinin yaşadıkları bize bir ders olmalı.Kitabı okurken ağlamamak neredeyse imkansız. İnsanlık öldü bir yerlere sıkışıp kaldı sözünü bu kitapta çok hatırlayacaksınız. Temel çavuş şehit olduktan sonra ailenin evden çıkartılması, topraklarının ellerinden zorla alınması, şehit çocuklarına bir hayvan bağırsağı bile çok görülmesi, Şakirenin evlatlarının birer birer kayıp gitmesi, ailenin açlıktan çektiği sıkıntıları okurken hissetmemek neredeyse imkansız. Gün yüzü görmeyen şakire sırf bir kuruş parası yüzünden sakat bırakılıp öldürülmesi ise insanın para uğruna yapacağı çirkinlikleri gözler önüne seriyor. Bu hikayeyi belki sadece Şakire değil Şakire gibi o yıllarda nice analar yaşadı. Dinamo, bize yalnızca o yılları Şakire ismindeki karakter adı altında anlattı. Yaşanan olaylar bir dram değil,bir ders olmalı bizler için.

Hasan İzzettin Dinamo'nun her kitabı okunmalı ama bu kitap başka...etkisinden kolayca kurtulamayacağınız bir eser...kesinlikle tavsiye ederim.

Acı sadece acı..
Bu kitap hakkında söyleyebileceğim tek şey bu.
Gözlerim dolarak okudum.

Benim için yıkıcı ve sarsıcı bir kitap oldu, serinin diğer kitaplarını da sipariş ettim hemen.

Çok etkilendim, açlığı en iyi şekilde anlatan bir kitaptı. Bu kitabı okurken kitaptaki karakterlerin yaşadığı bir şehirdeydim ve beni daha çok etkiledi.

Hüzünlenerek okunacak mükemmel bir kitap. Savaş yıllarında yaşanan sefalet, açlık etkileyici bir şekilde gözler önüne seriliyor. Devamı niteliğindeki "Öksüz Musa" kitabı da okunmalı.

İçiniz acıyacak...

Savaşın acı gerçeklerini, iç yüzünü gözler önüne seren bu roman yazarın üslubunu da hesaba katarsak mutlaka okunması gereken bir eserdir.

Konusu ve tarzı ile okunması gereken bir eser

Açlığı bu kadar iyi anlatan bir roman okumamıştım. Hasan İzzettin Dinamo'nun dili akıcı ve romanı sürükleyici.

Savaşta geride kalanların hikayesi...

Temel Çavuş ve ailesinin yoksullukla mücadelesi insanın içini acıtıyor.Bu kadar zor şartlarda çocukların yaşamaya çalışması üzücüü.Keşke tamamen kurgu olsa diyor insan ama ne yazıkki gerçekler.

Kitabı okurken yediğim ekmekten utandım.

Toplumcu gerçekçi akımın tezahürü olarak yalın, sade ve anlaşılır bir üslupla kaleme alınmış. Bunun yanında otobiyografik bir romandır da denilebilir, zira yazar I. Dünya Savaşı yıllarında kendi başından geçenleri yazmış. Belki savaşa gidip şehit olan insanlar o yılların en şanslılarıydı. Geride kalanlar mı, işte onların neler yaşadıklarını idrak edebilmek için bu kıymetli eseri okumak gerek.

Mükemmel bir kitaptı tek kelimeyle mükemmel alın okuyun okutun bazı yerlerinde o kadar ağladım ki

Harika bir roman. I. Dünya Savaşı sırasında yaşananları çok iyi anlatmış. Kesinlikle okunmalı.

kitabın adı bile okumaya yetiyor.tavsiye üzerine aldım.o dönem yaşanılanlar öyle güzel kaleme alınmış ki.okunmalı..

Ne derin acılar, nasıl yaşanmışlar...

Bir arkadasimin tavsiyesi ile almistim, cok etkileyici ... tereddut etmeden okunmasi gerekir...

