Sürgün Hakkındaki Yorumlar

Sürgün, kendisi de yıllarca sürgün hayatı yaşayan bir adamın romanı. Bu yüzden okunmadan evvel mutlaka yazarın hayatına ve sürgünlük öyküsüne bakılması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde eser, daha anlamlı ve tesirli olacaktır. Refik Halat Karay'ı sevenlere özellikle tavsiye ederim.

refik halid muhteşem diliyle her kitabında hayranlığımı büyütüyor.bütün kitaplarını alıp okumak istiyorum. şimdilik 10 adede yaklaştım.harika.

Refik Halid Karay’ın muhteşem edebi sanatı kendini her satırda hissettiriyor. Hilmi Bey’in sürgünde yaşadığı olayların psikolojik tahlilleri muazzam. Ayrıca Türkçeyi kullanmadaki ustalığı en büyük alkışı hak ediyor . Muhakkak okunması gereken bir yazar ve eser.

Sadece bir kişinin değil birçok kişinin olaylar karşısındaki düşüncelerini,duygularını yansıtan bir eser.Sonu çok etkileyiciydi.Kesinlikle okunmalı.

Sürgün bir insanın psikolojisini çok güzel yansıtmış. Akıcı bir kitap.

Türkçenin zirvelerinden bir yazar okumak için tavsiye ederim.

Romanın geçiş hikayeleri birbirinden kopuk. Konusu bence biraz zorlama gibi.. Yazarı merak ettiğim için almıştım. Daha da okumam.

Yeni basladim bu yazara bugunun saraylisi guzel ve dili sade bi kitapti umarim.bu da oyledir

Türkçe'nin nasıl güzel bir dil olduğunu anlamak için Refik Halit okunmalı.

Yazarın ikinci sürgün yıllarına ait hatıralarını yansıtan romanda, Osmanlı hanedanı mensuplarının neler yaptıkları, nasıl perişan oldukları Hilmi Efendi adlı emekli yüzbaşının şahsında anlatılıyor; saltanat koltuğundan ayrılan son Osmanlı prenseslerinin yetiştirilme tarzı tenkit ediliyor. sürgün edilen insanların hayatlarını devam ettirmek için verdikleri mücadele gözler önüne serildiği eserde, başkişi Hilmi Efendi’nin şahsında, o dönemde yurtdışına gönderilen bütün sürgünlerin dramını okumak mümkün.

Refik Halid’in okuduğum en iyi romanlarından biri. Gurbete düşen birinin neler hissettiğini gayet derinlikli bir biçimde ele alıyor. Okunması gereken eserlerden.

Türkçedeki sarraf özeni ve becerisi ne yazsa okutuyor.

Refik Halid gibi bir yazarı günlük konuşma diliyle anlayabilmek çok büyük bir nimet.Bir sürgünün hayatı ve yaşadığı zorluklar ancak bu kadar güzel tasvir edilebilir.

En iyi romanlarının başında geliyor.okunması gereken bir kitap

usta bir yazar. hikayeleri kadar olmasa da kesinlikle okunmalı.

Refik Halit çok başarılı bir hikaye yazarı. Romanlarında hikayelerini aşamamış.

beğenerek okudum... günümüz için sıradan bir hikaye fakat işlenişi, tasvirlerin gücü ile sizi içine çeken bir roman...

Bu kitap üslup ve içerik bakımından Türk romanını zirveye taşıyan yapıtlardan biri. Bir solukta okunabilecek, okurken büyük zevk alacağınız bir eser. Tavsiye ediyorum.

yeni bitirdim.severek okudum

Dili kullanışı karakterlerin ve duyguların sağlamlığı bu eserin en belirleyici özelliğidir

Döneminin diğer eserleriyle benzerlik gösterse de okumakta fayda var

benim fikrime göre Türk Edebiyatında belki de Türkçe'yi en güzel kullanan yazarlardan biridir Refik Halid Karay. Bu kitabının da mutlaka okunması gereken Türk klasikleri arasında yer alması gerektiğini düşünüyorum.

refik halid bu eseri kendisi sürgündeyken yazmıştır.beyrutun şamın sokaklarında dolaşmak istiyorsanız bu eseri mutlaka okumalısınız

Refik Halid'in her eseri okunmalı çünkü her eserinde Türk dilinin en leziz ve en seçkin örneklerini sunuyor...

Lübnan hakkında bu kadar bilgi sahibi değildim. Kelime dağarcığınızı geliştirmek için özellikle lise öğrencilerinin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.

Okunması gereken klasiklerden olmakla beraber, Kitap basım kalitesini beğendiğimi söyleyemeyeceğim.