HİD, bu romanda hayatının ne kadarını anlattı bilemem ama benzer bir hayat yaşadığı aşikar.
Her sayfasında savaşın cephesindeki gerisinde yasananların çok daha fazlasını kemiklerimize kadar hissettiriyor yazar. Yediğim yemekten, içtiğim sudan utanır oldum. Yüzyıldır rahat içinde yaşayan bizim nesle haklarını helal etmişmidir dedelerimiz şüpheli. Yüzyıl sonrası böylesi bir savaş çok da uzak durmuyor. Aç gözlüler her dönemde açın kuru ekmeğine göz dikmiştir.

Herkese bol kitaplı günler..

Hakikaten güzel ve hakikaten benim için özel bir yazar ve kitap oldu. Kitabın bilinirliği ve bulunurluğu az olması tamamen talihsizlik okuyacaklar için ! Yazık çok daha önce okumalıydım.

Savaşın asıl yanını, geride kalanları anlatıyor. O açlığı iliklerinize kadar hissettiriyor size kitap. Halkın çaresizliği, bir ailenin yavaş yavaş yok oluşu gözlerinizin önünde oluyor. Bu kadar az bilinen bir kitap olması çok üzücü. Okuyalım okutturalım...

Savaşın acı gerçeklerinin sadece cephede değil cephe gerisinde de yaşandığını akıcı bir dille aktaran, okunması gereken bir kitap

Zaman zaman gözleriniz yaşaracak. Belki de benim gibi, yediğiniz lokmadan utanacağınız bir kitap.

Türk edebiyatından okuduğum en mükemmel eserlerden biri.Yazarın kendi hayatından izler taşıyan sarsıcı bir kitap.Birinci dünya savaşı yıllarında savaşın bir aileyi nasıl yok ettiğini sade akıcı bir dille anlatan kalteli bir edebiyat kitabı.Savaşın ne demek olduğunu ,savaş sırasında cephe gerisinde insanların ne duruma düştüğünü bu kadar çarpıcı anlatan başka bir kitap olabilir mi emin değilim.Kesinlikle okunmalı.tek eleştirim yayınevine.Kitapta o kadar çok basım hatası ve noktalama yanlışı var ki okurken bazen sinirlenmemek elde değil. böyle başyapıtların daha kaliteli yayıncılar tarafından basılması lazım.Ama kitap o kadar mükemmel ki bu yayınevi bile kitaba gölge düşürememiş.10/10 bir kitap.

İnanılmaz bir eser. Mutlaka ama mutlaka okunmalı.

savaş sırasında cephe gerisinde yaşananları mükemmel anlatmış yazar çok duygulanarak okudum adete o dönemi yaşadım

Okurken içimin yandığı unutamayacağım sahnelerin olduğu , savaşın diğer yüzünü gösteren klasik olması gereken bir kitap .

Edebi İnceleme kitabı seviyorsanız tavsiyedir .

Çok iyi yazılmış bir kitap..

2021 yılında okuduğum en iyi kitaplar arasında yerini çoktan alan bu kitap belkide ömrüm boyunca hatırladıkça tüylerimi diken diken edecek. Açlığı, sefaleti, çaresizliği iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Serinin devamı olan kitapları da muhakkak okuyacağım.

Yazarın okuduğum ilk eseri kitabın ilk kısımları biraz ana temadan uzak gibi dursa da sona doğru yaklaştıkça savaşın getirdiği yıkım ve eşlerini çocuklarını savaşta kaybeden insanların bu acılarına ek olarak yaşadıkları açlık yokluk bitkinlik mükemmel şekilde anlatılmış

yazarın okuduğum ilk kitabi,savaşın getirdigi acılar,yarım kalan hayatlar,herkes okumalı

müthiş bir eser savaşın yarattığı sefalet ve açlık ancak bu kadar net ve gercekci anlatılabilirmiş. bitince insanın boğazına bir yumruk oturuyor..çoğu yerde ise gozlere yaş doluyor...sarsıcı ve sorgulayıcı...yazarın sol kimliğini bir tarafa koyun ve okuduktan sonra yaşanan bu hikayenin oznesinin siz olduğunu düşünün siz böyle bir hikayeyi yasasaydiniz inancınızı ve yaşama isteğinizi ne kadar koruyabilirdiniz...ya da insanlığınizin ne kadarını muhafaza edebilirdiniz...ki kanımca yazar kendi hayat hikayesini anlatmis...okuyun derim. ben devam kitaplarınıda okuyacam..