Refik Hâlid üstâdın okuduğum ilk eseri, 230 sayfayı sanki su gibi içtim. Hilmi Efendi adlı baş karakter, bir polisle takışıp İstanbul'dan Şam'a sürgüne gönderilir. Ancak, aklı kızı ve eşinde kalır. Şam'da birçok iş yapar, eski ahbaplarıyla karşılaşır. Ardından kızının kötü yola düştüğünü öğrenir ve çok üzülür. Sade Türkçesi, betimlemeleri ve eşsiz anlatımıyla bir şâheser. Bu “Türk Klâsiği”ni herkes okumalıdır.

DİLİ ÇOK GÜZEL BİR ANDA KENDİMİZİ KAPTIRIYORUZ
OKUNABİLİR.

betimleri bir harika ... Türkçe'yi en iyi şekilde kullanan yazarın kitapları kesinlikle okunmalı...

Dili, anlatımı, üslubu harika. Tavsiye edilir.

Sürgün psikolojisini çok iyi işleyen bu romanı viral olarak kulağıma defalarca çalındıktan sonra okudum. İyiki de okumuşum. Roman içerisindeki karakterlerden herhangi biri ile kendinizi özdeşleştirmeniz dili ve kurgusu itibari ile çok kolay. Bence bir romanın başarısını değerlendirirken önemli kıstaslardan biri sizi içine çekip kendisine edebiliyor olmasıdır. Bu açıdan Sürgün'ü herkese tavsiye ediyorum.

Konusundan ziyade Türkçesine bayıldım.

Çok iddialı olacak; ama edebiyatımızda sürgün temasını en iyi işleyen roman. Refik Halit'in akan cümleleri sayesinde o kadar kolay empati kuruyorsunuz ki... Refik Halit'in okuduğum en iyi eseri olduğunu söyleyebilirim. Yeraltında Dünya Var'a haksızlık etmemişimdir umarım.

Kitabı inceledim, okudum ve beğendim. Kitapyurdu ile bağ kurmak bize nitelik katıyor, iyi çalışmalar..

Refik Halid için Türkçe'nin en iyi yazarı derler. Birkaç kitabını okumuştum daha önce ama Sürgün'de gerçek bir Türkçe başarısını hissettiğimi söylemeliyim. Refik Halid'in hayatından izler taşıyan bir roman Sürgün. Kişisel bir sebeple İstanbul'dan Beyrut'a sürülen Hilmi Bey'in iliklerine kadar hissettiği gurbet hissi gayet iyi verilmiş. Yurdundan, ailenden uzaktan kalmak, yabancı bir dilin kuşattığı bir ortam, yıkılan bir imparatorluğun bakiyesinde çaresiz ve umutsuz bir bekleyiş. Üstelik geride bıraktığı eşi ve özellille de kızıyla ilgili türlü endişeleri de beraberinde getirmiştir. Hilmi Bey'in ileride İrfan adlı bir Türk gencin daha katılacağı, Beyrut'tan Şam'a, oradan Halep'e uzanan hazin gurbet hikayesi var Sürgün'de...

Kitapta gurbete düşen birinin yaşayabileceği, geçinme kaygısı, yanlnızlık, gurbetlik acısı, memleket hasreti, ümitsizlik, ve eriyip mahvoluş gibi birçok duygu vurgulandırılmıştır. Bu açıdan kitabın kesinlikle okunması gerekir. Ben bu kitabı okurken bu duyguların tamamını hissettim.bütün arkadaşlarıma ve komutanlarıma bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.

Güzel bir Türk Edebiyatı klasiği. Sürgünde yaşayan Hilmi Efendi'nin dramı ve dönemin önemli bir trajedisinin yol açabileceği sorunları çok güzel sunmuş. Duygulanım ve kişi tasvirleri mükemmel, Karakterler gözünüzün önünde hemen canlanacak. Dil bugünün Türkçesine göre biraz ağır gelebilir ama yazıldığı zamana göre değerlendirildiğinde son derece yalın. Okumalısınız !

Müthiş bir eser.Kendinizi romanın içinde buluyorsunuz

Hilmi efendinin ülkesinde eşi ve kızını bırakmak zorunda kalıp sürgün edilmesiyle olaylar başlar. Bu kitap bir roman olsa bile Refik Halid Karay'ın tyaşadıklarından kesitleri veriyor.

gurbet ve sıla başka şey sürgünlük başka şeymiş. yazar bunu anlatmayı başarmış romanında.lübnan suriye ve yöre insanı onun anlatımında canlanmış.etkileyici...