Mühtiş bir eser. Savaşın halkın gözünden sefaletin boyutunu gözler önüne seriyor.

Duygusal olarak narin bir insan olduğum için etkisinden kurtulamayıp uzun süre tesirinde kaldım... keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir hazine bu kitap ve yazarı...

Seçkin okurların bildiği bir yazar, mükemmel bir kitap etkisinde kalacağınız sizi sarsacak duygusal olarak hırpalayacak bir eser .

Yokluk ne , açlık ne , adamsızlık ne , sefalet ne ...
içinizin açıdığını , kalbinizin sıkıştığını hissedeceksiniz.. Bu romanı okumayan kalmasın ...Gerçeklerle iç içe yaşanmış tarihi bir roman

Çok etkileyici bir eser. Bu kadar az biliniyor olması da oldukça ilginç. Yazarla tanışma kitabım oldu, diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.

Akıcı , boğazın düğümlenerek okudum. Musa karakteri acaba yazarın kendisi mi? Musa'nın Yazarın hayatı ile örtüşen yanları var.

Knut Hamsun Açlık kitabını bu kitaptan sonra çöpe attım. Gerçekten sarsıldım bu kitapla.Her satırı yaşanmış bir roman. Bizim Cengiz Aytmatovumuz niye yok diyordum ta ki bu kitabı okuyana kadar. Yemeden içmeden kesildim üç günde. Geç kalmadan okuyun ve herkese okutun.

Savaş yıllarındaki açlığın insanlar üzerindeki etkisini anlatıyor. Açlık söz konusu olduğunda insani ve toplumsal değerlerin önemi kalmıyor.

Pek bilinmese de herkesin okuması gereken bir kitap

Kitabın konusu çok iyi, çünkü savaşanları değil geride kalanları anlatıyor ve etkileyici bir dili var. Okurken kitabın sayfalarının içine dalarak Temel Çavuş'un ailesine yardım edip, zalimleri bir güzel pataklayıp, işleri yoluna koyarak geri dönmek gibi fantastik fikirlere kapıldım. Toplum davranışlarının ve insanların bencil hayatının günümüzde de aynı olduğunu bilmek ise üzdü beni. Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise; romandaki kahramanların hepsinin değişik zamanlarda dile getirdiği alaycı ve çarpık tanrı anlayışı oldu. Buradan yazarın yaşanmışlıklarının yanısıra kendi bakış açısını ve inancını kahramanlara yansıttığını anlıyoruz.Bunun dışında severek okuduğumu söyleyebilirim.

Yazarı yeni keşfettim :( ama kitap çok iyi..

Bir hocamızın tavsiyesi üzerine aldım. Hassas ruh halime iyi mi geldi daha mı hassaslaştım bilinmez... Ah ah...

Kitabın etkisinden uzun süre çıkamayacağınız baştan söylemek isterim. yazarın Musa karakteri olarak bizzat içinde olduğu sizinde o açlığı sefaleti okurken iliklerinize kadar hissedeceğiniz yer yer ağlama krizlerine kadar götürecek olaylarıyla Türk edebiyatında tam bir başyapıt. Mutlaka okuyun okutturun bu ülke kolay kolay kazanılmadı bize hep farklı anlatıldı ya da eksik... cephe gerisinde kalan ailelerin çektiği sefaleti birde bu kitapla görmek gerekir.

savaşı açlığı yokluğu ölümü,adaletsizliği, fakirliği o kadar derinden hissettirdi ki bana çok ağladım. Mutlaka okuyun.