Dili sade, anlatımı akıcı ve anlaşılır. Olay örgüsü gayet basit. Okurken sizi rahatsız edecek bir şey dikkatinizi çekmiyor. Kimi tespitleri de gayet yerinde ve güzel. Ama hikaye aceleye getirilmiş gibi yani başlangıçta hikaye çok daha detaylı ve derin işlenirken birden bire neticelendirilmeye çalışılmış.

Tam olarak emin olmamakla birlikte bu kitap normal sürgünün kısaltılmış hali.Çünkü ilerleyen bölümlerde
olaylar damdan düşer gibi aniden gelişiyor ve kopukluk oluyor bu kitap üzerinden herhangi bir çalışma yapacaklara tavsiyem kitabı mutlaka başka yayınevlerinden çıkmış haliyle karşılaştırsınlar.Kitabın içeriğine gelince klasik bir Refik Halit Karay klasiği dili güzel,akıcı,sade o dönemin yaşayışına ayna tutan bir güzel betimlemelerle dolu...

Refik Halit'i İÖ. Türkçe kitaplarındaki, hala her okuyuşta ağladığım "Eskici" hikayesinden tanırım. Tükçe'yle ve kelimelerle topla oynar gibi oynar.Ne kadar mükemmel bir dile sahip olduğumuzu bir kez daha anlarsınzı onu okurken. Sürgün'ü şu anda okmaktayım.Refik Halitse diyecek bir şey oyk zaten.Mükemmel.sonundaki Dostoyevski2ye bile taş çıkarttığı söylenen ceset tasvirini sabırsızlıkla bekliyorum.

hilmi efendinin sürgüne lübnana gönderilmesiyle başından geçen olayları kaleme almıştır yazar bu eserinde.yazarın istanbulda bıraktığı kızı ve karısındadır aklı hep.ayrıca sürgündeyken tanıştığı suzidili de aklından bir türlü çıkarıp atmayı bilmememiştir.boğos ağa, gözlüklü ihsan, şehzade keramettin ve seher...hilmi efendinin kızı seher babasının yokluğunda istanbulda kötü yola düşmüştür.bir aktörle beraber yaşayıp onunla şehir şehir gezmektedir.suriyeye geldiklerinde istanbullu assolist nevber diye ünü yayılmıştır.bir gün onu dinlemeye yanındaki şehzade ile birlikte giden hilmi efendi sahnedeki nevberin kendi kızı olduğunu öğrenince düşer ve ölür.

kitapta bir sürgünün yaşayıp yaşayabileceği duygular çok güzel anltılmış.kitabı okuyunce kendinizin de aslında bu dünyada bir sürügün olduğunu düşünüyorsunuz.
keyifle okumanız dileğiyle...

Sürgün, realist Türk romancılığının ciddi başarılarından biridir. Sürgün, Osamanlı sultanlarının, çocuklarıyla birlikte yurtdışına sürülen siyaset kurbanlarının üstün bir roman dili ve roman mimarisiyle örülmüş macerasıdır.

inanın okurken hayatınızdan birine benzeticeksiniz kahramanı yada kendinizi yerine koyun inanın ben okurken çok duygulandım inanılmaz bir eser

Son dönemlerimizide yaşadığımız toplu sürgünleri,göçleri işlemiş ender rastlayabileceğimiz türde bir eser.

Eserde sürgün hayatı çekmek zorunda kalan ve bütün yaşadığı acı ve ızdıraplar yüzünden hayatı son bulan Hilmi Efendi anlatılmaktadır.
Hilmi Efendi büyük bir acı içinde Beyrut’a gider. Eserde üslup harika. Tasvirler çok yüksek seviyededir. Yalnızlığa düşmüş biri bize çok iyi aksedilmiştir. Geçinme kaygısı, yalnızlık azabı, gurbet acısı ve ümitsizlik içinde mahvoluş mükemmel bir üslupla anlatılmıştır.

yeni kurulan cumhuriyet yönetiminin muhalifleri tasfiye sürecinde küçük bir memurun başına gelen ızdırap verici olaylar hele sonudaki ceset tasviri ve şair deli kenan'ın halleri dünya edebiyatındada bence emsaline rastlanmayan insan tasvirleridir.

ROMAN; SÜRGÜNE GÖNDERİLEN BİR SUBAYIN SURİYE’DE BAŞINA GELEN ÇOK İLGİNÇ OLAYLARI ANLATIYOR. BU SUBAYIN ARKADAŞLARI, AİLESİ VE KENDİSİ İLE İLGİLİ OLAYLARI İŞLEMİŞTİR.Kitapta gubete düşen birinin yaşayabileceği, geçinme kaygısı, yanlnızlık, gurbetlik acısı, memleket hasreti, ümitsizlik, ve eriyip mahvoluş gibi birçok duygu vurgulandırılmıştır. Bu açıdan kitabın kesinlikle okunması gerekir.